Tarihte 4 şubatta yaşanmış olaylar

4 Şubat  Tarihte Bugün Miladi takvime göre yılın 35. günüdür.

 

Ocak – Şubat – Mart
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29

Olaylar

  • 211 – Roma İmparatoru Septimius Severus öldü. İmparatorluk, kavgacı ve huysuzlukları ile bilinen iki oğluna kaldı: Caracalla ve Publius Septimius Geta.
Septimius Severus

İmparator Septimius Severus’un büstü
21. Roma imparatoru
Hüküm süresi 9 Nisan 193 – 4 Şubat 211
Önce gelen Didius Julianus
Sonra gelen Caracalla ve Publius Septimius Geta
Doğum 11 Nisan 145
Leptis Magna
Ölüm 4 Şubat 211 (65 yaşında)
Eboracum (bugün York, İngiltere)
Eş(ler)i Paccia Marciana
Julia Domna
Tam adı
Lucius Septimius Severus
Hanedan Severuslar Hanedanı
Babası Publius Septimius Geta
Annesi Fulvia Pia

Septimius Severus (Latince: Lucius Septimius Severus Augustus; 11 Nisan 145 – 4 Şubat 211), sadece Severus olarak da anılır, 193’ten 211’e kadar Roma imparatoruydu. Afrika eyaletinin Leptis Magna şehrinde doğdu. Afrika kökenli ilk Roma imparatorudur. Marcus Aurelius ve Commodus’un hükümdarlıkları döneminde devlet kademelerinde yükseldi. Beş İmparator Yılı’nda İmparator Pertinax’ın ölümünü takiben Severus gücü ele geçirdi.

Pertinax’ın katilinden iktidarı satın alan Didius Julianus’u öldüren Severus, bunun ardından tahta göz diken rakipleri General Pescennius Niger ve General Clodius Albinus ile savaşa girdi. Niger’i İssus Savaşı’nda (194’te) Kilikya’da mağlup etti. Aynı sene ordusunu daha doğuya yürüterek Osroene Krallığını Roma’ya ilhak etti. Bundan üç sene sonra da Galya’da Lugdunum Muharebesi’nde Albinus’u yendi.

Batı eyaletlerinde iktidarını sağlamlaştırdıktan sonra Severus 197 yılında Part İmparatorluğu’na savaş açtı ve Roma ordusu Partların başkenti Tizpon’u yıktı, bunun sonucunda Roma sınırları Dicle’ye kadar genişlemiş oldu. Severus bundan başka, Arabia Petraea’da inşa edilmiş olan sınır güvenliği sistemi Limes Arabicus’u genişletti ve takviye etti. 202’de Mauretania’da Garamantlara sefer düzenledi, başkentleri Germa’yı ele geçirdi ve Limes Tripolitanus sınır sistemini devletin güney sınırları boyunca genişletti.

Hükümdarlığının sonraki yıllarında Britanya’ya yolculuk yaptı. Hadrian Duvarı’nı güçlendirdi ve Antoninus Duvarı’nı yeniden ele geçirdi. 208’de Kaledonya’ya (günümüzün İskoçyası) sefer düzenledi, 210’da onu öldürecek olan hastalığa yakalanmasıyla Kaledonya’yı ele geçirme planı başarısız oldu. 211’in başlarında Eboracum’da öldü.[1] Yerine oğulları Caracalla ve Geta geçti. Oğullarının hükümdar olmasıyla Severuslar Hanedanı kurulmuş oldu. Bu, Üçüncü Yüzyıl Krizi’nden önce hüküm süren son Roma hanedanıdır.

Hayatı

Lucius Severus Kuzey Afrika’da bugünkü Libya, Tunus ve antik dönemde Kartaca olarak bilinen bölgenin güney doğusunda Leptis Magna’da doğdu ve yetişti. Severus, Equestrian sınıftan seçkin ve varlıklı bir ailesinden geliyordu. Severus Libya-Fenike ve Roma soyundan olup, Latinceyi Fenike aksanı ile konuşurdu. Babası Publius Septimius Geta, Libya-Fenike kökenli bir Berberi soylusu idi. Hakkındaki oldukça az bilgiye göre çok büyük politik görevler almamıştı ama iki tane kuzeni Konsül olarak İmparator Antoninus Pius’un hizmetinde bulunmuştu. Annesi Fulvia Pia soylu bir Romalıydı. Ailesi İtalya’dan Kuzey Afrika göçmüştü ve Fulvius soyu olarak, eski ve politik olarak etkili, patrici kökenli bir ailedendi. Lucius Severus’un Publius Septimius Geta ve Septimia Pia adlı iki küçük kardeşi vardı. Severus’un anne tarafından kuzeni Praetorian muhafız ve konsül Gaius Fulvius Plautianus’tu.

Yükselişi

Severus 172’de İmparator Marcus Aurelius tarafından Roma Senatosu’na Senatör olarak atandı. Severus 190’da Konsül, takip eden yılda ise İmparator Commodus’dan Pannonia Lejyonlarının komutasını aldı. 193’te Pertinax’ın kuvvetleriyle beraber öldürülmesi üzerine, Carnuntum’da imparator ilan edildi ve hızlı bir şekilde İtalya’ya döndü. Eski İmparator Didius Julianus Senato tarafından ölüme mahkûm edilip, öldürüldü ve Severus Roma’nın idaresini muhalefetle karşılaşmadan ele geçirdi. Bu sırada Suriye Lejyonları Pescennius Niger’i imparator ilan etmişti. Aynı anda Severus Britanya’nın belki de ona karşı Didius’u desteklemiş olan güçlü valisi Clodius Albinus’a, içerisinde Sezarlık payesinde bulunan ve zaman içerisinde yükselmeyi ima eden makul bir teklifte bulundu. Onun artçı desteği ile, doğuya hareket etti ve 194’te Issus Savaşında Niger’in kuvvetlerini bozguna uğrattı. Ertesi yılı Niger’e yardım eden Mezopotamya ve Pers derebeylerini yok etmeye ayırdı. Ardından, Severus oğlu Caracalla’yı halefi olarak ilan etti. Albinus, Kuvvetleri tarafından İmparator olarak selamlanıp Galya’ya doğru hareket edince, Severus Roma’da kısa bir konaklamadan sonra, onunla karşılaşmak için Kuzey’e yöneldi. 19 Şubat 197 tarihli Lugdunum Muharebesi’nde, çoğunlukla İllirya, Moesia ve Daçya lejyonlarından oluşmuş 100,000 kişilik bir ordu ile Clodius Albinus’u yenerek ortadan kaldırıldı. Böylece İmparatorlukta kontrolü tam olarak sağlamış oldu.

İmparator

Severus bir askerdi ve askerliği boyunca şeref peşindeydi. 197’de Pescennius Niger’e destek verenlerden intikam almak için Pers İmparatorluğu’na karşı kısa ve başarılı bir savaş yaptı. Pers başkenti Tizpon lejyonlar tarafından yağmalandı ve Mezopotamya’nın kuzey yarısı Roma’ya iade edildi.

Severus’un Roma Senatosu ile ilişkileri hiçbir zaman iyi olmadı. Başından beri ordu yardımı ile elde ettiği gücü nedeniyle gözden düşmüştü. Severus kendisine karşı kötülük ve komplo planladıkları gerekçesiyle düzinelerce Senatörün idamını emretti ve onların yerlerine kendisine yakın adamlarını yerleştirdi. Aynı zamanda imparatorun kişisel muhafızı olan Praetorian muhafızlar’ı kendi adamlarıyla yeniden düzenledi ve Roma yakınlarında Albanum’a 50,000 kişilik kendisine sadık bir birlik yerleştirdi. Saltanatı süresince yaklaşık 25/30 arasındaki Lejyon sayısını 33’e yükseldi. Aynı zamanda destek birlikleri (Numerii)’lerinde sayısı da arttırıldı. Bu birliklerin birçoğu doğu sınırlarından geliyordu. Buna ek olarak Lejyonlarda yıllık ücret 300’den 500 denarius‘a yükseltildi.

Yaptıklarıyla Roma’yı askeri bir diktatörlüğe dönüştürdüğü halde, Commodus döneminin moral çöküntüsü ve sınırsız yozlaşmasından kurtulan Romalı yurttaşların gözünde oldukça popülerdi. Pers Ülkesinden zaferle dönmesi anısına Roma’da Septimius Severus Zafer Takı’nı diktirdi.

Kaynaklara göre, Severus 197 yılından sonra İmparatorluğun yönetim kademelerinin kontrolünü eline geçiren Gaius Fulvius Plautianus’un ağır etkisi altında kalmaya başladı. Plautianus’un kızı, Fulvia Plautilla, Severus’un oğlu Caracalla ile evlenmişti. Aşırı gücü 205 sonlarında imparatorun ölmekte olan kardeşinin ithamlarıyla ile sona erdi ve öldürüldü. Ardılı iki praefecti, hukukçu Aemilius Papinianus’da dahil, her nasılsa daha geniş yetkiler elde ettiler. 208 yılı başlarında Severus Roma Britanyası’nı barbarlara karşı savunma görevini ve ardından Eburacum (York)’ta ciddi şekilde hastalanana kadar Hadrian Duvarı’nın tamiratı işini üzerine aldı. 4 Şubat 211’de öldü. 211’de ölümü üzerine Severus Senato tarafından tanrılaştırıldı ve karısı Julia Domna’nın tavsiyesi üzerine iki kavgacı oğlu Caracalla ve Geta halefleri oldular. Severus tarafında imparatorlukta sağlanan istikrar yakında kaybolacaktı.

Altın Aureus 193’te Septimius Severus tarafından kendisini İmparator ilan eden XIV Gemina Martia Victrix Lejyonu adına bastırılmıştır.

Başarıları

İmparatorluğa pahalıya mal olan askeri temayüllerine rağmen Severus, zamanında Roma’nın ihtiyacı olan güçlü bir yöneticiydi. Takip eden birkaç yöneticinin de dahil olduğu “Asker İmparatorlar”ın başlangıcıydı. Her halükarda, bazı bakış açılarına göre ihtiyaç olduğu halde, Ordu imtiyazlarını artırma politikası çağdaşları Cassius Dio ve Herodianus tarafından eleştirildi: özellikle de, yeni ordunun beslenmesi için sivil halk üzerinde artan zorlukları (vergi artışları) işaret ettiler.

Severus aynı zamanda inşaat faaliyetleriyle de dikkat çeker. Roma Forumundaki Zafer Takı onun adıyla anılır. Aynı zamanda, Roma’da Septizodium’u inşa ettirmiş ve doğum yeri olan Leptis Magna’yı zenginleştirmiştir (203’teki ziyaretinin anısına bir Zafer Takı inşa edilmiştir).

Caracalla
22. Roma imparatoru
Hüküm süresi 198-211 (Severus ile);
209 – 4 Şubat 211
(Severus ve Geta ile);
Şubat – Aralık 211
(Geta ile);
Aralık 211 – 8 Nisan 217 (yalnız)
Önce gelen Septimius Severus
Sonra gelen Macrinus
Doğum 4 Nisan 186
Galya
Ölüm 8 Nisan 217 (29 yaşında)
Harran yakınları
Eş(ler)i Fulvia Plautilla
Tam adı
Marcus Aurelius Antoninus Caracalla
Hanedan Severuslar Hanedanı
Babası Septimius Severus
Annesi Julia Domna

Lucius Septimius Bassianus, (4 Nisan 186 – 8 Nisan 217), Caracalla olarak da bilinen, 211 – 217 yılları arasında tahta çıkmış Roma imparatoru.

Caracalla ve Geta Lawrence Alma-Tadema. 1907.

Hayatı

Caracalla, geç Roma İmparatorlarından Septimius Severus ve Julia Domna’nın büyük oğludur. Galya eyaletinin Lugdunum kentinde, Lucius Septimius Bassianus adıyla doğdu, ardından Marcus Aurelius’la olan bağlarına vurgu yapmak için yedi yaşında adını Marcus Aurelius Antoninus olarak değiştirdi. Kendisine verilmiş olan Caracalla takma adının, o dönemde moda olan başlıklı bir Gal tuniğini giymeyi alışkanlık haline getirmesinden kaynaklandığı söylenir. Genellikle Roma İmparatorluğu’nun en zalim ve kanlı İmparatorlarından biri olduğu kabul edilir.

Yükselişi

193’te İmparatorluk tahtına oturan Septimus Severus, 211’de Eboracum’u (York) ziyaret ederken öldü ve Caracalla kardeşi Publius Septimius Antoninius Geta ile birlikte imparatorluğunu ilan etti. Bununla birlikte Caracalla’nın asıl niyeti imparatorluğu yalnız yönetmekti. Zamanı gelince kardeşi Geta’yı, kayınpederi Gaius Fulvius Plautianus’u ve karısı Fulvia Plautilla’yı (aynı zamanda 2. dereceden kuzeni) suikastla öldürttü. Geta’nın destekçilerine işkence yaptırdı ve kardeşine karşı Damnatio Memoriae emretti. Mısır eyaletindeki İskenderiye halkı, onun Geta’yı nefsi müdafaa olarak öldürdüğü yolundaki iddialarını duyunca, Caracalla’nın diğer iddialarında olduğu gibi, bu iddialarla alay ettiler. Caracalla’nın bu aşağılamaya cevabı 215’te hiçbir şeyden şüphelenmeden şehir önünde onu selamlamak için toplanan şehrin ileri gelen yurttaşlarını vahşice katletmek oldu ve takip eden birkaç gün boyunca birliklerini şehrin yağması için serbest bıraktı. Tarihçi Cassius Dio’ya göre, 20.000’den fazla insan öldürüldü. İmparatorluğu boyunca Caracalla, Lejyon askerlerine ödenen maaşı 675 denarii ye yükseltti ve orduyu hediyelere boğarken eğitmeni olan babasının dediği gibi askerleri önemsedi ama diğerlerini görmezden geldi.

İmparatorluğu süresince 3 şey göze çarpar: 212’de (Constitutio Antoniniana) bildirisi ile tüm Roma İmparatorluğu’nda vergi gelirlerini artırmak için uygun olanlara Roma vatandaşlığı bahşedilmesi; lejyonların ödemeleri için Roma sikkelerindeki gümüş miktarının %25 azaltılması ve Roma’nın dışında Caracalla Hamamı olarak bilinen ve hala görülebilen büyük bir thermae inşa edilmesi.

Düşüşü

Caracalla Sikkesi. arka yüz , Circus Maximus, obelisk’le ve İmparator tarafından restore ettirilen spinae ile.

Caracalla zamanla etkin bir askeri diktatör haline geldi ve bunun sonucu olarak da askerler hariç herkesin gözünden düştü. Bir İroni olarak, Edessa’dan Pers topraklarına doğru, çıkan savaş için seyahat ettiği sırada yol kenarında çişini yaparken bir suikast sonucu 8 Nisan 217’de Harran’da Julius Martialis isimli bir imparatorluk muhafız subayı tarafından öldürüldü. Herodian, Martialis’in kardeşinin Caracalla tarafından ispatlanmamış bir saldırı yüzünden birkaç gün önce öldürüldüğünü söyler; öte yandan Cassius Dio, Martialis’in centurion’da terfi ettirilmediği için kızgın olduğunu söyler. İmparatorluk muhafızı Martialis’e yardımcı oldu ve o da Caracalla’yı tek bir kılıç darbesiyle öldürdü. Atla kaçmaya çalışırken bir muhafız okçu tarafından öldürüldü. Caracalla’nın ölümünün ardından ona karşı kurulan komplonun içinde olduğu neredeyse kesin olan Praetorian muhafız lideri Macrinus yerine geçti.

Takma Adının (Cognomen) kaynağı

Cognomen Caracalla takma adı Aurelius Victor’un Epitome de Caesaribus adlı kitabına göre, Lucius Septimius Bassianus’un Gallilere ait bir pelerin olan Caracalla‘yı kişisel bir tarz olarak benimseyip ordusuna ve sarayına yaymasıyla ortaya çıkmıştır.

Britanya’nın Efsanevi kralı

 

Bronz sesterce Tarsus (Kilikya) önyüzde Caracalla büstü (211-217) ve arka yüzde tanrı Sandan.

Monmouth’lu Geoffrey’nin efsanevi History of the Kings of Britain adlı eseri Caracalla’yı, Bassianus adıyla bir Britanya kralı olarak tasvir eder. Severus’un ölümün ardından, Romalılar Geta’yı Britanya Kralı yapmak istiyorlardı ancak, Britonlar annesi bir Briton olduğu için Bassianus’u tercih ettiler. İki kardeş, sonunda Geta’nın öldüğü bir savaş yaptılar ve Bassianus tahta çıktı.

Geta

İmparator Geta’nın büstü
23. Roma imparatoru
Hüküm süresi 209 – 4 Şubat 211
(Severus ve Caracalla ile);
Şubat – Aralık 211 (Caracalla ile)
Önce gelen Septimius Severus
Sonra gelen Caracalla
Doğum 7 Mart 189
Roma
Ölüm 19 Aralık 211 (22 yaşında)
Tam adı
Publius Septimius Geta
Hanedan Severuslar Hanedanı
Babası Septimius Severus
Annesi Julia Domna

Publius Septimius Geta (7 Mart 189– Aralık 211) 209 – 211 arasında Septimius Severus ve Caracalla ile birlikte 3’lü yönetimde Roma imparatoru.

Hayatı

Geta, Septimius Severus’un 2. karısı Julia Domna’dan olan küçük oğludur. Geta Roma’da babası henüz İmparator Commodus’un emrinde bölge valisi iken doğmuştur.

Geta her zaman kardeşi Caracalla olarak bilinen Lucius’un gölgesinde kalmıştır. Belki de bu yüzden, ikisi arasındaki ilişkiler erken yaşlarından itibaren hep zorlu olmuştur. Biteviye çatışmaları çok sık annelerinin arabuluculuğuna ihtiyaç duyardı. Septimius Severus küçük oğlunu yatıştırmak için 209’da Geta’ya Augustus unvanı verdi. 3. yüzyılın başlarında Briton’lara karşı sürdürülen mücadele sırasında İmparatorluk propagandacıları tahtın sorumluluklarını paylaşan mutlu bir aile portresi çiziyordu. Caracalla, babasının 2. kumandanı, Julia Domna güvenilen bir danışman ve Geta yönetimsel ve bürokratik görevlerdeydi. Gerçekte ise iki kardeş arasında rekabet ve antipati gün geçtikçe büyüyordu.

211 yılı başlarında Septimius Severus York’ta ölünce, Caracalla ve Geta ortak hükümranlıklarını ilan ettiler ve Roma’ya döndüler. Caracalla yakında kardeşini öldürecekti.

Geta’nın suikastının ardından Caracalla, damnatio memoriae ve Geta isminin tüm yazıtlardan silinmesini emretti. Yeni, yalnız imparator aynı zamanda kendisine komplo kurduklarına inandığı politik düşmanlarından kurtulmakla meşgul olmaktan da geri kalmadı. Dönemin tarihi kaynakları bu süre boyunca yaklaşık 20,000 kişinin öldürüldüğünü ya da vatandaşlık haklarının ellerinden alındığını söyler.

Caracalla ve Geta Lawrence Alma-Tadema. 1907.

Britanya’nın Efsanevi Kralı

Monmouth’Lu Geoffrey (Roma-Britanya tarihi üzerine pek de güvenilmeyen bir kaynak olarak) Geta’nın o zamanlar henüz Roma işgali altında olan York’taki Krallığından bahseder. Britonlar, her nasılsa, Caracalla’yı annesinin bir Briton olmasından dolayı kral olarak kabul ederler. Ancak her ikisinin de annesinin aynı olması bir çelişkidir. Ne olursa olsun, paylaşılan hükümranlık bir başarı değildi: kardeşler politikadan kanunlara kadar hemen her kararda münakaşa ettiler. Geç kaynaklar ikisinin arzularının imparatorluğu ikiye böldüğünü söyler. Yıl sonu itibarıyla durum dayanılmazdı. Caracalla Geta’yı Saturnalia festivali sırasında öldürmeye çalıştı ancak başaramadı. Daha sonra aralık ayında annesinin evinde Geta ile birlikte bir toplantı ayarladı ve annesinin kollarında kendisine bağlı Centurion’larca öldürüldü.

  • 1783 – Amerikan Bağımsızlık Savaşı: İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri ile olan düşmanlığına son verdiğini resmen ilan etti.
Amerikan Bağımsızlık Savaşı

Sol üstten saat yönünde: Yorktown Kuşatması sonrası Lord Cornwallis’in teslim olması, Trenton Savaşı, General Warren’ın Bunker Tepesi Muharebesi’nde ölümü, Long Island Savaşı, Guilford Court House Savaşı
Tarih 19 Nisan 1775 – 12 Mayıs 1783
Bölge
Kuzey Amerika, Avrupa, Avrupalı ülkelerin kolonileri
Sonuç Kesin ABD zaferi,
Paris Antlaşması (1783)
Taraflar
Amerika Birleşik Devletleri ABD
Fransa Krallığı Fransa
İspanya İspanya
Hollanda Cumhuriyeti Hollanda
Oneida
Tuscarora
 Vermont Cumhuriyeti
Watauga Birliği
CatawbaLenape
Büyük Britanya Krallığı Büyük Britanya

  • Alman yardımcı kuvvetleri
    Kızılderililer
    Onondaga
    Mohawk
    Cayuga
    Seneca
    Cherokee
Komutanlar ve liderler
Amerika Birleşik Devletleri George Washington
Amerika Birleşik Devletleri Nathanael Greene
Amerika Birleşik Devletleri Horatio Gates
Amerika Birleşik Devletleri Richard Montgomery (ölü)
Amerika Birleşik Devletleri Daniel Morgan
Amerika Birleşik Devletleri Henry Knox
Amerika Birleşik Devletleri Benedict Arnold (Dönek)
Amerika Birleşik Devletleri Friedrich Wilhelm von Steuben
Fransa Krallığı Marquis de La Fayette
Fransa Krallığı Comte de Rochambeau
Fransa Krallığı Comte de Grasse
Fransa Krallığı Duc de Crillon
Fransa Krallığı Bailli de Suffren
İspanya Bernardo de Gálvez
İspanya Luis de Córdova
İspanya Juan de Lángara
Büyük Britanya Krallığı Lord North
Büyük Britanya Krallığı Sir William Howe
Büyük Britanya Krallığı Thomas Gage
Büyük Britanya Krallığı Sir Henry Clinton
Büyük Britanya Krallığı Lord Cornwallis (esir)
Büyük Britanya Krallığı Sir Guy Carleton
Büyük Britanya Krallığı John Burgoyne (esir)
Büyük Britanya Krallığı Benedict Arnold
Büyük Britanya Krallığı George Rodney
Büyük Britanya Krallığı Richard Howe
Büyük Britanya Krallığı Wilhelm von Knyphausen
Joseph Brant
Güçler
Büyüklük:
35,000 Düzenli
44,500 Milis
5,000 Düzenli denizci (1779 yılındaki büyüklüğü)
53 gemi (active service at some point during the war)
12,000 Fransız (Amerika’da)~60,000 Fransız ve İspanyol (Avrupa’da)
Büyüklük:
56,000 İngiliz
78 Kraliyet Deniz Kuvvetleri gemisi (1775) 171,000 Denizci
30,000 Alman
50,000 Kral’a bağlı[5]13,000 Yerli
Kayıplar
Amerikan: 25,000 ölü

  • 8000 savaşlarda
  • 17,000 başka nedenlerden

Toplam Amerikan kayıpları: 50,000 üzeri ölü veya yaralı

Müttefikler: 6000± Fransız ve İspanyol (Avrupa’da)
2000 Fransız (Amerika’da)

20,000± Kraliyet ordusu askeri ölü veya yaralı 19,740 denizci öldü
42,000 denizci kayıp 7,554 Alman öldü

Amerikan Bağımsızlık Savaşı, 1775–1783 yılları arasında Büyük Britanya ve Kuzey Amerika’daki On Üç Koloni arasında geçen ve Amerika Birleşik Devletleri’nin kurulmasıyla sonuçlanan savaştır. Amerikan Devrimi olarak da bilinir.

Savaşın nedenleri

Aslında savaş tam bir bağımsızlık mücadelesi olarak başlamamıştır. Savaş, Büyük Britanya’nın Yedi Yıl Savaşları sonucu oluşan kayıplarını giderebilmek için, Amerika’da bulunan kolonilere ağır vergiler yüklemesiyle başlar.

1765 yılında koloniler için “Damga Pulu Kanunu” çıkarıldı; ancak gelen tepkiler üzerine kaldırıldı. 1767 yılında ise “Townshend Kanunu” olarak bilinen kanun yürürlüğe sokuldu ve çay dahil bazı ürünlere yeni vergiler koyuldu. Bu ise halkın tepkisini çekti ve İngiltere’den gelen çayları Boston Limanı’nda denize döktüler. Böylece iç savaşın fitili de yakılmış oldu.

Çatışmalar önce Büyük Britanya’nın sömürge sorunlarından kaynaklanan bir iç savaş olarak başladıysa da; 1778’de Fransa Krallığı’nın, 1779’da İspanyol İmparatorluğu’nun 1780’de Hollanda’nın Koloniler’in yanında yer almasıyla, uluslararası bir savaşa dönüştü.

Savaşın gelişimi

İç Savaş olarak (1775 – 1778)

Koloniler, 35.000 kişilik düzenli Kıta Ordusu yanında kara kuvveti olarak hem eyalet milisleri, hem çiftçilerden oluşan 44.500 kişilik milis bir güç daha topladılar. Bunun yanında Amerikalılara müttefik olarak Kuzey Amerika’da 10.000 kişilik bir Fransız ordusu ve Avrupa’da İngilizlere karşı 60.000 kişilik bir Fransız-İspanyol kuvveti daha bulunuyordu. 1779 yılında Kuzey Amerika’da (Kanada’dan Florida’ya kadar dağılmış) İngiliz ordusu ise 60.000 kişilik bir kuvvetten oluşuyordu. İngiliz ordusunun içinde Alman kökenli 30.000 paralı asker vardı.

Savaş, ayaklanmacıların levazım depolarını imha etmek amacıyla General Thomas Gage’in Boston’dan Concord’a (Massachusetts) kuvvet göndermesiyle başladı. 19 Nisan 1775’te Lexington ve Concord’da çarpışmalar çıkınca, ayaklanmacılar Boston’u kuşattı. Amerikan generali Henry Knox’un Ticonderoga Kalesi’nden ele geçirdiği toplarla yetişerek, Gage’in yerine geçen General William Howe’u kenti boşaltmaya zorlamasıyla 17 Mart 1776’da kuşatma sona erdi.

General Richard Montgomery komutasında bir Amerikan kuvveti 1775 sonbaharında Kanada’yı işgal ederek Montreal’i aldı; Québec’e yapılan başarısız bir saldırıda Montgomery öldü. Amerikalılar baharda İngiliz yedek kuvvetleri yetişene değin kenti kuşatma altında tuttuktan sonra Ticonderoga Kalesi’ne çekildiler.

İngiliz Hükûmeti General Howe’un ağabeyi Amiral Lord Richard Howe’u, kardeşinin güçlerine katılmak üzere büyük bir filoyla New York’a gönderdi. Howe’lar, Amerikalılarla bağlantı kurmak ve teslim olmaları durumunda affedilebileceklerine ilişkin güvence verme yetkisine de sahipti.

4 Temmuz 1776’da bağımsızlıklarını ilan eden Amerikalılar barış önerisini geri çevirince, General Howe, Long Island’a yürüdü ve 27 Ağustos’ta Amerikan ordusunun başkomutanı General George Washington’ın güçlerini yenilgiye uğrattı. Washington’ın Manhattan içlerine çekilmesi üzerine Howe onu kuzeye sürdü ve ordusunu, 28 Ekim’de White Plains yakınlarındaki Chatterton Hill’de yenilgiye uğrattı. Daha sonra Washginton’ın Manhattan’da bırakmış olduğu garnizonun üzerine yürüdü, çok sayıda tutsak alıp silah ve erzağa el koydu.

Lord Cornwallis de Washington’un Lee Kalesi’ndeki garnizonunu ele geçirerek Amerikan ordusunu New Jersey boyunca Delaware Irmağının doğu yakasına sürdü ve kış için, New Jersey’deki ileri karakollarda karargâh kurdu. Ama Washington, Noel gecesi Delaware Irmağı’nı geçerek Cornwallis’in Trenton’daki garnizonuna saldırdı ve 1000 kadar tutsak aldı. Cornwallis, Trenton’ı kısa sürede geri aldıysa da kaçtı ve Washington İngiliz ordusunun Princeton’daki yedek kuvvetlerini yenilgiye uğrattı.

Washington, Delaware Irmağı’nı geçerken

Washington’ın Trenton-Princeton seferi tüm ülkede heyecan yarattı ve bağımsızlık savaşına canlılık kattı. General John Burgoyne komutasındaki bir İngiliz ordusu 1777’de Kanada’dan güneye doğru hareket etti. Yarbay Barry St. Leger komutasında daha küçük bir kuvvet de Mohawk Vadisi boyunca St. Lawrence Irmağını izleyerek Albany’de Burgoyne’la birleşecekti. Burgoyne 5 Temmuz’da Ticonderoga Kalesi’ni alıp, acil at ihtiyacını karşılamak üzere Bennington’a (Vermont) Alman paralı askerlerden oluşan bir kuvvet gönderdi; ama New England kuvvetleri Almanları yenilgiye uğrattı.

Bu arada 6 Ağustos’ta General Benedict Arnold’un ordusu St. Leger’ı Oriskany’de durdurdu. General Horatio Gates’in komuta ettiği başka bir Amerikan ordusu da Albany’ye yaklaşmakta olan Burgoyne’u iki kez yenilgiye uğrattı; Burgoyne 17 Ekim 1777’de Saratoga’da ordusuyla beraber teslim olmak zorunda kaldı. Bundan bir müddet önce de Howe gemilerle New York’tan Chesapeake’e gitmiş ve karaya çıkar çıkmaz 11 Eylül’de Brandywine Creek’te Washington’ın kuvvetlerini yenmiş, 25 Eylül’de de Amerikan başkenti Philadelphia’yı işgal etmişti.

Washington, 4 Ekim’de Germantown’a başarılı bir darbe indirdikten sonra 11.000 askeriyle Valley Forge’da kışlık karargâhını kurdu. Buradaki çetin şartlara ve yiyecek sıkıntısına karşın, Amerikan birlikleri Prusyalı bir subay olan Friedrich Wilhelm von Steuben gözetiminde sıkı bir silah eğitiminden geçirildi. Von Steuben’in katkıları, Washington’ın 28 Haziran 1778’de Monmouth’da (New Jersey) kazandığı başarıyla belli oldu. Bu çarpışmadan sonra kuzeydeki İngiliz kuvvetleri New York kenti ve çevresinde çakılıp kaldılar.

Uluslararası savaş (1778 – 1783)

Amerikalılara 1776’dan başlayarak el altından para ve malzeme yardımı yapan Fransa, 1778’de filolarını ve ordularını hazırlamaya başladı ve sonunda Haziran 1778’de İngiltere’ye savaş ilan etti. Kuzeyde durumun büyük ölçüde sürüncemede kalmış olmasına karşılık Fransızlar güneyde, İngilizlerin elindeki Savannah’ı ve büyük önemi olan Yorktown’ı kuşattılar.

İngiliz askerlerine yol gösteren bir çiftçi

Cornwallis 16 Ağustos 1780’de Camden’da (Güney Karolina) Gates’in komutasındaki bir orduyu dağıttıysa da, 7 Ekim’de Kings Mountain’da ve 17 Ocak 1781’de Cowpens’te ağır kayıplar verdi.15 Mart 1781’de Guilford Court House’da (Kuzey Karolina) pahalıya mal olan bir zaferden sonra, öbür İngiliz birlikleriyle birleşmek üzere Virginia’ya girdi ve Yorktown’da üslendi. Washington’ın ordusuyla birlikte Fransız Comte de Rochambeau komutasında bir kuvvet Yorktown’ı kuşattı; Cornwallis 19 Ekim 1781’de 7 bin kişilik ordusuyla teslim oldu (Yorktown Kuşatması).

Bundan sonra kara harekâtı sona erdi ve savaş açık denizlerde sürdü. Amerikalılar 1775’te bir Kıta Donanması oluşturdularsa da, savaş ilerledikçe, denizdeki varlıkları büyük ölçüde resmî görevli, silahlı özel gemilerle (privateers) sınırlı kaldı. 1780’den sonra deniz savaşı daha çok İngilizlerle Amerikalıların Avrupalı müttefikleri arasında geçti. Britanya Adaları çevresinde toplanan Amerikalılara ait gemiler ve komutanları John Paul Jones, savaş boyunca 1.500 İngiliz ticaret gemisiyle 12.000 İngiliz denizcisini ele geçirdiler. 1780’den sonra İspanya ve Hollanda, Britanya Adaları’nı çevreleyen sularda büyük ölçüde denetim kurarak İngiliz deniz gücünün açık denize çıkamaz hale gelmesine yol açtılar.

Savaşın sonlanması

Paris Antlaşması ile İngiltere, batıda Mississippi Irmağını da içine alan geniş sınırlarla, Amerika’nın bağımsızlığını tanıdı. Kanada İngiltere’nin elinde kaldı, ama Doğu ve Batı Florida İspanya’ya verildi. Antlaşmanın imzalanmasından 3 ay sonra, son İngiliz askerlerinin 25 Kasım 1783’te New York’tan ayrılmasından sonra George Washington şehre girdi.

Savaşın Avrupa’ya etkileri

Savaş, Fransız ve İspanyol ekonomilerine büyük darbe vurdu. Fransa’da; kısa vadede Fransız Devrimi’ne, orta vadede Fransız İmparatorluğu’nun kurulmasına yol açtı. İspanya’ya, uzun vadede kolonilerin kaybına yol açtı.

  • 1789 – George Washington, ABD’nin ilk Başkanı seçildi.
George Washington
Portresi, 1803
1. Amerika Birleşik Devletleri başkanı
Görev süresi
30 Nisan 1789 – 4 Mart 1797
Başkan Yardımcısı John Adams
Yerine geldiği Makam oluşturuldu
Yerine gelen John Adams
Amerika Birleşik Devletleri Ordusu Genel Komutanı
Görev süresi
13 Temmuz 1798 – 14 Aralık 1799
Aday Gösteren John Adams
Yerine geldiği James Wilkinson
Yerine gelen Alexander Hamilton
Kıta Ordusu Başkomutanı
Görev süresi
15 Temmuz 1775 – 23 Aralık 1783
Aday Gösteren Kıta Kongresi
Yerine geldiği Henry Knox (Amerika Birleşik Devletleri Ordusu Genel Komutanı)
Kişisel bilgiler
Doğum 22 Şubat 1732
Virginia, On Üç Koloni
Ölüm 14 Aralık 1799 (67 yaşında)
Virginia, ABD
Partisi Bağımsız
Evlilik(ler) Martha Dandridge Custis
Çocuk(lar) John Parke Custis
(üvey oğlu)
İmzası
Askerî hizmeti
Bağlılığı Büyük Britanya Krallığı Büyük Britanya
Amerika Birleşik Devletleri ABD
Branşı Virjinya eyalet milisleri
Kıta Ordusu
ABD Ordusu
Hizmet yılları Milis: 1752-1758
Kıta Ordusu: 1775-1783
ABD Ordusu: 1798-1799
Rütbesi  Korgeneral
Ordular Generali (1976’da kabul edildi)
Komutası Virjinya Koloni Alayı
Kıta Ordusu
ABD Ordusu
Çatışma/savaşları Amerikan Bağımsızlık Savaşı

George Washington (22 Şubat 1732 – 14 Aralık 1799), Amerika Birleşik Devletleri’nin Kurucu Babalarından biri ve ilk başkanıydı. Kıta Ordusu’nun komutanı olarak Washington, Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nda Britanya İmparatorluğu’na karşı Patriot güçleri zafere taşıdı. Amerikan bağımsızlığının kazanılmasında oynadığı rol nedeniyle genellikle Ülkesinin Babası olarak bilinir.

Virginia Kolonisi’nde doğan Washington, Fransız-Kızılderili Savaşı (1754-1763) sırasında Virginia Alayı’nın komutanı oldu. Daha sonra Virginia Burgesses Meclisi’ne seçildi ve İngiliz Krallığı’nın Amerikalı kolonicilere uyguladığı baskıya karşı çıktı. 1775’te İngilizlere karşı Amerikan Devrim Savaşı başladığında, Washington Kıta Ordusu’nun başkomutanlığına atandı. Washington ve ordusu, Mart 1776’da Boston Kuşatması’nda erken bir zafer elde etti, ancak Kasım ayında New York’tan geri çekilmek zorunda kaldı. Washington, Delaware Nehri’ni geçti ve 1776’nın sonlarında Trenton ve 1777’nin başlarında Princeton muharebelerini kazandı, ardından aynı yıl Brandywine ve Germantown muharebelerini kaybetti. Savaş devam ederken komutasına yönelik eleştiriler, düşük asker morali ve kuvvetleri için erzak eksikliğiyle karşı karşıya kaldı. Nihayetinde Washington, birleşik bir Fransız ve Amerikan kuvvetini 1781’de Yorktown’da İngilizlere karşı kesin bir zafere taşıdı. Bunun sonucunda 1783’te imzalanan Paris Antlaşması’nda İngilizler, Birleşik Devletler’in egemen bağımsızlığını kabul etti. Daha sonra Washington, 1787’de mevcut Birleşik Devletler Anayasası’nın taslağını hazırlayan Anayasa Konvansiyonu’nun başkanı olarak görev yaptı.

Başkanlık dönemi

Gilbert Stuart’ın Washington portresi, 1795

1787 yılında, Mayıs ayından Eylül’e kadar Philadelphia’da toplanan Kurucu Meclis’te, Amerikan Devrimi’nin liderleri yetersiz kalan Konfederasyon Maddeleri’ni değiştirmekle görevlendirilmişti. Diğer eyaletlerin 54 temsilcisiyle birlikte katılan Washington oybirliğiyle Kurucu Meclis’in başkanı seçildi. Tarafsız kalmaya çaba gösteriyor olmasına rağmen yürütme gücüne ağırlık veren bir anayasanın hazırlanmasında ve onaylanmasında büyük rol oynadı.

Anayasa tartışmalarında ilk defa ikili parti sisteminin özelliklerini içeren siyasi görüşler belirginleşmişti. Başkanlık kurumunun tasarımında, yürütmenin zayıf olmasını savunanlarla güçlü olmasını savunanlar çarpıştılar. Güçlü olmasını savunanlar, kuvvetler ayrımını gerçekleştirebilmek ve yasama gücüne karşı denge oluşturabilmek için başkanın bağımsız olmasını talep ediyorlardı. Kudretli yasama organları olan bazı eyaletlerdeki demokratların seçkin sınıfı korkuttuğu gelişmeler, caydırıcı örnek olarak gösterildi.

13 eyaletin 9’u anayasayı onaylamasından sonra, Konfederasyon Kongresi delegeleri yeni devlet başkanı olarak adı herkesin ağzında dolaşan George Washington’u 30 Nisan 1789’da, ABD tarihinde “oy birliğiyle seçilen tek başkan” olarak bu göreve seçti. Washington’un seçilmesinin başlıca sebepleri, siyasi ve askeri kazanımlarının yanı sıra partiler üstü tutumuydu.

Birinci ABD kongresi Washington’a yılda 25000 Dolar (1789’da büyük bir miktar) maaş ödemeyi kararlaştırdı.[21] Maddi durumu iyi olan Washington, kamunun hizmetinde lider imajına sahip olmasına değer verdiği için, maaş almayı reddetti. Washington’un kendine önerilen maaşı reddetmesi ile tehlikeli bir durum ortaya çıkmıştı. Başkanlık görevi için, gelire ihtiyacı olmayan, sadece varlıklı kesimlerden adaylar çıkması gelenek olacaktı. Oysa, ABD’nin kurucu üyeleri, gelecekteki başkan adaylarının geniş bir kitleden çıkmalarını istiyorlardı. Bu yüzden, kongrenin ısrarı üzerine, Washington sonunda maaş almaya ikna oldu.

Washington’un resmi 1 ABD dolarının ön yüzünde bulunuyor.

Washington, başkanlık görevini, Avrupa soylularının saray yaşantısına benzetmeden, törenlere ve ihtişama cumhuriyete uygun tarzda yaklaşarak yerine getirdi. Birçok daha haşmetli yakıştırmalar arasında, ’Mr. President’ (Sayın başkan gibi) olarak hitap edilmesini kendine en uygun olarak görüyordu. Yetenekli insanlardan oluşan kabinesini düzenli halde toplayarak, kabine üyeleriyle tartışarak, ancak son kararı kendi verip uygulayarak iyi bir yönetici olduğunu gösterdi.

ABD’nin siyasi geleceğinde partilerin kurulmamasını ümit eden Washington’un kendisi de partisizdi. Ancak, kendisine yakın bakan ve danışmanları, zamanla oluşacak siyasi partilerin iskeletini kuran iki gruba bölünmüşlerdi. Ülke ekonomisini güçlendirme amacıyla, o zamanın bakış açısıyla uçuk planları olan Maliye bakanı Alexander Hamilton, merkezci ve eliter Federalist Party’nin temel hatlarını atıyordu. Jeffersonian Republicans’ın (Jefferson’cu Cumhuriyetciler) kurucusu İçişleri Bakanı Thomas Jefferson, Hamilton’un planlarına kesinlikle karşıydı. Bu durumda, Washington kendisini Hamilton’a daha yakın görüyordu.

1791 yılında kongrenin, alkollü içeceklere tüketim vergisi uygulamaya başlaması, sınır bölgelerinde, özellikle Pensilvanya’da protestolara sebep oldu. 1794 yılında Washington’un, protestocuların eyalet mahkemesinin karşına çıkartılmaları için talimat vermesiyle, söz konusu protestolar, tarihe ’Whiskey isyanı’ (Whiskey rebellion) olarak geçerek geniş çapta ayaklanmalara dönüştü. Gelişmelere karşı önlem almak için Federal ordunun yeterli güce sahip olmaması sebebiyle Washington, 1792 yılında yürürlüğe girmiş bir yasaya dayanarak birçok eyaletten milisler topladı. Valilerin gönderdiği yaklaşık 13000 kişilik bir birliğin başına geçerek isyan halinde bölgelere doğru hareket etti. Olaylar şiddete dönüşmeden yatışmıştı. Federal hükûmet yeni anayasa altında, ülke ve vatandaşlar üzerinde otorite sağlamak için “ilk defa” askerî güç kullanmıştı.

Başkanlığın yeni bir kurum olduğunun, attığı her adımın sonraki başkanlar için örnek teşkil edeceğinin bilincindeydi Washington. Başkanlığı millî bütünlüğün sembolü ve halkın Amerikan özelliğini (karakterini) şekillendirmek için alet olarak görüyordu. Başkan iç siyasette denge için çaba gösterdi. Yönettiği kabinesinde her iki büyük parti, Federalistler ve Demokratik-Cumhuriyetçiler aynı oranda temsil edildi.

Fransız Devrimi’ne karşı pasif tutumundan dolayı eleştirilere rağmen, 1792’de üç çekimser oya karşın tekrar oy birliğiyle ikinci bir dönem için başkanlığa seçildi. 1792-97 yıllarında sürdürdüğü ikinci başkanlık döneminin 1797’de sona ermesinden sonra bir daha aday olmayacağını açıkladı. Yerine başkan yardımcısı John Adams seçildi. Washington bir süre sonra, 1799’da öldü.

  • 1792 – George Washington, ikinci dönemde yeniden ABD Başkanlığına seçildi.
  • 1794 – Fransa, tüm sömürgelerinde köleliği yasakladı.
  • 1899 – Filipinler – ABD savaşı başladı.
  • 1902 – Paris’te, Birinci Jön Türk Kongresi yapıldı.
  • 1917 – İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önde gelen isimlerinden Talat Paşa, sadrazam oldu.
  • 1923 – Lozan Konferansı, tarafların uzlaşamamaları nedeniyle kesildi.
  • 1926 – İskilipli Mehmed Âtıf’ın idamı.
İskilipli Mehmed Âtıf Hoca
Doğum Mehmed Âtıf
1875
Toyhane, Bayat, Çorum, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm 4 Şubat 1926 (51 yaşında)
Ankara, Türkiye
Ölüm sebebi İdam
Defin yeri İskilip Gülbaba Mezarlığı
Meslek İmam
Din İslam

İskilipli Mehmed Âtıf Hoca (1875, Toyhane – 4 Şubat 1926, Ankara), Türk imam, müderris.

İlk yılları ve eğitimi

Babası Akkoyunlu aşiretinin İmamoğulları ailesinden gelen Hasan Kethüdaoğlu Mehmed Ali Ağa, annesi Mekke’den göç etmiş, Arap Ben-î Hattab aşiretinden Nazlı Hanım’dı. 1875 yılında, Bayat’ın Toyhane köyünde doğdu. Altı aylıkken öksüz kalan Mehmed Âtıf, dedesi Hasan Kethüda’nın himayesinde yetişti.

Köy hocasından başladığı tahsiline 1891’den itibaren iki sene İskilip’te devam etti. 1893’ün Nisan ayında İstanbul’a gelerek medrese eğitimine burada devam etti. 1902’de medresedeki öğrenimini tamamladı.

Müderrislik ve yazarlık hayatı

1905 yılında, İstanbul’daki Fatih Camii’nde ders vermeye başladı. Bir ara Şeyhülislam tarafından Bodrum’a sürüldü. Burada para toplarken ihbar edilmesi üzerine, eski medrese arkadaşlarından Kırımlı İbrahim Efendi’nin pasaportuyla Kırım’a kaçtı. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’a döndü ve sonraları katıldığı 31 Mart İsyanı’nda tutuklandı. 1913’te, Mahmud Şevket Paşa’nın öldürülmesi olayında suçlu bulunarak 5,5 yıllığına Sinop’a sürüldü. Serbest kaldıktan sonra müderrisliğe devam eden Mehmed Âtıf Hoca, 15 Şubat 1919’da kurulan Cemiyet-i Müderrisin’in kurucuları arasında yer aldı.

İskilipli Âtıf, Şapka Devrimi’nden önce yayımlamış olduğu Frenk Mukallitliği ve Şapka risalesinde Müslümanları amel-iman bütünlüğüne davet ediyordu. Müslümanların Müslüman olmayanların kılık kıyafet ve kültürel alışkanlıklarına benzemeye çalışmasının caiz olmadığını söylüyordu. Bir Müslüman ile Hristiyan’ın veya bir Yahudi’nin kılık kıyafetinden ayırt edilebileceğini, hatta edilmesi gerektiğini savunuyordu. Kendi ifadeleriyle “Batı medeniyeti ancak insanın hayvani ve cismani yönüne hizmet ediyor”du.

Teâlî-i İslâm Cemiyeti üyeliği ve Millî Mücadele aleyhine dağıtılan beyanname

19 Şubat 1919’da kurulan Müderrisîn Cemiyeti’nin ikinci başkanı iken Cemiyet’in 24 Kasım 1919’da genel kurul toplantısındaki karar gereğince Teâlî-i İslâm Cemiyeti ismini aldı ve Mustafa Sabri Efendi’nin şeyhülislam olması üzerine başkanlığa İskilipli Mehmed Âtıf Hoca getirildi. Cemiyet, ilk olarak İzmir’in Yunanlar tarafından işgalini protesto eden ve yeni bir tehlike olarak ortaya çıkan Bolşevizm’e ve işgal kuvvetlerine karşı beyannameler yayımladı.[1] Anadolu’nun çeşitli yerlerinde şubeleri açıldı. Teâlî-i İslâm Cemiyeti’nin Konya şubesi 1920 tarihli TBMM seçimlerine katılmak istemişlerdir. Mustafa Kemal Paşa da bunda bir mahzur görmemiştir.

İstanbul hükûmetinin baskıları sonucu meşihat makamınca hazırlanıp Teâlî-i İslâm Cemiyeti adına Millî Mücadele aleyhinde dağıtılan bir beyannâme cemiyeti töhmet altında bıraktı. Böyle bir beyannamenin hazırlandığını öğrenen Tâhirü’l-Mevlevî, İskilipli Mehmed Âtıf Hoca ve diğer bazı üyeler buna tepki gösterdiler. Yapılan müzakerede Mustafa Sabri Efendi’nin damadı Bergamalı Zeki Efendi cemiyetin beyannâmeyi kabul etmesini, aksi durumda vatana hıyanet sayılacağını söyledi, ancak beyannamenin aleyhinde olanların daha güçlü olduğunu görünce kabul edilse de edilmese de hükûmetin bu beyannâmeyi Anadolu’ya göndereceğini söyledi. Bu yoğun baskı altında yapılan oylamada kabul ve ret oylarının eşit gelmesi üzerine o sırada başkan olan İskilipli Mehmed Âtıf Hoca’nın olumsuz oy vermesiyle beyannâme usûlen reddedildi; buna rağmen mühürsüz ve imzasız olarak Yunan uçaklarından Anadolu üzerine atıldı.

Yargılanması ve idamı ile ilgili tartışmalar

İdamından önce İskilipli Âtıf

26 Aralık 1925’te, Frenk Mukallitliği ve Şapka risalesini yayımlayan ve dağıtanlarla birlikte, 13 kolluk kuvveti gözetiminde Ankara’ya gönderildi. 26 Ocak 1926 Salı günü Ankara İstiklâl mahkemesinde yargılandı. Risaleyi kanunun çıkarılmasından önce yayımlamış olduğunu, içerikleriyle ilgili görüşlerinden vazgeçmemiş olduğunu, bununla birlikte kanuna karşı bir harekette bulunmadığı şeklinde bir ilk savunma yaptı. Mahkeme başkanının şapka ve sarığı karşılaştırarak, ikisinin de bez parçasından ibaret olduğunu söylemesine karşılık, hakimin arkasındaki bayrağı göstererek onun ham maddesinin İngiliz bayrağının ham maddesiyle aynı olduğunu ancak birinin Türk, diğerinin ise İngiliz bayrağı olduğunu söyleyerek cevap verdi.

Savcı, İskilipli Âtıf için 3 yıl hapis cezası istedi. Mahkeme, müdafaa için bir gün sonraya bırakıldı. Ancak İskilipli Âtıf savunma haklarından tümüyle vazgeçtiğini belirtti. Ertesi gün, mahkeme reisi Ali Çetinkaya, savunma yapmaya gerek görmeyen İskilipli Âtıf’ı idama mahkûm etti. İskilipli Âtıf 1 hafta sonra Ankara Samanpazarı Meydanı’nda asıldı.

Ölümünden sonra Ankara’da bulunan mezarı, 2009 yılı başında bulunduğu park yerinden alınarak İskilip Gülbaba Mezarlığı’na taşınmıştır. Mezar yeri değişikliği 2010 yılı başında kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.

Hürriyet gazetesi yazarı Rahmi Turan 5 Aralık 2011 tarihli makalesinde Bülent Arınç’a cevaben Âtıf Hoca’nın idam edilmesinin nedeninin Frenk Mukallitliği ve Şapka adlı risalesi olmadığını, vatan hainliği yaptığı iddiasıyla yargılandığını ve Âtıf Hoca’nın bir savunma yapmadığını yazar. Rahmi Turan’a göre vatan hainliği ile suçlanmasının nedeni şuydu: Âtıf Hoca, Teâlî-i İslâm Cemiyeti’nin başkanı idi, bu cemiyet tarafından hazırlanan ve Yunan uçakları tarafından Anadolu’ya atılarak dağıtılan Millî Mücadele karşıtı bir beyannamesi (fetva) sebebiyle yargılanmıştır. Ancak, muhtemelen Tahir’ül Mevlevi ve Âtıf Hoca dışındaki cemiyet üyeleri tarafından imzalanarak Anadolu’ya dağıtılan ve İstiklal Savaşı’nı yürüten Kuvâ-yi Milliyeciler için çok ağır ifade ve ithamlarla dolu bu bildiri sonrasında da Âtıf Hoca’nın cemiyet başkanlığında devam etmesi İstiklal Mahkemeleri’nde suçlu bulunması için yeterli görülmüştür.

Frenk Mukallitliği ve Şapka risalesiyle ilgili ilk davada Giresun’da beraat eden İskilipli Âtıf, kendisine yasak konulmasına rağmen kitapların dağıtımını sürdürdüğü iddiasıyla ikinci kez Ankara’da yargılandığında geçmişi de tekrar incelenir. Devlet, Şeyh Said İsyanı’ndan sonra artık daha dikkatlidir. Bu nedenle TBMM’de 25 Şubat 1925 tarihinde kabul edilen “Dini ve Dinin Kutsal Kavramlarını Siyasete Alet Edenler Hakkında Kanun”a göre dini kullanıp halkı kışkırtanların vatan haini sayılacakları belirtilmiştir. Kurtuluş Savaşı yıllarında ihaneti görülmüş fakat sonradan affedilmiş kişilerle ilgili kayıtlar Şeyh Said İsyanı’ndan sonra yeniden değerlendirilmiştir. İskilipli Âtıf’ın sicili de gündeme gelmiştir.

Savcı Necip Ali’nin istediği üç yıllık kürek cezasına karşılık Ankara İstiklal Mahkemesi heyetince İskilipli Âtıf Hoca Türk Ceza Kanunu’nun 55. Maddesi’nin “TC’nin Teşkîlât-ı Esâsîye Kanunu’nun tamamen veya kısmen tağyir … veya ifayı vazifeden menine cebren teşebbüs edenler idam olunur, diyen muharrer fırkası mucibince” idam edilmiştir. Ayrıca aynı mahkeme İskilipli Âtıf’la birlikte yargılanan Babaeski Müftüsü Ali Rıza’ya da idam cezası vermiştir. Çünkü Mahkeme, Müftü Ali Rıza’nın da Yunan işgaline karşı direnilmemesi için çalışmalar yaptığını iddia etmiştir. Bu iki idam dışında Ankara İstiklal Mahkemesinde yargılanan diğer hocalar ya beraat etmiş ya da hafif cezalar almıştır. Ömer Rıza (Doğrul), Tâhirü’l-Mevlevî, Elmalılı Hamdi (Yazır), Ahmed Hamdi (Akseki) gibi hocalar da yargılanmış ama suçsuz oldukları için beraat etmişlerdir.

Eserleri

  • Mîrât-ül İslâm
  • İslâm Yolu
  • İslâm Çığırı
  • Dîn-i İslâm’da Men-i Müskirât
  • Nazar-ı Şeriatta Kuvve-i Berriye ve Bahriyye
  • Tesettür-ü Şer’î
  • Muâyenet-üt Talebe
  • Medeniyyet-i Şer’iyye
  • Frenk Mukallitliği ve Şapka

Adının verildiği yerler ve tepkiler

İskilipli Âtıf’ın adı Türkiye’nin bazı yerlerindeki cadde, cami, hastane ve parklara verildi. Bu kararlar, kamuoyunun bir kesiminde tepkiyle karşılandı.

2012 yılında Çorum’da yapılan parka “İskilipli Atıf Hoca Parkı” adı verildi. Açılışı dönemin başbakan yardımcısı Bülent Arınç yaptı.

2012 yılında Çorum’un İskilip ilçesindeki devlet hastanesinin adı “İskilip Atıf Hoca Devlet Hastanesi” olarak değiştirildi.

2015 yılında Çorum’un İskilip ilçesindeki devlete ait yükseköğrenim kız öğrenci yurduna “İskilipli Atıf Hoca Yurdu” adı verildi.

2016 yılında İstanbul Bahçeşehir’de yapılan camiye “İskilipli Atıf Hoca Camii” adı verildi.

İlgili filmler

  • İskilipli Atıf Hoca / Kelebekler Sonsuza Uçar (Yönetmen: Mesut Uçakan)
  • 1927 – İngiliz Malcolm Campbell, “Bluebird” adlı otomobili ile saatte 281,4 km hız yaparak dünya rekoru kırdı.
  • 1928 – Avusturyalı Naziler, siyahi sanatçı Josephine Baker’i protesto etti.
  • 1932 – Kış Olimpiyat Oyunları Lake Placid’de (New York) başladı.
  • 1936 – Radyum E sentetik olarak elde edilmiş ilk radyoaktif element oldu.
  • 1945 – Birleşik Krallık, Rusya ve ABD’nin bir araya geldiği Yalta Konferansı’nda 1 Mart’a kadar Almanya ve Japonya’ya savaş ilan eden devletlerin San Francisco’da yapılacak konferansa katılmalarına ve BM’ye kurucu üye olabilmeleri kararlaştırıldı.
  • 1947 – Hatay ilinde yeradlarının Türkçeleştirilmesine karar verildi.
  • 1947 – Isparta Senirkent’te, Jandarmanın bazı vatandaşlara işkence yaptığı ortaya çıktı.
  • 1948 – Daha sonraları Sri Lanka adını alacak olan Seylan, İngiliz Milletler Topluluğu’ndan ayrıldı.
  • 1956 – Fazıl Hüsnü Dağlarca, Yedi Tepe Şiir Armağanı’nı kazandı. Şair, bu ödülü Asu adlı şiir kitabıyla aldı.
  • 1957 – İlk nükleer denizaltı olan USS Nautilus (SSN-571), yüzeye hiç çıkmadan 60.000 deniz mili katederek, Jules Verne’in ünlü romanı “Denizler Altında Yirmi Bin Fersah”taki hayali Nautilus denizaltısının dayanıklılığı hayata geçirmiş oldu.
  • 1964 – 20 Mayıs 1963 ayaklanması sanıklarından Talat Aydemir, Fethi Gürcan, Osman Deniz ve Erol Dinçer’in ölüm cezaları, TBMM’nde onaylandı.
  • 1966 – All Nippon Havayollarına ait bir Boeing 727, Tokyo körfezine düştü: 133 kişi öldü.
  • 1974 – Türkiye Yazarlar Sendikası kuruldu.
Türkiye Yazarlar Sendikası
Kuruluş 4 Şubat 1974
Tür Sendika
Merkez Bakırköy Kültür Merkezi, Ataköy 7-8-9-10. Kısım, 34158 Bakırköy-İstanbul
Üyeler Yönetim Kurulu Üyeleri Kamil Tekin Sürek, Nükhet Eren, Dilruba Nuray Erenler, Mehmet Zaman Saçlıoğlu ve Gürel Sürücü
Lider Adnan Özyalçıner
Mustafa Köz
Kamil Tekin Sürek
Işın Tuzcular
Resmî site turkiyeyazarlarsendikasi.org

Türkiye Yazarlar Sendikası, merkezi İstanbul’da olan bir sivil toplum kuruluşudur.

Kısa Adı TYS olan Türkiye Yazarlar Sendikası, 1973 yılında Aziz Nesin’in girişimleriyle kuruluş çalışmalarına başladı. 1974 yılında kurulan TYS, kendi deyimiyle “Türkiye’nin özgürlük, barış ve kültürel gelişim ve dayanışma mücadelesinde üzerine düşen görevi onurla yerine getiren bir aydınlar kuruluşu”dur.

Amaçları

  • TSY’nın amaçları, Sermaye – emek çelişkisinde, sermayeye karşı disiplinli bir güç oluşturma ve emeğin örgütlenmesi gereksiniminden doğmuştur. Yazarların emeğini, sermayeye karşı korumak; hukuki, sosyal, kültürel, ekonomik temel hak ve özgürlükleri savunmak ve geliştirmek; gerçek söz ve yazı özgürlüğünün sağlanması, korunması için her türlü mücadeleyi yürütmek şeklinde açıklanmaktadır.

Kurucuları

  • Yaşar Kemal
  • Aziz Nesin
  • Bekir Yıldız
  • Adalet Ağaoğlu
  • Orhon Murat Arıburnu
  • Adnan Özyalçıner
  • Turgut Uyar
  • Tomris Uyar
  • Leyla Erbil
  • Nihat Behramoğlu
  • Ali Özgentürk

Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanları

  • Yaşar Kemal (1974-1975)
  • Aziz Nesin (1975-1980)

(12 Eylül 1980 darbesinden sonra sendika kapatıldı. 25 Aralık 1985 tarihinde aklandı. 1987 yılında yeniden kuruldu. Aziz Nesin, başkanlığa yeniden seçildi.)

  • Aziz Nesin (1987-1989)
  • Oktay Akbal (1989-1995)
  • Ataol Behramoğlu (1995-1999)
  • Cengiz Bektaş (1999-2005)
  • Enver Ercan (2005-2011)
  • Mustafa Köz (2011-2015)

Türkiye Yazarlar Sendikası 17. Dönem Yönetimi

  • Mustafa Köz
  • Kamil Tekin Sürek
  • Müslim Çelik
  • Ertan Mısırlı
  • Mehrizat Poyraz
  • Leyla Şahin
  • Nur Saka
  • Cuma Boynukara
  • C.Hakkı Zariç

Türkiye Yazarlar Sendikası 18. Dönem Yönetimi

  • Mustafa Köz
  • Kamil Tekin Sürek
  • Müslim Çelik
  • C. Hakkı ZarİÇ
  • Tahir Şilkan
  • Leyla Şahin
  • Ertan Mısırlı
  • Nurullah Can
  • Suna Aras

Türkiye Yazarlar Sendikası 23. Dönem Yönetimi

Türkiye Yazarlar Sendikası’nın 23. Olağan Genel Kurulu, 17 Haziran 2023 tarihinde Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Seçimlerde tek listeyle yapıldı ve Adnan Özyalçıner başkanlığındaki yeni yönetim kurulu iki yıl süreyle görev yapacak şekilde belirlendi. TYS Yönetim Kurulu’nun ilk toplantısında görev dağılımı aşağıdaki gibidir:

  • Genel Başkan: Adnan Özyalçıner
  • 2. Başkan: Mustafa Köz
  • Genel Sekreter: Tahir Şilkan
  • Sayman: Işın Tuzcular
  • Yönetim Kurulu Üyeleri: Kamil Tekin Sürek, Nükhet Eren, Dilruba Nuray Erenler, Mehmet Zaman Saçlıoğlu Gürel Sürücü

Türkiye Yazarlar Sendikasının Temsilcilikleri:

Temcilcilik Temsilci E-posta
1 Adana Çetin Yiğenoğlu [email protected]
2 Ankara Süreyya Kole [email protected]
3 Antakya Mehmet Karasu [email protected]
4 Aydın Hülya Deniz Ünal [email protected]
5 Burhaniye Deniz Ayfer Tuzun [email protected]
6 Bursa Süreyya Akcay [email protected]
7 Çanakkale Hayrettin Geçkin [email protected]
8 Denizli Hakan Keysan [email protected]
9 Diyarbakır Vecdi Erbay [email protected]
10 Edremit Bülent Güldal [email protected]
11 Eskişehir Ömer Asaf Tosun [email protected]
12 İzmir Özer Akdemir [email protected]
13 Kocaeli Kadir Yüksel [email protected]
14 Mersin Ali F. Bilir [email protected]
15 Ordu İrfan Yıldız Beşlioğlu [email protected]
16 Samsun Celal Karaca [email protected]
17 Sinop İlyas Tunç [email protected]
18 Tarsus Uğur Pişmanlık [email protected]
19 Zonguldak İbrahim Tığ [email protected]

YURT DIŞI TEMSİLCİLİKLERİ

  • Almanya: Gültekin Emre Hollanda: Murat Tuncel Fransa: Anais Martin
  • 1975 – Türkiye çapında 1,5 saat süreyle elektrik kesintisi uygulanmaya başlandı.
  • 1976 – Kış Olimpiyat Oyunları Innsbruck’ta (Avusturya) başladı.
  • 1976 – Guatemala ve Honduras’taki 7,5 şiddetindeki depremde 22.778 kişi öldü.
  • 1980 – Ebu’l-Hasan Beni Sadr, İran’nin ilk Cumhurbaşkanı oldu.
Ebulhasan Benisadr
1. İran cumhurbaşkanı
Görev süresi
4 Şubat 1980 – 22 Haziran 1981
Dinî Lider Ruhullah Humeyni
Yerine geldiği Makam oluşturuldu
Yerine gelen Muhammed Ali Recai
İslam Devrimi Konseyi başkanı
Görev süresi
7 Şubat 1980 – 20 Temmuz 1980
Yerine geldiği Muhammed Behişti
Yerine gelen Makam kaldırıldı
İran Dışişleri Bakanı
Vekil
Görev süresi
12 Kasım 1979 – 29 Kasım 1979
Yerine geldiği İbrahim Yazdi
Yerine gelen Sadegh Ghotbzadeh
İran Maliye Bakanı
Görev süresi
17 Kasım 1979 – 10 Şubat 1980
Yerine geldiği Ali Ardalan
Yerine gelen Hossein Namazi
Kişisel bilgiler
Doğum 22 Mart 1933
Hemedan, Pehlevî İranı
Ölüm 9 Ekim 2021 (88 yaşında)
Paris, Fransa
Partisi Bağımsız
Evlilik(ler)
Ozra Hosseini (e. 1961)
Çocuk(lar) 3
Bitirdiği okul Tahran Üniversitesi
Paris Üniversitesi
İmzası

Seyyid Ebulhasan Benisadr (Farsça: سیِّدابوالحسن بنی‌صدر, d. 22 Mart 1933, Hemedan – 9 Ekim 2021, Paris), İranlı siyasetçi, iktisatçı ve İran İslam Devrimi’nden sonra İran’ın ilk cumhurbaşkanı.

Hayatı

Benisadr 22 Mart 1933’te Hemedan’da doğdu. Babası ayetullahtı ve Ruhullah Humeyni’ye yakındı. Benisadr, Tahran Üniversitesi’nde hukuk, teoloji ve sosyoloji okudu. Paris Üniversitesi’nde finans ve ekonomi okudu. Benisadr, 1960’ların başında Şah’a karşı olan öğrenci hareketlerine katılmış ve iki kez hapse atılmış ve 1963’te bir ayaklanma sırasında yaralanmıştır ve sonra Fransa’ya kaçmıştır. Daha sonra Humeyni liderliğindeki İran direniş grubuna katılarak danışmanlarından biri haline geldi. 1972’de Benisadr’ın babası öldü ve Ayetullah Humeyni ile ilk kez tanıştığı Irak’taki cenazeye katıldı. Devrimin başarıya ulaşmasının ardından Beni Sadr Humeyni ile birlikte İran’a döndü. İslami finans üzerine “Tevhidin İktisadı” adında bir kitap yazdı.

Beni Sadr, Muhammed Beheşti ile.

İran Devrimi’nden sonra 4 Şubat 1979’da maliye bakan yardımcılığı görevine getirildi ve 27 Şubat 1979 tarihine kadar bu görevde kaldı. Geçici maliye bakanı Ali Erdalan’ın 27 Şubat 1979’da istifasından sonra Başbakan Mehdi Bazergan tarafından maliye bakanı seçildi. 12 Kasım 1979’da geçici hükûmet istifa ederken İslam Devrimi Konseyi önderliğindeki hükûmette İbrahim Yezdi yerine dışişleri bakanı olarak atandı. Beni Sadr, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 78.9 oy alarak 25 Ocak 1980’de cumhurbaşkanlığına seçildi ve 4 Şubat’ta göreve başladı. Humeyni, cumhurbaşkanını görevden alma anayasal yetkisi ile İran’ın En Büyük Lideri olarak kaldı. İran-Irak Savaşı sırasında Humeyni tarafından 10 Haziran 1981’de başkanlık komutanlığına atandı. Humeyni ve din adamları ile ihtilafa düştü. Muhammed Beheşti’ye karşı gelmekle suçlanarak cumhurbaşkanlığı sarayı Devrim Muhafızları tarafından kuşatılmış, yakınları gözaltına alınmış ve bu olaydan sonra İran’ı terk ederek Fransa’ya gitmiştir.

Beni Sadr, 9 Ekim 2021 tarihinde Fransa’nın başkenti Paris’te tedavi gördüğü hastanede 88 yaşında öldü.

  • 1981 – Gro Harlem Brundtland, Norveç’in ilk kadın Başbakanı oldu.
Gro Harlem Brundtland
Norveç başbakanı
Görev süresi
3 Kasım 1990 – 25 Ekim 1996
Hükümdar V. Olav
V. Harald
Yerine geldiği Jan P. Syse
Yerine gelen Thorbjørn Jagland
Görev süresi
9 Mayıs 1986 – 16 Ekim 1989
Hükümdar V. Olav
Yerine geldiği Kåre Willoch
Yerine gelen Jan P. Syse
Görev süresi
4 Şubat 1981 – 14 Ekim 1981
Hükümdar V. Olav
Yerine geldiği Odvar Nordli
Yerine gelen Kåre Willoch
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü
Görev süresi
13 Mayıs 1998 – 21 Temmuz 2003
Genel Sekreter Kofi Annan
Yerine geldiği Hiroshi Nakajima
Yerine gelen Lee Jong-wook
Kişisel bilgiler
Doğum Gro Harlem Brundtland
20 Nisan 1939 (85 yaşında)
Bærum, Akershus, Norveç
Partisi İşçi Partisi
Evlilik(ler) Arne Olav Brundtland
Çocuk(lar)
  • Gudmund Harlem
  • Inga Margareta Elisabet Brynolf
Bitirdiği okul
  • Oslo Üniversitesi
  • Harvard Üniversitesi
Dini Norveç Kilisesi
İmzası

Gro Harlem Brundtland (d. 20 Nisan 1939, Bærum) Norveçli siyasetçi. Norveç’in ilk kadın başbakanı.

Oslo Üniversitesi’nde tıp eğitimi görmüş, Harvard Üniversitesi’nde kamu sağlığı alanında master yapmıştır. Daha sonra çeşitli kurumlarda sağlık alanında çalışmıştır.

Çocukluğundan itibaren siyasete ilgi duyan ve İşçi Partisi çocuk örgütüne üye olan Gro Harlem, yükseköğrenimi sırasında İşçi Üniversiteliler’de siyaset yapmıştır. Sol örgütlerde bulunmasına karşın Muhafazakâr Parti üyesi olan Arne Olav Brundtland ile evlenmiştir.

1974 yılında Çevre Bakanı olmuş, 1975’te İşçi Partisi’nin ilk kadın başkan yardımcısı olmuş ve iki yıl sonra petrol platformunda çıkan yangını idare şekliyle yerini güçlendirmiştir. 1979 yerel seçimlerinde alınan kötü sonuçlar üzerine hükûmetteki revizyon ile kabine dışı kalmıştır. Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı olmuştur.

1981 yılının başında başbakan olarak atanmış, böylelikle ilk kadın başbakan ve en genç başbakan (41 yaşında) unvanlarını almış ancak 1981 yılında yapılan milletvekili seçimlerinde İşçi Partisi birinci çıkmasına karşın muhalefete düşmüştür.

1985 seçimlerinde parti gücünü artırmış ancak meclisteki yapıdan kaynaklı olarak ancak 1986 yılında başbakan olabilmiş ve 1989’a dek bu görevi sürdürmüştür. 1989 seçimlerinde yine İşçi Partisi birinci çıkmasına karşın milletvekili sayısını düşürmüş ve Muhafazakâr Parti koalisyon kurmuş ancak 1 yıl sonra Merkez Parti hükûmetten çekilince yeniden Gro Harlem Brundtland başbakan olmuş ve 1993 seçimlerinde de gücünü arttırarak 1996’ya dek başbakanlık yapmış ve 1996’da başbakanlıktan çekilmiş, yerine Thorbjørn Jagland başbakan olmuştur.

1997 milletvekili seçimlerinde aday olmayı reddederek siyasi yaşamdan çekilmiştir. Bir yıl sonra Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü olmuş ve 5 yıl bu görevde kalmıştır.

2011 yılında İşçi Partisi’nin gençlik örgütü olan Genç İşçiler Ligi’nin yaz kampında konuşma yapmış ve saldırıda kısa bir süre ile kurtulmuştur. Anders Behring Breivik, saldırıda asıl hedefinin Brundtland olduğunu ancak Oslo Garı’ndaki gecikme yüzünden hedefine ulaşamadığını itiraf etmiştir.

  • 1994 – İngiltere’de 17. yüzyıldan kalma tarihi parlamento binası yandı.
  • 1999 – Hugo Chávez Frías, Venezuela Devlet Başkanı seçildi.
  • 2000 – Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Yunanistan’a gitti. Cem, 40 yıl sonra Yunanistan’ı resmen ziyaret eden ilk Türk Dışişleri Bakanı oldu.
  • 2003 – Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’nin yeni adı Sırbistan-Karadağ oldu. 3 Haziran 2006’da Karadağ’ın bağımsızlığını ilan etmesiyle, Sırbistan ve Karadağ iki bağımsız devlet haline geldi.
  • 2004 – Facebook kuruldu.
Facebook
Türü Anonim şirket
İşlem kodu NASDAQ: FB
NASDAQ-100 Component
S&P 500 Component
Kuruluş tarihi 4 Şubat 2004 (20 yıl önce)
Merkez Menlo Park, Kaliforniya, ABD
Hizmet alanı Amerika Birleşik Devletleri (2004-05)
Dünya çapında (2005-günümüz)
Girişimci(ler)
  • Mark Zuckerberg
  • Eduardo Saverin
  • Andrew McCollum
  • Dustin Moskovitz
  • Chris Hughes
Önemli kişiler Mark Zuckerberg
(Başkan ve CEO)
Sheryl Sandberg
(COO)
Endüstri İnternet
Gelir 70.697 milyar $ (2019)
Faaliyet geliri 23.986 milyar $ (2019)
Net gelir 18.485 milyar $ (2019)
Toplam varlığı 133.376 milyar $ (2019)
Toplam özkaynaklar 101.054 milyar $ (2019)
Ebeveyni Meta, Inc.
Yan kuruluşları Instagram
WhatsApp
Oculus VR
Threads
Website
  • facebook.com
  • facebookcorewwwi.onion Tor ağı(Erişim yardımı)
Yazılımı C++, PHP  ve D dili
Tescil Gerekli
Kullanıcılar artış 2.3 Milyar (Ocak 1, 2019)
Diller Çok dilli (70)
Mevcut durumu Aktif

Facebook, insanların başka insanlarla iletişim kurmasını ve bilgi alışverişi yapmasını amaçlayan bir sosyal ağ. 4 Şubat 2004 tarihinde Harvard Üniversitesi 2006 devresi öğrencisi Mark Zuckerberg tarafından kurulan Facebook, öncelikle Harvard öğrencileri için kurulmuştu. Daha sonra Boston civarındaki okulları da içine alan Facebook, iki ay içerisinde Ivy Ligi okullarının tamamını kapsadı. Uygulamanın ilk senesinde; Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tüm okullar Facebook veritabanında mevcuttu. Üyeler önceleri sadece söz konusu okulun e-posta adresiyle (.edu, .ac.uk vb.) üye olabiliyordu. Daha sonrasında da ağ içine liseler ve bazı büyük şirketler de katıldı. 11 Eylül 2006 tarihinde ise Facebook tüm e-posta adreslerine, bazı yaş sınırlandırmalarıyla açıldı. Kullanıcılar diledikleri ağlara; liseleri, çalışma yerleri ya da yaşadığı yerler itibarıyla katılım gösterebilmektedirler. Ayrıca Facebook, dünyanın en fazla ziyaret edilen sitelerinden biridir. Google Play’de indirme sayısı 10 milyardan fazladır.

Tarihçe

2003 yılının sonlarına doğru Mark Zuckerberg tarafından yazılmaya başlanan Facebook’un ilk olarak amacı, Columbia Üniversitesi başta olmak üzere çeşitli Amerikan üniversitelerindeki öğrenciler arasındaki bağlantıyı güçlendirmekti. Üniversitelere yayılmaya başladıktan sonra finansman ve medya gibi noktalara odaklanılarak Facebook’un güçlendirilmesi amaçlandı. 2004 Nisan ayında Zuckerberg, Dustin Moskovitz ve Eduardo Saverin ile beraber TheFacebookLLC adı altında kurulan şirketle Facebook’a kurumsal bir kimlik kazandırdı. Peter Thiel tarafından Haziran 2004 tarihinde Facebook’a 500.000 dolar yatırım yapıldı. Bunu Mayıs 2005 tarihinde Accel Partners tarafından yapılan 13 milyon dolarlık yatırımın izlemesiyle birlikte site Eylül 2006 tarihi itibarıyla e-posta doğrulaması şartıyla 13 yaş üstü herkesi üye olarak kabul etmeye başladı ve bugünkü halini aldı.

Genel bilgi

Alexa istatistiklerine göre Facebook, 31 Ağustos 2014 itibarıyla dünyanın en fazla ziyaret edilen 2. sitesidir. Bunun yanı sıra; Mısır’ın en fazla ziyaret edilen sitesi, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Türkiye, Panama ve Norveç’in 2. en fazla ziyaret edilen sitesi, Kanada, Güney Afrika, Birleşik Krallık ve İsveç’in 3. en fazla ziyaret edilen sitesi, 2012 yılı itibarıyla da dünya çapında en çok ziyaret edilen sitedir.

Facebook ismini “paper facebooks”tan alır. Bu form, Amerikan üniversitelerinde okulların öğrencilerine, öğretmenlerine ve çalışanlarına doldurttuğu, onları tanıtan bir formdur.

Facebook’un şu anda 1 milyar 350 milyon kullanıcısı bulunmaktadır.

Site, kullanıcılara ücretsizdir ve gelirini afişlerden, logo reklamlarından ve sponsor gruplarından almaktadır (Nisan 2006’da gelirlerin haftalık 1.5 milyon dolar olduğu öne sürülmüştür). Kullanıcılar profilleri fotoğrafları, ilgi alanları, gizli ya da açık mesajları ve arkadaş grupları sergilemektedir. Profillerin gösterimi sadece arkadaşlara görünecek şekilde veya belli ağların dışındakilere açık olmayacak şekilde sınırlandırılabilir. TechCrunch’a göre; ABD’deki üniversitelerdeki öğrencilerin %85’inin Facebook’ta bir hesabı bulunmakta ve bunların %60’ı her gün bağlanmaktadır. %85 her hafta, %93 her ay bağlananlar arasındadır. Facebook sözcüsü Chris Hughes ise kullanıcıların her gün ortalama 19 dakika Facebook’ta vakit geçirdiğini söylemektedir.

Facebook’un kurucusu, eski Harvard Üniversitesi öğrencisi Mark Zuckerberg.

13 Mart 2009 itibarıyla Facebook’un yeni arayüzü kullanılmaya başlamıştır. Ancak bu arayüz, kullanıcılar arasında ikilik yaratmıştır. Bazı kullanıcılar bu arayüzü çok başarılı bulurken, bazı kullanıcılar protesto etmektedir. Facebook yöneticileri ise bu yeni arayüz için ısrar etmektedirler.

Teknik açıdan ise Facebook, web otoriteleri tarafından en başarılı Web 2.0 uygulamalarından biri olarak gösterilmektedir.

2006 yılında MySpace’in News Corporation’a satılmasıyla Facebook’un da satılacağı söylentileri çıkmıştır. Zuckerberg ise Facebook’u satmak istemediğini belirtmiş ve söylentileri yalanlamıştır.

İlk teklifin Viacom tarafından 975 milyon dolar olduğu öne sürülürken; Eylül 2006’da Yahoo, 1 milyar dolar teklifte bulunmuştur. Ekim ayında ise; Google, YouTube’u satın aldıktan sonra, Facebook için 2,3 milyar dolar teklifte bulunmuştur.

Facebook yöneticilerinden Peter Thiel ise, Facebook’un iç değerinin 8 milyar dolar olduğunu ve proje gelirlerinin 2015 yılı için 1 milyar dolar olduğunu söylemiştir.

24 Ekim 2007’de Microsoft, Facebook’un %1,6’lık hissesini 240 milyon dolar ödeyerek satın almıştır. Google ve diğer şirketler de benzeri bir yöntemle Facebook hisselerine yönelmektedir.

2008 Ağustos’unda, Facebook’un aylık 100 milyon aktif kullanıcısı vardı. İnsanlar birbirini Facebook’a çağırdı ve bu sayı 7 ayda iki katına çıktı. 2009 Nisan ayında ise bu sosyal ağın ulaştığı insan sayısı 200 milyondu. 2009 Temmuz’unda ise 4 aydan kısa bir sürede Facebook kullanıcı sayısı 50 milyon daha artarak 250 milyona ulaşmıştır.

23 Temmuz 2009’da başlayan bir uygulamayla Facebook’a, Yahoo sitesi içerisinden ulaşma imkânı getirilmiştir.

Facebook’un ağırlıklı olarak mavi olmasının nedeni ise kurucusu Mark Zuckerberg’in renk körü olmasıdır.

Site fonksiyonları

Fotoğraflar

Fotoğraflar uygulaması ile kullanıcılar kendi aralarında fotoğraflarını, kendilerini ve arkadaşlarını da üzerine etiketleyerek sunabilmektedir. Bazı gizlilik sorunları nedeniyle facebook, fotoğrafların görüntülenmeleri üzerinde bazı sınırlamalar koymuştur. Ağustos 2007 itibarıyla Facebook’ta 31.31 milyar fotoğraf bulunmaktadır, bu da kişi başı 31 fotoğrafa denk gelmektedir. Fotoğraflar herkes tarafından görülebilir, ancak gerekli ayarlamalar yapıldığı takdirde hiçbir kullanıcı tarafından da görülmeyebilir.

Armağanlar

Armağanlar, Facebook’un Şubat 2007 tarihinde yaptığı bir uygulamadır. Kullanıcılar birbirlerine küçük ikonlardan oluşan hediyeler gönderebilmektedir. Bu ikonlar Apple tasarımcısı Susan Kare tarafından tasarlanmaktadır ve kullanıcılar bu hediyeleri gizli ya da açıkça vermektedir. Kullanıcılar isterse “hediyeler” kutusunu profillerinde de gösterebilir. Kullanıcılar hesaplarının açılmasıyla ücretsiz bir hediye verme hakkına sahiptir; bundan sonraki hediyeler ise 1 dolar ile ücretlendirilmektedir. Hediyelerin %50’si Sevgililer Günü’nde verilmektedir.

Bunun yanı sıra, Zachary Allia tarafından geliştirilen “Free Gifts” uygulaması gibi uygulamalarla, ücretsiz olarak da hediye gönderilebilmektedir.

Pazar Yeri

Mayıs 2007 itibarıyla; Facebook Marketplace (Facebook Pazar Yeri) uygulamasıyla; satılık eşyalar, kiralık/satılık ev, işler ve diğerleri olmak üzere bir market ortamı yaratmış ve burada kullanıcıların birbirleriyle alışveriş yapmasını sağlamıştır. Bu hizmeti kullanmak ücretsizdir. Bu hizmetten özellikle üniversite öğrencileri yararlanmaktadırlar. Birçok öğrenci kitap ve okul eşyalarını Facebook aracılığıyla satmaktadırlar. Ayrıca kiralık daireler ve evler de Facebook aracılığıyla markete konulabilmektedir.

Dürtmeler

Pokes (Dürtmeler) uygulaması ile bir kullanıcının diğer bir kullanıcıyı dürterek diyalog kurmasını sağlamaktadır. Değişik türde dürtüler için X Me ve SuperPoke gibi Facebook eklentileri de bulunmaktadır. Bu uygulamalar, dürtme işlemini değişik varyasyonlarda yapılmasını sağlamaktadır.

Etkinlikler

Etkinlikler uygulaması ise; kullanıcıların arkadaşlarını belli buluşma oluşturabilir ve diğer kullanıcılar da bu etkinlikler için RSVP’lerini bildirebilirler.

Video

Facebook’un video uygulaması ise; kullanıcıların birbirlerine YouTube ve benzeri sitelerdeki videoları göndermelerinin yanı sıra; özel mesajlar da dahil olmak üzere video kamerasıyla görüntü kaydederek bunu mesaj olarak göndermesini sağlamıştır. Ayrıca 2015’ten itibaren videolar Pop-Out şeklinde izlenebilir hale getirilmiştir.

Uygulamalar

24 Mayıs 2007 itibarıyla Facebook, Facebook Platform adını verdiği altyapısı ile geliştiricilerin Facebook ile etkileşimli uygulamalar yaratmasına olanak sağlamıştır. Uygulamalar, Facebook API 7 Ekim 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. ile kolayca geliştirilebilir. 11 Ekim 2007 itibarıyla Facebook’ta 5500’ün üzerinde uygulama mevcuttur.

Yabancı dil seçeneği

30 Ağustos 2008 tarihinden itibaren çeviri uygulaması ile mevcut olan diğer diller Almanca, Çekçe, Basitleştirilmiş Çince, Geleneksel Çince, Hong Kong Çincesi, Danca, Fince, Fransızca, Galce, Felemenkçe, İspanyolca, İsveççe, İtalyanca, Japonca, Katalanca, Korece, Lehçe, Bokmål Norveççesi, Brezilya Portekizcesi, Türkçe, Kürtçe ve Rusça.

Ayrıca her sene 19 Eylül’de kutlanan “Uluslararası Korsan Gibi Konuş Günü”nü kutlamak için 19 Eylül 2008’de Korsan İngilizcesi seçeneği de mevcut oldu.

  • 9 Ekim 2008’de beta halinde Galiçyaca, Macarca, Nyorsk Norveççesi, Rumence, Slovence ve Tayca sürümleri mevcut oldu.
  • 4 Eylül 2009’da beta halinde Arnavutça sürümü eklendi.
  • 2 Ekim 2009’da Azerice sürümü eklendi.
  • 24 Aralık 2009’da tam sürüm halinde Kürtçe sürümü eklendi.

Messenger

Facebook’un iOS, Android ve Windows Phone platformları için geliştirdiği Messenger uygulaması, Facebook kullanıcıları için tüm medya biçimlerinde sohbet ve paylaşım yapma olanağı sunmaktadır. Facebook Messenger’a sayfa sahipleri sohbet botu ekleyebilmektedir. Sohbet botu satın alma, otomatik cevap gibi işleri yapabilmektedir.

Facebook Logo
Facebook Logo

Yönetim

Şirketin Kaliforniya’daki merkez ofisi
  • Mark Zuckerberg Kurucu ve CEO
  • Dustin Moskovitz Kurucu Yardımcısı ve Mühendislikten Sorumlu Başkan Yardımcısı
  • Sheryl Sandberg COO
  • Owen Van Natta Finanstan Sorumlu Müdür (CFO), Operasyon
  • Matt Kohler Başkan Yardımcısı – Strateji ve İşletme Operasyonu
  • Chris Hughes Kurucu Yardımcısı
  • Peter Thiel Yatırımcı
  • Chamath Palihapitiya Başkan Yardımcısı – Pazarlama ve Operasyonlar
  • Gideon Yu Finanstan Sorumlu Müdür
  • Li Ka-shing Yatırımcı
  • Marc Samwer Yatırımcı
  • Alexander Samwer Yatırımcı
  • Eduardo Saverin Kurucu Üye

İstatistikler

Facebook’un kullanıcı sayısı Ekim 2012 itibarıyla tüm dünyada 1 milyarı aşmıştır. Artış hâlen devam etmektedir. Aşağıda 2015 yılının Mart ayı itibarıyla farklı ülkelerde Facebook kullanıcı sayısı istatistiği bulunmaktadır.

Ülkelere göre en popüler sosyal ağ siteleri (2019)
 Facebook
 VKontakte
 QZone
 Odnoklassniki
 Instagram
 Veri yok
Ülke Kullanıcı sayısı
ABD 188.000.000
Hindistan 122.000.000
Brezilya 98.000.000
Endonezya 72.000.000
Meksika 58.000.000
Filipinler 42.000.000
Türkiye 40.000.000
Birleşik Krallık 38.000.000
Tayland 34.000.000
Fransa 30.000.000
Almanya 28.000.000
İtalya 28.000.000
Vietnam 28.000.000
Arjantin 26.000.000
Mısır 24.000.000
Japonya 24.000.000
Kolombiya 22.000.000
İspanya 22.000.000
Kanada 20.000.000
Pakistan 19.000.000
Malezya 16.800.000
Tayvan 16.200.000
Peru 14.600.000
Avustralya 13.800.000
Polonya 13.200.000
Venezuela 11.800.000
Güney Afrika 11.800.000
Şili 10.800.000
Rusya 10.200.000
Suudi Arabistan 9.600.000
Hollanda 9.400.000
  • 2005 – Ukrayna’da yakalanan Bahçelievler katliamı sanıklarından Haluk Kırcı, Türkiye’ye iade edildi.
  • 2020 – Van çığ faciası: Van, Bahçesaray’da çığ altında kalan vatandaşları kurtarmaya giden askerler ve kurtarma ekipleri de üzerlerine düşen çığın altında kaldı. Olayda 41 kişi öldü, 75 kişi yaralandı.
  • 2023 – Casus balon krizi. ABD ordusu, Çin’e ait olan casus balonu füzeyle vurarak düşürdü.

wikipedia.org

Ayrıca Kontrol Edin

tarihte 4 şubatta ölenler

Ölümler 211 – Septimius Severus, Roma İmparatoru (d. 145) 708 – Sisinnius, 15 Ocak 708’den ölümüne kadar Papa (d. 650) 1348 – Zehebî, …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir