21 Ocak, Miladi takvime göre yılın 21. günüdür.
Aralık – Ocak – Şubat | ||||||
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 |
8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 |
15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 |
22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 |
29 | 30 | 31 |
Olaylar
- 1522 – Rodos’un Osmanlı Donanmasınca fethi.
Rodos Kuşatması ya da Rodos’un Fethi, Osmanlı Padişahı I. Süleyman’ın, 1522 yılında 400 parçalık büyük bir donanma ve 100.000 kişilik kara ordusu ile Rodos’u topraklarına katması olayıdır.
Kuşatma öncesi
Rodos’a sığınmış olan Hospitalier Şövalyeleri korsancılık ile Osmanlı ticaretine zarar vermekteydi. Rodos’u daha önce II. Mehmed’in orduları kuşatmış lakin alamamıştır. I. Selim’in de kuşatmaya genelde olumsuz baktığı tarihçilerce bildirilir. Rodos’u almadan, Suriye ve Mısır’ı idare etmenin imkânsız olduğunu düşünen Kanuni Sultan Süleyman, Belgrad’ı fethettikten sonra (1521), Rodos’a yönelmiştir.
Parlak Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı donanması 5 Haziran 1522’de İstanbul’dan hareket etti. Çanakkale Boğazı’ndan çıkıp Bababurnu’nu geçtiğinde Kurdoğlu Muslihiddin Reis de donanmaya katıldı. Donanma Çeşme’de asker ve cephane takviyesi alırken İkinci Vezir Mustafa Paşa da Sakız’ı yöneten Cenevizli Giustiniani ailesini kabul etti. Donanma 23 Haziran’da Rodos’un kuzeyine ulaşırken Kara Murad Reis’e Rodos’un batısındaki Herke adasının zaptedilmesi görevi verildi. Donanmanın asıl bölümü ise 24 Haziran’da Villanova şatosu açıklarına demirledi ve bölgeye 10.000 askerlik çıkarma yaptı. 26 Haziran’da ise Öküz Burnu mevkiine ikinci ve (kuşatma toplarının da karaya çıkartıldığı) asıl çıkarma yapıldı ve iki köprübaşı tutulmuş oldu.
Kanuni Sultan Süleyman komutasındaki Osmanlı ordusu ise 18 Haziran 1522’de Üsküdar’dan hareket etti.[9] Kütahya’da Anadolu Beylerbeyi Güzelce Kasım Paşa ve eyalet askerleri de orduya iltihak etti. 26 Temmuz’da ise tüm Osmanlı ordusu Marmaris’e ulaştı ve 28 Temmuz’da Kanuni Sultan Süleyman’ın da adaya geçişiyle çıkarma harekâtı tamamlandı.
Kuşatma
Kuşatma düzeni
Rodos adasının kuzeyi Osmanlı donanması tarafından tutulup, iki köprübaşı temin edildikten sonra, Osmanlı ordusu kuşatma düzeni aldı. Buna göre; merkezde İkinci Vezir Damat Mustafa Paşa komutasında yeniçeriler ve sipahiler konuşlanırken, Kanuni Sultan Süleyman’ın karargâhı ise (Türklerin Kızıltepe dedikleri) Saint Cosme ve Saint Damien tepesine kuruldu. Bu kuvvetlerin karşısında İngiliz ve İspanyol askerleri bulunmaktaydı. Donanmayla temas halindeki sağ kanatta Sadrazam Pîrî Mehmed Paşa ve Anadolu Beylerbeyi Güzelce Kasım Paşa komutasındaki Anadolu eyalet askerleri konuşlandı. Bu kuvvetlerin karşısında İtalyan ve Provence askerleri bulunmaktaydı. Keza donanmayla temas halindeki sol kanatta ise İkinci Vezir Ahmed Paşa ve Rumeli Beylerbeyi Ayas Mehmed Paşa komutasındaki Rumeli eyalet askerleri konuşlandı. Bu kuvvetlerin karşısında ise Alman ve Fransız askerleri vardı. 58 kuşatma ve 12 havan topu da merkez ve kanatlar arasında paylaştırıldı.
Kuşatmanın başlaması
Kanuni Sultan Süleyman’ın 28 Temmuz’da adaya geçtiği gün askerlere ertesi gün taarruzun başlayacağı bildirildi. 29 Temmuz sabahında şiddetli bombardıman başladı ve kaleden de aynı şiddetle mukabele gördü. Bununla birlikte, 10 Ağustos’a kadar süren bombardıman, Şövalyelerin surların dış cephesini yumuşak taşla kaplamış olmaları ve güllelerin tahribat yapmaktansa saplanıp kalması nedeniyle beklenen etkiyi yaratamadı. Bunun üzerine donanma devreye sokularak denizden de surların üzerinden yapılan aşırtma atışlarla suriçinde yangınlar çıkarıldı. 9 Ağustos’ta erzak, barut ve 3.000 askerle Mısır’dan gelen takviye filo Osmanlı ordusuna moral sağladı.
Rodos kalesinin teslimi
Kanuni Sultan Süleyman, Sadrazam Pîrî Mehmed Paşa’yı Saint Jean Şövalyelerinin elçileriyle müzakere etmekle görevlendirdi. Müzakereler sonucunda aşağıdaki koşullarla anlaşmaya varıldı:
1- Rodos Şövalyeleri kişisel eşya ve silahlarıyla Rodos ve bağlı adalardan 12 gün zarfında çekilerek ayrılacaklardır.
2- Rodos’tan ayrılacakların Girit/Kandiye limanına kadar nakilleri Türk gemileriyle yapılacaktır.
3- [Şövalyelerin çekileceği] 12 günlük süre zarfında Rodos kalesine sadece 4.000 kişilik yeniçeri birliği girecek, kuşatma ordusunun geri kalan bölümü kalenin bir mil açığına çekilecektir.
4- Şehirde kalacak olanların dinî ayinlerinde serbest olacaktır.
5- Rodos’ta kalacak olanlardan arzu edenler üç yıl zarfında Rodos’u terk edebileceklerdir.
6- Rodos ahalisi beş yıl süreyle vergide muaf olacaktır.
7- Ada’dan Kapıkulu ocakları için devşirme alınmayacaktır.
8- İşbu anlaşma koşullarının eksiksiz uygulanması için 25 Şövalye ile Rodos halkı ilerigelenlerinden 25 kişi Osmanlı karargâhında rehin tutulacaktır.
Kuşatma sonrası
[değiştir | kaynağı değiştir]
Osmanlıların Akdeniz’de güvenliği sağlaması kolaylaşmıştır. Fetihten sonra halka büyük imtiyazlar verilerek adaya Anadolu’dan Türk nüfusu yerleştirilmiştir. Cezayir-i Bahr-i Sefid (Akdeniz Adaları) eyaletine bağlanmıştır.[12] Sancakbeyi olarak da Mehmed Bey tayin edilmiştir.[13]
Popüler Kültür
[değiştir | kaynağı değiştir]
Halit Ergenç’in Kanuni Sultan Süleyman rolünde oynadığı Muhteşem Yüzyıl filminin 10. bölümünde Rodos Adası’nın Fethi gösterilmiştir.[14]
Galeri
[değiştir | kaynağı değiştir]
-
İngiliz kısmın en doğusundaki Aziz Yuhanna (St. John) Kulesi.
-
Büyük Efendi Fabrizio del Carretto tarafından 1515-1517 aralarında inşa edilen yuvarlak siperli İtalyan Kulesi.
-
Pierre d’Aubusson’ın talebi üzerine dökülen Hospitalier Şövalyeleri havan topu. Havan yakın savunma için kullanılmaktaydı (100-200 metre). 260 kg’lık granit toplar ateşlerdi. Topun ağarlığı 3,325 kg’dır. Musée de l’Armée.
-
Philippe Villiers de L’Isle-Adam armalı Kalibre topu, Rodos. Kalibre: 140 milimetre (5,5 in), uzunluk: 339 santimetre (133 in), ağarlık: 2.533 kilogram (5.584 lb), mühimmat: 10 kilogram (22 lb) demir top. 1862’de Sultan Abdülaziz tarafından III. Napoleon’e verilmiştir.
-
I. François’ın Fransız kalıbı bir top, semender arması ve Osmanlıca yazıları Vitar: 45, Çap: 14, Karış: 13. Rodos’un Fethi (1522), Musée de l’Armée.
-
Aziz Nikola Kulesi’ndeki top, 1510, Rodos. Emery d’Amboise’ın arması, Osmanlıca yaılar Vitar: 35, Çap: 16, Ş (Karış kısaltması): 11. Latince yazılar TURIS+S+NICOLAI+PRO+DEFÉSOR, “Aziz Nikola Kulesi müdafası için”. Kalibre: 23.0 cm (9.1 in) uzunluk: 255 cm (100 in) ağarlık: 1,427 kg (3,146 lb). 1862’de Sultan Abdülaziz tarafından III. Napoleon’e verilmiştir.
- 1774 – Osmanlı padişahı III. Mustafa öldü. I. Abdülhamit tahta çıktı.
III. Mustafa | |||||
---|---|---|---|---|---|
İslâm Halifesi Emîrü’l-mü’minîn İki Kutsal Caminin Hizmetkârı |
|||||
26. Osmanlı Padişahı | |||||
Hüküm süresi | 30 Ekim 1757 – 21 Ocak 1774 (16 yıl, 2 ay ve 22 gün) | ||||
Önce gelen | III. Osman | ||||
Sonra gelen | I. Abdülhamid | ||||
105. İslâm Halifesi | |||||
Hüküm süresi | 30 Ekim 1757 – 21 Ocak 1774 | ||||
Önce gelen | III. Osman | ||||
Sonra gelen | I. Abdülhamid | ||||
Doğum | 28 Ocak 1717 Edirne Sarayı, Edirne, Osmanlı İmparatorluğu |
||||
Ölüm | 21 Ocak 1774 (56 yaşında) Topkapı Sarayı, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu |
||||
Defin | Laleli Camii, Fatih, İstanbul | ||||
Eş(ler)i |
|
||||
Çocuk(lar)ı |
|
||||
|
|||||
Hanedan | Osmanlı Hanedanı | ||||
Babası | III. Ahmed | ||||
Annesi | Emine Mihrişah Kadınefendi | ||||
Dini | Sünnilik | ||||
İmza |
III. Mustafa (Osmanlı Türkçesi: مصطفى ثالث Mustafa-i Sālis), divan edebiyatındaki mahlasıyla Cihangir; (28 Ocak 1717 Edirne – 21 Ocak 1774 İstanbul), 26. Osmanlı padişahı ve 105. İslam halifesi.
Babası Sultan III. Ahmed, annesi Emine Mihrişah Kadın’dır. Babasının 1730’da padişahlıktan çekilmesinden sonra yirmi yedi yıl kafes hayatı yaşamıştır. Amcasının oğlu III. Osman’ın ölümü üzerine 1757’de tahta geçmiştir.
Saltanatı
Başa geçtikten sonra sadrazam Koca Mehmed Ragıp Paşa’yı görevde bıraktı. Malî durumu düzeltmek için sarayın giderlerini azalttı ve yolsuzlukların üzerine gitti ancak başarılı olamadı. Orduda topçu sınıfını düzeltmek için Baron de Tott’a “Sürat topçuları” adında askerî bir birlik kurdurdu. Rusların 1770’te Çeşme’de Osmanlı donanmasını yakmaları üzerine yeni bir donanma hazırlanmasına çalıştı. Bu donanmanın subaylarını yetiştirmek üzere 1773 yılında Mühendishane-i Bahr-i Hümayun’u kurdurdu. Laleli Camii’ni yaptırdı. Ayrıca depremde yıkılan Fatih Camii’ni yeniden yaptırdı.
Saltanatının son dönemine 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı hâkim oldu. III. Mustafa ordusunun zayıflığını bilmekle beraber II. Katerina döneminde Rusya’nın Lehistan’a yaptığı müdahaleler yüzünden Rusya’ya karşı savaş ilan etti. Savaş sırasında Baltık Denizi’nden yola çıkan Rus Donanması Çeşme’de Osmanlı donanmasını yaktı. III. Mustafa savaşı bitirmek için girişimlerde bulundu ancak başarılı olamadı. Savaş sürerken öldü. Laleli’de kendi yaptırdığı Laleli Külliyesi içindeki III. Mustafa Türbesi’nde yatmaktadır.
I. Abdülhamid | |||||
---|---|---|---|---|---|
İslâm Halifesi Emîrü’l-mü’minîn İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Han |
|||||
27. Osmanlı Padişahı | |||||
Hüküm süresi | 21 Ocak 1774 – 7 Nisan 1789 (15 yıl, 2 ay ve 17 gün) |
||||
Önce gelen | III. Mustafa | ||||
Sonra gelen | III. Selim | ||||
106. İslâm Halifesi | |||||
Hüküm süresi | 21 Ocak 1774 – 7 Nisan 1789 | ||||
Önce gelen | III. Mustafa | ||||
Sonra gelen | III. Selim | ||||
Doğum | 20 Mart 1725 Topkapı Sarayı, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu |
||||
Ölüm | 7 Nisan 1789 (64 yaşında) İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu |
||||
Defin | I. Abdülhamid Türbesi, Fatih, İstanbul | ||||
Eş(ler)i |
|
||||
Çocuk(lar)ı |
|
||||
|
|||||
Hanedan | Osmanlı Hanedanı | ||||
Babası | III. Ahmed | ||||
Annesi | Rabia Şermi Kadınefendi | ||||
Dini | İslam | ||||
İmza |
I. Abdülhamid (Osmanlı Türkçesi: عبد الحميد اول Abdü’l-Ḥamīd-i evvel) (20 Mart 1725 – 7 Nisan 1789), 27. Osmanlı padişahı ve 106. İslam halifesidir. III. Ahmet’in oğlu ve III. Mustafa’nın kardeşidir.
Sultan I. Abdülhamid, siyasi ve askerî ıslahatlara girişti. Yeniçeri Ocağı’na ve donanmaya yeni bir çehre kazandırmaya çalıştı. Yeniçerilerin sayımını yaptırdı ve gereksiz yere fazla para alanları tespit ettirdi. Bu faaliyetleri yürüten Sadrazam Halil Hamit Paşa, menfaati bozulanlar tarafından padişaha şikâyet edildi. Sultan Abdülhamid’i devirerek onun yerine Selim’i tahta çıkarmak istediği suçlamasıyla yaptığı tüm olumlu çalışmalara rağmen Halil Hamit Paşa, Sultan I. Abdülhamid’in emriyle idam edildi. 1782 İstanbul yangınında itfaiye çalışmalarına katılmasından dolayı halkın sevgi ve takdirini kazanmıştı.
Sultan I. Abdülhamid, bütün başarısızlıklara rağmen Osmanlı padişahları arasında iyi niyeti ve gayreti ile anıldı. Merhametli, nazik ve şefkatli kişiliğiyle takdir topladı. Padişah olduktan sonra 49 yıllık saray hayatının ardından İstanbul’da sık sık dolaşmış, değişik semtleri ziyaret etmiş, farklı kıyafetlerle tebdil çıkarmıştır. Bunun yanında esnaf ve halkın derdini de dinlerdi.
Adaletli ve merhametli bir padişah olan I. Abdülhamid, Beylerbeyi’nde bir cami ve okul, Bahçekapı’da bir sebil, bir imaret, bir kütüphane ve bir türbe (Şimdi bunların yerinde Dördüncü Vakıf Han vardır.) Emirgan’da bir cami ile çeşme ve Medine’de yaptırdığı bir medrese ile mimari çalışmalarda da bulunmuştur. Kendinden sonra oğulları IV. Mustafa ve II. Mahmut da padişah olabilmiştir.
Saltanatı dönemindeki önemli yenilikler ve olaylar
İstihkâm Okulu açılmıştır. Yeniçeri sayımı yapılmış ve ulufe alım-satımı yasaklanmıştır. Sürat topçuları ocağı genişletilmiş, lağımcı ve humbaracı ocakları ıslah edilmiştir.
Küçük Kaynarca Antlaşması
Sultan I. Abdülhamid, 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı’nın kötü ilerlediği bir dönemde tahta geçti.[6] Ruslara karşı konulamayacağını anlayan Osmanlı Devleti, 21 Temmuz 1774 tarihinde Küçük Kaynarca Antlaşması’na imza attı. Buna göre Kırım’a bağımsızlık verildi. Ruslar, Karadeniz’de ticaret yapıp donanma bulundurabilecek, Balkanlar’da Ortodoks toplulukların haklarını koruyacaklardı. Osmanlı Devleti Rusya’ya savaş tazminatı verecek, ancak Rusya; Eflak, Boğdan, Besarabya ve Akdeniz’de işgal ettiği adaları Osmanlı Devleti’ne geri verecekti. Fakat bu bölgelerde Osmanlı Devleti genel af ilan edecek, halka din ve mezhep özgürlüğü verecek, halktan vergi almayacak, isteyen istediği yere göç edebilecekti.
1774-1779 Osmanlı-İran Savaşı
Tahta geçtikten altı ay sonra Kaynarca Antlaşması’nı imzalayan Padişah, birkaç ay sonra da İran ile yüz yüze geldi. Kaçarların rakibi olan Kerim Han Zend, 1775’te Basra’yı kuşatınca Mayıs 1776’da İran’a karşı savaş ilan edildi. 1776’da İranlıların eline geçen Basra, ancak üç yıl sonra geri alınabildi.
Aynalıkavak Tenkihnamesi ve Rusya’nın Kırım’ı işgali
Küçük Kaynarca Antlaşması sonucunda Osmanlı Devleti ile Rusya arasında kalıcı bir barış sağlanamamıştı. Çünkü Rusya Kırım’ı tamamen kendisine bağlamak istiyordu. Kırım’da Osmanlı hükûmetinin tayin ettiği III. Selim Giray Han ile Rusların Kırım’a Han olarak seçtikleri Şahin Giray arasında bir iç savaş çıktı.
Yeni bir Osmanlı-Rus savaşı ihtimali belirmesi üzerine Aynalıkavak Tenkihnamesi imzalandı. Küçük Kaynarca Antlaşması’nın bazı maddeleri değiştirildi. Bu maddeler arasında Rusların Kırım’dan askerlerini çekmesi, Osmanlı Devleti’nin ise Rusların istediği Şahin Giray’ın hanlığını kabul etmesi yer alıyordu. Ancak tamamen Rus taraftarı olan Şahin Giray’ı Kırım halkı istemedi. Çıkan ayaklanmayı bahane eden Şahin Giray, Rus kuvvetlerini Kırım’a çağırdı. Kırım Hanlığı, Rusya’nın Kırım’ı ani işgali sonucu 9 Temmuz 1783 tarihinde Rusya’ya bağlı bir eyalet hâline geldi.[7]
Rusya ve Avusturya Savaşı
Osmanlı Ordusu, Temeşvar eyaletinde stratejik bir konumda bulunan Muhadiye Boğazı’nı ele geçirdi. Avusturyalıların toparlanmasına fırsat vermeden onların üzerine yürüdü. Bu sırada Avusturya İmparatoru II. Joseph, 80.000 kişilik bir ordu ve 500 topla Sebeş Boğazı’na geldi. 21 Eylül 1788 tarihinde yapılan Sebeş Muharebesi’nde Koca Yusuf Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu büyük bir zafer kazandı. İki ayrı cephede hem Avusturya, hem de Rusya ile savaşmak zorunda kalan Osmanlılar, orduyu ikiye ayırmıştı. Bu durum Osmanlı Devletini zor durumda bıraktı. Saldırıya geçen Ruslar, Özi Kalesi’ni kuşatarak 20-25.000 kişiyi katlettiler. (17 Aralık 1788). Bu haberin İstanbul’a ulaşması üzerine Sultan I. Abdülhamid kederinden hastalandı ve felç geçirdi. Ancak, 7 Nisan 1789’da ölene kadar devlet işleriyle ilgilenmeye devam etti.
Yangınlar
I. Abdülhamid döneminin en akılda kalıcı olaylarından biri de büyük İstanbul yangınlarıdır. Bu yangınların çoğu kundaklama sonucu çıkmıştır. 9 Temmuz 1780 Samatya’da çıkan yangında binden fazla ev ve dükkân yok oldu. 24 Temmuz 1782 Balat yangınında ise 7.000’e yakın bina yok oldu.[kaynak belirtilmeli] 1780 Cibali yangını ise İstanbul’un karşılaştığı en büyük yangınlardan biriydi, 50 saat devam eden yangında 20.000 bina kül oldu.
Mimarî çalışmalar
Sultan I. Abdülhamid, mimarî alanda birçok eser yaptırdı. Kendi adını verdiği Sultan I. Abdülhamid Külliyesi, İstanbul Beylerbeyi Camii, Emirgan Çeşmesi, Hasköy Silahdar Yahya Efendi Çeşmesi, Gülşehir Kurşunlu Camii, Yozgat Ulu Camii, Unkapanı Şebsafa Camii ve Karavezir Medresesi bunların arasında en önemlileridir.
Ölümü
1787-1792 Osmanlı-Rus savaşında Özi Kalesi’nin Rusların eline geçtiği ve kale içindeki halkın Ruslar tarafından katledildiği haberini duyunca sağ tarafına felç geldi ve 64 yaşında iken 7 Nisan 1789’da öldü. Cenazesi Bahçekapı’da kendi yaptırdığı türbesine defnedildi.
- 1774 – Pugaçov İsyanı: Kazak isyan önderi Pugaçev, idam edildi.
- 1793 – Vatana ihanetten suçlu bulunan Fransa kralı XVI. Louis, giyotinle idam edildi.
- 1899 – Opel ilk otomobilini üretti.
- 1908 – New York Belediyesinin aldığı bir kararla, kadınların toplum içinde sigara içmeleri yasaklandı.
- 1911 – İlk Monte Carlo Rallisi başladı.
- 1919 – İrlanda Bağımsızlık Savaşı başladı.
İrlanda Bağımsızlık Savaşı | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Savaş esnasında İrlandalı milisler. |
|||||||
|
|||||||
Taraflar | |||||||
İrlanda | Birleşik Krallık | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Askeri liderler: Michael Collins Richard Mulcahy Cathal Brugha Siyasi liderler: Éamon de Valera Arthur Griffith |
Askeri liderler: Frederick Shaw Nevil Macready Henry Hugh Tudor Siyasi liderler: David Lloyd George John French Lord FitzAlan Ian Macpherson Hamar Greenwood |
||||||
Güçler | |||||||
İrlanda Cumhuriyet Ordusu ~15,000 | Britanya Ordusu ~20,000 İrlanda Kraliyet Polisi 9,700 Black and Tans 7,000 Yardımcı Birlik 1,400 Ulster Özel Polisi 4,000 |
||||||
Kayıplar | |||||||
~550 ölü[1] | 714 ölü: -410 RIC militanı -261 Britanya Ordusu askeri -43 USC militanı[2] |
||||||
~750 sivil öldü |
İrlanda Bağımsızlık Savaşı (İrlandaca: Cogadh na Saoirse) ya da Anglo-İrlanda Savaşı, İrlanda Cumhuriyet Ordusu’nun Britanya Hükûmeti’ne ve İrlanda’da bulunan kuvvetlerine karşı sürdürdüğü gerilla savaşıdır.
21 Ocak 1919 tarihinde, İrlanda Kraliyet Polisi’ne mensup iki polisin Tipperary Kontluğu’nda saldırıya uğrayıp öldürüldüğu Soloheadbeg Pususu ile başladı. İrlanda Cumhuriyeti aynı günün öncesinde Dublin’de Bağımsızlık Bildirgesi’ni yayımlamıştı. Daha sonra İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA) adını alan İrlanda Gönüllüleri, İrlanda Kraliyet Polisi ve Birleşik Krallık Silahlı Kuvvetleri’ne ait kışlaları hedef aldı, devriyeleri pusuya düşürdü, silahlarını ele geçirdi ve ıssız bölgelerdeki kışlaların kapatılmasını zorunlu kıldı. Britanya Hükûmeti, İrlanda Kraliyet Polisi’ne Britanya’dan takviye yolladı. Black and Tans ve Auxiliary Division olarak bilinen takviye kolluk güçleri disiplinsizlikleri ve sivillere yönelik misilleme saldırılarıyla tanınır oldu. Bir sonuç olarak İrlanda Bağımsızlık Savaşı genellikle “Black and Tans Savaşı” ya da kısaca “Tan Savaşı” olarak adlandırılır.
1920’nin sonlarına kadar çatışmalarda yaklaşık 300 kişi öldürülse de o yılın Kasım ayında şiddet olaylarında büyük bir artış oldu. Kanlı Pazar olarak anılan 21 Kasım 1920’de 14 Britanyalı istihbarat ajanı sabah Dublin’de öldürüldü ve öğleden sonra İrlanda Kraliyet Polisi’nin bir futbol maçında kalabalığın üzerine ateş açmasıyla dört kişi öldü, 65 kişi de yaralandı. Olaydan bir hafta sonra, 17 Auxiliary mensubu IRA tarafından Cork Kontluğu’nda Kilmichael’da pusuya düşürülerek öldürüldü. Britanya Hükûmeti, güney İrlanda’nın çoğu yerinde sıkıyönetim ilan etti. Cork kent merkezi, Aralık 1920’de Britanya kuvvetleri tarafından yakıldı. Sonraki yedi ay içinde tırmanmaya devam eden şiddet olaylarında 1.000 kişi öldü ve 4.500 cumhuriyetçi tutsak oldu. Mücadele ağırlıkla Munster (özellikle Cork Kontluğu), Dublin ve Belfast’ta yoğunlaştı. Çatışmalardaki can kaybının %75’ten fazlası bu üç yerde yaşandı. Kuzeyde ve özellikle Belfast’ta meydana gelen şiddet olaylarının mezhepsel karakteri ve Katolik sivil kurbanların sayısının orantısız biçimde yüksek olması dikkat çekti.
Her iki tarafta 1921 yılında ateşkesi kabul etse de çatışmalar kuzeydoğu bölgesinde devam etti. Daha sonra İrlanda Özgür Devleti kuruldu. Bu devlet 6 yönetim biriminden oluşuyordu.
Yerel Yönetim Krizi
1880’lerden itibaren, İrlanda milliyetçileri “home rule” denen ve merkeze bağlı özerk yönetim isteklerini Britanya yönetimine bildirdiler.
1912 yılında yerel yönetim talebi Britanya meclisinde kabul edildi. Ancak Ulster adlı milliyetçi bir grup bu karara direniş gösterdi ve uzun süreli bir çatışmayı başlatacak silahlı bir örgüt kurdu.
Buna karşılık İrlandalı direnişçiler kendi silahlı güçlerini oluşturdular.
Britanya Parlamentosu’nda İrlanda’nın bölünmesini onaylayan Üçüncü Merkezi Yönetim Yasası geçirildi ancak Ağustos 1914’te I. Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla uygulanamadan ertelendi. İrlandalı milliyetçilerin birçoğu savaşta Britanya’yı destekledi ve bir İrlanda alayı İngiliz ordusunda görev yaptı. Amaç savaş sonrası özerkliği elde edecek süreci başlatmaktı. Fakat önemli bir azınlık da İrlanda’nın bu savaşa katılmasına karşıydı.
Paskalya Ayaklanması
1916 Paskalya ayaklanması planı, direnişçiler öncülüğünde cumhuriyeti ilan etmek ve büyük çaplı bir isyanla İngiliz hakimiyetine son verip İrlanda Cumhuriyetini kurmaktı. İsyan dört binden fazla insanın ölmesiyle, sadece bir hafta içinde isyancıların tutuklanıp Dublin’e gönderilmesi, isyanın liderinin idamı ve binlerce aktivistin tutuklanması ile sonuçlandı.
Britanya, Nisan 1918’de ikinci bir krizle yüz yüze geldi, Almanya’ya yapılacak hücumda görev almak üzere İrlandalılar askere alınmaya çalışıldı. Bu hareket İrlandalıları yönetimden daha da soğuttu ve kitlesel protesto gösterileri yapıldı.
- 1920 – Şehit Mehmet Kamil, Fransız askerleri tarafından süngü ile öldürüldü.
- 1921 – İtalyan Komünist Partisi kuruldu.
- 1925 – Arnavutluk Cumhuriyeti ilan edildi.
Arnavutluk
Republika Shqiptare Arnavutluk Cumhuriyeti
|
|||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1925-1928 | |||||||||
Slogan
“Atdheu mbi te gjitha” “Her şeyden önce anavatan” |
|||||||||
Millî marş
Himni i Flamurit Bayrağın marşı |
|||||||||
Başkent | Tiran | ||||||||
Yaygın dil(ler) | Arnavutça | ||||||||
Hükûmet | Tek partili parlamenter cumhuriyet | ||||||||
Cumhurbaşkanı | |||||||||
|
|||||||||
Tarihçe | |||||||||
|
|||||||||
|
Arnavutluk Cumhuriyeti (Arnavutça: Republika Shqiptare), Arnavutluk’un 1925-1928 yılları arasındaki resmi adıdır. 1925 Anayasası ile Arnavutluk cumhuriyet haline geldi. Arnavutluk 1926 ve 1927 Tiran Antlaşmaları ile fiilen İtalya Krallığı’nın himayesine girdi. 1928 yılında cumhurbaşkanı Zogu’nun kendisini kral ilan etmesiyle cumhuriyet sona erdi.
- 1941 – II. Dünya Savaşı: Avustralya ve Birleşik Krallık birlikleri, Tobruk-Libya’ya saldırı başlattı.
- 1942 – II. Dünya Savaşı: Kuzey Afrika Cephesi’nde Rommel’in, Sirenayka taarruzu.
- 1943 – Varlık Vergisi ödemesinin son günüydü. Vergisini ödemeyen mükelleflerin ev ve iş yerlerindeki malları haczedildi, daha sonra da icra yoluyla satış yöntemiyle vergileri tahsil edildi.
- 1946 – Türkiye İş Kurumu kuruldu.
- 1951 – Kore’den ilk hasta ve yaralı kafilesi, Ankara’ya geldi.
- 1952 – Ordu eski milletvekili ve mizah dergisi Akbaba‘nın sahibi Yusuf Ziya Ortaç, Cumhuriyet Halk Partisi’nden istifa etti.
- 1954 – İlk nükleer denizaltı Nautilus, Connecticut’ta denize indirildi.
- 1958 – Lefkoşa’da taksim lehine gösteri yapan Kıbrıslı Türk gençlerine İngiliz askerleri müdahale etti; bir genç ağır yaralandı, altı kişi tutuklandı.
- 1959 – Ulus gazetesinin Yazı İşleri Müdürü Ülkü Arman ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu birer yıl hapse mahkûm oldu; gazete bir ay süreyle kapatıldı. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Nalıncı Keseri” başlıklı yazısı dava konusu olmuştu.
- 1967 – Türkiye Millî Talebe Federasyonu’nun beş yöneticisi tutuklandı. Sencer Güneşsoy, Baykan Kalaba, Naci Özdemir, Hüsnü Temiz, Kâzım Musa bir gün önce polis tarafından mühürlenen federasyon binasına girmek istemişlerdi.
- 1970 – Jumbo-Jet Boeing 747 ticari seferlerine başladı.
- 1972 – Cidde’ye yaptığı Hac seferinden dönen Marmara adlı THY uçağı, 5 kişilik mürettebatıyla düştü. Hostes Hülya Maviler yanarak öldü, diğerleri yaralı olarak kurtarıldı.
- 1976 – Concorde, Londra-Bahreyn ve Paris-Rio de Janeiro hatlarında ticari uçuşlarına başladı.
- 1977 – Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Jimmy Carter, Vietnam savaşı sırasındaki asker kaçaklarının hemen hepsini affetti.
- 1981 – Ankara Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Doğan Öz’ü öldürmekten sanık sağ eylemci İbrahim Çiftçi, Ankara Sıkıyönetim Mahkemesince üçüncü kez ölüm cezasına çarptırıldı.
- 1981 – Kenan Evren başkanlığındaki Millî Güvenlik Konseyi, öğretmenlere ayda 1000 lira eğitim ve öğretim tazminatı verilmesini sağladı.
- 1983 – İstanbul eski Belediye Başkanı Ahmet İsvan tahliye edildi. İsvan, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) davasında yargılanmaktaydı.
- 1985 – 1983’ten beri süren Yazarlar Sendikası davasında sanıklar beraat etti.
- 1990 – Adnan Oktar ve müridi oldukları öne sürülen 66 erkek ve 68 kadın gözaltına alındı.
- 1992 – İstanbul’da evlerde doğal gaz kullanılmaya başladı.
- 1997 – Atatürkçü Düşünce Derneği, Başbakan Necmettin Erbakan hakkında konutta verdiği yemek daveti nedeniyle suç duyurusunda bulundu.
- 1999 – Amerikan tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonu: Sahil güvenlik kuvvetlerinin durdurduğu bir gemide 4.300 kg kokain ele geçirildi.
- 2001 – Filipinler’de Devlet Başkan Yardımcısı Gloria Macapagal Arroyo, sokağın ve ordunun baskısıyla Joseph Estrada’nın yerine Devlet Başkanı oldu.
- 2005 – İzmit İşletmesinin kapatılmasını protesto için fabrikaya kapanan SEKA işçileri, Kurban Bayramı’nı fabrikada geçirdi.
- 2008 – Türkiye nüfusunun Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre, 2007 sonu itibarıyla 70 milyon 586 bin 256 kişi olarak açıklandı. Ülkede ikamet eden 98 bin 339 yabancı uyruklu sayısı düşüldüğünde, Türkiye’de yaşayan Türkiye vatandaşlarının sayısının 70 milyon 487 bin 917 kişi olduğu bildirildi.
- 2010 – Ümit Boyner, TÜSİAD’ın yeni Başkanı seçilerek, TÜSİAD’ın tarihindeki ikinci kadın Başkanı oldu.
- 2012 – Türkiye’de ilk yüz nakli gerçekleştirildi.
- 2018 – Rocket Lab şirketi Electron roketi ile ilk kez uzaya uydu yolladı.
wikipedia