Doğumlar
1543 – Tokugawa İeyasu, Orta Çağ Japonya’sının en önemli shōgunlarından (askeri hükümdar) biri (ö. 1616)
1620 – Georg Friedrich, Almanya ve Hollanda kökenli mareşal (ö. 1692)
1624 – Arnold Geulincx, Fransız Descartesçı düşünür (ö. 1669)
1763 – Jens Esmark, Danimarkalı-Norveçli mineraloji profesörü (ö. 1839)
1769 – André-Jacques Garnerin, Fransız havacı ve çerçevesiz paraşütün mucidi (ö. 1823)
1797 – Franz Schubert, Avusturyalı besteci (ö. 1828)
1799 – Rodolphe Töpffer, İsviçreli yazar, öğretmen, ressam, karikatürist ve çizgi romancı (ö. 1846)
1858 – André Antoine, Fransız oyuncu, film yönetmeni, yazar, eleştirmen (ö. 1943)
1865 – Henri Desgrange, Fransız bisiklet yarışçısı ve spor muhabiri (ö. 1940)
1868 – Theodore Richards, Amerikalı kimyacı (ö. 1928)
1869 – Henri Carton de Wiart, Belçika’nın 23’üncü Başbakanı (ö. 1951)
1869 – Wilhelm Heye, Alman asker (ö. 1947)
1881 – Irving Langmuir, Amerikalı Nobel Kimya ödülüne sahip kimyager (ö. 1957)
1884 – Mehmed Emin Resulzade, Azerbaycan Demokratik Cumhuriyetinin kurucusu (ö. 1955)
Bu maddedeki bilgilerin doğrulanabilmesi için ek kaynaklar gerekli. Lütfen güvenilir kaynaklar ekleyerek maddenin geliştirilmesine yardımcı olun. Kaynaksız içerik itiraz konusu olabilir ve kaldırılabilir.
Kaynak ara: “Mehmed Emin Resulzade” – haber · gazete · kitap · akademik · JSTOR (Haziran 2020) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin)
Mehmed Emin Resulzade
Azerice: Məhəmməd Əmin Rəsulzadə
Azerbaycan Millî Şurası Başkanı
Görev süresi
27 Mayıs 1918 – 7 Aralık 1918
Yerine geldiği Makam oluşturuldu
1. Müsavat Partisi Başkanı
Görev süresi
1911 – 6 Mart 1955
Yerine geldiği Makam oluşturuldu.
Yerine gelen Mirza Bala Mehmedzade
1. Himmet Partisi Merkezi Komitesi Başkanı
Görev süresi
1904 – 1907
Yerine geldiği Makam oluşturuldu
Yerine gelen Neriman Nerimanov
Kişisel bilgiler
Doğum Muhammed Emin Ahund Hacı Molla Alakbar oğlu Resulzade
31 Ocak 1884
Bakü, Rus İmparatorluğu
Ölüm 6 Mart 1955 (71 yaşında)
Ankara, Türkiye
Ölüm nedeni Diabetes mellitus
Defin yeri Cebeci Asri Mezarlığı, Ankara
Partisi Müsavat Partisi
Evlilik(ler) Ümbülbanu Resulzade
Çocuk(lar) 4
Yaşadığı yer Bakü, Tiflis, Tahran, Ankara
Mesleği gazeteci, politikacı
Dini İslam
İmzası
Mehmed Emin Resulzâde (Azerice: Məhəmməd Əmin Rəsulzadə /mæmˈmæd æˈmin ɾæsulzɑːˈdæ/; 31 Ocak 1884 – 6 Mart 1955), Azerbaycanlı gazeteci, siyasetçi ve devlet adamı. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin kurucusu.
Resulzade, eşi Hamida ve arkadaşlarıyla birlikte
Müsavat Partisi’nin kurucu genel başkanı olan Resulzâde, Mayıs-Aralık 1918’de Azerbaycan Millî Şûrası Başkanı olarak görev yapmıştır.[1] Resulzâde Azerbaycan’ın ulusal bağımsızlık hareketine öncülük etmesinden dolayı Azerbaycan tarihinin en önemli şahsiyetleri arasındadır. Onun “Bir kere yükselen bayrak, bir daha inmez!” ifadesi 20. yüzyıl Azerbaycan’ında bağımsızlık hareketinin sloganı haline geldi.[2][3][4]
1947’de Türkiye’ye gelerek, 1949 yılında “Azerbaycan Kültür Derneği”ni kurdu. 6 Mart 1955 tarihinde Ankara’da öldü.
İlk yılları ve mesleği
Babası Hacı Molla Alekber Resulzade, annesi ise Zinyet Zal’dır. İlk eğitim ve öğretimini ailesi yanında alan Mehmed Emin Resulzade, sonradan Teknik okula katılmıştır. 1902’de “Müslüman Gençlik” kurumunu kurmuştur. 1903’te ilk makalesi “Şark-i Rus” gazetesinde yayınlanmıştır. Sonradan “Hayat”, “İrşad”, “Terakki” ve başka gazetelerde makaleler yazmış, “Tekamül” (Bakü), “İran-i Nov” (Tahran), “Açık Söz” (Bakü 1915-1917), İstanbul’da yayınlanan “Yeni Kafkasya” (1923-1928), “Azeri Türk” (1928-1929), “Odlu Yurd” (1929-1931) ve 1933-1939’da Berlin’de yayınlanan “Kurtuluş” dergilerinin ve “İstiklal” gazetelerinin kurucusu olmuştur. 1952’de ise Mehmed Emin Resulzade rehberliği ile “Azerbaycan” dergisi kurulmuştur.
İran’da kaldığı 1908-1911 döneminde meydana gelen İran inkılabı sonrası isyancıların hürriyet ordusu Tahran’a girmiş ve İran’da meşrutiyet ilan edilmişti. Mehmed Emin, Tahran’da günlük çıkardığı Batılı tarzdaki ilk gazete olan “Yeni İran” (İran-ı Nev) gazetesinin müdürü ve başyazarı olmasına rağmen, bu girişimden vazgeçerek Türkiye’ye geldi.
Resulzade’nin gazeteci kimliğinin dışında yazdığı, birtakım kitaplar da yayınlanmıştır. Bunlardan biri olan, “Azerbaycan Cumhuriyeti” adlı kitabını 1922’de Türkiye’de yayınlamıştır.
Siyasi yaşamı
Rus-Japon Savaşı’nda Çarlık hükûmetinin yenilmesi Rusya’daki diğer milletler arasında özgürlük hareketleri yaratmış olmasına rağmen, hükûmet toparlanıp 1907 sonlarında bu tip siyasi faaliyetler gösteren kişileri izlemeye almıştır. Bu izlenenlerden biri olan Mehmed Emin Resulzade, 1908-1911 yılları arasında İran’da çalışıp, Settar Han harekâtı ile yakından ilgilenmiştir.
Resulzade’nin 3 numarada yer aldığı, hem Azerice hem de Rusça yazılmış 1917 Rus Kurucu Meclisi seçim pusulası.
1911-1913’te İstanbul’da Türk Ocağı’nda çalıştı. 1913 yılında Bakü’ye döndü. Yine basın alanında faaliyetlere devam ettiği gibi, Müsavat Partisi ile de siyaset yapmaya başlamıştır. 1918’deki Ekim Devrimi sonrasında meydana gelen otorite boşluğunda, 28 Mayıs 1918’de Azerbaycan’ın bağımsızlığını ilan etmiş, sonrasında Azerbaycan Millî Şurası başkanı olmuştur. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı süresinde ülkeyi etkileyen birçok yenilik yapmıştır.
Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti Parlamentosu’nun açılışı
Kızıl Ordu’nun 27 Nisan 1920’de Azerbaycan’ı işgaliyle tutuklanarak hapse atılan Resulzade’nin cezası, Josef Stalin’in isteğiyle idam cezasından sürgüne çevrildi. Sürgün hayatını; Türkiye’nin, Polonya’nın ve Almanya’nın bazı şehirlerinde geçiren Resulzade, Azerbaycan’ın bağımsızlığı için çeşitli alanlarda çalışmalarını sürdürdü.
“Bir kere yükselen bayrak, bir daha inmez!”
Fikirleri
Bağımsızlığı güçlendirerek, enternasyonalist düşüncelerin önüne geçilebileceğini savunmuştur. Milliyetçilik fikrinin doğal, medeni ve ileri bir düşünce olduğunu, bilim ve kültürün gelişmesini ve yayılmasını teşvik ettiğini belirtmiştir. Bu yaklaşımın, insanlık kültürünün en doğal ve normal gelişim yolu olduğunu ifade etmiştir.
Genç nesillere yönelik olarak, önceki nesillere atıfta bulunarak “Bir kere yükselen bayrak, bir daha inmez!” demiştir. Bayrağı tekrar yüceltme sorumluluğu olduğunu vurgulamıştır. Bu yolda kararlılık ve azimle hareket edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Resulzade ve arkadaşları Atatürk’ün kabri önünde
Türkiye’nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk hakkında düşünceleri:
“Ne İngiliz himayesi, ne Amerika mandası altında değil, o kurtuluşu yalnız hakimiyeti milliyeye müstenid, bilakayduşart müstakil bir Türk devleti tesis etmekte görmüştü. Onun dileği ‘Ya ölüm, Ya istiklal’ idi. Anadolu’ya o bu dilekle geçti, efsanevi İstiklal Harbi’ni başaran baş kahraman, Çanakkale zaferi üzerine, Sakarya ve Dumlupınar gibi zafer taçlarıyla bezendi. Tarihin üç büyük imparatorluğunu dizleri altına alarak istedikleri gibi parçalayan galipler, bir avuç Anadolu mücahitleri karşısında ricate mecbur kaldılar! “Başındaki kumandanı kaçmadıkça, Türk neferi hiçbir zaman kaçmaz” diyen büyük kumandanın sözü doğru çıktı. Ölüm beratı “Sevr” yırtıldı, istiklal vesikası “Lozan” yazıldı. Atatürk, bir milletin halasını yalnız kendisindeki kuvvetten beklemiştir. Bu fikir, onun gençliğe hitabında bilhassa belirtilmiştir. Muazzam eserinin müdafaasını emanet ettiği Türk Gençliğine “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur” diyen Atatürk’ün Türk köylüsü ile neferi hakkındaki samimi fikirleri, malumdur. Ona göre, “Memleketin yegane efendisi köylüdür!”
Hakkında söylenenler
Nesib Yusufbeyli: “28 Mayıs 1918 Azerbaycan tarihinde büyük millî arzuların tahakkuk ettiği bir gündür.”
Üzeyir Hacıbeyov: “Azerbaycan cumhuriyeti sağlam bir millî fikir ve Türklük şuuru üzerine kurulmuştur. İslam mezhepleri arasındaki zıddiyet ilk defa olarak burada tadile uğramış, Müslümanların tesanüdü fikrine büyük kıymet verilmiştir. Aynı zamanda Azerbaycan, çağdaş bir cemiyet kurmaya, Avrupalı bir zihniyetle çalışmaya azmetmiştir. Bayrağının üç rengi (Mavi, kırmızı, yeşil) bu üç umdenin timsalidir.”
Röportajları
Resulzade hayatının sonlarında, 26 Ağustos 1951, 1952 ve 28 Mayıs 1953’te toplamda üç kez Azerbaycan halkına seslenmiştir.
26 Ağustos 1951
“ Ben Mehmed Emin Resulzade Amerikanın Sesi radyosundan konuşuyorum. Hasretini çekdiğimiz Vatana seslene bilmek için buna müteşekkirim. Bu radyo Birleşik Amerika Devletleri’nin tarihini yazan demokrasi düşüncelerini yaymaktadır. Bu düşüncelerin iki temeli vardır: İnsanlara özgürlük, milletlere istiklal!
Bundan 33 yıl önce Birinci Dünya Savaşının sonunda çarlık rejimi çöktü; Vatanımızı istila ve istibdadı altında tutan Rusya İmparatorluğu dağıldı. Azerbaycanlılar yıllardan beri bekledikleri fırsatı ele geçirdiler; millî ve bağımsız bir Cumhuriyet kurdular…
Demokrasinin bu yüksek esaslarını sürdürmek için kurulan millî devlet iki yıl hayat sürdü. Tarihimizin en şanlı dönemi olan bu kısa sürede savaştan çıkan yurudunuzde emniyet temin edildi. Gerekli olan askeri ve adalet kurumları kuruldu. Sosyal reformlara başlanıldı. Millî eğitime önem verildi. Medeniyyet dünyası ile temas edildi. Komşularla iyi ilişkiler kuruldu. Sonuçta büyük Avrupa devletleri ve Birleşik Amerika tarafından Cümhuriyetimizin istiklali tanındı. Lenin ve Stalinin imzaları ile müslüman milletlerine sözde hürriyet ve istiklal vad eden bolşevikler işte türk ve müslüman dünyasında kurulan ilk cümhuriyeti Kızıl Ordunun üstün gücü ile zorladılar. Halkımız zulme karşı son nefesine kadar savaştı; fakat mağlup oldu. Neticede millî ordunu dağıttılar, millî önderlerimizi kesdiler, millî servetlerimizi yağmalayarak Moskovaya götürdüler. Tek kelime ile memleketi sovyetleşdirdiler.
Tarihin en acımasız istibdadını kuran bolşevikler sovyet rejimine utanmadan demokrasi söylüyordular. Sovyetlerle gerçek demokrasi arasında yerden göklere kadar fark vardır, vatandaşlar!
Değerli Azerbaycanlılar! Bütün dünya ile bağlantınız kopmuş ve yalnız kalmışsınız. Etrafınızda sizi dış dünyadan ayıran demir perde vardır. Başınız min bir bela ve felaketler içindedir. Bu belalı ve felaketli yaşamı bolşevik propagandacıları ideal bir hayat gibi sunuyorlar. Sovyetler dışında kalan dünyadaki hayatı felaketden ve sefaletden oluşan hayat gibi tasvir ediyorlar. İnanmayınız kardeşlerim! Dünyada özgür yaşayan, korku bilmeyen özgür insanlar, özgür milletler ve bağımsız devletler vardır. Bu milletlerin yaşadıkları memleketlerde insanın ne düşüncesine, ne vicdanına, ne de imanına tasallut eden yoktur. Özgür insanların birliğinden kurulan bağımsız milletler kendilerini yönetiyorlar.
Özgürlük ve millî istiklal ilkelerini bundan 175 yıl önce Amerika Birleşik Devletleri, 33 yıl önce de Azerbaycan beyannamesi ilan etmişlerdir. Bütün dünyanın saadeti gibi Azerbaycanın kurtuluşu da bu ilkelerin hepsinin gerçekleşmesi ile bağlıdır. Tekrar ediyorum – İnsanlara özgürlük, Milletlere istiklal!
”
Ölümü
6 Mart 1955 tarihinde, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi kliniğinde diyabet nedeniyle öldü. Son sözleri “Azerbaycan, Azerbaycan, Azerbaycan!” şeklinde oldu.[kaynak belirtilmeli] Ankara Radyosu 7 Mart günü saat 22:45’te, ölüm haberini duyurdu.
1000 Azerbaycan manatı (1993-2001)
8 Mart’ta Mehmed Emin Resulzade’nin arkadaşları Ankara’daki Hacı Bayram Camii’ndeki tabutunun başında nöbet tuttular. Ankara Belediye Başkanı Kemal Aygün de taziye için oradaydı. Ayrıca cenazenin önünde “Azerbaycan Kültür Derneği”, “Milli Kütüphane”, “Türk Kütüphaneciler Derneği”, “Karslı Yüksek Öğrenci Yardımlaşma Derneği”, “Gazetecler Derneği”, İdil-Ural ve Kırım Türkleri temsilcileri vardı.[5] Cenazede Abdulvahap Yurtsever, Ahmet Caferoğlu, Mirza Bala Mehmetzade, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Sadri Maksudi Arsal, Cafer Seydahmet Kırımer, Abdullah Battal-Taymas, Zeki Velidi Togan gibi önde gelen isimler de oradalardı. Mehmed Emin Resulzade, Ankara’daki Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedildi.
Türkiye, İran ve Batı Avrupa’da birçok ülkede taziye mesajları yayınlandı. Türkiye’de 1993 yılında yaptırılan bir okula Mehmed Emin Resulzade’nin adı verildi.
Azerbaycan Kabinesi, Bakü’de Mehmed Emin Resulzade için bir anıtın dikilmesine ilişkin 26 sayılı, 13 Ocak 1993 tarihli kararı kabul etti.[6] Azerbaycan cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, 29 Aralık 1993 tarihli “Azerbaycan’ın önde gelen sosyo-politik şahsiyeti Mehmed Emin Resulzade’nin doğumunun 110. yıldönümü hakkındaki” 79 Sayılı Kararnameyi imzaladı.[7][8] İlham Aliyev, 22 Kasım 2013 tarihli “Mehmed Emin Resulzade’nin 130. yıldönümünü kutlamak hakkında” bir kararname imzaladı.[9]
Anısına yapılanlar
Resulzade’nin Ankara’daki heykeli
Mimari yapılar
1992’de Tatar bölgesinin yöneticisi Serdar Hamidov’un girişimiyle Mehmed Emin Resulzade için bir anıt yapıldı.[10]
1993 yılında Zakatala’da Mehmed Emin Resulzade’nin bir heykeli yapıldı.[11]
1999’da Bakü Devlet Üniversitesi’nden Mehmed Emin Resulzade’nin bir büstü kaldırıldı.[12][13]
Resulzade’nin adı 2000 yılında Bakü Devlet Üniversitesinden kaldırıldı.[14][15]
2000 yılında Ağcabedi’deki bir büstü kaldırıldı.[12][13]
2007 yılında Ağsu’daki heykeli kaldırıldı.[16]
2007 yılında Kukla Tiyatrosu önüne anıt dikileceği bilgisini veren bir levha konuldu ve yerine çeşme yapıldı.[17][18]
2011 yılında Kobustan’daki heykeli kaldırıldı ve arşivlendi.[12][13]
2012 yılında Sabirabad’daki büstü kaldırıldı.[19][20][21]
2012’de Tatar’daki büstü kaldırıldı.[22][23]
Günümüzde
Resulzade’nin Novkhani’de doğduğu ev bir anaokuludur.[12][24]
Bakü Devlet Üniversitesi’nin bahçesinde “Buraya Azerbaycan halkının büyük düşünürü, Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin kurucusu Mehmed Emin Resulzade’nin büstü dikilecektir” yazılı bir bilgilendirme panosu vardır.[25][26][27][28]
Novkhana’da bir heykeli vardır.[12][13]
Türkiye’nin başkenti Ankara’da adını taşıyan bir lise bulunmaktadır.[29][30]
Eserleri
Azerbaycan Cumhuriyeti Keyfiyeti Teşekkülü ve Şimdiki Vaziyeti (İstanbul, 1923)
Asrımızın Siyavuşu (İstanbul, 1923)
İstiklal Mefkuresi ve Gençlik (İstanbul, 1925)
Rusya’da Siyasi Vaziyet (İstanbul, 1926)
İhtilalci Sosyalizmin İflası ve Demokrasinin Geleceği (İstanbul, 1928)
Milliyet ve Bolşevizm (İstanbul, 1928)
Panturanizm ve Kafkasya Problemi (Rusça, Paris, 1930)
Azerbaycan Problemi (Almanca, Berlin, 1938)
İstiklal Uğrunda Mücadele (Lehçe, Varşova 1938);
Azerbaycan Kültür Gelenekleri (Ankara, 1949)
Çağdaş Azerbaycan Edebiyatı (Ankara, 1950)
Çağdaş Azerbaycan Tarihi (Ankara, 1951)
Azerbaycan Şairi Nizami (Ankara, 1951)
Milli Tesanüd (Ankara, 1978)
Kafkasya Türkleri (İstanbul, 1993)
İran Türkleri (İstanbul, 1993)
1884 – Theodor Heuss, Batı Almanya’nın ilk Cumhurbaşkanı (ö. 1963)
1892 – Eddie Cantor, Amerikalı şarkıcı, komedyen, dansçı ve oyuncu (ö. 1964)
1893 – Arkadiy Plastov, sosyalist gerçekçilik akımının öncülerinden olan Rus Sovyet ressam (ö. 1972)
1894 – Kurt Blome, Nazi bilim insanı (ö. 1969)
1896 – Sofya Yanovskaya, Sovyet matematikçi ve tarihçi (ö. 1966)
1896 – Lewis Strauss, Amerikalı iş adamı, hayırsever, ABD Donanması subayı ve politikacı (ö. 1974)
1902 – Tallulah Bankhead, Amerikalı oyuncudur (ö. 1968)
1902 – Alva Myrdal, İsveçli diplomat ve siyasetçi (ö. 1986)
1905 – John O’Hara, Amerikalı yazar (ö. 1970)
1910 – Faruk Kenç, Türk film yönetmeni (ö. 2000)
1911 – Baba Vanga, Bulgar kadın kâhin (ö. 1996)
Vangelia Pandeva Dimitrova
Doğum 31 Ocak 1911
Ustrumca, Osmanlı Devleti (Günümüzdeki Kuzey Makedonya)
Ölüm 11 Ağustos 1996 (85 yaşında)
Sofya, Bulgaristan
Ölüm sebebi Meme kanseri
Milliyet Bulgar
Tanınma nedeni Kâhinlik
Din Yahudilik
Evlilik Dimitar Gushterov
(e. 1942; ö. 1962)
Baba Vanga (Bulgarca: баба Ванга) (31 Ocak 1911, Ustrumca, Osmanlı Devleti – 11 Ağustos 1996, Sofya, Bulgaristan), doğum ismi Vangelia Pandeva Dimitrova (Bulgarca: Вангелия Пандева Димитрова), evlendikten sonra bilinen ismi Vangelia Gushterova (Bulgarca: Вангелия Гущерова), kör bir Bulgar mistik, durugörü. Bulgaristan’da, Kozhuh dağlarında, Yer Rupite bölgesinde hayatının çoğunu geçiren bir bitki uzmanıydı.[1][2][3] Kendisinin, paranormal yeteneklere sahip olduğu iddia edilir. Zheni Kostadinova 1997’de milyonlarca insanın paranormal yeteneklere sahip olduğuna inandığını iddia etti.[4]
Hayatı
Vanga 1911 yılında Pando ve Paraskeva Surchev çiftinin kızı olarak o zaman Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı olan Ustrumca’da prematüre bir bebek olarak dünyaya geldi. Geleneklere bağlı kalınarak yaşayıp yaşamayacağı kesinleşene kadar Vanga’ya bir isim verilmedi. Vanga ilk ağladığı zaman bakıcısı sokağa çıkarak bir yabancıdan isim söylemesini istedi. Yabancı Andromaha ismini önerdi fakat bu isim Yunanca olduğu için kabul edilmedi. Başka bir yabancı yine Yunanca bir isim olan Vangelia ismini önerdi ve bu öneri kabul edildi.
Vanga çocukluk döneminde kahverengi gözleri ve sarı saçları ile sıradan bir çocuktu. Babası bir İç Makedon Devrimci Örgütü aktivisti idi. 1. Dünya Savaşı sırasında Bulgaristan Ordusu’na çağrıldı. Vanga’nın babası askerde iken annesi öldü. Bu durum Vanga’nın çocukluğunun büyük bir dönemini komşularının ve yakın aile dostlarının yanında geçirmesine neden oldu. Savaştan sonra Ustrumca Yugoslavya’ya bırakıldı ve Yugoslav otoriteler Vanga’nın babasını Bulgar yanlısı fikirlerinden dolayı tutukladılar ve ailenin tüm mülküne el koydular.
Vanga yaşıtlarından daha zeki bir çocuk olarak görülüyordu. Küçükken arkadaşlarıyla “iyileştirme” oyunları oynadığı söylenir.
Babası daha sonra başka bir kadınla evlendi ve Vanga bir üvey anneye sahip oldu.
Hayatında bir dönüm noktası bir kasırga (bu iddia o zamanlar meteorolojik kayıtlarda doğrulanmadı) oldu ve Vanga’yı 2 km uzağa fırlattı. Vanga sonradan çok korkmuş bir şekilde bulundu ve gözleri kum ve toz ile kaplıydı, bu yüzden şiddetli ağrıları nedeniyle gözleri açılamadı. Hiçbir iyileştirme çabaları sonuç vermedi. Az bir para ile sadece kısmi bir operasyon yapıldı, bu yüzden tekrar görebilmesi mümkün olmadı.
1925 yılında Vanga, Zemun kentinde körler okuluna götürüldü ve orada üç yıl geçirdi. Bu süre zarfında Braille okuması öğretildi, piyano çalmasının yanı sıra örme, yemek ve temizlik işleri yaptı. Üvey annesinin ölümünden sonra küçük kardeşlerine bakmak için eve gitmek zorunda kaldı. Ailesi maddi olarak çok zayıftı ve bütün gün çalışmak zorunda kaldı.
Vanga önceki yıllarda oldukça sağlıklıydı, ancak 1939 yılında Plörezi’ye yakalandı. Doktorun görüşüne göre yakında ölecekti. Doktorun onu çok genç yaşta ölmesi ile ilgili yanlış görüşlerine rağmen, gerçekten hızlı ve kabul edilebilir derecede iyileşti.
II. Dünya Savaşı sırasında, Vanga’ya daha fazla inanan insan sayısı ile ziyaret çekti. Ziyaret edenlerin yakınlarının hayatta olup olmadığı hakkında bir ipucu almak umuduyla kendisine geliyorlardı. 8 Nisan 1942 tarihinde Bulgaristan Çarı III. Boris’te kendisini ziyaret etti. 10 Mayıs 1942 tarihinde Vanga, Dimitar Gushterov ile evlendi. Kısa bir süre önce evlenen Dimitar ve Vanga, Petriç’e taşındılar. Dimitar sonra Bulgar Ordusuna katıldı ve zamanında Bulgaristan tarafından ilhak edilen Yunanistan Makedonyası’na gitmek zorunda kaldı. Kocası 1947 yılında başka bir hastalık olan alkolizmin içine düştü ve sonunda 1 Nisan 1962 tarihinde öldü.
Vanga meme kanserinden 11 Ağustos 1996 tarihinde öldü. Cenazesine birçok devlet adamı dahil olmak üzere büyük kalabalıklar katıldı.
Vanga’nın vasiyetinin yerine getirilmesi için, Petriç’teki evi, müze haline getirilmiş ve 5 Mayıs 2008 tarihinde ziyaretçilerine kapılarını açmıştır. İkinci Dünya Savaşı’nın sonucundan Gandi’nin ölümüne, 11 Eylül saldırılarından Obama’nın ABD Başkanı olacağına kadar pek çok kehanette bulunduğu iddia edilmektedir.
Popüler kültürde
İngiliz gotik metal grubu Paradise Lost, altıncı albümleri One Second’ın kapak resmi için onun fotoğrafını kullandı.
İmajı Güneydoğu Avrupa’da (Balkanlar) ve Doğu Avrupa’da, özellikle Rusya’da popülerdir. Gizemli peygamberlikle ilgili Rus yayınları çoktur. “Vanga Büyük Ansiklopedisi”, kendisine adanmış bir Rus çevrimiçi projesidir.[5]
1918 – Kerim Korcan, Türk yazar (ö. 1990)
1919 – Jackie Robinson, ilk Afrikalı Amerikalı profesyonel bir beyzbol oyuncusuydu (ö. 1972)
1921 – Carol Channing, Amerikalı stand-up komedyen, oyuncu, şarkıcı, dansçı ve seslendirme sanatçısıdır (ö. 2019)
1921 – Mario Lanza, Amerikalı tenor ve oyuncu (ö. 1959)
1923 – Norman Mailer, Amerikan romancı ve Pulitzer Ödülü sahibi (ö. 2007)
1923 – Adela Forestello, Arjantinli insan hakları aktivisti
1929 – Rudolf Mössbauer, Alman fizikçi ve Nobel Fizik Ödülü sahibi (ö. 2011)
1929 – Jean Simmons, İngiliz asıllı Amerikalı oyuncu ve seslendirme sanatçısı (ö. 2010)
1931 – Ernie Banks, Amerikalı efsanevi profesyonel beyzbolcu (ö. 2015)
1933 – Bernardo Provenzano, İtalyan suç ögrütü lideri (ö. 2016)
1934 – Muhammed Taki Misbah Yezdi, İranlı siyasetçi (ö. 2021)
1935 – Kenzaburo Oe, Japon romancı ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi (ö. 2023)
1936 – Can Bartu, Türk futbolcu (ö. 2019)
1937 – Philip Glass, Amerikalı besteci
1937 – Suzanne Pleshette, Amerikalı oyuncu (ö. 2008)
1938 – Beatrix, Hollanda Kraliçesi
1938 – Lynn Carlin, Amerikalı eski bir oyuncu
1941 – Jessica Walter, Amerikalı oyuncu (d. 2021)
1942 – Daniela Bianchi, İtalyan oyuncu
1942 – Derek Jarman, İngiliz sinema yönetmeni (ö. 1994)
1942 – Zeynep Kerman, Türk edebiyat araştırmacısı ve akademisyen
1945 – Temel Gürsu, Türk yönetmen, yapımcı, senarist, oyuncu ve seslendirme sanatçısı
Temel Gürsu
Doğum Temel Pulat Gürsu
31 Ocak 1945 (79 yaşında)
Trabzon, Türkiye
Meslek Yönetmen, yapımcı, senarist, Oyuncu
Etkin yıllar 1970 – 2008
Evlilik Canan Perver
Çocuk(lar) Burak Gürsu
Emrah Gürsu
Akraba(lar) Tanju Gürsu (ağabeyi)
Temel Pulat Gürsu (d. 31 Ocak 1945, Trabzon), Türk yönetmen,[1] yapımcı, senarist, oyuncu ve seslendirme sanatçısıdır.[2][3]
Hayatı
Türk oyuncu, senarist, yönetmen ve yapımcı Tanju Gürsu’nun kardeşidir.[4]
Filmografisi
Yıl Yapım Oyuncu Karakter Senarist Yapımcı Yönetmen Not(lar) Yıl Yapım Oyuncu Karakter Senarist Yapımcı Yönetmen Not(lar)
1970 Dikkat Kan Aranıyor Evet 1982 Nikah Masası Evet
1971 Rüzgar Murat Evet Evet 1982 Nasıl İsyan Etmem Evet
1971 Kaynanam Tatilde Evet 1982 Berduşlar Evet Evet
1971 Hayat Sevince Güzel Evet 1982 Talih Kuşu Evet Evet
1972 Cevriye’nin Kızları Evet 1983 Zulüm Evet Evet
1972 Balıkçı Kız Evet Evet 1983 Yıkılan Gurur Evet
1972 Yalan Dünya Evet Evet 1983 İlişki Evet Evet
1973 Çocuğumu İstiyorum Evet Evet 1983 Gırgıriye’de Cümbüş Evet
1973 Kolsuz Kahramanın Kolu Evet 1983 Feryat Evet
1973 Teslim Ol Baba Evet Evet 1984 Yaşadıkça Evet Evet
1974 Kısmet Evet 1984 Çalsın Sazlar Evet
1974 Tek Başına Evet 1984 Kadınca Evet
1974 Hostes Evet Evet 1984 Kader Çıkmazı Evet
1974 Şaşkın Evet 1984 Gırgıriyede Büyük Seçim Evet
1974 Hop Dedik Kazım Evet 1984 Sevginin Bedeli Evet
1974 Gerçek Evet 1985 Ateşdağlı Evet
1975 Randevu Evet Evet 1985 Tapılacak Kadın Evet
1975 Çirkef Evet 1985 Sekreter Evet
1975 Çapkın Kızlar Evet 1986 Öksüzler Evet
1975 Canavar Cafer Evet 1986 Merhamet Evet
1975 Kazım’a Ne Lazım Evet 1986 Ayrılmayalım Evet
1975 Kokla Beni Melahat Evet 1986 Acı Lokma Evet
1975 Kokla Ama Koparma Evet Evet 1986 Sultanoğlu Evet
1975 Baldız Evet 1986 Mavi Yolculuk Evet
1975 İzin Evet 1986 Seviyorum Evet
1975 Elma Şekeri Evet 1987 Sarışınım Evet
1976 Bulunmaz Uşak Evet Evet 1987 Yuvasızlar Evet
1976 Kuklalar Evet 1987 Annem Evet
1976 Kucaktan Kucağa Evet 1987 Temas Evet Evet
1976 Arzu Evet Evet 1987 Alışırım Evet
1977 Benim Gibi Sevenler Evet Evet 1987 Güneşten De Sıcak / Sarı Güneş Evet
1977 Derbeder Evet Sinema Tarihi Gişe Rekoru 1987 Sızı Evet Evet
1977 Çeşme Evet 1988 Küçüksün Yavrum Evet
1977 Kızını Dövmeyen Dizini Döver Evet 1988 Ağlıyorum Evet
1978 Çaresiz Evet 1989 Hep Ezildim Evet
1978 Batan Güneş Evet Kulaksız Arif Evet 1990 Pamuk Hemşire Evet
1978 Yadeller Evet 1990 Ahu Gözlüm Evet Evet
1979 Yanmışım Evet 1995 Süper Yıldız Evet
1979 İsyankar Evet 1997 Canısı Evet
1980 Perişanım Evet 1997 Yasemin Evet
1980 Boynu Bükük Evet 1998 Sırılsıklam Evet
1980 Yarabbim Evet 2000 Doktorlar Evet
1980 Ayrılık Kolay Değil Evet 2000 Hızır Servis Evet
1980 Vurun Beni Öldürün Evet 2000 Tutkular Evet
1981 Olmaz Olsun Evet 2000 Zehirli Çiçek Evet
1981 Yaşamak Bu Değil Evet 2000 Bizim Takım Evet
1981 Kimbilir / Kibariye Evet Evet 2002 Yaz Gülü Evet
1981 Şabancık Evet 2002 Berivan Evet
1981 Seni Yakacaklar Evet
1982 Ceza
1947 – Jonathan Banks, Amerikalı oyuncu
1947 – Bernard Guignedoux, Fransız futbolcu ve teknik direktör (ö. 2021)
1951 – Selma Güneri, Türk sinema ve ses sanatçısı
1956 – Guido van Rossum, Hollandalı bir bilgisayar programcısıdır
1956 – John Lydon, İngiliz müzisyen
1959 – Anthony LaPaglia, Avustralyalı oyuncu
1959 – Kelly Lynch, ABD doğumlu oyuncu
1960 – Ekber Genci, İranlı yazar ve gazeteci
1960 – Grant Morrison, çizgi roman yazarı
1960 – Željko Šturanović, Karadağlı siyasetçi (ö. 2014)
1961 – Fatih Kısaparmak, Türk besteci ve yorumcu
Fatih Kısaparmak
Madde
Tartışma
Oku
Değiştir
Kaynağı değiştir
Geçmişi gör
Araçlar
Görünüm gizle
Metin
Küçük
Ölçünlü
Büyük
Genişlik
Ölçünlü
Geniş
Renk (beta)
Otomatik
Açık
Koyu
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Fatih Kısaparmak
Kısaparmak, Mart 2010’da Avustralya konserinde.
Doğum 31 Ocak 1961 (63 yaşında)
Maden, Elazığ, Türkiye
Milliyet Türkiye
Diğer ad(lar)ı Çağdaş Ozan, Bay Kilim ve Türkücü Baba
Meslek Müzisyen, söz yazarı, besteci ve Türk halk müziği sanatçısı
Evlilik Şebnem Kısaparmak (e. 1991)
Çocuk(lar) 2
Fatih Kısaparmak (31 Ocak 1961; Maden, Elazığ), Türk halk müziği sanatçısı, müzisyen, besteci ve söz yazarı.[1]
İlk yılları
Elazığ, Maden’de doğdu. Annesi Yıldız Hanım, emekli bir ilkokul öğretmeni; babası Necip Bey ise, sırasıyla ortaokul ve öğretmen okulu müdürü, il millî eğitim müdürü, ortaöğretim genel müdürü ve bakanlık teftiş kurulu başkanı olarak hizmetler vermiş; basılı beş eseri de bulunan bir bürokrattır.
1991 yılında, TRT, Kanal 6, TGRT, Kanal 7, Star TV, Samanyolu TV ve Fox televizyonlarının ana haber spikerliği ve program sunuculuğu görevini yürüten, ekonomist Şebnem Ergür (Kısaparmak) ile evlendi. Bu evlilikten, Ozan ve Kaan adlı iki erkek çocukları dünyaya geldi.
Fatih Kısaparmak, temel eğitim döneminden itibaren, Ankara Devlet Konservatuvarı ve TRT Ankara Radyosu’nda müzik; Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde ise resim çalışmalarında bulundu. Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi’ndeki öğrencilik yıllarında, Tasvir Gazetesi adına TBMM foto muhabirliği yaptı. Üniversite döneminde ise, başta Varlık olmak üzere çeşitli edebiyat-sanat dergilerinde şiirleri, röportajları ve araştırmaları yayımlandı. Yukarı Fırat Havzası’ndaki inceleme ve derlemelerini topladığı “Dil Folkloru Açısından Harput Ağzı” isimli bilimsel çalışması, ayrıca, “Ve Ağır Sevdam” adını taşıyan bir şiir kitabı da bulunmaktadır.
Sanat hayatı
1985 yılında besteci, söz yazarı ve yorumcu olarak profesyonel sanat yaşamına atıldı. İlk çalışması olan “Kilim” büyük kitlelere ulaştı. Daha sonra ürettiği 17 müzik albümüyle de müzik kariyerini sürdüren Kısaparmak, 200’den fazla besteye imza attı. “Çağdaş Ozan”, “Bay Kilim” ve “Türkü Baba” olarak da tanındı.
Fatih Kısaparmak, sırasıyla “Grup Kilim” ve “Grup Mozaik” adlı iki ayrı konser orkestrası kurdu. Erzincan, Gölcük ve Pakistan depremzedeleri ile Zonguldak grizu faciasında hayatını kaybedenlerin yanı sıra Darülaceze, Unicef vb. kurumlar yararına “Toplumsal Dayanışma ve Yardım Konserleri” düzenledi. Türkiye’nin yanı sıra ABD, Rusya, Avustralya, Almanya, Avusturya, Fransa, Hollanda, Belçika, İsveç, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Bosna-Hersek, Venezuela, Kazakistan ve Özbekistan’da çok sayıda konser verdi.
Malatyaspor ve Elâzığspor’da, toplam 3 dönem yönetim kurulu üyeliği görevinde bulunan Fatih Kısaparmak, İstanbul-Elâzığ Kültür Vakfı’ndaki kurucu üyeliğinin yanı sıra, Elâzığlılar Dayanışma Derneği’nde de yönetici ve genel sekreter olarak çalıştı. Türkiye’nin önde gelen kurum ve kuruluşlarınca 70’e yakın ödüle layık görülen sanatçıya, 2000 yılında, halk müziğine ve folklora katkılarından dolayı Fırat Üniversitesi Senatosu tarafından Fahri Doktora unvanı verildi.
Diskografi
1987: Yaradan Aşkına
1989: Yarına Kaç Var / Bekle Küçüğüm
1989: Kilim / Nazlı Bebe
1990: Cemre Düşünce
1991: Güneşi Biz Uyandırdık
1992: Portakal Çiçeğim
1994: Hoşçakal
1995: Mozaik 1
1996: Mozaik 2
1996: Dicle’nin Oğlu
1998: Olur Mu Böyle Hasan
1999: Mor Salkımlı Sokak
1999: ve Senin Şiirlerim
2000: Bu Dağ Ne Rüzgarlar Gördü
2001: Vay Benim Hayallerim
2003: Sevdaysa Sevda, Kavgaysa Kavga
2004: Ben İki Kere Ağladım
2007: Belki Dönemem Anne
2009: Aşk Ve Özgürlük İçin
2013: Sonsuza Kadar
2018: Belki Dönemem Anne
2022: Bu Şehir Benden Sorulur
1961 – Filiz Kerestecioğlu, Türk hukukçu ve siyasetçi
1961 – Latif Demirci, Türk karikatürist
1963 – Ergün Poyraz, Türk araştırmacı yazar
1964 – Jeff Hanneman, Amerikalı müzisyen ve Slayer grubunun gitaristi (ö. 2013)
1964 – Ofra Harnoy, Kanadalı çellist
1966 – Anne Berge, Norveçli kayakçı
1968 – John Collins, İskoç millî futbolcu ve tekni direktördür
1970 – Minnie Driver, İngiliz oyuncu ve şarkıcı
1971 – Patricia Velásquez, Venezuelalı oyuncu ve model
1973 – Amanda Lee Rogers, Avusturyalı eski oyuncu
1974 – Ary Abittan, Fransız oyuncu ve mizah yazarı
1975 – Preity Zinta, Bollywood’un (Hint Sineması) oyuncularından biri
1976 – Traianos Dellas, Yunan millî futbolcu ve teknik direktör
1977 – Kerry Washington, Amerikalı oyuncudur
1979 – Eduardo Navarro, İspanyol profesyonel futbolcu (ö. 2022)
1980 – James Adomian, İngiltere doğumlu Amerikalı oyuncu
1981 – Justin Timberlake, Amerikalı pop şarkıcısı ve oyuncu
1982 – Salvatore Masiello, İtalyan futbolcu
1982 – Allan James McGregor, İskoç kaleci
1982 – Elena Paparizou, Yunan şarkıcı
1983 – Fabio Quagliarella, İtalyan futbolcu
1984 – Jeremy Wariner, Amerikalı atlet
1985 – Adam Federici, Avustralyalı eski millî futbolcu
1986 – Walter Dix, Amerikan kısa mesafe koşucusu
1986 – Megan Ellison, Amerikalı yapımcı
1988 – Taijo Teniste, Eston millî futbolcu
wikipedia.org