Ölümler
- 356 – Antonios, Hristiyan manastır sisteminin babasıdır (d. 251)
Büyük Antonios (12 Ocak 251, Herakleopolis Magna (Şimdi Qeman, Fayyum) – 17 Ocak 356, İskenderiye) –Mısır’lı Antonios, Münzevi Antonios ya da Çöllerin Antonios’u olarak da bilinir – Hristiyan manastır sisteminin babasıdır. Hayatı (Antonios’un Hayatı) bize İskenderiyeli Athanasius tarafından, 360 yılı civarı, anlatılan hikâye ile bilinir. Yortu günü Katolikler ve Ortodokslar tarafından 17 Ocak’ta kutlanır.
Hayatı
Antonios, Mısır’lı, zengin ve dindar bir Hristiyan ailede doğmuştur. Antonios on sekiz yaşında, yetiştirmesi gereken bir kız kardeşi ile yetim kalmıştır. Tarım yapmak için arazisi vardı, İncil’i gerçek anlamıyla yorumlayıp (Matta 19:21) yirmi yaşında bütün mal varlığını satarak fakirlere dağıttı. Kız kardeşini de bir kadın komününe “kutsanmış bakire” olarak verdikten sonra, tarlasına yakın bir yerde münzevi bir hayata başladı.
At kılı kıyafetlerle giyinerek, vaktini dua ve ona münzevi yaşamı öğreten yaşlı bir çilecinin kulübesinin yakınında çalışarak harcadı, daha sonra 13 yıl çölde yaşamak üzere çekilmeye karar verdi. İzolasyonunu bozan mürit akımları yüzünden 285 yılında ayrılıp Pispir’e, çölün ortasına, Kızıldeniz’e giden yoldaki terk edilmiş bir Roma kalesine münzevi olarak yaşayabilmek için gitti. Yavaş yavaş Antonios, çevresinde, onun öğretilerini takip etmek için gelen öğrenciler toplamaya başladı. Antonios’un münzevi yaşamında alışa gelmedik bir özellik ise O’nun sosyal hayata girip, çıkabilme yeteneğidir. Öğrenciler mağaralara yakın yaşayarak O’nun vaazlarını dinleyip dualarda ona eşlik ettiler. 312 yılında, Antonios kendini soyutlamak için daha da uzağa gitti. Qolzum Dağı’ndaki Thebaid’e gitti (Aziz Antonios Manastırı’nın bugün bulunduğu yer).
338 yılında, Athanasius’a göre, Ariusçuluğun çürütülmesine yardımcı olmak için çölden geçici olarak ayrılarak İskenderiye’ye gitti.
İskenderiye’de yaşamı son buldu.
- 395 – I. Theodosius, Roma İmparatoru (d. 347)
I. Theodosius | |||||
---|---|---|---|---|---|
67. Roma imparatoru | |||||
Hüküm süresi | Ocak 379 – 15 Mayıs 392 (batının başındaki Gratianus ve II. Valentinianus ile birlikte doğunun imparatoru olarak); 15 Mayıs 392 – 17 Ocak 395 (imparatorluğun tamamında) |
||||
Önce gelen | Doğuda Valens, Batıda II. Valentinianus | ||||
Sonra gelen | Doğuda Arcadius, batıda Honorius | ||||
Doğum | 11 Ocak 347 Coca,İspanya |
||||
Ölüm | 17 Ocak 395 Milano |
||||
Defin | Havariyyun Kilisesi, Konstantinopolis (bugünkü İstanbul) | ||||
Eş(ler)i | Aelia Flaccilla Galla (I. Valentinianus’un kızı) |
||||
Çocuk(lar)ı | Aelia Flaccilla’dan Arcadius, Honorius ve Pulcheria; Galla’dan Galla Placidia |
||||
|
|||||
Hanedan | Theodosius Hanedanı | ||||
Babası | Yaşlı Theodosius | ||||
Annesi | Thermantia | ||||
Dini | Hristiyanlık |
I. Theodosius (11 Ocak 347 – 17 Ocak 395), Büyük Theodosius olarak da bilinir. MS 379’dan 395’e kadar Roma imparatoruydu. İmparatorluğun doğu ve batı kısımlarını birleştiren Theodosius, Doğu ve Batı Roma’nın ikisini birden yönetmiş son imparatordur. Ölümünden sonra imparatorluk ebediyen ikiye ayrılmıştır. Aynı zamanda Hristiyanlık’ı Roma İmparatorluğu’nun resmî dini yapmış olmasıyla da bilinir.
Ailesi
İlk karısı Aelia Flaccilla’dan Arcadius ve Honorius adında iki oğlu ve Pulcheria adında bir kızı vardı. Arcadius doğudaki, Honorius ise batıdaki vârisiydi. Pulcheri ve Aelia Flaccilla, ikisi de 385 yılında öldüler. I. Valentinianus’un kızı olan ikinci karısı Galla’dan ileride III. Valentinianus’un annesi olan Galla Placidia adında bir kızı vardı.
- 1041 – I. Mesud, Gazne Devleti sultanı (d. ?)
I. Mesud (Farsça: سلطان مسعود غزنوی) (ö. 17 Ocak 1041), 1031-1041 yılları arasında hüküm süren Gazne Devleti sultanıdır.
Gazneli Mahmut 30 Nisan 1030 tarihinde öldükten sonra, hanedan üyeleri tarafından 33 yaşındaki Gazneli Muhammed tahta geçirildi. Muhammet tahta geçer geçmez sarayda bazı anlaşmazlıklar çıkmış ve bazı komutanlar ve köleler Mesut’un yanına kaçmıştı. Bu sırada İsfahan’da bulunan Mesut’a babasının ölüm haberi, 26 Mayıs 1030’da ulaşmıştı. Kardeşiyle yapacağı taht mücadelesi için ülkenin batı kısmını vekiline bırakarak Rey’e geldi.[2] Kardeşine bir mektup yollayan Mesut, kardeşinin vekili olmak ve hutbelerle paralarda kendi adının da zikredilmesini istedi. Ancak, Muhammet bu istekleri kabul etmedi.
Abbasi halifesi El-Kadir ve Horasan orduları kumandanı gibi makam sahibi olan kişilerin de kendini hükümdar olarak tanıdığını haber alan Mesud, Karahanlı hükümdarının da desteğini almış ve babası Gazneli Mahmut devrinde ülkeden kovulan Türkmenlerin geri gelmesine izin vermiştir.[4] Gazneli Muhammet, sultan oluşundan 4 ay sonra, kardeşinin üzerine yürüdü. Ordu komutanları Rey’e ulaşmadan, Muhammet’e artık Sultan Mesut’a tâbi olduklarını bildirdiler ve Muhammet’i yol üzerindeki bir kaleye hapsettiler.
Gazneli Muhammed’i hapseden komutanlar, Ekim 1030’da Gazneli I. Mesud’un adına hutbe okuttular ve bunun üzerine Mesut hükümdar oldu. Gazneli Sultan Mesud, ilk iş olarak hapiste bulunan kardeşi Muhammet’in gözlerine mil çektirdi. Sonra, amcası Yusuf’u Kusdar valisi olarak görevlendirdi. Mesut’un Belh’te bulunduğu sırada Kirman’dan gelen casuslar, bu bölgenin karışıklık içerisinde olduğunu belirttiler. Sistan’a komşu olması yönüyle stratejik bir konuma sahip olan Kirman, 1031 yılında kesin olarak Gazneli hâkimiyetine alındı.
Karahanlılar’la 1032’de yaptığı Debusiye Savaşı’nda üstünlük sağlayamayan Mesud, Gazneli Mahmud’un oğlu olduğunu iddia eden Ahmet Yınaltegin’i öldürtmüş ve Selçuklulara karşı birtakım seferler düzenlemiştir. 24 Mayıs 1040’taki Dandanakan Savaşı’nı kaybetmesinin ardından Hindistan’a gitmeye karar veren Mesut, oğlunu ve devlet hazinesini de yanına alarak Hindistan yoluna çıktı. Ancak, Türk ve Hint gulâmlarının yoldayken ayaklanması sonucu Mesut’un kardeşi Gazneli Muhammed, 21 Aralık 1040’ta ikinci kez Gazne sultanı ilan edildi ve Mesut hapse atıldı. Sonra da 17 Ocak 1041’de bu kalede öldürüldü.
- 1345 – Martino Zaccaria, 1314 – 1329 Sakız Adası Dükü
- 1468 – İskender Bey, Arnavutların ulusal kahramanı (d. ?)
- 1567 – Sampiero Corso, Korsikalı soylu, özgürlük savaşçısı ve halk kahramanı (d. 1497)
- 1598 – I. Fyodor, Rus Çarı (d. 1557)
- 1686 – Carlo Dolci, İtalyan ressam (d. 1616)
- 1705 – John Ray, İngiliz doğabilimci ve bitki bilimci (d. 1627)
- 1751 – Tomaso Albinoni, İtalyan besteci (d. 1671)
- 1784 – Yosa Buson, Japon şair ve ressam (d. 1716)
- 1834 – Giovanni Aldini, İtalyan fizikçi (d. 1762)
- 1880 – Antoine Agénor de Gramont, Fransız diplomat ve devlet adamı (d. 1819)
- 1884 – Hermann Schlegel, Alman ornitolog ve herpetolojist (d. 1804)
- 1886 – Abdüllatif Suphi Paşa, Osmanlı devlet adamı ve yazar (d. 1818)
- 1890 – Władysław Taczanowski, Polonyalı bilim insanı (d. 1819)
- 1893 – Rutherford B. Hayes, Amerika Birleşik Devletleri’nin 19. Başkanı (d. 1822)
- 1898 – Charles B. Stoughton, Amerikalı subay ve alay komutanı (d. 1841)
- 1911 – Francis Galton, İngiliz bilim insanı (d. 1822)
- 1932 – Ahmet Derviş, Türk asker ve Türk Kurtuluş Savaşı komutanlarından (d. 1881)
- 1933 – Louis Comfort Tiffany, Amerikalı sanatçı ve tasarımcı (d. 1848)
- 1934 – Karl Fritsch, Avusturyalı botanikçi (d. 1864)
- 1942 – Walter von Reichenau, Alman subay ve Nazi Almanyası mareşali (d. 1884)
- 1944 – Sait Köknar, Türk tiyatro sanatçısı (d. 1901)
- 1946 – I. Benjamin, İstanbul Ortodoks Patrikhanesinin, 266. Ekümenik Patriği (d. 1871)
- 1954 – İsmail Habib Sevük, Türk eğitimci ve edebiyat tarihçisi (d. 1892)
- 1954 – Leonard Eugene Dickson, Amerikalı matematikçi (d. 1874)
- 1957 – Ratip Aşir Acudoğlu, Türk heykeltıraş (Menemen’de Kubilay Anıtı’nı yapan) (d. 1898)
- 1958 – Mustafa Şekip Tunç, Türk akademisyen ve Türkiye’de modern psikolojinin kurucusu (d. 1886)
- 1961 – Patrice Lumumba, Kongo DC’nin ilk Başbakanı (d. 1925)
- 1985 – Muzaffer Hacıhasanoğlu, Türk yazar (d. 1924)
- 1987 – Hadi Hüsman, Türk siyasetçi ve eski Gümrük ve Tekel Bakanlarından (d. 1904)
- 1991 – V. Olav, 1957’den ölümüne kadar Norveç kralı (d. 1903)
- 1996 – Şoför İdris, Türk işçi önderi ve TKP’li sendikacı (d. 1914)
- 1996 – Božidarka Kika Damjanović-Marković, II. Dünya Savaşı sırasında Yugoslavya’da faaliyet yürüten siyasi aktivist, Yugoslav Partizanları komutan, direnişçi, ulusal kahraman (d. 1920)
- 1997 – Clyde Tombaugh, Amerikalı gök bilimci (Plüton’u keşfeden) (d. 1906)
- 1998 – Gökhan Semiz, Türk müzisyen, söz yazarı, besteci, tiyatro sanatçısı ve Grup Vitamin solisti (d. 1969)
- 2000 – Eugène Ehrhart, Fransız matematikçi (ö. 1906)
- 2000 – Hüseyin Velioğlu, Türk Hizbullah örgütü ve İlim grubunun siyasi lideri (d. 1952)
- 2002 – Camilo José Cela, İspanyol yazar (d. 1916)
- 2003 – İlham Dilman, Türk felsefeci (d. 1930)
- 2003 – Richard Crenna, Amerikalı oyuncu (d. 1926)
- 2005 – Virginia Mayo, Amerikalı oyuncu (d. 1920)
- 2005 – Yıldırım Gencer, Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu (d. 1936)
- 2008 – Bobby Fischer, Amerikalı satranç ustası (d. 1943)
- 2010 – Erich Segal, Amerikalı yazar, senarist ve eğitimci (d. 1937)
- 2012 – Johnny Otis, Amerikalı blues müzisyeni ve şarkıcısı (d. 1921)
- 2013 – Mehmet Ali Birand, Türk gazeteci ve yazar (d. 1941)
Mehmet Ali Birand (9 Aralık 1941, İstanbul – 17 Ocak 2013, İstanbul), Türk gazeteci, yazar, köşe yazarı, haber sunucusu, televizyon yapımcısı. 1964 yılının temmuz ayında Abdi İpekçi’nin vasıtasıyla Milliyet gazetesinde mesleğe başladı. Bu dönemde Brüksel’e yerleşerek burada yirmi yıl yaşadı ve 1985 yılında TRT 1’de 32. Gün adlı bir aylık haber programı yapmaya başladı. Program oldukça başarılı oldu ve Birand, bu programla birlikte tanındı. 1991’de Türkiye’ye dönerek gazeteciliğe ve sunuculuğa farklı yayın organlarında devam etti. Ayrıca hakkında çeşitli davalar açıldı.
İlk yılları ve özel yaşamı
9 Aralık 1941 gecesi Alman Hastanesi’nde dünyaya geldi. Birand’ın kökeni anne tarafından Elazığ’ın Palu ilçesine, baba tarafından ise Karadeniz Ereğli’ye dayanmaktadır. Birand iki yaşındayken babasını kalp krizi nedeniyle kaybetti. İlkokulu Erenköy Zihnipaşa’da tamamladı ve 1955’te Galatasaray Lisesinde okumaya başladı. Bu okula, Dışişleri Bakanlığında “küçük bir diplomat” olan dayısının maddi yardımlarıyla gitti.Liseyi 1962’de bitirdi. İstanbul Üniversitesi Filoloji Fakültesinde Fransızca bölümüne girerek eğitimini sürdürdü fakat maddi sorunlardan dolayı devam edemedi.
Birand üç yaşındayken sol bacağına kaynar su döküldü ve bu sebeple toplamda beş ameliyat geçirdi. Milliyet‘te çalışırken 1971 yılında, Milliyet gazetesinin kurucusu Ali Naci Karacan’ın oğlu Ercüment Karacan’ın üvey kızı Cemre Güngören ile evlendi. Çift, evlendikten sonra Brüksel’e giderek burada yirmi yıl yaşadı. 1977 yılında Umur Ali adında bir oğlu oldu. Belçika vatandaşlığı da bulunan Birand, ana dili olan Türkçeye ek olarak Fransızca ve İngilizce de bilmekteydi.
Kariyeri
Mesleğe 1964 yılının Temmuz ayında Abdi İpekçi’nin vasıtasıyla Milliyet gazetesinde başladı. 1971’de evlendikten sonra 500 dolar maaşla Brüksel’de Milliyet için çalışmaya başladı ve burada yirmi yıl çalıştı. 1974 Kıbrıs Harekâtı’nın meydana gelmesiyle sürekli Washington, Atina, Strazburg’a (Avrupa Konseyi için) gider oldu. Abdi İpekçi’den sonra kısa bir dönem Milliyet‘in Genel Yayın Yönetmenliği’ni yaptı.
1985 yılında TRT 1’de 32. Gün adlı bir aylık haber programını yapmaya başladı. Programda uluslararası ilişkileri ele aldı ve yabancı devlet adamlarını konuk etti. Birand, programı, Avrupa televizyonlarında gördüklerini örnek alarak ve izlediklerinden esinlenerek yaptı. 32. Gün‘ün beğenilmesiyle Birand oldukça tanındı. Can Dündar, Mithat Bereket, Çiğdem Anad, Ali Kırca, Deniz Arman, Cüneyt Özdemir, Rıdvan Akar, Musa Çözen, Talip Korkmaz, Sacit Baydar başta olmak üzere birçok muhabir, kameraman ve teknisyen program için çalıştı.
1986 yılında Sovyetler Birliği yetkililerini ve Milliyet‘i ikna edip Moskova’da da büro açtı. 1988’de Lübnan’ın Bekaa Vadisindeki PKK kampında Abdullah Öcalan ile röportaj yaptı. Bu röportaj, Türkiye’de Öcalan ile yapılan ilk röportajdı ve Haziran 1988’de yayımlanması sonrası Milliyet gazetesi toplatıldı ve yayımlanması yasaklandı. Daha sonraki yıllarda çeşitli belgeseller çekti.
1991 yılının Haziran ayında Birand, ailesiyle birlikte Türkiye’ye geri döndü. İstanbul’a yerleştikten sonra Milliyet‘ten Sabah‘a geçti ve 32. Gün programını TRT’den Show TV’ye taşıdı. Fakat 28 Şubat sonrası Sabah‘tan kovuldu ve Show TV’deki programı da durduruldu. 1997’de Aydın Doğan, kendisine CNN Türk’ün kuruluşunda görev verdi ve bu dönem, Posta gazetesinde yazmaya başladı. CNN Türk’te Manşet adlı günlük siyasi bir talk show yaptı. 2005’te Kanal D Haber’in Genel Yayın Yönetmeni ve bültenin ana haber sunucusu oldu. Ocak 2009’da hem CNN Türk hem de Kanal D’nin Genel Yayın Yönetmenliği’ni üstlendi.
Tartışmalar
Andıç
26 Nisan 1998 tarihli Sabah gazetesinde yer alan ve sonradan yalan olduğu ortaya çıkan Şemdin Sakık’ın ifadelerinden bir kısmı
1998’de yakalanan PKK’nın üst düzey yöneticilerinden Şemdin Sakık’ın soruşturma zaptına, yalan ifadeler eklenerek basına sızdırılmasıyla Andıç Olayı ortaya çıktı. Çevik Bir ve Erol Özkasnak’ın gönderdiği sahte belgeye göre Sakık ifadesinde bazı gazetecilerin ve sivil toplum kuruluşlarının “para karşılığı PKK’ya destek verdikleri” iddia etmişti. Bu gazeteciler arasında Birand’ın adı da geçti. Birand, bu konu hakkında hazırladığı Son Darbe: 28 Şubat adlı belgeselindeki anlatımına göre, 24 Nisan günü dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, “andıç” denilen belgeyi imzaladı. Amaç, Şemdin Sakık’ın ifadeleri ile “can sıkan” gazeteci, siyasetçi, iş adamlarını yıpratmaktı. Belgeselde anlatılan sürece göre söz konusu kişiler önce yıpratılacak ardından haklarında dava açılacaktı. Belgeselde anlatılanlara göre yıpratılmak istenen kişi ve kurumların isimleri Sakık’ın ifadesine eklendi. Planın bir sonraki aşamasında Hürriyet ve Sabah gibi gazetelerde “şok ifadeler” başlığında verilen Sakık’ın ifadelerinde içinde Birand’ın da yer aldığı bazı gazeteciler hedef tahtasına konuldu. Bu olayla birlikte Birand, Sabah‘tan atıldı ve 32. Gün programı Show TV’de askıya alındı. Bu manşetlerden bir süre sonra Sakık mahkeme karşısına çıkarıldı ve gazetelerde kendisine atfen çıkan “itirafları” reddetti, hiçbir zaman bu yönde itiraflarda bulunmamıştı. Konuya açıklık getiren ilk bilgiler, Sabah gazetesi köşe yazarlarından Can Ataklı’dan geldi. Ataklı, Öküz dergisine verdiği uzun röportajda, 28 Şubat sürecinde Sabah‘ın ve öbür büyük gazetelerin verdiği “haberlerin yüzde doksanının yalan” olduğunu söyledi ve “Dönemin çok güçlü bir generali, bu haberlerin konulmaması durumunda gazeteyi batırma tehdidinde bulunmuştu.” cümlelerini sarf etti. 21 Ekim 2000 tarihinde Yeni Şafak gazetesi yazarı ve Fazilet Partisi (FP) milletvekili Nazlı Ilıcak, “Çevik Bir’in güçlü eylem planı” adlı bir köşe yazısı yazdı. Yazısında, Çevik Bir’in Şemdin Sakık’ın ifadesinden istifade ederek Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand gibi gazetecilerin yıpratılması talimatını verdiği, hatta icap ederse aynı pakete Yavuz Gökmen, Altan kardeşler vb.nin de konulmasını tavsiyesini verdiğini yazdı. 1 Kasım 2000’de Ilıcak bu kez milletvekili sıfatıyla bir basın toplantısı düzenledi ve elindeki belgenin fotokopisini basın mensuplarına dağıttı. Aynı gün akşam saatlerinde Genelkurmay’dan yapılan açıklamada, böyle bir belgenin hazırlandığı kabul edildi ama uygulamaya konduğu reddedildi.
TRT davası
Birand’ın TRT davasında kendini savunan görüşleri
TRT için 32. Gün programını hazırladığı dönemde sahtecilik ve dolandırıcılık iddiası ile hakkında açılan kamu davasından yargılandı ve hüküm giydi. Olayı ortaya çıkaran TRT Teftiş Kurulu raporunda Birand’ın kurumu uğrattığı zarar, 2 milyon Belçika Frangı, 4 milyon 650 bin İtalyan Lireti, 104.100 Fransız Frangı, 34.600 Amerikan doları, 28.400 İngiliz Sterlini, 35.360 Avusturya Şilini, 1.558 Alman Markı, 310 İsviçre Frangı olarak belirlenmiştir.[8][15] Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nin Esas 1994/1315 sayılı kararıyla TRT’yi dolandırmaktan 11 ay 20 gün hapis cezası almıştır. Cezası Yargıtay tarafından da onanan Birand, TRT’nin zararını geri ödemiş ve aldığı hapis cezası paraya çevrilmiştir. Hakkında aynı suçtan açılan ikinci bir davada, mahkemece suçu sabit görülmekle birlikte zaman aşımı nedeniyle dava düşmüştür.
Fethullah Gülen hakkındaki görüşleri
1990’larda toplumun bir kesimi ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin tehlike olarak gördüğü Fethullah Gülen hakkında şöyle dedi:
“Kendine özgü bir insan. Tam olarak şey yapamıyorsunuz, elle tutamıyorsunuz. Çünkü bizim belirli, yetmiş yılda oluşmuş, birtakım kalıplarımız var. Biz o kalıplarımızla bakıyoruz insanlara. Hocaefendi öyle bir kalıplarla yetişmiş bir insan değil. Hangi görüşte olursanız olun, uzlaşıyla bakabiliyor. Ne kadar kızgın olursanız olun, ne kadar nefret dahi ediyor olursanız olun; hayır, dinleyebiliyor. Bu çok önemli bir unsur. Bu, bizde hiç olmayan bir şey. Biz son derece sertizdir. Ya bizden yanasındır veyahut da karşındakinden yanasındır. Yoksa, ‘Yahu söyle, gel, tartışalım. Bakalım, ben de görüşlerimi anlatayım, sen de görüşlerini anlat. Ama sonunda zarar yok. Belki anlaşamayabiliriz ama hiç değilse birbirimizin ne yaptığını daha iyi anlarız.’ İşte bu yaklaşımı beni çok etkiliyor.”
2005 yılında yazdığı “Fethullah Gülen bizi neden korkutuyor?” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:
“Görüşlerini açıklaması beni korkutmadığı gibi bu görüşleri benimseyecek kişilerin ülkenin geleceğini tehlikeye düşüreceklerine de inanmıyorum. Artık Fethullah Gülen’in yakasını bırakalım.”
Abdullah Öcalan hakkındaki görüşleri
21 Kasım 2012 tarihinde katıldığı bir televizyon programında Türkiye’de bir genel affa ihtiyaç olduğunu, Abdullah Öcalan’ın da serbest bırakılabileceğini söylediği sözleri tartışma yarattı:
“Parti lideri olur. Öcalan, eğer çok gecikilmezse günün birinde Türkiye’de Meclis’e de girebilir.”
Ölümü
Bir süre önce pankreas kanserine yakalanan Mehmet Ali Birand, hastalığı ile ilgili bir seri ameliyat geçirmiş ve kemoterapi görmüştü. Tedavisinin bir parçası olarak safra kesesindeki stentlerin değiştirilmesi için gittiği Amerikan Hastanesinde yapılan ameliyat sonrasında 17 Ocak 2013 tarihinde 71 yaşında öldü. Sabah saatlerinde medya tarafından verilen ölüm haberi, oğlu ve tedavi gördüğü hastane tarafından yalanlanmış ve Birand’ın yoğun bakım altında olduğu açıklanmıştır. Ancak oğlu Umur Birand saat 19.00’a doğru yaptığı basın açıklaması ile Birand’ın, 18.29 sıralarında öldüğünü açıklamıştır. Birand’ın cenazesi, 19 Ocak 2013’te Doğan TV Center’da yapılan törenin ardından Teşvikiye Camisine getirildi ve burada yapılan cenaze töreninden sonra Anadolu Hisarı’ndaki aile kabristanında toprağa verildi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ölümü sonrası Birand için “Renkli kişiliği, kendine has üslubu, cesareti, bilgisi, tecrübesi, başarılı meslek kariyeri, yetiştirdiği değerli gazeteciler ve Türkiye’nin önemli meseleleri konusunda açık sözlülükle savunduğu fikirleriyle sevilen, sayılan, yeri doldurulamayacak bir gazeteci ve haberciydi.” ifadelerini kullandı. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Birand’ın geriye bıraktığı eserleriyle daima seçkin ve saygın bir gazeteci olarak hatırlanacağını söyledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Halkın doğru haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı çabasıyla, hayaliyle dünyamızdan ayrılan Mehmet Ali Birand’ın hayalinin bir gün gerçekleşmesi dileğiyle…” sözlerini kullandı. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Birand için “Gelişen olaylar karşısında, bu olaylara farklı bakan görüşleri de halka iletmeyi görev edinen ama kendi yorumunu da hür bir şekilde yapan bir gazeteciydi.” ifadelerini kullandı. BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Birand’ın Türkiye’nin ezberini ilk bozan gazeteci olduğunu belirtti.
Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Kanal D Haber Bülteni’ne canlı bağlanarak Birand’ın ölümüyle ilgili “Bana göre Türk basını büyük bir haberciyi kaybetti. Hem basın hem televizyon dünyası… Yeni yetişenler hep Mehmet Ali Birand’ı habercilikte, başarıda örnek alacaklar.” dedi.[ Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Birand’ın ölümü sonrası “Türkiye gerçek bir tarafsız düşünce insanını, Türk medyası kendi başına bir ekol yaratmış duayen bir gazeteciyi kaybetti.” sözlerini dile getirdi.
Birand için 19 Ocak 2013 Cumartesi günü önce saat 10.00’da Yüzyıl, Bağcılar’daki Kanal D binası önünde devlet cenaze töreni düzenlendi. Ardından cenaze öğle namazına müteakip Teşvikiye Camii’nde getirildi ve cenaze Birand’ın vasiyeti gereği Anadolu Hisarı Mezarlığı’ndaki aile kabristanlığına getirililerek burada toprağa verildi. Birand’ın naaşına Umre ziyareti esnasında giydiği ihramı ve Mekke’den getirdiği umre toprağı örtüldü.
Anısına
İstanbul’un Beykoz ilçesinde belediye meclisi kararıyla Kavacık, Anadolu Hisarı ve Kanlıca’da yer alan Çiftlik Caddesi’nin adı “Mehmet Ali Birand Caddesi” olarak değiştirilmiştir.
Çalışmaları
|
|
Belgeseller
- 1991: Demirkırat: Bir Demokrasinin Doğuşu, Mehmet Ali Birand, Can Dündar, Bülent Çaplı
- 1994: 12 Mart: İhtilalin Pençesinde Demokrasi
- 1994: Vehbi Koç
- 1998: 12 Eylül
- 1999: Kıbrıs’ın 50 Yılı
- 2000: Özallı Yıllar
- 2005: Unutulmaz Maçlar
- 2006: 100 Yıllık Sevda
- 2006: 17 Mayıs
- 2006: Latife Hanım
- 2012: Son Darbe: 28 Şubat
Kitaplar
- 1975: 30 Sıcak Gün
- 1979: Diyet: Türkiye ve Kıbrıs Üzerine Uluslararası Pazarlıklar
- 1984: 12 Eylül 04.00
- 1986: Emret Komutanım
- 1986: Türkiye’nin Ortak Pazar Macerası
- 1991: Demirkırat: Bir Demokrasinin Doğuşu, Can Dündar, Bülent Çaplı ile birlikte
- 1992: Apo ve PKK
- 1994: 12 Mart: İhtilalin Pençesinde Demokrasi, Can Dündar, Bülent Çaplı ile birlikte
- 1995: 10 Yılın Perde Arkası 32. Gün
- 1996: Türkiye’nin Gümrük Birliği Macerası (1959-1995)
- 1999: 12 Eylül: Türkiye’nin Miladı
- 2000: Türkiye’nin Avrupa Macerası 1959-1999
- 2001: The Özal: Bir Davanın Öyküsü, Soner Yalçın ile birlikte
- 2005: Türkiye’nin Büyük Avrupa Kavgası 31 Temmuz 1959’dan 17 Aralık 2004’e
- 2005: 32. Gün 20 Yılın Perde Arkası
- 2012: Son Darbe: 28 Şubat
Hakkında yazılan kitaplar
- 2012: “Birand, Bir Ömür Ardına Bakmadan”, Can Dündar, Can Yayınları, Biyografi Dizisi, İstanbul 2012 (ISBN 9789750715679)
Rol aldığı filmler ve diziler
- 2008: Binbir Gece – Rolü: Mehmet Ali Birand
- 2008: Çok Güzel Hareketler Bunlar – Rolü: Mehmet Ali Birand
- 2009: Küçük Kadınlar – Rolü: Mehmet Ali Birand
- 2012: Kurtuluş Son Durak – Rolü: Mehmet Ali Birand
- 2012: Annem Uyurken – Rolü: Mehmet Ali Birand
Çalıştığı TV kanalları
- 1968-1992: TRT 1
- 1992-1995: Show TV
- 1993-1995: Cine5
- 1995: Atv
- 1995-1998: Show TV
- 1995-1999: Cine5
- 1999: Eko TV
- 1999: Kanal D
- 1999: Show TV
- 1999-2013: CNN Türk
- 1999-2003: Süper Kanal
- 2005-2013: Kanal D
- 2014 – Beliğ Beler, Türk siyasetçi (d. 1925)
- 2014 – Suchitra Sen, Hint oyuncu (d. 1931)
- 2015 – Fatin Hamama, Mısırlı aktris ve yönetmen (d. 1931)
- 2015 – Origa, Rus şarkıcı (d. 1970)
- 2015 – Greg Plitt, Amerikalı oyuncu, model ve vücut geliştirme sporcusu (d. 1977)
- 2016 – Rıza Ehadi, İranlı eski millî futbolcu ve teknik direktör (d. 1962)
- 2016 – Blowfly, Amerikalı müzisyen, şarkıcı-besteci, rapçi, komedyen ve yapımcı (d. 1939)
- 2016 – Gottfried Honegger, İsviçreli grafiker (d. 1917)
- 2016 – Carina Jaarnek, İsveçli şarkıcı (d. 1962)
- 2016 – Sherron Mills, Eski Amerikan basketbol oyuncusu (d. 1971)
- 2017 – Philip Bond, Britanyalı oyuncu (d. 1934)
- 2017 – Alenka Goljevšček, Sloven oyun yazarı (d. 1933)
- 2017 – Daniel Vischer, İsviçreli siyasetçi (d. 1950)
- 2018 – Jessica Falkholt, Avustralyalı genç kuşak oyuncu (d. 1988)
- 2018 – Jerzy Gros, Polonyalı uzun mesafe koşucusu atlet (d. 1945)
- 2018 – Simon Shelton, İngiliz oyuncu ve dansçı (d. 1966)
- 2019 – Vicente Alberto Álvarez Areces, İspanyol politikacı (d. 1943)
- 2019 – Babikir İvadullah, Sudanlı Arap kökenli siyasetçi ve eski başbakan (d. 1917)
- 2019 – Windsor Davies, İngiliz oyuncu (d. 1930)
- 2019 – Daniel C. Striepeke, Amerikalı makyaj sanatçısı ve kostüm tasarımcısı (d. 1930)
- 2019 – Reggie Young, Amerikalı country-rock müzisyeni (d. 1936)
- 2020 – Pietro Anastasi, Eski İtalyan millî futbolcu (d. 1948)
- 2020 – Rahşan Ecevit, Eski Başbakan Bülent Ecevit’in eşi, Demokratik Sol Parti ile Demokratik Sol Halk Partisi’nin kurucusu ve ilk başkanı (d. 1923)
- 2020 – Derek Fowlds, İngiliz oyuncu ve sunucu (d. 1937)
- 2020 – Terence Hallinan, Amerikalı hukukçu ve siyasetçi (d. 1936)
- 2020 – Khagendra Thapa Magar, Nepalli kısa boyu ile bilinen rekortmen (d. 1992)
- 2020 – Morimichi Takagi, Japon profesyonel beyzbol oyuncusu ve teknik direktör (d. 1941)
- 2021 – Nikolay Antoşkin, Sovyet-Rus yüksek rütbeli asker ve siyasetçi (d. 1942)
- 2021 – Jacques Bral, Fransız film yapımcısı, yönetmeni, ressam ve senarist (d. 1948)
- 2021 – Joevana Charles, Seyşelli siyasetçi (d. 1955)
- 2021 – Barbara Gronemus, Amerikalı siyasetçi ve çiftçi (d. 1931)
- 2021 – Sammy Nestico, Amerikalı besteci ve aranjör (d. 1924)
- 2022 – Jackie Fisher, eski İngiliz profesyonel futbolcu (d. 1925)
- 2022 – Armando Gama, Angola asıllı Portekizli şarkıcı ve söz yazarı (d. 1954)
- 2022 – Michel Subor, Fransız aktör (d. 1935)
- 2023 – Ümit Hassan, Türk bilim insanı (d. 1943)