Teğmenlerin akıbeti bugün belli olacak

Disiplinsiz teğmenler ordudan atılsın! Cuntacıların TSK’da yeri yok

Disiplinsiz teğmenler ordudan atılsın! Cuntacıların TSK’da yeri yok

 

Yemin töreninde korsan yemin okudukları için disipline sevkedilen cunta heveslisi teğmenlerin akıbeti bugün belli olacak. Teğmenlerin davranışının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Emekli Albay Mustafa Hacımustafaoğulları, “O teğmenlerin durumu darbe süreçlerinden bağımsız değerlendirilemez. İştirak edenlerin tamamı ihraç edilmelidir” derken, Emekli Albay Ersan Ergür ise, cuntacı girişimcilere müsamaha gösterilmemesi gerektiğini dile getirdi.

Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde yeni mezun teğmenlerin “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı attıktan sonra kılıçlı yemin etmeleriyle ilgili başlatılan soruşturmada nihai karar bugün açıklanacak. Türk Silahlı Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulu’nun, olayla bağlantılı olarak disipline sevk edilen teğmen Ebru Eroğlu ve Alay Kıdemlisi Teğmen İzzet Talip Akarsu’nun yanı sıra teğmenler Serhat Gündar, Deniz Demirtaş, Batuhan Gazi Kılıç’ın durumunu görüşecek. Konuyla ilgili gazetemize konuşan uzmanlar, darbe heveslilerinin TSK’da yeri olmadığını ve Peygamber ocağının her ferdinin milletin yanında yer alması gerektiğini vurguladı.

İHRAÇ EDİLMELERİ ELZEMDİR

Konuyla ilgili olarak gazetemize konuşan Emekli Hava Albay Mustafa Hacımustafaoğulları, “30 Ağustos tarihinde mezuniyet törenlerinde kılıçlarıyla eylem yapan teğmenlerin durumu hiçbir şekilde hem de millet olarak kabul edemeyeceğimiz hem de Türk Silahlı Kuvvetlerinin disiplin anlayışı içerisinde kabul edilemeyecek bir davranış biçimidir. Türkiye, dış güçlerin organize ettiği darbe girişimleri nedeniyle her seferinde geriye gitmiş, her darbe ülkeyi on ila yirmi yıl geriye taşımıştır. Bu süreçler, Türkiye’nin gelişmesini, büyümesini ve ayakları üzerinde yükselmesini engellemiştir. Eğer bu darbeler olmasaydı, ülkemiz çok daha iyi bir konumda olabilirdi. Ancak darbeler, insan hakları ihlallerine yol açmış ve ekonomik olarak Türkiye’nin ilerlemesini durdurmuştur. Bunlar, yakın tarihimizde yaşadığımız ve bildiğimiz gerçeklerdir. Türkiye’de vesayet sistemi kaldırıldı. Silahlı Kuvvetler zinde güç olarak halkın iradesine karşı kullanılmasının önüne geçildi. Ancak darbeci çevrelerin darbelerden medet uman çevrelerin iç ve dış güçlerin hala bu tür öykünmeler bu tür hevesler içerisinde olduğunu görüyoruz. 30 Ağustos töreninde siyasi iradeye karşı direkt Cumhurbaşkanı’na karşı kılıçlarını kaldıran o teğmenlerin bu duruşu Türkiye’nin yaşadığı darbe süreçlerinden bağımsız değerlendirilemez. Dolayısıyla hiçbirinin gözünün yaşına bakmadan o eyleme iştirak eden bütün teğmenler ihraç edilmelidir. İçlerinden üç beş tanesini seçip halkı susturmak için, halkın gazını almak için onları cezalandırarak bu işten kurtulamayız. Bugün yapılan yanlışın ceremesini yıllar sonra bugün kılıç çeken teğmenler, genelkurmay başkanı olup da bu ülkeye darbe yaptığı zaman acısını o zaman çekeriz. Gelecek nesiller çeker. Gelecek nesillere böyle bir miras bırakmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Bunlar halk düşmanıdır. Bizler o üniformaları halkımıza milletimize değil de düşmanlarımıza karşı dursunlar diye verdik. Hepsinin de Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ilişiği kesilmelidir. Bu teğmenleri 4 yıl boyunca harp okulunda zehirleyen, eğitim kadroları, disiplin amirleri bu yaşanan sorunlardan sorumludur. Bunlar Anadolu’nun dört bir köşesinden gelip akademiye giren pırlanta gibi gençler. Bunlar oraya girerken bu zihniyette değillerdi. Bu duruma getiren o dönemdeki oradaki komutan ve eğitim kadrolarıdır. Bunlara da hesap sorulması lazım.” ifadelerini kullandı.

KANSER HÜCRELERİ TEMİZLENMELİ

Türk Silahlı Kuvvetlerini güçsüzleştiriyorlar, eleştirilerine cevap veren Mustafa Hacımustafaoğulları, “Vücuttaki kanser hücresinin temizlenmesi, vücudu daha da güçlendirir. Benzer şekilde, 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu FETÖ’cülerin Türk Silahlı Kuvvetleri’nden temizlenmesi de ordumuzu zayıflatmamış, aksine daha da güçlendirmiştir. Darbe girişimi öncesinde generallerin yarısının FETÖ’cü olduğu tespit edilmişti. Bu hainlerin ordudan ihraç edilmesiyle silahlı kuvvetlerimiz çok daha güçlü bir hale gelmiştir.15 Temmuz sonrası dönemde gerçekleştirdiğimiz en büyük operasyonlar, bu temizlenmiş ve güçlenmiş orduyla yapılmıştır. Hainlerin ne Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ne de başka bir kuruma fayda sağlaması mümkün değildir. Ordunun içinde hainlerin bulunması, geçmişte gücümüzü zayıflatmış ve bizi zor duruma düşürmüştür. Ancak, disiplinsiz ve darbecilere destek veren kişilerin ordudan ihraç edilmesi, silahlı kuvvetlerimizin gücünü artırmıştır. Bu konuda hiçbir şüphe yoktur. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde hainlere yer olmamalıdır.

ASSAM Başkan Yardımcısı emekli Albay Ersan Ergür ise, “Bu tür cuntacı girişimlere müsamaha göstermek, ilerleyen süreçlerde ciddi sorunlara yol açabilir. Talat Aydemir olayını hatırlayın; İsmet İnönü, ilk ayaklanmasının ardından onu affetmiş ve darbe girişimiyle ilgili gerekenleri yapmamıştı. Ancak bir süre sonra Talat Aydemir, ikinci bir darbe girişiminde bulundu ve bu kez idam edildi. Benzer şekilde, 1960 darbesinde de benzer bir durum yaşandı. Ordu komutanları ve bazı subayların darbe hazırlıkları yaptığı biliniyordu, ancak yetkililer bu durumu görmezden geldi ve sonuç olarak 1960 darbesi gerçekleşti. Harp okullarından itibaren cuntacılar kendi kadrolarını oluşturur. Bu yapı, süreklilik arz etmek için erken aşamalarda kendilerine hizmet edecek kişileri belirler. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” söylemiyle hareket eden bazı gruplar, aslında milli iradeye ve halkın egemenliğine karşı bir yaklaşım sergilemiştir. Bu durum, sadece geçmişte değil, 28 Şubat sürecinde de kendini göstermiştir. Atatürkçülük adı altında dindarlara karşı bir cezalandırma politikası izlenmiş, muhafazakâr subaylar ve astsubaylar çeşitli gerekçelerle ordudan uzaklaştırılmıştır. Ancak daha sonra, 28 Şubat sürecinde alınan birçok kararın sahte ve hukuksuz olduğu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, bu tür girişimlere asla müsamaha gösterilmemelidir. Bu kişiler, saf ve masum gençler değildir; Atatürk ilke ve inkılaplarına gerçekten bağlı oldukları da söylenemez. Tarih, bu tür durumlara karşı kararlı ve net bir duruş sergilenmesi gerektiğini defalarca kanıtlamıştır. Eğer bu tür kişiler ordudan ihraç edilmezse, darbeci zihniyete sahip olanlara cesaret verilmiş olacaktır. “Biz bunları yaptık ama kimse bize karışmadı” düşüncesiyle daha hızlı teşkilatlanacak ve kendilerine güvenle hareket edeceklerdir. Uzun vadede, bu zihniyetin temsilcilerinin Kara Kuvvetleri Komutanı, Ordu Komutanı ya da Genelkurmay Başkanı konumuna gelmesi büyük risk oluşturacaktır. Bu durum sadece birkaç kişinin eylemleri olarak değerlendirilmemelidir; aynı düşünceye sahip geniş bir güruhun cesaret kazanmasına yol açacaktır. Bu kişiler, ileride darbe yapma iradesini şimdiden inşa edeceklerdir. Harp okullarında görev yapan tüm komuta heyetleri ve öğretmen subaylar, milli iradeye saygılı, milli ve ahlaki değerlerimize düşman olmayan, yerli ve milli anlayışa sahip kişilerden seçilmelidir. Koruyucu değerlerimize karşı bir tutum içinde olanların bu kurumlarda görev alması engellenmelidir. Aksi takdirde Türkiye, Batı’nın güdümüne hizmet eden darbe kuşatmalarıyla her zaman karşı karşıya kalma riskiyle yaşayacaktır” açıklamalarında bulundu.

Sebahattin Ayan  İstanbul / YeniAkit

Ayrıca Kontrol Edin

6 şubat deprem tablosu

2023 Kahramanmaraş depremleri   Üstten saat yönüne: Hatay’da çöken binaların havadan bir görünümü, Suriye’nin Halep ilinde bir enkaz, Çinli …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir