
24 şubatta tarihinde ölenler
Ölümler
- 1588 – Johann Weyer, Hollandalı hekim, okültist ve demonolog (d. 1515)
- 1704 – Marc-Antoine Charpentier, Fransız bestecisi ve şarkıcı (d. 1643)
- 1777 – I. José, Portekiz ve Algarve Kralı (d. 1714)
- 1779 – Paul Daniel Longolius, Alman ansiklopedist (d. 1704)
- 1785 – Carl Bonapart, İtalyan avukat ve diplomat (d. 1746)
- 1799 – Georg Christoph Lichtenberg, Alman doğa bilimleri, astronomi ve matematik profesörü, yazar, eleştirmen (d. 1742)
- 1810 – Henry Cavendish, İngiliz bilim insanı (d. 1731)
- 1812 – Étienne-Louis Malus, Fransız fizikçi ve matematikçi (d. 1775)
- 1815 – Robert Fulton, Amerikalı mucit (d. 1765)
- 1855 – Carl Anton von Meyer, Rus botanikçi ve kaşif (d. 1795)
- 1856 – Nikolay İvanoviç Lobaçevski, Rus matematikçi (d. 1792)
- 1862 – Bernhard Severin Ingemann, Danimarkalı roman yazarı ve şair (d. 1789)
- 1876 – Joseph Jenkins Roberts, Liberyalı siyasetçi (d. 1809)
- 1902 – Samuel Rawson Gardiner, İngiliz tarihçi (d. 1829)
- 1907 – Alfred Jean Baptiste Lemaire, Fransız ordu müzisyeni ve besteci (d. 1842)
- 1910 – Osman Hamdi Bey, Türk arkeolog, ressam ve müzeci (d. 1842)
Osman Hamdi Bey | |
---|---|
![]() |
|
Genel bilgiler | |
Doğum | 30 Aralık 1842 İstanbul, Osmanlı Devleti |
Ölüm | 24 Şubat 1910 (67 yaşında) İstanbul, Osmanlı Devleti |
Evlilik(ler)i | Maria Hamdi |
Çocukları | Nazlı Hamdi, Edhem Hamdi, Leyla Hamdi |
Ebeveyni | Annesi Fatma Hanım, babası İbrahim Ethem Bey |
Alanı | Resim, Arkeoloji, Müzecilik, Siyaset |
Sanat eğitimi | Arkeolog, Müzeci, Ressam |
Ünlü yapıtları | Kaplumbağa Terbiyecisi |

Osman Hamdi Bey (30 Aralık 1842, İstanbul – 24 Şubat 1910,[2] İstanbul), Türk arkeolog, müzeci, ressam ve Kadıköy’ün ilk belediye başkanı.
Sakız Adası’ndan ufak yaşta evlatlık olarak gelen Rum asıllı Osmanlı sadrazamlarından İbrahim Ethem Paşa’nın oğlu, İstanbul Milletvekili, belediye başkanı, müzeci, kimyager ve felsefeci Halil Ethem Bey ve nümizmat İsmail Galip Bey’in ağabeyidir.
İlk Türk arkeoloğu kabul edilir. Bağdat’ta ilk arkeolojik çalışmalarını yaptıktan sonra asıl gerekli yasanın çıkarılmasını sağlayarak ve tüm arkeolojik çalışmaların kontrolünü üstlenerek modern arkeoloji biliminin Osmanlı’da temellendirilmesini sağladı.[3] En önemli arkeolojik kazısı 1887-1888’de gerçekleştirildiği Sayda Kral Mezarlığı (Lübnan) kazılardır. Bu kazılar sırasında dünyaca ünlü İskender Lahdi’ni bulmuştur.
Osman Hamdi Bey İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin 29 yıl müdürlüğünü yapmış ve müzeyi dünyanın sayılı müzeleri arasına ekletmiştir. Osman Hamdi Bey’i çağdaş Türk müzeciliğinin kurucusu sayanlar, bunu Osmanlı dönemindeki ilk Türk müze yöneticisi olmasıyla ve müzeyi geliştirmesiyle gerekçelendirirler.

Günümüzde varlığını Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olarak sürdüren Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi’nin de kurucusudur. İlk Türk ressamlarından birisidir ve Türk resminde figürlü kompozisyon kullanan ilk ressam olarak tarihe geçmiştir ve Kaplumbağa Terbiyecisi eserinin sahibidir
Ailesi

Osman Bey’in çok yönlü yetişmesinde öncelikle ailesi rol oynamıştır. Babası Sadrazam İbrahim Ethem Paşa gibi kendisi de öğrenimini Avrupa’da görme fırsatı bulmuştur. Osmanlı’nın ilk maden mühendisi olan İbrahim Ethem, Sakızlı’daki bir isyanın bastırılmasından sonra devşirilen bir Rum[4][5] çocuk olduğu söylenir. İstanbul’a getirildiğinde Kaptan’ı Derya Hüsrev Paşa tarafından alınıp yetiştirilmeye başlamıştır. Çocuğu olmayan Hüsrev Paşa, yanına aldığı çocukları çok iyi yetiştirmeye gayret etmiştir. 1829 yılında İbrahim Ethem henüz 9-10 yaşlarındayken Hüsrev Paşa tarafından Fransa’ya eğitim için gönderilen ilk çocuklar arasına katılır.[6] İbrahim Ethem Hariciye Nazırlığı, Ticaret Nazırlığı, Valilik, Berlin Elçiliği, Viyana Elçiliği, Tanzimat Meclisi üyeliği, Encümeni Daniş üyeliği, Şurayı Devlet üyeliği ve Sadrazamlık yaptı, Sultan Abdülmecit’in Fransızca öğretmeni oldu. Pasteur’ün sınıf arkadaşı olduğu da rivayet edilir.[7]
Sultan Abdülmecit’in Yağlıkçılar Kâhyası Hacı Mustafa Ağa’nın kızı Fatma Hanım ile evlenen İbrahim Ethem’in bu evlilikten dört çocuğundan en büyüğü olan Osman Hamdi Bey’in üç kardeşinin adları Halil Ethem, İsmail Galip ve Mustafa’dır. En küçük ve en az ünlü olan Mustafa Bey İstanbul Gümrük Müdürü olur.[7]
Osman Bey’in kardeşi Halil Ethem Eldem (1861-1938) kimya okuduktan sonra felsefe doktorası yapmış, ardından müzecilik, Ser Askerlik Fabrikalar Nezareti Müşavirliği, Genelkurmay Dairesi Tercüme Şubesi görevliliği, İstanbul Şehremini, Asar-ı Atika Müzeleri Müdürlüğü, Darülşafaka, Mülkiye Mektebi, Darü’l-Muallimin ve Darülfünun Tabiiye ve Jeoloji Öğretmenliği, Sanayi Nefise Mektebi Müdürlüğü, Tarih-i Osmani Encümeni Üyeliği, Maarif Vekaleti Türk Tarih Encümeni Üyeliği, Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti Kurucu Üyeliği ve Asbaşkanlığı, TBMM IV.ve V. Dönem İstanbul Milletvekilliği ile IV. ve V. Dönem Kitaplık Encümeni Reisliği gibi çok çeşitli alanlarda faaliyet göstermiştir.[8]
Diğer kardeşi İsmail Galip Bey (1848-1895), Türkiye’de nümismatik bilimsel disiplininin kurucusu kabul edilir.
Kızı Nazlı Hamdi (1893–1958) bir Osmanlı diplomatı olan Esat Cemil ile evlenmiştir. Onların kızı Cenan Hamdi Sarç(1913-2012), İstanbul Üniversitesi rektörü Ömer Celal Sarç ile evlenmiştir.[9]
Kardeşi İsmail Galip’in torununun oğlu Edhem Eldem, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü eski başkanı ve öğretim üyesidir. Misafir öğretim üyesi olarak Berkeley, Harvard, École des Hautes Études en Sciences Sociales, École Pratique des Hautes Études ve École Normale Supérieure’de ders vermiş, Berlin’de Wissenschaftskolleg’de araştırmacı olarak bulunmuş ve çok sayıda bilimsel eser vermiştir.[9]
Yaşamı


30 Aralık 1842’de İstanbul’da dünyaya geldi. Ülkenin ilk maden mühendislerinden olan babası İbrahim Ethem Bey, 1877’de sadrazamlığa kadar yükselen bir devlet adamıydı. Ailenin ikisi kız altı çocuğundan en büyüğü Osman Hamdi’dir.[10] Erkek kardeşlerinden Mustafa Bey İstanbul gümrük müdürü, İsmail Galip Bey Türkiye’de nümismatik biliminin kurucularından biri, Halil Ethem Bey ise müzeci olmuştur.
Osman Hamdi, ilkokul öğreniminin ardından, 1856 yılında Maarif-i Adliye okuluna başladı. Daha 16 yaşındayken yaptığı kara kalem resimlerle çevresinin dikkatini çekti. Babası ile birlikte gittiği Viyana’da, müze ve sergilerle ilgilendi.[11] Oğullarının yurt dışında öğrenim görmesini isteyen babası onu birkaç yıl sonra hukuk öğrenimi için Paris’e gönderdi. Paris’te kaldığı 12 yıl boyunca hukuk öğrenimini sürdürürken o dönemin ünlü ressamlarından olan Jean-Léon Gérôme ve Boulanger’in atölyelerinde çıraklık yaparak iyi bir resim eğitimi aldı. Onun Paris’te bulunduğu dönemde Osmanlı Devleti resim öğrenimi için Şeker Ahmet Paşa ve Süleyman Seyyid’i Paris’e göndermişti. Bu üç kişi, Türk resim sanatının ilk kuşağını oluşturdu.[12] Osman Hamdi Bey, 1867 Paris Dünya Sergisi’ne bugün nerede oldukları bilinmeyen “Çingenelerin Molası”, “Pusuda Zeybek “ve “Zeybeğin Ölümü” adlı üç yapıtını gönderdi.[13] Paris’te tanışıp evlendiği Marie adlı eşi ile 10 yıl evli kaldı, Fatma ve Hayriye adlı iki kızları oldu.

Yurda döndükten sonra devletin farklı kademelerinde görev aldı. İlk görevi Bağdat İli Yabancı İşler Müdürlüğü idi. Mithat Paşa’nın Bağdat’a vali olması nedeniyle geldiği bu şehrin çeşitli görünümlerini yansıtan tablolar yaptı, Bağdat tarihi ve arkeolojisi ile ilgilendi.[14] O sırada vali Mithat Paşa’nın yardımcısı olan, geleceğin ünlü romancısı Ahmet Mithat Efendi ile tanışıp dost oldu.
İstanbul’a döndüğünde Saray Protokol Müdür Yardımcısı olan Osman Hamdi, bu sırada Viyana’da düzenlenen Uluslararası Sergi’ye komiser olarak katıldı. Viyana’da iken tanıştığı adı Marie olan bir başka Fransız hanımla ikinci evliliğini yaptı. Naile Hanım adını alan ikinci eşinden Melek, Leyla, Ethem, Nazlı adlı çocukları dünyaya geldi.
1875 yılında Kadıköy’ün ilk şehremini (belediye başkanı) olarak görevlendirildi ve bu görevi bir yıl sürdürdü.[15][16][17]
Osmanlı-Rus Harbi’nden sonra devlet memurluğundan erken emekliliğe ayrılan Osman Hamdi Bey, Gebze’ye bağlı Eskihisar köyünde bulunan evinde kendisini resim yapmaya adamıştır. 1881’de Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi) müdürü Anton Dethier’in ölümü üzerine müze müdürü olarak baştan Osman Hamdi Bey düşünülmese de dönemin sadrazamlarının etkisiyle padişah tarafından bu göreve tayin edilmiştir.
1 Ocak 1882’de padişah II. Abdülhamit, tarafından bir başka göreve daha atandı. Türkiye’nin ilk güzel sanatlar okulu olan Sanayi-i Nefise Mektebi’nin müdürlüğü ile görevlendirilmişti. Okul binasını Mimar Vallaury ile birlikte tasarladı. Binanın inşası ve akademik kadronun kurulmasının ardından okulu 2 Mart 1883’te öğretime açtı.

Müze-i Hümayun müdürü olarak ilk işi eski eserlerin yurt dışına götürülmesini yasaklayan bir tüzük hazırlamaktı. Yürürlükte bulunan 1874 tarihli “Asar-ı Atika Nizamnamesi”ni 1883 yılında yeniden düzenledi ve yürürlüğe soktu. Bu yeni düzenleme ile Batılı ülkelere Osmanlı topraklarından eski eser kaçırılmasını önledi.
Müze müdürlüğü sırasında ilk Türk bilimsel kazılarını başlatan Osman Hamdi Bey, Nemrut Dağı, Lagina (Muğla, Yatağan) ve Sayda (Lübnan)’da arkeolojik kazılar gerçekleştirdi. Sayda’da yaptığı kazılarda bulduğu antik eserler arasında arkeoloji dünyasının başyapıtlarından sayılan İskender Lahiti de bulunmaktadır. Söz konusu eserler, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Osman Hamdi Bey, ona uluslararası ün getiren bu kazılarla ilgili olarak arkeolog Salomon Reinach ile birlikte “Une necropole a Sidon” (Sayda Kral Mezarlığı) adlı bir kitap yazmış ve 1892’de Paris’te yayımlatmıştır.[13]
Osman Hamdi Bey, yakın çevresini de çeşitli kazılarda görevlendirmişti. Oğlu Mimar Ethem Bey’in Tralles antik kentinde (Güzelhisar, Aydın) yaptığı kazılarda Antik Yunan tanrısı Artemis’e atfedilmiş bir tapınağın frizleri ile daha birçok eser ortaya çıkarıldı ve Müze-i Hümayun’a getirildi. Aydın’da Alabanda ve Sidamara antik kentlerindeki kazılarının başında kardeşi Halil Ethem Bey’i görevlendirdi. Müze memurlarından Makridi Bey, Rakka, Boğazköy, Alacahöyük, Akalan, Langaza, Rodos, Taşöz ve Notion kazılarını yürüttü.
Osman Hamdi Bey, kazılar neticesinde artan eserleri sergileyebilmek için yeni bir bina arayışına girdi. Eserler, Aya İrini’den sonra Çinili Köşk’e taşınmıştı ancak burası da yetersiz gelmekteydi. Devrin yöneticilerini ikna ederek bugünkü İstanbul Arkeoloji Müzesi binasını inşa ettirdi. Üç aşamada tamamlanan müze binasının ilk kısmı 1899’da, ikinci kısmı 1903’te, üçüncü kısmı 1907 yılında ziyarete açıldı. Müzenin içinde fotoğrafhane, kütüphane, modelhane yaptırdı.
Müze-i Hümayun, arkeoloji ağırlıklı bir müze olmuştu. Koleksiyondaki silahlar ve askeri teçhizatlar Aya İrini’de bırakıldı ve “Esliha-i Askeriye Müzesi” adıyla düzenlendi. Bugünkü Askeri Müze’nin temeli olan bu yeni müze, 1908’de ziyarete açıldı. Osman Hamdi Bey’in İstanbul dışındaki kentlerde kurdurduğu eser depoları ileride kurulacak bölge müzelerinin temeli oldu. Sanayi Nefise Mektebi öğrencilerinin eserlerini mektebin büyük salonunda toplayarak Güzel Sanatlar Müzesi’nin çekirdeğini oluşturmaya başladı. Tüm bu çabaları, onu çağdaş Türk müzeciliğinin kurucusu yapmıştır.
Osman Hamdi Bey, müzecilik ve arkeoloji çalışmalarını sürdürürken resim yapmayı hiç bırakmadı. Resimlerini genellikle Eskihisar, Gebze’deki evinde geçirdiği yaz aylarında yaptı. Türk resminde ilk kez figürlü kompozisyonu kullanan ressamdı.[13] Resimlerinde okuyan, tartışan, özlemini duyduğu Türk aydın tipini ve dışarıya açılmış kadın imgesini ele aldı. Dekor olarak tarihi yapıları, aksesuar olarak tarihi eşyaları kullandı. “Kaplumbağa Terbiyecisi” (1906), “Silah Taciri” (1908) Osman Hamdi’nin en ilgi çeken ve özgün eserlerindendir. Birçok resmi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Londra, Liverpool ve Boston müzelerinde sergilenmektedir.
Sanatçı, 24 Şubat 1910 tarihinde İstanbul Kuruçeşme’deki yalısında hayatını kaybetti. Ayasofya’da kılınan cenaze namazının ardından müzenin bulunduğu Çinili Köşk’e getirilen cenazesi, vasiyeti üzerine Eskihisar’a götürülerek defnedildi. Mezarının başına Bakanlar Kurulu kararıyla iki isimsiz Selçuklu taşı kondu. Sanatçının Eskihisar’daki köşkü 1987’den bu yana müze olarak hizmet verir.
Osman Hamdi Bey ve oryantalizm

Osman Hamdi Bey eserlerinde dönem sanatçılarından farklı bir yol izlemiş ve geçmişte vakit geçirdiği batı sanatçılarının etkisinde kalarak oryantalist bakış açısına sahip olmuştur. Avrupalı sanatçılar gibi İslam mimarisi, çiniler, halılar ve kostümlerden yararlanmış ve bu öğeleri son derece detaylı ve gerçekçi bir şekilde resmetmeyi başarmıştır. Fakat eserlerinde onlardan ayrılan belirli noktalar da göze çarpar. Avrupalı sanatçıların ana teması İslam uygarlığının çöküşü olmasına rağmen, Osman Hamdi bu konuyu işlememiş, eski ve yıkık yapılar ile şehvet ve vahşet temalarına hiç yer vermemiştir. Kullandığı vurgular ve temasından dolayı “Mimozalı Kadın” tablosu, oryantalist bakış açısıyla oluşturmuş eserlerinden biridir. Her ne kadar oryantalist düşüncenin izlerini eserlerinde taşısa da renk kullanımı, kompozisyon ve içerik aracılığıyla klasik Oryantalizm anlayışının ötesine geçmeyi başarmış ve eserlerine özgün bir ruhaniyet katmıştır. Abartılı pozlardan uzak durmuş ve daha özgün eserler ortaya çıkarmayı başarmıştır.[18]
Anısına yapılanlar

- Yönetmenliğini Umut Hacıfevzioğlu’nun yaptığı senaryosunu Emre Caner’in yazdığı “Kaplumbağa Terbiyecisi” belgeseli[19]
- Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından anısına hazırlanan web sitesi 6 Mayıs 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- “Nazlı’nın Defteri, Osman Hamdi Bey’in Çevresi” adlı Prof.Dr. Edhem Eldem’in küratörlüğünü gerçekleştirdiği sergi ve aynı adı taşıyan kitap, Homer Kitabevi.[9]
- Fotoğraf Sanatçısı Neslihan Sağır Çetin, Osman Hamdi Bey’in eserlerini resmettiği mekanlarda modelli canlandırma yaparak fotoğraflamıştır. Resm’i Mekân adlı bu projenin ilk sergisi Bursa’da açıldı. www.resmimekan.com 26 Temmuz 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.[20]
İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’ndeki Osman Hamdi Bey sergisi


İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Osman Hamdi Bey’in geçmişi ve eserlerinde işlediği teknikler hakkında birçok bilginin bulunduğu Osman Hamdi Bey sergisine ev sahipliği yapıyor. İçinde birçok tablo olduğu kadar heykeller, diplomalar, madalyalar ve yazdığı yazılar da yer alıyor. Sergi, sanatçının eserlerini üç ayrı kategoriye ayırarak açıklıyor: Oryantalist bakış açısıyla oluşturulmuş tablolar, porteler, manzara resimleri. Oryantalist bakış açısı, serginin detaylı olarak açıkladığı ve görsellerle desteklediği bölümlerden biri. Sanatçı genel olarak büyük ebatlı eserlerinde oryantalist bakış açısını kullansa da daha küçük ebatlı eserlerinde serbest ilerlemiştir.
Eserleri
- Arzuhalci (1910)
- Kur’an Tilâveti (1910)
- Naile Hanım Portresi (1910)
- Şehzade Türbesinde Derviş (1908)
- Silah Taciri (1908)
- Beyaz Entarili Kız (1908)
- Kahvedeki Bozayı (1908)
- Kaplumbağa Terbiyecisi (1906)
- Mimozalı Kadın (1906)
- Feraceli Kadınlar (1904)
- İlahiyatçı (1902) ve (1907)
- Pembe Başlıklı Kız (1904)
- Yaşlı Adam Önünde Çocukların Mezarları (1903), Orsay Müzesi, Paris[21]
- Mihrap (1901)
- Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız I (1890)
- Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız II (1890)
- Cami Önündeki Kadınlar (1882)
- Kız-Tevfika (1882)
- Vazo Yerleştiren Kız (1881)
- Leylak Toplayan Kız (1881)
- Gebze Manzara (1881)
- Haremden (1880)
- İki Müzisyen Kız (1880)
- Çarşaflanan Kadınlar (1880)
- Kahve Ocağı (1879)
- Kökenoğlu Rıza Efendi (1871)
- Çıplak (1867)
- Eşi Naile Hanım (?)
- Halı Satıcısı (?)
- Kur’an Okuyan Kız(1880)[22]
- Gebze’de Çoban Mustafa Paşa Külliyesi (1880’ler)
- Yeşil Cami Önü (1882)[23][24][25]
Galeri
-
Arzuhalci (1910)
-
Kur’an Tilâveti (1910)
-
Naile Hanım Portresi (1910)
-
En bilinen tablosu: Kaplumbağa Terbiyecisi (1906)
-
Silah Taciri (1908)
-
Mimozalı Kadın (1906)
-
Mihrap (1901)
-
Eşi Naile Hanım
-
Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız (1890)
-
Gezintide Kadınlar 1887
-
Cami Önündeki Kadınlar (1882)
-
Haremden (1880)
-
İstanbul Hanımefendisi (1881)
-
Leylak Toplayan Kız (1881)
-
İki Müzisyen Kız (1880)
-
Kahve Ocağı (1879)
-
Gebze’de Çoban Mustafa Paşa Külliyesi (1880’ler)
-
Kökenoğlu Rıza Efendi (1871)
-
Pembe Başlıklı Kız (1904)
-
Halı Satıcısı (1888)
-
Beyaz Vazoda Çiçekler (1910)
-
Kur’an Okuyan Kız (1880)
-
Okuyan Genç Emir (1910)
- 1911 – Jules Joseph Lefebvre, Fransız portre ressamı (d. 1836)
- 1920 – Franklin Murphy, Amerikalı siyasetçi (d. 1846)
- 1922 – Richard Hamilton, İngiliz ressam ve akademisyen (d. 2011)
- 1923 – Edward Morley, Amerikalı fizikçi ve kimya profesörü (d. 1838)
- 1925 – Hjalmar Branting, İsveç başbakanlarından ve Nobel Barış Ödülü sahibi (d. 1860)
- 1947 – Pierre Janet, Fransız psikolog ve nörolog (d. 1859)
- 1954 – Ferenc Herczeg, Macar oyun yazarı (d. 1863)
- 1977 – Yorgo Bacanos, Türk besteci ve udi (d. 1900)
- 1990 – Mustafa Münir Birsel, Türk siyasetçi (d. 1897)
- 1992 – Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Türk hukukçu, akademisyen, yazar ve gazeteci (d. 1904)
- 1994 – Dinah Shore, Amerikalı oyuncu ve şarkıcı (d. 1916)
- 2001 – Claude Elwood Shannon, Amerikalı matematikçi ve elektrik mühendisi (d. 1916)
- 2002 – Martin Esslin, Britanyalı yapımcı ve senarist (d. 1918)
- 2003 – Alberto Sordi, İtalyan oyuncu (d. 1920)
- 2003 – Güven Önüt, Türk eski millî futbolcu ve teknik direktör (d. 1940)
- 2004 – John Randolph, Amerikalı tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu (d. 1915)
- 2005 – Coşkun Kırca, Türk diplomat, siyasetçi ve eski Dışişleri bakanlarından (d. 1927)
- 2006 – Don Knotts, Amerikalı oyuncu (d. 1924)
- 2007 – Akgün Tekin, Türk gazeteci ve yazar (d. 1940)
- 2007 – Orçun Sonat, Türk asker, sinema ve tiyatro oyuncusu (d. 1941)
- 2014 – Alexis Hunter, Yeni Zelandalı ressam ve fotoğraf sanatçısı (d. 1948)
- 2014 – Harold Ramis, Amerikalı aktör, yönetmen ve senarist (d. 1944)
- 2015 – Rahat Aliyev, Kazak diplomat, siyasetçi ve iş insanı (d. 1962)
- 2016 – Adriana Benetti, İtalyan oyuncu (d. 1919)
- 2016 – Mehmed Kırkıncı, Türk din adamı ve yazar (d. 1928)
- 2017 – Daryl, Amerikalı sihirbaz (d. 1955)
- 2017 – Gustaw Lutkiewicz, Litvan asıllı Polonyalı oyuncu ve şarkıcı (d. 1924)
- 2018 – Shmuel Auerbach, İsrailli Haredi Yahudisi haham (d. 1931)
- 2018 – Bud Luckey, Amerikalı animatör, şarkıcı, müzisyen, tasarımcı, besteci, sanatçı ve seslendirme sanatçısı (d. 1934)
- 2018 – Sridevi, Hint oyuncu (d. 1963)
- 2019 – Ernst-Wolfgang Böckenförde, Alman hukukçu, yazar ve yüksek hakim (d. 1930)
- 2019 – Patricia Garwood, İngiliz tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu (d. 1941)
- 2019 – Antoine Gizenga, Kongolu siyasetçi (d. 1925)
- 2019 – Donald Keene, Amerikalı-Japon çevirmen, Japonbilimci ve eğitimci (d. 1922)
- 2020 – Diana Serra Cary, Amerikalı sessiz film oyuncusu, yazar ve tarihçi (d. 1918)
- 2020 – Ben Cooper, Amerikalı oyuncu (d. 1933)
- 2020 – István Csukás, Macar şair ve yazar (d. 1936)
- 2020 – Clive Cussler, Amerikalı macera romancısı (d. 1931)
- 2020 – Katherine Johnson, Amerikalı astrofizikçi, uzay bilimci ve matematikçi (d. 1918)
- 2020 – Jahn Teigen, Norveçli şarkıcı (d. 1949)
- 2021 – Antonio Catricalà, İtalyan kamu yöneticisi, siyasetçi, akademisyen ve hukukçu (d. 1952)
- 2021 – Ronald Pickup, İngiliz oyuncu (d. 1940)
- 2022 – Dmitri Debelka, Belaruslu güreşçi (d. 1976)
- 2022 – Ayten Erman, Türk sinema ve tiyatro oyuncusu (d. 1935)
- 2022 – Walter Kaegi, Bizans tarihçisi (d. 1937)
- 2022 – Sally Kellerman, Amerikalı aktris ve komedyen (d. 1937)
- 2022 – Henry Lincoln, İngiliz yazar, televizyon sunucusu, senarist ve eski yardımcı oyuncu (d. 1930)
- 2022 – Catherine Wybourne, İngiliz Katolik rahibe ve köşe yazarı (d. 1954)
- 2023 – James Abourezk, Amerikalı hukukçu ve siyasetçi (d. 1931)
- 2023 – Maurizio Costanzo, İtalyan televizyon sunucusu, gazeteci, senarist, radyocu ve film yönetmeni (d. 1938)
- 2023 – Ed Fury, Amerikalı vücut geliştirmeci, oyuncu ve model (d. 1928)
- 2023 – Juraj Jakubisko, Slovak film yönetmeni (d. 1938)
Tatiller ve özel günler
- Trabzon’un Rus ve Ermeni işgalinden kurtuluşu (1918)
- Trabzon’un Yomra ilçesinin Rus ve Ermeni işgalinden kurtuluşu (1918)
- Dragobete, Romanya’da her yıl 24 Şubat günü kutlanılan festival
wikipedia.org