Ocak – Şubat – Mart | ||||||
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 |
8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 |
15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 |
22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 |
29 |
Olaylar
- 1695 – Sultan II. Ahmed’in ölümü ve II. Mustafa’nın tahta çıkışı.
Sultan II. Ahmed ağabeyi II. Süleyman’ın ölümü üzerine 22 Haziran 1691 günü 48 yaşındayken tahta çıktı. Tahta çıktıktan sonra ilk olarak; Avusturya üzerine giden Sadrazam Köprülü Fazıl Mustafa Paşa’ya bir ferman göndererek sadaretinin ve seferin devamını diledi. Fazıl Mustafa Paşa, 20 Temmuz’da Belgrad’a ulaşan Osmanlı ordusunu, Kırım kuvvetlerinin gelmesini beklemeden ve harp meclisinin kararına aykırı olarak Petrovaradin önlerinde bulunan Avusturya ordusu üzerine sürdü. Tisa Suyun’un Tuna’ya karıştığı Salankamen mevkiinde, şiddetli geçen harbin ilk anlarında Osmanlı ordusu üstün durumda iken serdarın vurularak şehit düşmesi üzerine, vaziyet Osmanlılar aleyhine döndü. Böylece Salankamen savaşı kaybedildi. Bu savaşta tarihçilerin; âlim, dindar, alicenap, vakur ve adil bir kimse olarak vasıflandırdıkları, iyi bir devlet adamı ve komutan olan Fazıl Mustafa Paşa’nın şehit düşmesi, Osmanlılar için en büyük kayıp olmuştur.
Salankamen hezimetinden sonra, Lipova ve Varad kaleleri Avusturyalılar tarafından işgal olundu. Durumu müsait gören Leh kuvvetleri Kamaniçe Kalesi’ni muhasara edip, İsakçı Kalesi civarına kadar geldiler. Ancak Kamaniçe serdarı Kahraman Paşa tarafından bozguna uğratıldılar. Venedikli vali Morosunu Girit’e asker çıkarıp, Hanya kalesini kuşattıysa da İsmail Paşa’nın kahramanca savunması sayesinde adadan ayrılmak zorunda kaldı.
1693 yılında Avusturyalılar, Erdel üzerinden Eflak ve Boğdan’a tekrar taarruza başladılar. Yanova’yı işgal eden düşman kuvvetleri, Belgrad’ı muhasara ettiler. Ancak Sadrazam Bozoklu Mustafa Paşa süratle gelerek Yanova’yı geri aldı ve Belgrad’ı kuşatmadan kurtardı. Osmanlı Ordusunun kısmi başarılarına rağmen Avusturyalılar’ın taarruzları devam ediyordu. Bu sırada Osmanlılar’ın toparlanmasına fırsat vermek istemeyen Venedikliler de devamlı saldırı halindeydiler. Serdar-ı ekremin Varadin kuşatmasında olduğu bir sırada Malta, Floransa ve Papalık filolarından oluşan bir Venedik donanması Sakız Adası’nı işgal etti. Bu haber Sultan II. Ahmed’i çok müteessir etti. Padişah, bu üzüntüsünü Veziriazam Sürmeli Ali Paşa’ya gönderdiği hatt-ı hümayunda “Mademki Sakız düşman elindedir, bütün Macaristan memleketini fethetsen kabulüm değildir.” diyerek bildirdi. Ayrıca sadrazam Edirne’ye gelince; “Eğer bu kış Sakız adası geri alınmazsa, bütün reisleri katlederim.” diyerek emrini bildirdi.
Bu emir üzerine 1695 yılı ilk günlerinde İstanbul’dan hareket eden Osmanlı donanması kalyonlar kaptanı Mezamorta Hüseyin Paşa’nın büyük kahramanlığı sayesinde Sakız boğazındaki Koyun adaları mevkiinde Venedik donanmasına büyük zayiat verdirdi. Venedikli amiral, gemisiyle birlikte sulara gömüldü. Koyun adaları zaferinden sonra, Türk donanması Sakız’a asker çıkarıp adayı kolayca ele geçirdi. Ancak Sultan II. Ahmed Sakız’ın fetih haberini alamadan 6 Şubat 1695 tarihinde 51 yaşında Edirne’de vefat etti.
II. Mustafa | |||||
---|---|---|---|---|---|
İslâm Halifesi Emîrü’l-mü’minîn İki Kutsal Caminin Hizmetkârı |
|||||
22. Osmanlı Padişahı | |||||
Hüküm süresi | 6 Şubat 1695 – 22 Ağustos 1703 (8 yıl, 6 ay ve 16 gün) | ||||
Önce gelen | II. Ahmed | ||||
Sonra gelen | III. Ahmed | ||||
101. İslâm Halifesi | |||||
Hüküm süresi | 6 Şubat 1695 – 22 Ağustos 1703 | ||||
Önce gelen | II. Ahmed | ||||
Sonra gelen | III. Ahmed | ||||
Doğum | 6 Şubat 1664 Edirne Sarayı, Edirne, Osmanlı İmparatorluğu |
||||
Ölüm | 29 Aralık 1703 (39 yaşında) Topkapı Sarayı, Konstantiniyye, Osmanlı İmparatorluğu |
||||
Defin | Turhan Sultan Türbesi, Yeni Cami, İstanbul, Türkiye | ||||
Eş(ler)i | Saliha Sultan Şehsuvar Sultan Afife Kadın Diğerleri |
||||
Çocuk(lar)ı |
|
||||
|
|||||
Hanedan | Osmanlı Hanedanı | ||||
Babası | IV. Mehmed | ||||
Annesi | Emetullah Râbia Gülnûş Sultan | ||||
Dini | Sünnilik | ||||
İmza |
II. Mustafa veya Mustafa Gazi (Osmanlı Türkçesi: مصطفى ثانى Muṣṭafā-yi sānī; d. 2 Haziran 1664, İstanbul – ö. 29 Aralık 1703), lâkabı Gazi, Divan edebiyatındaki adı İkbâlî; 22. Osmanlı padişahı ve 101’inci İslâm halifesidir. Babası IV. Mehmed, annesi ise Emetullah Râbi’a Gülnûş Sultan’dır. Dinî ilimlere olan ilgisiyle tanınmaktadır ve Osmanlı padişahları arasında sefere çıkan son padişahtır.
Edirne Vakası ve tahttan indirilmesi
Tarih 1703 yılına gelmiş, Osmanlı Devleti’nin kötü gidişine dur denilememişti. Padişah tahta çıktığında söylediklerini unutmuş gibiydi. “Zevk ve sefa bana haram olsun” dediği halde, av partileri düzenliyor, aylarca av peşinde dolaşıyordu. Devlet işlerini sadrazamlarına ve eski hocası olan sonradan Şeyhülislam yaptığı Feyzullah Efendi’ye bırakmıştı. Bu durum ordu içinde hoşnutsuzluğa yol açtı.
Sultan II. Mustafa, Azak Kırımlılarına saldırmasının ardından İstanbul yerine Edirne’de oturmaya başladı. Mart 1700’den sonra İstanbul’a dönmedi. İstanbul’daki askerler bu duruma isyan edip, Edirne üstüne yürüdüler. Sultan II. Mustafa, Edirne’de bulunan askerleri teşkilatlandırıp yolları tutturdu ama Edirne ordusunun komutanları dağılıp gidince İstanbul’dan gelen ordu Edirne’ye girdi ve Şeyhülislam Feyzullah Efendi onlar tarafından öldürüldü.
Sultan II. Mustafa tahttan indirildi. Yerine kardeşi Sultan III. Ahmed tahta çıkarıldı (22 Ağustos 1703). Sultan II. Mustafa tahttan indirildikten sonra fazla yaşamadı ve 29 Aralık 1703’te öldü. Cenazesi İstanbul’a getirilip, Turhan Sultan türbesinde babası Sultan IV. Mehmed’in yanına gömülmüştür.
- 1788 – Massachusetts, Amerika Birleşik Devletleri’nin altıncı eyaleti oldu.
- 1920 – Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde, Mondros Mütarekesi’ne karşı direnme yanlısı Felah-ı Vatan Grubu kuruldu.
Meclis-i Mebûsan | |
---|---|
Tür | |
Tür |
Çift meclisli
|
Tarih | |
Kuruluş | 23 Aralık 1876 23 Temmuz 1908 |
Dağılış | 14 Şubat 1878 11 Nisan 1920 |
Önceki | Dîvân-ı Hümâyun |
Sonraki | Türkiye Büyük Millet Meclisi |
Yapı | |
Siyasi gruplar
|
İttihat ve Terakki Fırkası Osmanlı Ahrar Fırkası Taşnak Felâh-ı Vatan Grubu |
Seçimler | |
Son seçim
|
18 Aralık 1919 |
Toplantı yeri | |
Çifte Saraylar İstanbul |
|
Anayasa | |
Kânûn-ı Esâsî |
Meclis-i Mebûsan (Osmanlıca: مجلس مبعوثان) (Çağdaş Türkçe: Temsili Meclis), Osmanlı İmparatorluğu’nda, 23 Aralık 1876 tarihli anayasaya (Kânûn-ı Esâsî) göre kurulmuş ve Birinci Meşrutiyet ve İkinci Meşrutiyet dönemlerinde görev yapmış çift meclisli yasama organının alt organıdır. Seçilmiş parlamenterlerden oluşmakta ve padişah tarafından atanan (daha az sayıdaki) üst kamara üyelerinin oluşturduğu Seçkinler Meclisi (Meclis-i Âyan) ile birlikte, genel parlamentoyu (Meclis-i Umûmî) oluşturmaktaydı.[1][2][3]
Hakkında
Parlamenterler Meclisi (Meclis-i Mebûsan), 7 dönemde faaliyet göstermiştir:
Mondros Ateşkes Antlaşması | |
---|---|
Tür | Mütareke |
İmzalanma | 30 Ekim 1918 |
Yer | Mondros |
Vikikaynak’ta Mondros Mütarekenâmesi |
Mondros Mütarekesi ya da Mondros Ateşkes Antlaşması, I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan mütarekename (mütareke belgesi). Osmanlı İmparatorluğu adına Bahriye Nazırı Rauf Bey tarafından, Limni adasının Mondros Limanı’nda [1] demirli Agamemnon zırhlısında 30 Ekim 1918 akşamı imzalanmıştır. Bu antlaşma ile beraber Osmanlı İmparatorluğu fiilen sona ermiştir.
Mütareke, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarını belirleyen ilk uluslararası belge olması açısından önem taşır. Türk Kurtuluş Savaşı’nın siyasi manifestosu olan Mîsâk-ı Millî Beyannamesi’nin birinci maddesi, “30 Ekim 1918 tarihli anlaşmanın çizdiği hudutlar dâhilinde, dinen, ırkan ve emelen müttehit [birleşik] Osmanlı İslam ekseriyetiyle meskûn bulunan aksamın tamamı, fiilen ve hükmen gayrı kabil-i tecezzi bir küldür [bölünmez bir bütündür].” demek suretiyle, Millî Mücadele’nin hedefi olan ulusal varlığı Mondros Mütarekenamesi’ne gönderme yaparak tanımlar.[2]
Antlaşmanın İmzalanması
Filistin’de İngiliz taarruzu karşısında hezimete uğraması ve 1 Ekim’de Şam’ın düşmesi üzerine, Talat Paşa hükûmeti 5 Ekim 1918’de İngiltere ile ateşkes sağlamak için ABD’nin arabuluculuğuna başvurdu.[kaynak belirtilmeli] (Bu arada 29 Eylül’de Bulgaristan ateşkes imzalamış, bu ülkeye giren Fransız ve müttefik ordularının İstanbul’a yönelmesi olasılığı doğmuştu.[3]
8 Ekim’de Talat Paşa kabinesi istifa etti. Eski genelkurmay başkanlarından Ahmet İzzet Paşa’nın 14 Ekim’de kurduğu kabinede, İttihatçı olduğu hâlde hükûmetin Alman yanlısı savaş politikasına karşı çıkan ve İngiliz dostu olarak tanınan Rauf Bey (Orbay) Bahriye Nazırı oldu. 18 Ekim’de Osmanlı’da esir bulunan İngiliz generali Townsend, Osmanlı’nın ateşkes şartlarını iletmek üzere bir gemiyle gizlice Midilli’ye gönderildi. 24 Ekim’de İngiliz hükûmeti Limni’de bulunan Amiral Calthorpe’a ateşkes görüşmelerini başlatma yetkisini verdi.[4]
Türk hükûmetinin görevlendirdiği Rauf Bey ertesi gün Zafer römorkörüyle Foça’dan Midilli’ye geçti; burada kendisini karşılayan İngiliz kruvazörüyle Limni adasına ulaştı. Müzakerelerde Rauf Bey’e Dışişleri Müsteşarı Reşat Hikmet Bey eşlik etti. 27 Ekim’den itibaren dört gün süren çetin müzakereler sonunda 30 Ekim akşamı anlaşma imzalandı. 31 Ekim öğleninden itibaren geçerli olmak üzere Osmanlı İmparatorluğu ile Britanya İmparatorluğu arasında nihai ateşkes ilan edildi.[5]
28 Ekim günü Fransız hükûmeti bir notayla anlaşma görüşmelerine katılma isteğini bildirdiyse de bu talep İngiltere tarafından dikkate alınmadı.[6] (Savaşın bu aşamasında Osmanlı Devleti sadece İngiltere ile fiilî çatışma hâlindeydi.)
Taraflar arasında ateşkes 31 Ekim 1918 günü öğle vakti başlayacaktır.[7]
Resmî anlaşmanın yanı sıra, Amiral Calthorpe’un sözlü açıklamalarını içeren bir mektup da Türk tarafına sunuldu. Bu mektupta, işgal kuvvetlerine Yunan askerinin katılmayacağı ve benzeri taahhütler yer alıyordu.[kaynak belirtilmeli]
Bu esnada 24 Ekim’de Almanya’da ihtilal başladı. 3 Kasım’da Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Villa Giusti Ateşkesi ile savaştan çekildi.[8] 7 Kasım’da Alman imparatoru II. Wilhelm tahttan feragat etti. 11 Kasım’da Compiègne Ormanı’nda imzalanan ateşkes ile Almanya yenilgiyi kabul etti. Aynı gün Avusturya-Macaristan imparatoru I. Karl da tahtını bıraktı.[9]
Tepkiler
İstanbul kamuoyu anlaşma hükümlerini ağır buldu, ancak genel bir iyimserlikle karşıladı. 1 ve 2 Kasım tarihli İstanbul gazeteleri daha çok İstanbul’da savaş ihtimalinin ortadan kalkmış olduğunu vurguladılar. (Bulgaristan’ı işgal eden İtilaf ordularının o günlerde İstanbul’a yönelik taarruzu bekleniyordu.) Mustafa Kemal Paşa’nın görüşlerini yansıtan Minber gazetesi 1 Kasım’da, “Bir devletin küçülmüş bile olsa her hâlde bir siyasi mevcudiyet ve millî birlik muhafaza ederek böyle bir badireden kurtulabilmiş olması en büyük siyasi başarı sayılmalıdır.” yazıyordu.[10]
Uygulama
13 Kasım 1918’de İtilaf donanmalarına mensup bir filo, Ateşkesin 1. maddesi uyarınca Çanakkale ve İstanbul boğazlarındaki askerî bölgesine girmesini kendi çıkarlarına yönelik bir tehdit sayarak protesto etti. İtalya 22 Mart 1919’da anlaşmanın 7. maddesini gerekçe göstererek tek taraflı olarak Antalya’yı işgal etti. Bu olay, Paris’teki barış konferansında İzmir’deki Yunan işgalinin tanınması ve Fiume’deki İtalyan hak taleplerinin reddedilmesiyle birlikte İtalya ile İtilaf arasında diplomatik bir krize yol açan etmenlerden biriydi. Nisan ayında İtalya, Fiume üzerindeki hak iddialarının dönemin Birleşik Devletler Başkanı Wilson tarafından reddedilmesinin yol açtığı kriz sebebiyle bir ay süreyle barış konferansını terk etti.
Bu olaylar dışında anlaşmanın ilk altı ayı önemli gerilimler olmadan geçti. İstanbul’daki İtilaf temsilcileri ile Türk hükûmeti arasındaki en ciddi sorunlar, eski İttihat ve Terakki yöneticilerinin savaş ve tehcir suçları nedeniyle yargılanması ve tutuklanması konusundan doğdu.
Anlaşmanın nispi sessizlik dönemi Mayıs 1919 başlarında sona erdi. Bu tarihte Paris Barış Konferansı, Mondros’ta verilmiş sözlere aykırı olarak, İzmir’in Yunanlarca işgali kararını aldı. Aynı günlerde Osmanlı İmparatorluğu’nun birçok köşesi İtilaf devletlerince işgal edildi; Kars ve Batum Millî Şura Hükûmetleri İngilizler tarafından dağıtıldı. Aynı günlerde ilan edilmesi beklenen barış antlaşması belirsiz bir geleceğe ertelendi.
İtilaf devletleri politikasında meydana gelen bu ani değişim, Türk tarihçileri tarafından henüz yeterince incelenmemiş bir konudur.
- 31 Mart 1877’de çalışmalarına başlayan 1. Meclis-i Mebûsan üyeleri, geçici bir talimatla il, liva ve kazaların yönetim meclisi üyeleri arasından seçilmiş, İstanbul için ayrı bir seçim yapılmıştı. Bu parlamentoda 115 parlamenter vardı. 28 Haziran 1877’de çalışmalarını tamamlayarak dağıldı.[4][5]
- Aynı seçim yöntemiyle oluşturulan 2. Meclis-i Mebûsan ilk kez 13 Aralık 1877’de toplandı. 93 Harbi’nin getirdiği sorunlar nedeniyle 14 Şubat 1878’de kapatıldı.[6]
- II. Abdülhamid döneminin sonunda, 23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyet’in ilanıyla aynı yılın Kasım ve Aralık aylarında parlamenter seçimi yapıldı. Ahrar Fırkası (Özgürlükçüler Partisi) ve İttihat ve Terakki Cemiyeti (Birlik ve İlerleme Partisi)’nin katıldığı seçimlerde, İttihat ve Terakki Cemiyeti çoğunluğu sağladı[1] ve 4 Aralık 1908’de 3. Meclis-i Mebûsan açıldı. Bu parlamento, 31 Mart Vakası ve II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesi sonrasında Mayıs 1909’da Anayasa üzerinde değişiklikler yaparak padişahın ve Seçkinler Meclisi’nin yetkilerini daralttı, kendi yetkilerini artırdı.[7] 1911’de tek bir parlamenteri ilgilendiren, ancak politik yankıları yüksek olan bir ara seçim gerçekleştirildi.[8]
- 18 Ocak 1912’de padişah parlamentoyu dağıttı ve yapılan seçimlerden sonra, 18 Nisan 1912’de 4. Meclis-i Mebûsan toplandı. Bu parlamento, 5 Ağustos 1912’de Ahmed Muhtar Paşa’nın önerisi ile feshedildi.[1] Birinci Balkan Savaşı nedeniyle seçime gidilemedi ve sıkıyönetim ilan edildi.[9] İttihat ve Terakki, 23 Ocak 1913’teki Bâb-ı Âli Baskını ile iktidarı ele geçirdi.[10]
- Bu şartlarda tek parti düzeninde 1914’te seçime gidildi ve 5. Meclis-i Mebûsan üyeliklerinin tamamını İttihat ve Terakki elde etti. Bu parlamento I. Dünya Savaşı boyunca bu haliyle faaliyetlerde bulundu.[11]
- Mondros Mütarekesi sonrasında 21 Aralık 1918’de Padişah Vahdettin tarafından, yeni seçimler yapılmak üzere parlamento feshedildi.[1] Yapılan seçimler sonunda Son Meclis-i Mebûsan ilk toplantısını 12 Ocak 1920’de yaptı. 16 Mart 1920’de İstanbul’un İşgali üzerine, parlamento, işgal güçlerinin baskısıyla anayasaya aykırı olarak 11 Nisan 1920’de resmen kapatıldı.[12]
- Meclis-i Mebûsan’ın kapatılması üzerine 23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi faaliyetlerine başladı ve fiilen ülkeyi yönetti.[13]
Meclis-i Mebûsan başkanları listesi
№ | Fotoğraf | Reis | Göreve Başlama | Görevden Ayrılma | Not |
---|---|---|---|---|---|
I. Meşrutiyet | |||||
1 | Ahmed Vefik Paşa (1823–1891) |
18 Mart 1877 | 30 Ekim 1877 | Meclis-i Âyan üyeliğine atandı.[14] | |
2 | Hasan Fehmi Paşa (1836-1910) |
1 Kasım 1877 | 14 Şubat 1878 | II. Abdülhamid, 14 Şubat 1878 tarihinde Meclis-i Mebusan’ı süresiz tatil etmiştir.[6] | |
II. Meşrutiyet | |||||
3 | Ahmed Rıza Bey (1858-1930) |
17 Aralık 1908 | 14 Mayıs 1912 | Meclis-i Âyan üyeliğine atandı.[15] | |
4 | Halil Bey (1874-1948) |
15 Mayıs 1912 | 24 Ekim 1915 | Hariciye Nazırlığı’na atandı.[16] | |
5 | Adil Bey (1869-1935) |
25 Ekim 1915 | 15 Eylül 1919 | Malta adasına sürüldü.[17] | |
6 | Reşat Hikmet Bey (1876-1920) |
31 Ocak 1920 | 28 Şubat 1920 | Dönem içinde hayatını kaybetti.[18] | |
7 | Celalettin Arif Bey (1875-1928) |
4 Mart 1920 | 18 Mart 1920 | İtilaf Devletleri 16 Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgal ettiler.[19] Meclis 18 Mart’ta son kez toplandı.[12] |
Meclis-i Mebûsan dönemleri
18 Mart 1877’de yeni kurulan Meclis-i Mebûsan için mebus seçimleri yapıldı. Seçimlerin yapıldığı sırada siyasi bir fırka faaliyeti mevcut olmadığından mebuslar meclise bireysel temsil usulüyle girdi. İlk parlamento 69 üyesi Müslüman, 46 üyesi gayrimüslim olmak üzere toplam 115 mebustan oluşmaktaydı.[20] Bu arada seçilen mebus sayısı seçilmesi istenene oranla daha azdı. Zira iç işlerinde bağımsız durumda olan Tunus, Mısır, Romanya, Sırbistan, Karadağ, Sisam, Umman ve Necid bölgelerinden Meclis‟e hiç mebus gönderilmedi. Padişahın özel olarak önem verdiği Mısır dahi Meclis-i Mebûsan‟ın açılışına sadece tebrik telgrafı göndermekle yetindi.[21]
Bu meclis, Türk tarihinde halk oylarıyla seçilen ilk meclis olma niteliği taşımaktadır. Toplanan bu meclis “Milel-i Müttehide-i Osmaniye” (birleşik Osmanlı milletleri) olarak tanımlandı.[21] Meclisteki mebuslar, 19 Mart – 28 Haziran 1877 tarihleri arasında görev yaptı.[1][20]
Dönem | Tarih | Üye sayısı |
---|---|---|
Meclis-i Mebûsan 1. Dönem | 19 Mart 1877 – 28 Haziran 1877 | 115 |
Meclis-i Mebûsan 2. Dönem | 13 Aralık 1877 – 14 Şubat 1878 | 96 |
Kapalı (14 Şubat 1878 – 17 Aralık 1908) | ||
Meclis-i Mebûsan 3. Dönem | 17 Aralık 1908 – 18 Ocak 1912 | 288 |
Meclis-i Mebûsan 4. Dönem | 18 Nisan 1912 – 5 Ağustos 1912 | 276 |
Meclis-i Mebûsan 5. Dönem | 14 Mayıs 1914 – 21 Aralık 1918 | 281 |
Meclis-i Mebûsan 6. Dönem | 12 Ocak 1920 – 18 Mart 1920 | 160 |
Kanuni Esasi’deki Meclis-i Mebûsan ile ilgili kararlar
Madde 65.- Heyeti Mebusanın mıktarı âzası tebaai Osmaniyeden her ellibin nüfus zükûrda bir nefer olmak itibarıyla tertip olunur.
Madde 66.- Emri intihap reyi hafi kaidesi üzerine müessestir. Sureti icrası kanunu mahsus ile tâyin olunacaktır.
Madde 67.- Heyeti Mebusan âzalıgıle ile hükûmet memuriyeti bir zat uhdesinde içtima edemez. Fakat vükelâdan intihap olunanların âzalığı mücazdırvesair memurinden biri mebusluğa intihap olunur ise kabul edip etmemek yedi ihtiyarındadır. Fakat kabul ettiği halde memuriyetinden infisal eder.
Madde 68.- Heyeti Mebusan için azalığa intihabı caiz olmıyanlar şunlardır: Evvelâ tebai devleti aliyeden olmıyan saniyen nizamı mahsusu mucibince muvakkaten hizmeti ecnebiye imtiyazını haiz olan salisen Türkçe bilmiyen rabian otuz yaşını ikmal etmiyen hamisen hini intihabta bir kimsenin hizmetkârlığında bulunan sadisen iflâs ile mahkûm olup da iadei itibar etmemiş olan sabian sui ahval ile müştehir olan saminen mahcuriyetine hüküm lâhik olup da fekki hacir edilmeyen tasian hukuku medeniyeden sakıt olmuş olan aşiren tabiiyeti ecnebiye iddiasında bulunan kimselerdir. Bunlar mebus olamaz. Dört seneden sonra icra olunacak intihaplarda mebus olmak için Türkçe okumak ve mümkün mertebe yazmak dahi şart olacaktır.
Madde 69.- Mebusan intihabı umumisi dört senede bir kerre icra olunur ve her mebusun müddeti memuriyeti dört seneden ibaret olup fakat tekrar intihap olunmak caizdir.
Madde 70.- Mebusların intihabı umumisine heyetin mebdei içtimaı olan teşrini saniden lâakal dört mah mukaddem başlanılır.
Madde 71.- Heyeti Mebusan âzasının her biri kendini intihap eden dairenin ayrıca vekili olmayup umum osmanlıların vekili hükmündedir.
Madde 72.- Müntehipler intihap edecekleri mebusları mensup oldukları dairei vilâyet ahalisinden intihap etmeğe mecburdur.
Madde 73.- Ba iradei seniye Heyeti Mebusan feshile dağıtıldığı halde nihayet altı ayda müçtemi olmak üzere umum mebusanın müceddeden intihabına başlanılacaktır.
Madde 74.- Heyeti Mebusan âzasından biri vefat eder veya esbabı hacriyei meşruadan birine duçar olur veya bir uzun müddette meclise devam etmez veyahut istifa eder veya mahkûmiyet veya kabulü memuriyet cihetile âzalıktan sakıt olursa yerine nihayet gelecek içtimaa yetişmek üzere usulü veçhile diğeri tâyin olunur.
Madde 75.- Münhal olan mebusluk makamlarına intihap olunacak âzanın memuriyeti gelecek intihabı umumî zamanına kadardır.
Madde 76.- Mebuslardan her birine beher sene içtimaı içün hazineden yirmibin kuruş verilecek ve şehriye beşbin kuruş maaş itibarile memurinî mülkiye nizamına tevfikan azimet ve avdet harcırahı ita kılınacaktır.
Madde 77.- Heyeti Mebusan riyasetine heyet tarafından ekseriyetle üç ve ikinci ve üçüncü riyasetlere üçer neferki ceman dokuz zat intihap olunarak huzuru şahaneye arzile bunlardan birisi riyasete ve ikisi reis vekâletlerine ba iradei seniye tercih ve memuriyetleri icra kılınır.
Madde 78.- Heyeti Mebusanın müzakeratı alenidir. Fakat bir maddei mühimmeden dolayı müzakeratı hafi tutulmak vükelâ canibinden veyahut Heyeti Mebusanın âzasından onbeş zat tarafından teklif olundukta heyetin içtima ettiği mahal âzanın maadasından tahliye edilerek teklifin red veya kabulü için ekseriyeti arâya müracaat edilir.
Madde 79.- Heyeti Mebusanın müddeti içtimaiyesinde âzadan hiç biri heyet tarafından ithama sebebi kâfi bulunduğuna ekseriyetle karar verilmedikçe veyahut bir cünha veya cinayet icra eder iken veya icrayı müteakip tutulmadıkça tevkif ve muhakeme olunamaz.
Madde 80.- Heyeti Mebusan kendüye havale olunacak kavanin lâyihalarını müzakere ile bunlardan umuru maliyeye ve Kanunu Esasiye taalûk eder maddeleri red veya kabul veyahut tâdil eder ve mesarifi umumiye muvazene kanununda gösterildiği veçhile heyeti mebusanda tafsilâtile tetkik olunduktan sonra mıktarına vükelâ ile birlikte karar verilür ve buna karşılık olacak varidatın keyfiyet ve kemmiyeti ve sureti tevzi ve tedariki kezalik vükelâ ile birlikte tâyin edilir.[22]
Felah-ı Vatan Grubu, 1920’de toplanan son Osmanlı Meclis-i Mebûsan’ında Milli Mücadele’ye yandaş üyeler tarafından oluşturulan meclis grubudur. Grup başkanlığına Rauf Bey (Orbay) getirilmiştir.
Bu milletvekilleri mecliste Mustafa Kemal’i başkan seçtirme amacı gütse de, onu başkan seçtiremedi. Müdafaa-i Hukuk Grubu yerine Felah-ı Vatan (Vatanın Kurtuluşu) grubunu kurdular. Müdafaa-i Hukuk adını kullanmaktan çekindiler. Ancak kongrelerin ulusal bağımsızlık ile ilgili kararlarını onaylatmayı başardılar. Bu kararların genel adı Misak-ı Millî kararlarıdır. Bu kararlar 6 maddeden oluşur.
1) Mondros Mütarekesi’nin imzalanması sırasında düşman devletlerinin işgali altında kalan ve özellikle Arap çoğunluğun yaşadığı yerlerin geleceği o bölge halkının serbestçe verecekleri oylara göre tayin edilecektir. Bunun dışında kalan Türk ve İslam çoğunluğunun bulunduğu bölgeler ise bölünemez ve ayrılamaz bir bütün sayılacaktır.
2) Halkoyu ile ana vatana katılmış olan Kars, Ardahan ve Batum için gerekirse tekrar serbestçe halkoyuna başvurulması kabul edilecektir.
3) Batı Trakya’nın hukuki durumu orada oturanların tam bir hürriyetle verecekleri oylara uygun olacaktır.
4) İstanbul şehri ve Marmara’nın güvenliği her türlü tehlikeden uzak kalmalıdır. Boğazların dünya ticaretine ve ulaşımına açılması bizim ve ilgili diğer tüm devletlerin birlikte verecekleri karara bağlı olacaktır
5) Azınlıkların hakları, komşu ülkelerdeki Müslüman halkın da aynı haklardan yararlanması şartıyla tarafımızdan tanınacak ve sağlanacaktır.
6) Siyasi, adli ve mali gelişmemize engel olacak sınırlamalar kaldırılacaktır.
Bu maddelere karar verilen toplantılar İtilaf Devletleri’nin baskısından kurtulmak için gizlice yapılmıştır.
- 1921 – Ankara’da Hakimiyeti Milliye gazetesi, günlük olarak çıkmaya başladı.
- 1930 – İspanya’da siyasi tutuklular için genel af ilan edildi.
- 1933 – İngiltere’den Güney Afrika’ya ilk duraksız uçuş yapıldı.
- 1936 – Kış Olimpiyat Oyunları, Garmisch-Partenkirchen’de (Almanya) başladı. Türkiye ilk kez katıldı.
- 1952 – II. Elizabeth, babasının ölümü üzerine Birleşik Krallık Kraliçesi oldu.
II. Elizabeth | |||||
---|---|---|---|---|---|
İngiliz Milletler Topluluğu Başkanı | |||||
Birleşik Krallık ve İngiliz Milletler Topluluğu bölgeleri kraliçesi | |||||
Hüküm süresi | 6 Şubat 1952 – 8 Eylül 2022 (70 yıl, 7 ay ve 2 gün) |
||||
Taç giymesi | 2 Haziran 1953 | ||||
Önce gelen | VI. George | ||||
Sonra gelen | III. Charles | ||||
Başbakan |
Liste
|
||||
Doğum | Elizabeth Alexandra Mary Windsor 21 Nisan 1926 Mayfair, Londra, İngiltere |
||||
Ölüm | 8 Eylül 2022 (96 yaşında) Balmoral Kalesi, Aberdeenshire, İskoçya |
||||
Defin | 19 Eylül 2022 St. George Şapeli, Windsor Sarayı, Windsor, Berkshire |
||||
Eş(ler)i |
Prens Philip, Edinburgh Dükü
(e. 1947; ö. 2021) |
||||
Çocuk(lar)ı | III. Charles Prenses Anne Prens Andrew Prens Edward |
||||
|
|||||
Hanedan | Windsor Hanedanı | ||||
Babası | VI. George | ||||
Annesi | Elizabeth Bowes-Lyon | ||||
Dini | İngiltere Kilisesi | ||||
İmza |
II. Elizabeth (Elizabeth Alexandra Mary Windsor; 21 Nisan 1926 – 8 Eylül 2022), Birleşik Krallık ve aralarında Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın da olduğu İngiliz Milletler Topluluğu üyesi 14 ülkenin 1952-2022 yılları arasındaki kraliçesi. Aynı zamanda İngiliz Milletler Topluluğu başkanı ve İngiltere Kilisesi yüksek valisi olarak görev aldı. 70 yıl 214 günlük saltanatı ile Kraliçe Victoria’nın saltanatını geride bırakarak Birleşik Krallık’ın en uzun süre tahtta kalan hükümdarı, Fransa Kralı XIV. Louis’den sonra dünyanın en uzun süre tahtta kalan hükümdarı ve tarihte en uzun süre hüküm süren kadın hükümdar unvanlarını aldı.
6 Şubat 1952 tarihinde tahta çıktığında Topluluk Başkanı ve yedi ülkenin (Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika, Pakistan ve Seylan) kraliçesi oldu. Bir sonraki yıl gerçekleşen taç giyme töreninin televizyonda gösterilmesiyle bir ilk gerçekleştirildi. 1956 yılından 1992 yılına kadar bölgelerin bağımsızlık kazanması ve bazı krallıkların cumhuriyet olmasıyla krallıkların sayısı değişti. Öldüğü zaman, yukarıda sayılan ülkelerin ilk dördüne ek olarak Jamaika, Bahamalar, Grenada, Papua Yeni Gine, Solomon Adaları, Tuvalu, Saint Lucia, Saint Vincent ve Grenadinler, Belize, Antigua ve Barbuda ile Saint Kitts ve Nevis’in kraliçesiydi.
Elizabeth, Kral VI. George ve Kraliçe Elizabeth olacak olan York Dükü ve Düşesi’nin büyük kızı olarak Londra’da doğdu. Çocukluğu boyunca evde özel eğitim gördü. Babası, ağabeyi VIII. Edward’ın tahttan çekilmesiyle 1936’da kral oldu ve kendi o tarihten itibaren vâris konumuna geldi. II. Dünya Savaşı sırasında orduda görev almaya başladı. 1947 yılında Philip Mountbatten ile evlendi ve Charles, Anne, Andrew ve Edward adlarını verdikleri dört çocukları oldu. 8 Eylül 2022 tarihinde Balmoral Kalesi’nde 96 yaşında öldü ve yerine en büyük oğlu III. Charles geçti.
Birleşik Krallık
United Kingdom of Great Britain and Northern Ireland (İngilizce)
Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı
|
|||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Bayrak
Arma
|
|||||||||||
Slogan
“Dieu et mon droit” (Fransızca) “God and my right” (İngilizce) “Tanrı ve hakkım” (Türkçe) |
|||||||||||
Millî marş
God Save the King Tanrı Kralı Korusun |
|||||||||||
|
|||||||||||
Başkent
ve en büyük şehir
|
Londra | ||||||||||
Resmî dil(ler) | İngilizce[a](fiilen) | ||||||||||
Tanınan bölgesel dil(ler) | Galce, İrlandaca, İskoçça, Kernevekçe, Manca[b][1][2][3] | ||||||||||
Hükûmet | Üniter Parlamenter monarşi | ||||||||||
|
|||||||||||
Yasama organı | Parlamento | ||||||||||
• Üst meclis
|
Lordlar Kamarası | ||||||||||
• Alt meclis
|
Avam Kamarası | ||||||||||
Tarihçe | |||||||||||
|
|||||||||||
Yüzölçümü | |||||||||||
• Toplam
|
242.495 km2[4] (78.) | ||||||||||
• Su (%)
|
1,34 | ||||||||||
Nüfus | |||||||||||
• 2023 tahminî
|
67.777.595[5] (22..) | ||||||||||
• 2011 sayımı
|
63.181.775[6] (22.) | ||||||||||
• Yoğunluk
|
255,6/km2 (51.) | ||||||||||
GSYİH (SAGP) | 2023 tahminî | ||||||||||
• Toplam
|
$3,18 trilyon[7] (10..) | ||||||||||
• Kişi başına
|
$47.089[7] (24..) | ||||||||||
GSYİH (nominal) | 2023 tahminî | ||||||||||
• Toplam
|
$3,13 trilyon[7] (5..) | ||||||||||
• Kişi başına
|
$46.344[7] (21..) | ||||||||||
Gini (2018) | ▲ 33.5[8] orta · 33. |
||||||||||
İGE (2022) | 0.929[9] çok yüksek · 18. |
||||||||||
Para birimi | Pound sterling (£, GBP) | ||||||||||
Zaman dilimi | UTC±00.00 (GOZ) | ||||||||||
• Yaz (YSU)
|
UTC+01.00 (BYZ) | ||||||||||
Trafik akışı | sol | ||||||||||
Telefon kodu | +44 | ||||||||||
ISO 3166 kodu | GB | ||||||||||
İnternet alan adı | .uk | ||||||||||
Resmî site
https://www.gov.uk/ |
|||||||||||
^ İngilizce yasalarda resmî dil olarak belirtilmese de, fiilen olarak resmî dil niteliğini taşımaktadır.
^ Birleşik Krallık devletince resmî olarak tanınan azınlık ve bölgesel diller: Galler’de Galce, İskoçya’da İskoçça, Kuzey İrlanda’da İrlandaca, İskoç Galcesi ve Cornwall Kontluğu’nda Kernevekçe’dir. |
Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı[a] veya yaygın adıyla Birleşik Krallık, Avrupa anakarasının kuzeybatı kıyılarında, Kuzeybatı Avrupa’da egemen bir ülkedir.[10]
Birleşik Krallık; İngiltere, İskoçya, Galler ve diğer ülkelerden İrlanda Denizi ile ayrılan Kuzey İrlanda olmak üzere dört kurucu ülkeden oluşur.[11] Birleşik Krallık’ın tek kara sınırını Kuzey İrlanda’da İrlanda ile paylaşır.[10] Doğuda Kuzey Denizi, güneyde Manş Denizi ve güneybatıda Kelt Denizi ile Atlas Okyanusu ile çevrili olan Birleşik Krallık, dünyanın en uzun 12. kıyı şeridine sahiptir.[10] Birleşik Krallık’ın toplam alanı 242.500 km karedir (93.628 mil2).[10]
Birleşik Krallık, üniter bir parlamenter demokrasi ve anayasal monarşidir.[12] Hükümdar, Kral III. Charles, 2022’den beri hüküm sürmektedir.[11] Hem Birleşik Krallık hem de İngiltere’nin başkenti ve en büyük şehri, kentsel alan nüfusu 10,3 milyon olan küresel bir şehir ve finans merkezi olan Londra’dır.[10] Birleşik Krallık 2023 itibarıyla dünyanın nominal GSYİH’ye göre 5., satın alma gücü paritesine göre ise 10. büyük ekonomisidir. 2022 İnsani Gelişme Endeksi’nde dünyada 18. sıradadır.[9]
Dünyanın ilk sanayileşmiş ülkesi olarak 19. ve 20. yüzyılın başlarında dünyanın önde gelen gücü olan Britanya İmparatorluğu, 1920’lerdeki zirvesinde, dünya topraklarının neredeyse dörtte birini ve dünya nüfusunun üçte birini kapsamaktaydı.[11] İmparatorluğu oluşturan ülkeler 1960’lı yıllarda hızla bağımsızlıklarını ilan etseler de günümüzde Britanya İmparatorluğu’nun etkisi, eski sömürgelerinin birçoğunun dilinde, kültüründe, yasal ve politik sistemlerinde gözlemlenebilir.[13]
Birleşik Krallık, AUKUS, Avrupa Konseyi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyeliği, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), G7, G20, Milletler Topluluğu ve NATO üyeliğinin yanı sıra, 1973’ten 2016’da yapılan halk oylamasına takiben 2020’de ayrılana kadar Avrupa Toplulukları (AK) ve halefi Avrupa Birliği’nin (AB) üyesiydi.[11]
- 1958 – Münih Havaalanı pistinde uçak kazası; Manchester United takımından 7 futbolcu (Roger Byrne, Mark Jones, Eddie Colman, Tommy Taylor, Liam Whelan, David Pegg ve Geoff Bent) ve 8’i gazeteci olmak üzere, 44 yolcudan 23 kişi öldü.
- 1959 – Texas Instruments çalışanlarından Jack Kilby, tümleşik devre (mikroçip) patenti için başvurdu.
- 1959 – Florida’daki Cape Canaveral uzay üssünde, Titan kıtalar arası balistik füzesinin test ateşlemesi başarılı oldu.
- 1968 – İlk televizyon oyunu olan Şair Evlenmesi, canlı olarak yayımlandı.
- 1968 – Kış Olimpiyat Oyunları, Grenoble’da (Fransa) başladı.
- 1983 – “Lyon kasabı” lakaplı savaş suçlusu, eski Gestapo komutanı Klaus Barbie, 37 yıl önce işlediği suçlardan yargılanmak üzere Fransa’da mahkeme önünde.
- 1985 – Steve Wozniak, Apple Computer’dan ayrıldı.
- 1998 – Afganistan’da 6.1 şiddetindeki depremde, 4 binden fazla kişi öldü.
- 1998 – Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’nin nüfusunun 62 milyon 610 bin 252 olduğu bildirildi.
- 1999 – Fransa’da başkent Paris’in 50 km yakınındaki tarihi Kraliyet Köşkü Rambouillet’de Belgrad Hükûmeti ile Kosova arasında barış görüşmeleri yapıldı.
- 2000 – Tokyo’da Pan Pasifik Tenis Turnuvası düzenlendi. Finalde Martina Hingis, Fransız Sandrine Testud’u 2-0 mağlup etti. Bu galibiyetle Martina Hingis kariyerinin 27. tekler şampiyonluğunuda kazanmış oldu.
- 2001 – Ariel Şaron, İsrail Başbakanı oldu.
- 2004 – Moskova metrosunda patlama; Çeçen ayrımcı grupların yaptığı tahmin edilen saldırıda 40 kişi öldü, 129 kişi yaralandı.
- 2008 – TBMM’de saat 15.00 itibarıyla, ilk resmi başörtüsü serbestliği için tartışmaları ve oylaması yapıldı.
- 2018 – Space-X’in Mars roketi Falcon Heavy fırlatıldı.[1]
- 2018 – Merkez üssü Tayvan’ın Hualien ilçesi olan Hualien depremi gerçekleşti.
- 2023 – Türkiye’de Kahramanmaraş depremleri meydana geldi.
|
|
UTC zamanı | 2023-02-06 01:17:35 |
---|---|
2023-02-06 10:24:49 | |
Yerel tarih | 6 Şubat 2023 |
Yerel saat | 04.17.35 (UTC+03.00) |
13.24.49 (UTC+03.00) | |
Süre | İlk: 100 saniye[1] İkinci: 45 saniye[2] |
Büyüklük | İlk: 7,8 Mw (USGS)[3] 7,7 Mw (Kandilli)[4] |
İkinci: 7,5 Mw (USGS)[5] 7,6 Mw (Kandilli)[6] |
|
Derinlik | İlk: 17,9 km (USGS)[3] 5,0 km (Kandilli)[4] |
İkinci: 10,0 km (USGS)[3] 5,0 km (Kandilli)[6] |
|
Merkez üs | İlk: Pazarcık, Kahramanmaraş İkinci: Elbistan, Kahramanmaraş İlk: 37.1123°K 37.1195°D İkinci: 38.024°K 37.203°D |
Fay | İlk: Doğu Anadolu Fay Hattı[7][8] veya Ölü Deniz Transform Fayı İkinci: Doğu Anadolu Fay Hattı veya Sürgü Fayı |
Tür | Doğrultu atımlı, Tezkıran deprem ve Çifte deprem |
Maks. şiddet | XII (Afetsel)[9] |
Maks. yer ivmesi | İlk; 2,22 g [10] İkinci: 1,71 g [11][12] |
Artçı şok | En büyüğü 6.7 olmak üzere ≥ 45,756 (4 Şubat 2024 itibarıyla) |
Etkilenen ülkeler/bölgeler |
Türkiye
Suriye
|
Kayıplar |
|
Zarar | 153,9 milyar $[not 1] |
2023 Kahramanmaraş depremleri, 6 Şubat depremleri ya da 2023 Türkiye-Suriye depremleri, 6 Şubat 2023’te dokuz saat arayla meydana gelen, merkez üsleri sırasıyla Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, 7,8 Mw ve 7,5 Mw büyüklüklerindeki iki deprem. Mercalli şiddet ölçeğine göre sarsıntıların şiddeti, ölçeğin en yüksek değeri olan XII (Afetsel) olarak saptandı. Depremler sonucunda Türkiye’de resmî rakamlara göre en az 53 bin 537, Suriye’de ise en az 8 bin 476 kişi öldü ve toplam 122 binden fazla kişi ise yaralandı. Depremlerin ardından büyüklüğü 6,7 Mw ’e kadar varan 45 binden fazla artçı sarsıntı gerçekleşti.
Pazarcık merkezli ilk deprem, Türkiye ve Suriye’nin yanı sıra Lübnan, Kıbrıs, Irak, İsrail, Ürdün, İran ve Mısır’ın da yer aldığı geniş bir coğrafyada hissedildi. İki büyük deprem, yaklaşık 350.000 km2 (140.000 mil kare) alanda, Almanya’nın toplam yüz ölçümü kadar bir bölgede hasara yol açtı ve 14 milyon kişiyi etkiledi. Türkiye’de birçok tarihî yapı da dâhil ilk gün 39 binden fazla bina yıkılırken, 11 ilde toplam 518 bin konut yıkıldı veya ağır hasar aldı. Ayrıca 128 bin 778 konut ise orta derecede hasar aldı. Afet sonrası 2 milyondan fazla kişi barınma sorunu yaşarken en az 5 milyon kişi farklı bölgelere göç etti. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), depremler sonucu Türkiye’de 658 bin, Suriye’de ise 170 bin çalışanın geçim olanaklarını kaybettiğini duyurdu.
Türkiye hükûmeti, deprem bölgesi için doğal afet ve salgın gibi acil durumlarda uluslararası kuruluş ve ülkelerden yardım çağrılarını kapsayan en yüksek acil durum olan 4. seviye alarm ilan edildiğini açıklarken, Dünya Sağlık Örgütü, depremler için 3. seviye acil durum ilan etti. Ayrıca depremlerden etkilenen 10 ilde 3 ay süreyle olağanüstü hâl ilan edildi ve ölenler için Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yedi gün, Kosova, Arnavutluk, Kuzey Makedonya ve Bangladeş’te ise bir gün ulusal yas ilan edilmesine karar verildi. 102 ülke Türkiye’ye yardım teklifinde bulunurken 94 ülkeden gelen 141 binden fazla kişi arama kurtarma çalışmalarına dâhil oldu. Onlarca ülke ilk yardım malzemesi, teçhizat, sağlık ekibi gönderdi ve taziye mesajları yayımladı. Ayrıca Ermenistan-Türkiye sınırı yardım sevkiyatı için otuz yıl aradan sonra ilk kez açıldı.
2023 Meclis Deprem Araştırma Komisyonu’nun raporuna göre depremlerin toplam maliyeti Türkiye’de 148.8 milyar Dolar oldu. Türkiye’nin 2023 gayrisafi yurt içi hasılasının %9’una denk gelen maddi zarar, 1999 Marmara depreminin yol açtığı maddi kaybın yaklaşık 6 katından fazla oldu. Dünya Bankası, depremlerin Suriye’ye doğrudan maliyetinin ise toplamda 5,1 milyar $ olduğunu duyurdu. İki ülkede toplam 153.9 milyar $ maddi zarara yol açan depremler, dünyada en çok maddi zarara sebep olan üçüncü deprem oldu.
Pazarcık’ta meydana gelen ilk deprem, 1668 Kuzey Anadolu depreminden sonra Anadolu topraklarında gerçekleşen en büyük ikinci deprem ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kaydedilen en büyük deprem olarak kayıtlara geçti. Elbistan merkezli ikinci deprem ise Türkiye’de meydana gelen depremler arasında en büyük üçüncü deprem oldu. Deprem bölgesinde 571 km yüzey kırığı oluşurken, bölge 3 ila 9 metre batıya kaydı. Depremler, 1939 Erzincan depremini geride bırakarak Türkiye’de, 1822 Halep depremini geride bırakarak Suriye’de en ölümcül sarsıntılar olarak kaydedildi. Aynı zamanda, 300 binden fazla insanın öldüğü 2010 Haiti depreminden bu yana dünya çapındaki en ölümcül depremdir.
Tektonik durum
Jeoloji
Depremler Anadolu, Arap ve Afrika levhaları arasındaki üçlü eklemin yakınında gerçekleşmiştir. Birinci deprem İTÜ’nün ön inceleme raporuna ve MTA’nın saha inceleme raporuna göre Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde,[7][8] AFAD’ın ön değerlendirme raporuna göre ise Ölü Deniz Transform Fayı üzerinde gerçekleşmiştir. İkinci deprem ise Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana gelmiştir.[7] Depremlerin mekanizması ve konumu Doğu Anadolu Fay Hattı ve Ölü Deniz Transform Fayı üzerinde meydana gelen depremlerle uyumludur. Doğu Anadolu Fayı, Türkiye’nin Ege Denizi’ne (batıya) doğru ekstrüzyonunu barındırırken, Ölü Deniz Fayı, Arabistan yarımadasının Afrika ve Avrasya levhalarına göre kuzeye doğru hareketini barındırır.[3]
Doğu Anadolu Fayı, Anadolu ve Arap levhaları arasındaki sınırı oluşturan 700 km uzunluğundaki sol yönlü bir transform fayıdır. Fay, yılda 1–4 mm batıya doğru, 10 mm oranında azalan bir kayma oranı gösterir. Fay; 1789 (7,2 Mw ), 1795 (7,0 Mw ), 1872 (7,2 Mw ), 1874 (7,1 Mw ), 1875 (6,7 Mw ), 1893 (7,1 Mw ) ve 2020’de (6,8 Mw ) büyük depremlere neden olmuştur ve bu depremler fayın bazı bölümlerini parçalamıştır. Doğudaki sismik olarak aktif Palu ve Pütürge segmentleri 6,8-7,0 Mw depremleri için yaklaşık 150 yıllık bir yineleme aralığı göstermektedir. Batıdaki Pazarcık ve Amanos segmentleri 7,0-7,4 Mw depremleri için sırasıyla 237-772 yıl ve 414-917 yıl yineleme aralıklarına sahiptir.[14]
Ölü Deniz Transform Fayı, Kızıldeniz’den kuzey-güney yönünde, Doğu Anadolu Fay Hattı ile birleştiği Maraş üçlü eklemine kadar uzanır.[15] Türkiye’nin güneyindeki sol yanal doğrultu atımlı fayın kuzey kısmı en az 14 büyük tarihi depremin kaynağı olmuştur. En son 1822 ve 1872’de iki büyük deprem meydana gelmiş, 1872’deki deprem en az 1.800 kişinin ölümüne neden olmuştur. 115, 526, 587, 1170 ve 1822 depremleri de binlerce ölümle sonuçlanmıştır.[16]
Depremsellik
6 Şubat’ta yaşanan depremlerin meydana geldiği bölge sismolojik olarak nispeten sakindir. 1970’ten bu yana bu depremlerin merkez üssünün 250 km çapı içinde 6 veya daha büyük büyüklükte yalnızca üç deprem meydana gelmiştir. Bunların en büyüğü 6,8 Mw büyüklüğünde, 24 Ocak 2020’de Elazığ’da oldu. Bu depremlerin tamamı Doğu Anadolu Fay Hattı boyunca veya fayın yakınında gerçekleşti. 1114’te Maraş’ta 40.000 kişinin öldüğü bir deprem yaşandı.[17][18] 1513 yılında Maraş yöresinde büyüklüğü Mw 7,4 olan ve Malatya’yı da etkileyen bir deprem yaşandı. 2023 öncesinde, 510 yıldır kırılmayan Gölbaşı-Türkoğlu segmenti sismik boşluk olarak değerlendirilmekteydi.[19]
Merkez üssünün görece sismik durgunluğuna rağmen, Türkiye’nin güneyi ve Suriye’nin kuzeyi geçmişte şiddetli ve yıkıcı depremler yaşadı. Adana’nın kuzeydoğusunda, 1268 yılında yaklaşık 60.000 kişinin öldüğü bir deprem yaşandı.[20] Suriye’nin Halep kenti, tarih boyunca birçok büyük depremle zarar görmüştür. Ancak bu depremlerin tam konumları ve büyüklükleri yalnızca tahminî olarak belirlenebilmektedir. Halep’te, 1138’de tahmini büyüklüğü 7,1 Mw olan ve 1822’de tahmini büyüklüğü 7,0 Mw olan depremler yaşandı. 1822 depreminin can kaybı tahminen 20.000-60.000 idi.[3]
Deprem
Ana sarsıntılar
Deprem, Türkiye saatiyle 04.17’de (UTC 01.17) Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu’na göre 7,8 Mw büyüklüğünde, Kandilli Rasathanesi’ne göreyse 7,7 Mw ve 7,4 ML olarak gerçekleşmiştir.[3][21] Deprem odağı, Kahramanmaraş il merkezinin 40 km güneydoğusunda,[22] Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinin 38 km güneybatısında[22] ve Gaziantep il merkezinin 34 km batısında yer alır.[23] Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en büyük, dünyada ise Ağustos 2021’den itibaren gerçekleşmiş en büyük depremdir.[24][25][26][27]
Deprem, sağ yönlü atımlı faylanmaya karşılık gelen bir odak mekanizmasına sahiptir.[3] Yırtılma, ya kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu kuzeydoğu eğimli ya da kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu, kuzeybatı eğimli fay üzerinde oluştu.[28] USGS, ~190 km uzunluğunda ve ~25 km genişliğinde bir yırtılma boyutu olduğunu saptadı.[3] Suudi Arabistan’daki Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesinden bir jeofizik profesörü, depremin 300 km’den uzun bir fay kırmış olabileceğini söyledi.[26] İtalya Ulusal Jeofizik ve Volkanoloji Enstitüsü Başkanı Carlo Doglioni, depremler sonucunda Anadolu yarımadasının batıya doğru 3 metre kaydığını ifade etti.[29] Doğu Anadolu Fayı ve Ölü Deniz Transformu’nun kırık kesitlerine sahip olduğu düşünülmektedir.[30]
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde gerçekleşen depremden 9 saat sonra yerel saatle 13.24’te merkez üssü Kahramanmaraş’ın Ekinözü ilçesinin 4 km güney doğusu olan 10,0 km derinliğinde 7,5 Mw büyüklüğünde Doğu Anadolu Fay Hattı’nın kuzeyindeki kolu olan Sürgü-Çardak Fayı’nda bir deprem daha oldu.[5][31][32]
Prof. Övgün Ahmet Evcan depremlerin ardından yaptığı açıklamada Bölgede 2 değil 3 deprem olduğunu belirtti. 04.17’de başlayan 7.8 ilk depremin 20. saniyesinde 7.6’lık 20 km ötede bir deprem olduğunu daha belirtti, 13.24’te ise 7.5 büyüklüğünde 3. deprem olduğunu belirtti. 7.8 patlayıcı 7.6 irkilen deprem olduğunu belirtirken 7.8 Pazarcık-Malatya doğru kırılırken 20 saniye sonra 7.6 depremi Nurdağı-Hatay’ı vurduğunu belirtti.
Artçı sarsıntılar
Ana sarsıntıdan yaklaşık 11 dakika sonra 6,7 Mw büyüklüğünde bir artçı sarsıntı meydana geldi.[33] USGS’ye göre, ana sarsıntıdan sonraki altı saat içinde 25 adet 4,0 Mw ya da daha büyük artçı kaydedildi. On iki saatten daha uzun bir süre sonra USGS büyüklüğü 4,3 Mw ya da daha büyük en az 54 artçı sarsıntı bildirirken, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) en az 120 artçı sarsıntı kaydetti.[34] Küçük boyutlu artçı sarsıntıların bir yıl daha sürmesinin beklenebileceği söylendi.[35] 3 ay içinde 30 binden fazla artçı sarsıntı kaydedildi.[36]
20 Şubat Hatay depremi
20 Şubat 2023’te Türkiye saatiyle 20.04’te merkez üssü Defne ve Samandağ ilçeleri olan 6,4 Mw[37] (± 0,1) ve 20:07 5,8 Mw büyüklüğünde iki deprem meydana geldi.[38] Sarsıntılar nedeniyle 6 Şubat’ta ağır hasar alan bazı binalar yıkıldı ya da yan yattı.[39] Oluşan depremlerden sonra EMSC, Hatay için sahil kesiminde tsunami uyarısı verdi.[40] Depremin ardından en büyüğü 5,8 olmak üzere doksandan fazla artçı sarsıntı kaydedildi. Depremlerde toplam 6 kişi hayatını kaybederken 562 kişi yaralandı.[41] Deprem sonrası Antakya’da ayakta kalan son hastane olan Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Hastanesi tedbir amaçlı tahliye edildi.[42] Depremden yaklaşık bir saat sonra AFAD, deniz seviyesinin 50 cm yükselme tehlikesi nedeniyle uyarı verdi.[43] Mersin ve Antalya Valiliği ise sahillerden uzak kalma uyarısı yaptı. Ancak uyarılar daha sonra iptal edildi.[44] Depremlerin İsrail, Filistin, Lübnan, Ürdün ve Irak’ta da hissedildiği belirtildi.[45]
5,0 Mw ya da daha büyük artçı sarsıntılar | |||||
---|---|---|---|---|---|
Tarih | Saat (TSİ) | M | MMI | Derinlik | Kay. |
Yüzey kırılması
Sentinel-1’in depremlerden önce ve sonra yakaladığı uydu görüntüleri, depremlerin ürettiği iki yüzey kırığı bölgesini kaydetti. İlk deprem tarafından üretilen çift kırığın daha uzun olanı 300 km olarak ölçülürken, ikinci depremin yüzey kırığı 125 km olarak ölçüldü.[77] 1 Ekim 2023 tarihinde yayımlanan rapora göre, depremler sonrası 571 km yüzey kırığı oluştuğu kaydedildi.[78]
Yüzey kırığı, Doğu Anadolu Fayı boyunca meydana geldi. AFAD’a göre, Antakya’nın kuzeyinden Pazarcık ve Gölbaşı’na doğru uzanan yaklaşık 400 km’lik bir yüzey kırılması meydana geldi.[79][80] Bu şehirlerin kuzeyinde yüzey kırılmaları devam etmektedir. Saha gözlemleri, yüzeyde maksimum 73 m yüksekliğinde yer değiştirme olduğunu göstermektedir.[81] İstanbul Teknik Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Fırat Üniversitesinden bilim insanlarının TÜBİTAK projesi kapsamında yaptıkları araştırma sonucunda 7,8 büyüklüğündeki ilk depremin, 1513 Maraş depremi ile aynı noktadan kırıldığı tespit edildi.[82]
Geçmişte büyük iç doğrultu atımlı depremler meydana gelmiştir. 1905’te, Moğolistan’da iki 8,0+ Mw deprem gerçekleşti ve toplam 676 km’lik bir yüzey kırılmasına neden oldu. İlk olarak Tsetserleg depremi gerçekleşti. 14 gün sonra meydana gelen Bulnay depremi, doğu-batı yönünde yaklaşık 388 km yüzey kırılması oluşturdu.[83] 2002’de Alaska’da 7,9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi ve Denali ve Totschunda faylarını parçalayarak her iki fayda da yaklaşık 340 km yüzey kırığı oluşturdu.[84]
Jeolojik etki
İskenderun’da büyük kara çökmeleri meydana geldi ve şehrin bazı kısımlarının karadan 200 m kadar su altında kalmasına neden oldu. Çökmenin, dikey zemin yer değiştirmesine neden olan yayılma fayının kırılmasının sonucu olabileceği düşünülmektedir. Yeni Zelanda’daki eCoast Marine Danışmanlık ve Araştırma Direktörü Jose Borrero, büyük bir depremden bu ölçekte bir çökme beklendiğini söyledi. 1999 Gölcük depremi sırasında Gölcük’te ve 2016 Kaikoura depremi sırasında Kaikoura’da da benzer çökme olayları meydana gelmiştir. Toprak sıvılaşmasının etkileri, kötü hava koşullarından kaynaklanan büyük dalgalar ve küçük bir tsunaminin İskenderun’daki çökmelere etki etmiş olabileceği düşünülmektedir.[86]
Kıbrıs’ın Gazimağusa kıyılarında 0,17 m, İskenderun’da 0,12 m ve Erdemli’de 0,13 m boyutlarında küçük tsunami dalgaları kaydedildi.[87][88]
İtalya Sivil Koruma Dairesi ülke kıyılarında olası tsunami konusunda bir uyarı yayınladı ve kıyı sakinlerine daha yüksek bir yere kaçmalarını ve yerel yetkilileri takip etmelerini tavsiye etti.[89] Uyarı aynı gün geri çekildi. Sicilya, Calabria ve Apulia’nın güney bölgelerinde tren trafiği bir süre durduruldu.[90]
Kayıplar ve hasar
Türkiye
İl | Ölü | Yaralı |
---|---|---|
Adana[91] | 454 | 7.450 |
Adıyaman[92][93][94][95] | 8.387 | 17.499 |
Batman[96] | 0 | 20 |
Diyarbakır | 414 | 902 |
Elazığ | 5 | 379 |
Gaziantep[91][97] | 3.897 | 25.276 |
Hatay[98][99][100][101] | 23.065 | 30.762 |
Kahramanmaraş[102] | 12.622 | 9.243 |
Kilis[103][104] | 74 | 754 |
Malatya[91][105][106][107] | 1.393 | 9.108 |
Mardin[108] | 1[not 2] | 0 |
Osmaniye[91][109][110][111] | 993 | 2.606 |
Şanlıurfa[91][112] | 340 | 8.919 |
22 Nisan 2023 günü dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, depremde 107.204 kişinin yaralandığı açıkladı.[113] Deprem sebebiyle 120 polis, 32’nin üzerinde asker[114] ve en az 14 doktorun öldüğü bildirildi.[115] Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından 27 Nisan 2023 tarihinde yapılan açıklamada enkaz altından çıkarılmış refakatçisi olmayan çocuk sayısının 1.914 olduğu ve bunlardan 1.812’sinin ailesine teslim edildiği belirtildi.[116] Depremden 1 sene sonra, 2 Şubat 2024 tarihinde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından depremde toplamda 53.537 kişinin hayatını kaybettiği açıklanmıştır.[117][118]
Sonrası
Türkiye
Afet yönetimi
Türkiye Hükûmeti, deprem bölgesi için doğal afet ve salgın gibi acil durumlarda uluslararası kuruluş ve ülkelerden yardım çağrılarını kapsayan en yüksek acil durum olan 4. seviye alarm ilan edildiğini açıkladı.[124] Deprem sonrasında BOTAŞ, deprem bölgelerine doğalgaz akışının durdurulduğunu açıkladı.[125] Hatay Havalimanı pisti hasar aldığı için tüm uçuşlara kapatıldı, Gaziantep Havalimanı ile Kahramanmaraş Havalimanı ise sivil uçuşlara kapatıldı.[126]
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve bazı bakanlar AFAD’ın genel merkezine giderek durumu oradan yönetti.[127] Depremde zarar gören illerin valilerinin yanına çevredeki illerden birer vali daha görevlendirildi.[128]
Bölgede pek çok ev tahliye edildi, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığı deprem noktasına yakın birliklerde olağanüstü hâl ilan ederek deprem bölgelerine yardım faaliyetlerinde bulundu.[129] Türk Hava Kuvvetleri ile Türk Kara Kuvvetleri’ne ait 50 kargo uçağı,[130] çok sayıda helikopter[131] ve Sağlık Bakanlığının ambulans uçakları bölgeye sevk edildi.[132] Türk Deniz Kuvvetleri tarafından TCG İskenderun personel taşıma gemisi yaralıların tahliyesi için görevlendirildi.[133] Ayrıca, TCG Bayraktar ile TCG Sancaktar gemileri, TCG Osmangazi[134] gemisi ve diğer gemiler[135] İskenderun’a iş makineleri, kıyafet, gıda ve teçhizat götürmek için görevlendirildi.[136] Bölgedeki arama-kurtarma çalışmalarına ilk olarak 3.500 asker[137] ve 2. Kolordu İstihkâm Alayından rütbeli personel gönderildi.[138] Ardından 2. Ordu’ya bağlı pek çok birlik bölgeye sevk edildi.[139] Sadece 6-8 Şubat arasında bölgede 17 bine yakın asker görev yaptı.[140] Depremde etkilenen vatandaşlar 2. Ordu kışlalarında misafir edildi.[141]
Kahramanmaraş depremleri boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri, afetten etkilenen 11 il, 32 ilçe ve 311 köye; 60 kargo uçağı, 52 helikopter, 46 insansız hava aracı ve 24 savaş gemisi ile yardımda bulundu. Bir ay içerisinde 6.539 sorti gerçekleştirildi, 25.437 personel ile 3.819 ton malzeme desteği sağlandı.[142] Bir ayda yapılan 6.539 sorti, yıllık sorti sayısına eşdeğerdi.[143] Depremden zarar gören 9 ilde 619 adet tesis/ünite[not 3], 251 geçici okul ve 71 bin çadır desteği sağlandı.[144]
7 Şubat’ta depremden etkilenen 10 ilde 3 ay süreyle olağanüstü hâl ilan edildi.[145]
Türkiye genelinde memur maaşlarının 4 gün erken yatırılması kararlaştırıldı.[146]
Deprem bölgesindeki ihtiyaçların karşılanabilmesi için doğrudan temin yoluyla yapılacak alımlarda uygulanan parasal sınır, 9 Şubat tarihli Cumhurbaşkanı kararıyla 5 milyon liraya çıkarıldı.[147]
Ulusal yas
6 Şubat günü Türkiye’de 7 günlük ulusal yas ilan edildi.[148] Ayrıca, Türkiye ile dayanışma göstergesi olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yedi gün, Kosova ve Bangladeş’te ise bir gün millî yas ilan edildi.[149][150][151][152] Arnavutluk başbakanı Edi Rama, depremin kurbanları için 13 Şubat Pazartesi gününün ülke genelinde ulusal yas olarak ilan edildiğini duyurdu.[153][154] Kuzey Makedonya hükûmeti, Türkiye ve Suriye’de ölenlerin anısına 13 Şubat günü millî yas ilan edildiğini belirtti. Ayrıca ülkede ve Kuzey Makedonya’nın yurt dışındaki diplomatik temsilciliklerinde bayrakların yarıya indirileceği vurgulandı.[155]
Yardım kampanyaları ve gönüllüler
AFAD tarafından depremzedelere yardım kampanyası başlatıldı. Türk Kızılayı kan bağışı için çağrıda bulundu.[156] 7 Şubat sabahı İstanbul başta olmak üzere pek çok ilden gönüllü doktorlar, hemşireler ve kurtarma ekipleri bölgeye gitti.[157] AFAD’dan yapılan açıklamaya göre, saat 06.00 itibarıyla İstanbul’dan 12.752 AFAD gönüllüsü bölgeye sevk edildi.[158] Fuat Oktay’ın açıklamasına göre TSİ 11 Şubat 00.03 itibarıyla 159 binden fazla gönüllü ve profesyonel arama-kurtarma ekibi bölgede çalışmalarını sürdürmektedir.[159] 15 Şubat 2023 Çarşamba saat 20.00’den sabah saatlerine kadar 8 ulusal kanal (atv, FOX, Kanal D, Kanal 7, Show TV, Star TV, TRT ve TV8) başta olmak üzere 213 televizyon kanalı ve 562 radyo istasyonu ortak yayını ile Türkiye Tek Yürek bağış kampanyası düzenlendi.[160] Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Türkiye Futbol Federasyonu önderliğinde 1 Mart 2023 Çarşamba saat 20.00’de tüm spor kanallarının (A Spor, beIN SPORTS, Spor Smart, sportstv, S Sport, Tivibu Spor, TRT Spor ve TV8) ortak yayını ile “Omuz Omuza” adlı yardım kampanyası başlamış olup 15 Haziran 2023’e kadar bu kampanya devam etti.[161]
Deprem sonrasında Ahbap derneğine de yoğun miktarda bağış yapıldı.[162][163] Çeşitli kurumlar, sanatçılar, futbolcular ve iş adamları da bu bağışlara katıldı.[164] Futbolcu Merih Demiral, diğer futbolcuların formalarını açık arttırmaya çıkararak 9 Milyon ₺’den fazla toplayarak bu rakamı Ahbap’a bağışladı.[165] Ünlü şarkıcı Madonna da Ahbap’a bağış çağrısında bulundu.[166] Bu bağışlar kullanılarak depremden etkilenenler için ilk 14 günde; 7 ilde 3.600 konteyner ve 13.250 çadıra ek olarak 2.050 kişilik çadır kent kuruldu, sahadaki yüzlerce gönüllü yardımıyla gıda, giyim, ısınma ihtiyaçlarının giderilmesi ve 419 adet jenaratör kurulumu sağlandı.[162]
Eğitim
Yükseköğretim Kurulu 6 Şubat’ta 10 ildeki üniversitelerde ikinci bir duyuruya kadar eğitim ve öğretime ara verildiğini duyurdu,[167] 10 Şubat’ta ise tüm üniversitelerde bahar eğitim ve öğretim dönemi açılışı ikinci bir duyuruya kadar geçici olarak ertelendi.[168] 11 Şubat’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaz dönemine kadar üniversitelerin tatil edildiğini ve uzaktan eğitime geçildiğini açıkladı.[169] Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan, KYK yurtlarının depremzedeler için kullanılacağını belirtti.[170][171]
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer 20 Şubat’a kadar Türkiye’deki tüm ilk ve orta kademedeki okulların tatil edildiğini[172] ve Liselere Geçiş Sınavı’na hazırlanan 8. sınıf öğrencileri ile Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na girecek olan 12. sınıf öğrencilerinin sadece 1. eğitim öğretim dönemi konularından sorumlu olacaklarını açıkladı.[173] Ayrıca deprem bölgesinde yer alan illerde okullar 1 Mart’a kadar tatil edildi.[174][175] Deprem bölgesinde yer alan illerde eğitim gören öğrencilerin istedikleri ildeki okullara nakledilecekleri belirtildi.[176]
Spor
6 Şubat’ta Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu ülkedeki tüm spor müsabakalarının ikinci bir duyuruya kadar askıya alındığını açıkladı.[177] Süper Lig’de Gaziantep FK ve Hatayspor; 1. Lig’de Yeni Malatyaspor ve Adanaspor kalan lig maçlarına çıkmama kararı aldı. Türkiye Futbol Federasyonu dört kulübün de askıya alınacağını ve küme düşürülmeyeceğini açıkladı.[178] Gaziantep Basketbol ise sezonun geri kalanında maçlarını İstanbul’da oynayacağını duyurdu.[179]
Suç
Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yağma iddialarını başta reddettiyse de,[180] yerel haber kuruluşları[181] ve amatör kayıtlara göre[182] bölgede ciddi bir güvenlik sorunu meydana geldi[183] ve yağma teşebbüsleri arttı. Hem Türk vatandaşları hem de geçici koruma altında olan kişiler depremde zarar gören dükkan ve evlere girip soygun yaptı.[184][185] Kimi yağmacılar basit hırsızlık yaparken kimileri ise resmi kurum ve kuruluşlardan olduklarını iddia ederek insanları soymaya kalktı.[186] Yağmadan korunmak için bazı işyerleri mallarını depolara kaldırdı. Silahlı gasp suçuna teşebbüs edenlerin sayısında da artış gözlendi.[187] İlerleyen günlerde bir takım güvenlik önlemleri alınsa da güvenlik tedbirlerinin yetersiz kaldığı yerlerde halkın kendi kendine bir takım kanunsuz tedbirler aldığı ortaya çıktı. Bu da linç kültürünün ve ırkçılığın bölgede yoğun bir şekilde hissedilmesine sebep oldu.[188] Linç edilen yüzlerce insanın görüntüleri amatör kayıt cihazlarıyla sızdırıldı ve internette çeşitli platformlarda yayınlandı.[189] Linç edilen bazı şahıslar, tekrar kamera karşısına çıkarak haksız yere linç edildiklerini beyan ettiler.[190] Deprem bölgesinde kolluk kuvvetleriyle silahlı çatışmaya girerek[191] ve yardım tırlarının önünü keserek gerçekleştirilen yağmalar[192] silahlı askeri devriyelerle,[193] insansız hava araçlarının kullanımıyla[194] ve halkın linç uygulamalarıyla gün geçtikçe azaldı. Acil ihtiyaç duyulan ürünlere zam yapılması da halk arasında tepkiyle karşılandı.[195]
Yargı
8 Şubat günü Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile depremden etkilenen on ilde 8 Şubat günü saat 01:00’den itibaren üç ay süreyle olağanüstü hal ilan edildi. Karar TBMM tarafından ertesi gün onaylandı ve aynı gün Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 11 Şubat’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile, olağanüstü hal ilan edilen 10 ilde geçerli olmak üzere yargı faaliyetlerinde bazı işlemlere dair sürelerin durdurulmasına karar verildi. Buna göre, dava, icra takibi, başvuru, şikayet, itiraz süreleri 6 Şubat’tan itibaren iki ay süreyle durduruldu. Hırsızlık ve yağma suçlarında gözaltı süresi, mahkemeye gönderilme süresi hariç 4 gün olarak belirlendi. Savcıların gözaltı sürelerini üç gün uzatabileceği, tutukluluğa itiraz ve tahliye taleplerinin dosya üzerinden karara bağlanabileceği hükme bağlandı.[196] Ayrıca Adalet Bakanlığınca, depremden etkilenen illerdeki savcılıklara, deprem suçlularının yakalanması için “Deprem Suçları Soruşturma Bürosu” kurulmasına ilişkin bir yazı gönderildi.[197]
Sosyal medya erişim engeli
8 Şubat öğleden sonra, Türkiye hükûmeti BTK vasıtasıyla Türkiye’den Twitter’a erişimi kısıtladı ve bu durum siber güvenlik ve internet gözlemevi NetBlocks tarafından bildirildi.[198] Erişim engeli, yardım çalışmalarına ve enkaz altındaki kazazedelerin iletişimine engel olacağı gerekçesiyle eleştirildi.[199] Yaklaşık 10 saat süren erişim engeli 9 Şubat gecesi kaldırıldı.[200][201]
Cezaevi isyanı
Depremlerin ardından Hatay’daki T Tipi Kapalı Cezaevi ile Kahramanmaraş’taki Türkoğlu 1 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki mahkûmlar ailelerine ulaşmak için isyan etti ve firar girişiminde bulundu.[202][203][204] Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü (CTE), Hatay T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundaki firar girişiminin önlenmesi için yapılan müdahale sırasında 12 adli hükümlü ve tutuklunun yaralandığını, hastaneye sevk edilen yaralılardan 3’ünün öldüğünü açıkladı.[202]
Acil ihtiyaç ürünlerinde fiyat denetimi
Acil ihtiyaç duyulan ürünlere zam yapılması halk arasında tepkiyle karşılandı.[195] Ticaret Bakanlığı “ısıtıcı, hazır gıda kolisi, battaniye, yağmurluk, hijyen seti, bebek maması, kışlık bot ve mont” ürünlerine aşırı zam yaptığı tespit edilen firmalardan 84 milyon 975 bin lira ceza kesti.[205]
Devlet desteği ve bağış kampanyaları
9 Şubat’ta depremden etkilenen bölgede mücbir sebep ilan edildi ve vergi yükümlülükleri 31 Temmuz’a kadar ertelendi.[206]
Cumhurbaşkanı Erdoğan 10 Şubat günü yaptığı açıklamada, depremzedelere taşınma yardımı ile birlikte 15.000 ₺ desteğin yanı sıra depremzedelerden ev sahibi olanlara ₺5.000, kiracı olanlara ₺2.000 olmak üzere, çadırda kalmak istemeyenlere bir yıllık kira yardımı yapılacağını duyurdu.[207]
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri’nin büyüklüğü nedeniyle birçok ulusal ve yerel TV kanalı deprem yayını yapmaya başladı. 15 Şubat Çarşamba saat 20.00’den gece saatlerine kadar 8 ulusal kanalın (atv, FOX, Kanal D, Kanal 7, Show TV, Star TV, TRT ve TV8) ortak yayınıyla Türkiye Tek Yürek yardım kampanyası düzenledi, bu kampanyadan toplam 115,1 milyar ₺ toplandı.[208] Merkez Bankası ve 3 kamu bankasının toplanan miktardaki payı yüzde 60’a denk gelmektedir. Bu yardımlar Merkez Bankası için 30 milyar ₺, Ziraat Bankası için 20 milyar ₺, Vakıfbank için 12 milyar ₺ ve Halkbank için 7 milyar ₺ olup toplam 69 milyar ₺’dir.[209]
Seller
15 Mart 2023 tarihinde özellikle Adıyaman ve Şanlıurfa’da aşırı yağış nedeniyle seller oluştu. Sel nedeniyle 10’dan fazla kişinin öldüğü, 5 kişinin kaybolduğu açıklandı.[210] Sel, deprem bölgesinde yaşandığı için depremzedeler için kurulan çadır ve konteynerleri su bastı. Bazı çadırlarla birlikte Adıyaman’da bir konteyner, içinde iki kişi ile birlikte selde sürüklendi.[211]
18 Mart 2023 tarihinde özellikle Gaziantep ve Kilis’te süper hücre doğa olayı gerçekleşti. Aralıksız çakan gök gürültüsü ve şimşekler geceyi gündüze çevirdi, aniden bastıran yağış yer yer ceviz büyüklüğünde dolu yağışına döndü.[212] Dolu ve şiddetli yağış nedeniyle kısa süre sonra kent beyaza büründü araçlar yollarda kaldı, birçok iş yeri ve araba zarar gördü. Gaziantep Valisi Davut Gül, etkili olan sağanak sonucu metrekareye 91,5 milimetreyle kente tarihinin en yüksek yağışının düştüğünü bildirdi.[213]
2023 seçimleri
Depremlerden önce hükûmet, olası erken seçim tarihi için en son tarihten bir ay öncesi olan 14 Mayıs 2023 tarihini öne sürmüştü.[214] Depremlerden sonra, seçimlerin programa göre yapılıp yapılamayacağı konusunda şüpheler meydana gelmeye başladı. 13 Şubat’ta Adalet ve Kalkınma Partisi üyesi Bülent Arınç, anayasa savaş hali hariç böyle bir olasılığa izin vermemesine rağmen seçimlerin ertelenmesini talep etti. Arınç’ın bu açıklaması medya kuruluşları ve siyasetçiler tarafından eleştirildi.[214][215]
Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlerin ertelenmesine anayasal gerekçelerle karşı çıktı. İYİ Parti Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyesi Mustafa Tolga Öztürk, YSK’nın seçimi erteleme yetkisinin bulunmadığını, ancak meclisin buna yetkisi olduğunu belirtti.[216] Halkların Demokratik Partisi’nden Selahattin Demirtaş, seçimlerin ertelenmesinin siyasi bir darbe olacağını belirtti.[217] Etkilenen bölgelerde olağanüstü hâl ilanı da seçimleri ertelemek için olası bir önlem olarak yorumlandı.[214]
Popüler kültür
Türkiye’de yaşanan depremlerden dolaylı Prestij Meselesi vizyondan çekildi.[218] Ant-Man ve Wasp: Quantumania‘nın vizyon tarihi Türkiye’de 24 Şubat 2023’e ertelendi.[219] 17 Şubat 2023’te vizyona girmesi planlanan Nefes: Yer Eksi İki ileri bir tarihe ertelendi.[220] 20 Şubat’ta Türkçe rap sanatçısı Rota depremde ölenlerin anısına ve ihmallere karşılık “Neyin Nesi” isimli single’ı çıkarmıştır.[221] 25 Nisan 2023 tarihinde Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Devlet Üstün Fedakârlık Madalyası tevcih töreninde Türkiye cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ve dünyadan yardıma gelen arama kurtarma ekiplerine Devlet Üstün Fedakârlık Madalyası ve nişanı tevcih edildi.[222]
Edebiyat
Afet ile ilgili akademik çalışmaların yanında depremler edebi çalışmalara da konu oldu. Depremden etkilenen illerde yaşayan 96 şairin depremle ilgili şiirleri Her Yanım Çığlık adlı bir kitapta derlendi.[223] Depremde ve hemen sonrasında afet bölgesinde bulunan bazı kişiler tarafından bireysel gözlem ve deneyimler de kitaplaştırıldı. Depremi Gaziantep’te yaşayan bir yazar Bir Depremzedenin Kaleminden – Kahramanmaraş Depremi[224] adlı kitabı yayımlarken Kahramanmaraş’ta arama kurtarma çalışmalarına katılan bir gönüllü tarafından Kahramanmaraş Depremi: Yıkılanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok[225] adlı anı-belgesel kitabı yayımlandı.
Suriye
Suriye medyası, Kuzey Halep’te ve Hama şehrinde çok sayıda binanın yıkıldığını bildirdi. Sallantı, başkent Şam’da da hissedildi.[226][227] Suriye Ulusal Deprem Merkezi, bunun kurumun “kaydettiği en büyük deprem” olduğunu söyledi.[228] Devlet ajansı SANA’ya göre Devlet Başkanı Beşşar Esad, en çok etkilenen bölgeler için bir kurtarma planı düzenlemek üzere kabinesiyle acil bir toplantı yaptı. Esad’ın talimatı üzerine sivil savunma, itfaiye, sağlık ve kamu inşaat gruplarının tüm ekipleri Halep’e seferber oldu.[229]
Suriye hükûmeti, uluslararası yardım için Birleşmiş Milletler üye devletlerine, Uluslararası Kızılhaç Komitesine ve diğer insani yardım kuruluşlarına başvurdu.[230] Avrupa Kriz Yönetimi Komisyonu başkanı Janez Lenarčič’e göre Suriye, Avrupa Birliği’nin Avrupa Topluluğu İnsani Yardım Bürosu’ndan da yardım istedi.[231] Suriye hükûmeti, Birleşmiş Milletler’deki temsilcisi aracılığıyla, muhalefetin kontrolünde olanlar da dahil olmak üzere ülkenin tüm bölgelerine yardım dağıtımından sorumlu olması gerektiğini söyledi. Birleşik Krallık hükûmeti, uzun vadeli ortakları olan Beyaz Miğferler aracılığıyla yardım ulaştıracağını söyledi.[232] Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı, yardım göndermek için insani yardım ortaklarını kullanacağını söyledi.[233]
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi, hasarlı yollar ve lojistik sorunlar nedeniyle uluslararası yardımın Türkiye sınırından geçmesini engellediğini söyledi. 7 Şubat günü Türkiye’den Suriye’ye sınır geçişleri kapalı kaldı. Ağır yaralanan depremzedeler, tıbbi müdahale için Türkiye’ye gelemedi. Ancak Türkiye’ye giriş izni olan ya da yaya halde girebilen bazı kişiler de vardı.[234] BM’ye göre Bab el-Hava Sınır Kapısı 8 Şubat’ta açıldı.[235]
Lazkiye ve Şam’dakiler de dahil olmak üzere bazı oteller depremzedeleri ücretsiz olarak ağırlamayı ve temel ihtiyaçları karşılamayı teklif etti. El-Şam Özel Üniversitesi, spor tesislerini, etkinlik mekanlarını, üniversite yurtlarını ve salonları depremzedelere açtı. Suriye Kalkınma Vakfı, birçok valilikte sığınma evlerinin kurulduğunu duyurdu. Bazı gönüllü gruplar, binaları hasar açısından inceledi ve gıda maddeleri, battaniyeler ve ilk yardım malzemeleri dağıttı.[236]
Çok sayıda ölü ve yaralı nedeniyle birçok hastanede aşırı kalabalıklar yaşandı. Hastanelerde yaşanan tıbbi malzeme sıkıntısı depremden önce de mevcuttu. Birçok ildeki hastaneler kapasitelerinin çok üzerinde çalışmak zorunda kaldı. Birçok hasta, hastanelerde yeterli yatak bulunmadığı için yerde yatmak zorunda kaldı. Sağlık Bakanlığı, Şam, Rif Şam Valiliği, Kuneytire, Humus ve Tartus Sağlık Müdürlüklerinden Halep ve Lazkiye’ye, oradan da muahlefet kontrolündeki bölgelere tıbbi konvoylar gönderdi.[237] Genel olarak Ramazan ayı boyunca gıda dağıtan ülke çapındaki hayır kurumları da depremzedelere yardım etmek için çalıştı. Bu hayır kurumlarından biri olan Sait İnisiyatifi, yılın geri kalanında ücretsiz yemek sağlamak için bir lokanta kurmayı planladı. Halep’te her gün 2.500 ila 4.000 arasında yardım dağıtıldı ve hayır kurumu her gün 40.000 öğüne kadar yemek dağıtmayı planladığını açıkladı.[238]
2.000’den fazla Beyaz Miğferler gönüllüsü, arama ve kurtarma çalışmaları yürütmek üzere depremden etkilenen tüm bölgelere gönderildi. Ekipman ve araç eksikliği nedeniyle, diğer insani yardım kuruluşlarına destek için başvurdu.[237] 7 Şubat’taki açıklamaya göre yetkililer, Hama’daki arama kurtarmanın 15 saatte tamamlandığını açıkladı.[239] 298.000’den fazla insan evsiz kaldı ve hükûmetin kontrolündeki bölgelerde 180 sığınma evi açıldı.[240] Halep’te yaklaşık 30 bin kişi sığınma evlerine yerleştirildi.[241] 10 Şubat itibarıyla, resmi yardım çağrılarına rağmen, muhalefetin kontrolündeki Cinderes’e hiçbir uluslararası kurtarma görevlisi ulaşmadı.[242]
7 Şubat 2023’te Suriye Arap Kızılayı, arama kurtarma çabaları sırasında sivillere ve insani yardımlara zarar verdiği gerekçesiyle Batılı ülkeleri Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırmaya çağırdı.[243] Yaptırımlar, 2011 yılında başlayan iç savaştan sonra Avrupa Birliği, ABD, Kanada, Avustralya, İsviçre ve Arap Birliği tarafından ekonomik önlemler amacıyla uygulanmıştı.[244][245] Depremin ardından insani çabalara yardımcı olmak için yaptırımların kaldırılması veya askıya alınması talep edildi.[246][247][248][249] 10 Şubat’ta ABD, “depremle mücadele çabalarıyla ilgili tüm işlemler” için Suriye’ye yönelik yaptırımları 180 gün süreyle askıya alacağını duyurdu.[250] ABD Hazine Bakanlığı’na göre bu karar yaptırımların hafifletilmesi içindi. Suriye Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin kararının “yanıltıcı” olduğunu ve “yanlış bir insani izlenim vermeyi amaçladığını” belirten bir açıklama yaptı.[251][252] Bazı yorumcular, yaptırımların Suriye’ye insani yardım ulaştırılması konusunda bir sorun teşkil etmediğini savundu.[253]
İlk uluslararası yardım konvoyları, 9 Şubat’ta Türkiye üzerinden Bab el-Hava Sınır Kapısı’ndan kuzeybatı Suriye’ye gelmeye başladı. Türkiye, iki ek sınır kapısı açmak için çalıştığını söyledi.[254] Birleşmiş Milletler, 10 Şubat’ta yardım taşıyan 14 kamyonun Türkiye’den Suriye’ye geçtiğini açıkladı.[255] ABD Merkez Komutanlığı, Suriye’deki etkilenen nüfusa yardım etmek için Suriye Demokratik Güçleri ile işbirliği yapacağını duyurdu.[256] 11 Şubat’ta Dünya Sağlık Örgütü genel direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, acil tıbbi malzeme sevkiyatına eşlik ederek Halep’i ziyaret etti.[257] 12 Şubat’ta, Halep, Lazkiye, Hama ve İdlib’dekiler dışında Suriye’deki tüm okullar yeniden açıldı.[258] 14 Şubat’ta Suriye hükûmeti Cilvegözü ve Öncüpınar’daki sınır kapılarını üç aylığına açmayı kabul etti.[259]
Tepkiler
Türkiye
Hükûmete eleştiriler
Deprem sırasında yeni inşa edilmiş binaların çökmesi, kamuoyunda bina sağlamlık standartlarında şüphelere neden oldu.[260] 1999’daki yıkıcı Gölcük depreminden sonra, binaları depremlere daha dayanıklı yapmak için yeni bina yönetmelikleri çıkartıldı.[261] En son 2018’de güncellenen bina yönetmelikleri, mühendislik tasarımı ve inşaat kalitesi ile malzeme kalitesi için yeterli gerekliliklere sahipti.[262] Bina yönetmeliklerinin yeterince uygulanmadığına dair uzun süredir eleştiriler ve şikayetler vardı. Türkiye hükûmeti, gerekli güvenlik sertifikaları olmadan inşa edilen veya genellikle ilave kaçak katlar inşa ederek özgün tasarımlardan sapan yapılar için yasal muafiyet sağlayan imar aflarını periyodik olarak çıkardı. Etkilenen deprem bölgesinde 75.000 kadar binaya inşaat affı verilmişti.[261]
1999 Gölcük depreminin ardından afet önleme ve acil durum hizmetlerinin geliştirilmesi için Türk hükûmeti tarafından alınmaya başlanan “deprem vergisi”nden toplanan 88 milyar liranın nereye harcandığı, hiçbir zaman kamuoyuna açıklanmadı.[263] Kadir Has Üniversitesinde öğretim görevlisi olan Soli Özel gibi kişiler, bunun gibi doğal afetler için ayrılan ulusal fonların bunun yerine Erdoğan hükümetine yakın şirketler tarafından yapılan otoyol inşaat projelerine harcandığına dikkat çekti.[264] Bazı Türk mühendisler, imar affı ile şehirlerin “mezarlık” olabileceği konusunda daha önce uyarılarda bulunmuştu.[265]
Şehir plancısı Buğra Gökce’ye göre 2018 genel seçimlerinden önce depremden etkilenen 10 ilde 294.165[not 4] olmak üzere ülke çapında 3,1 milyon yapıya imar affı verildi.[266] 2020’de İzmir’de yaşanan depremin ardından Asia Times, Türk hükûmetinin en son imar affı yasasının Mayıs 2018’de onaylanmasından bu yana 2 milyar $ kâr elde ettiğini söyledi. Bu deprem sırasında, İzmir’de 811.000 kaçak inşaatla bağlantılı ruhsat vardı.[267][268]
Deprem sonrası afet yönetimine eleştiriler
Arama kurtarma çalışmalarındaki yetersizlikler ve deprem bölgelerine gönderilmesi gereken yardımların ulaştırılmasındaki eksiklikler tepki çekti.[269][270] CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 8 Şubat 2023’te iktidara tepki gösterdiği bir videoyu Twitter üzerinden paylaştı. “Halkımızın hâlini yerinde gördüm. Yaşananlara siyaset üstü bakmayı, iktidarla hizalanmayı reddediyorum. Bu çöküş tam da sistematik rant siyasetinin sonucudur. Erdoğan’la, sarayıyla ve rant çeteleriyle hiçbir zeminde buluşmayacağım. Ben halkımın kavgasını vereceğim. Sonuna kadar.” sözleriyle hükûmeti eleştiren Kılıçdaroğlu, CHP’li belediye başkanlarına “bürokratik engelleri dinlememelerini” ve “gerekirse tutuklanmalarını” söyledi.[271] Aynı günde Diyarbakır’daki deprem bölgesini ziyaret eden Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve AKP Diyarbakır milletvekili Oya Eronat, etrafta bulunan halk tarafından yuhalandı.[272] Halk, Eronat ve Bozdağ’a “hırsızlar” diyerek bağırdı.[270] Jeoloji profesörü Celal Şengör, cumhurbaşkanını “Erdoğan tamamen başarısız oldu! Neredeyse her şeyi yanlış yaptı” sözleriyle eleştirdi.[273]
Adıyaman valilik binasında 7 Şubat günü “Adıyaman sahipsiz” diyen vatandaşlara güldüğü iddia edilen Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar, vatandaşlardan “neye gülüyorsun” yanıtını aldı ve basın ile sosyal medyada eleştirildi.[274] Ertesi gün valilik binası önünde makam araçlarına binmekte olan Adıyaman Valisi ve beraberindeki Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu, vatandaşlar tarafından protesto edildi.[275] Valiyi yuhalayan protestocular makam arabasına tekme attı.[276]
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, depremden etkilenen CHP’li Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile görüşmedi. Bu durum sosyal medyada tepki gördü. Erdoğan daha sonra CHP’li belediye başkanlarını aradı ve deprem hakkında bilgi aldı.[271]
Depremden sonraki süreçte telefon hatlarının zarar görmesiyle bölgede oluşan iletişimsizlik sonucu eş güdüm sorunları yaşandı. Uzun süre çözülemeyen bu sorunlar halkın tepkisini topladı.[277] Bu sırada Starlink şirketinin sahibi olan Elon Musk’ın, bir vatandaşın attığı Tweet’e yanıt olarak yaptığı “Türkiye hükümeti onay verir vermez, SpaceX şirketimiz Starlink uydularımızı Türkiye’ye gönderebilir” teklifi Türk hükûmeti tarafından “Starlink önerisi için teşekkür ederiz. Türksat’ın yeterli uydu kapasitesi var.” denilerek reddedildi.[278]
Diyanet İşleri Başkanlığınca deprem günü yatsı namazından yarım saat önce tüm camilerde depremler sonucu ölen insanlar için sela ve yatsı namazında Kur’an okutuldu.[279] Sosyal medyadan birçok kişi, sela sesi yüzünden enkaz altındaki insanların yardım çağrılarının duyulmasının zorlaşacağını ve sessizliğe gereksinim duyulduğunu söyleyerek karara tepki gösterdi.[280]
11 Şubat günü içerisinde Hatay’da bulunan yapılara ilişkin karot örneklerinin ve laboratuvar sonuçlarının bulunduğu tek katlı Hatay Yapı Denetim ve Şube Müdürlüğü, Hatay Valisi Rahmi Doğan’ın oluruyla yıkılmak istendi. Bölgedeki avukat ve vatandaşların direnişiyle kısmen engel olundu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan daha sonra yapılan açıklamada ana binadaki yangın merdiveninin ek binanın üzerine çökme riskine karşı, ek binada çalışan kişilerin can güvenliği için binayı boşaltmak istendiği belirtildi.[281]
Hükûmetin KYK yurtlarını depremzedeler için kullanıma açması tepkilere neden oldu. Kredi Yurtlar Kurumu tarafından yurtlarında kalan öğrencilerden derhal odaları boşaltması istendi.[282] Yurtlarda kalan öğrenciler, kendilerine boşaltımla ilişkin bilgi verilmediğini belirttiler.[283] 9 Şubat’ta Mersin Kırkkaşık KYK Kız Yurdu’na Suriyeli ve Afgan’ların yerleştirildiği ortaya çıktı.[284] kamuoyunda büyük tepkilere yol açan olayda öğrenciler, yurttaki eşyalarına zarar verildiğini ve yurt odalarında sığınmacıların cinsel ilişkiye girdiğini iddia etti.[285] Sosyal medyada yayılan bu iddiaların ardından CHP milletvekili Ali Mahir Başarır yurda gitmiş ve iddiaları reddederek:”Nargile gibi, müstehcen görüntü gibi şeyler yok. Zaten odalarda böyle bir sistem de yok, odaları tek tek gezdim. Sosyal medyada olduğu gibi o görüntüler yok, hatta odaların dizaynı bile farklı” açıklamasında bulunmuştur.[286]
Birçok ulusal ve yerel kanal deprem yayını yaparken Turkuvaz Medya Grubu’nun sahibi olduğu ulusal TV kanalı ATV’nin Müge Anlı ile Tatlı Sert programının yayınına izin vermesi eleştirilere neden oldu. Yayında bağış bandı bulunuyordu.[287] 12:00’dan sonra ATV-A Haber ortak yayına geçiş yaptı.
Ciner Yayın Holding’in sahibi olduğu ulusal TV kanalı Habertürk’ün Hatay-İskenderun’da deprem canlı yayını yaparken muhabire “Erdoğan diyor ki; AFAD yetişti, nerede yetişti?” diyen bir vatandaşın sesini kıstı.[288] Aynı TV kanalı Show TV ile ortak yayın yaparken Show TV muhabiri Tuğba Södekoğlu canlı yayında ekiplerin gelmemesinden şikâyet eden bir vatandaşın sözünü kesti ve kamerayı başka yöne çevirdi.[289] Yine Show TV-Habertürk ortak yayını esnasında Show TV muhabiri Tuğba Södekoğlu bu sefer enkaz altındaki bir kişi ile konuşmaya çalıştı.[290] Tuğba Södekoğlu bu skandal davranışları nedeniyle sosyal medyada birçok tepkiye neden oldu. Fakat bu olaylardan sonra istifa etmedi.
Show TV’nin ana haber sunucusu Dilara Gönder, 8 Şubat 2023 deprem özel öğlen canlı yayınında deprem önlemlerini eleştirmesi nedeniyle sosyal medyada gündeme geldi ve övgü topladı. 9 Şubat 2023’te sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımla istifa ettiğini duyurdu.[291]
Suriye
Suriye Sivil Savunması, depremi “felaket” olarak nitelendirdi ve vatandaşlara binaları terk etme çağrısında bulundu.[292] Kuruluş, gayriresmî olağanüstü hâl ilan etti.[293] Suriye medyası, kuzey Halep Valiliğinde ve Hama şehrinde çok sayıda binanın yıkıldığını bildirdi. Şam’da birçok insan evlerini terk etti.[294][295] Suriye Ulusal Deprem Merkezi, bu depremin Suriye tarihinde kaydedilmiş en büyük deprem olduğunu açıkladı.[296] Devlet haber ajansı SANA’ya göre, Devlet Başkanı Beşşar Esad, en çok etkilenen bölgelerde kurtarma planı düzenlemek için kabinesiyle acil toplantı düzenledi.[297]
Suriye hükûmet yetkilileri ve devlet tarafından yönetilen medya, ABD ve Avrupa Birliği’nin ülkeye yönelik yaptırımlarını insani yardım eksikliğinden ve kurtarmayı engellemekten sorumlu tuttu. 10 Şubat’ta Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad batılı ülkeleri “insanlık durumunu hiçe saymakla” suçladı.[298][299] ABD Hazinesi, yaptırımlarının ilk etapta “insani çabalar için güçlü muafiyetler içerdiğini” ve depremden sonra yardım çabaları için kapsamlı bir yetki verdiğini söyledi.[300] Birleşmiş Milletler, Suriyelilerin muhalefetin elindeki bölgelerdeki yaşamları pahasına, yardım sevkiyatlarını yalnızca rejime odaklama politikası nedeniyle de eleştirildi.[301]
Suriye Kurtuluş Hükümeti’nin kontrolündeki İdlib bölgesi, en çok etkilenen bölgelerden biri oldu.[302] Esad rejiminin Kuzey-Batı Suriye’yi kuşatma politikası gıda, ilaç ve diğer insani yardım malzemelerinin tedarikini engelleyen İdlib’deki krizi daha da kötüleştirdi.[303] SSG bağlantılı Tahrir el-Şam isyancı milislerinin komutanı Ebu Muhammed El-Cevlani, yardım kuruluşlarını İdlib’deki durumu ihmal etmekle eleştirdi ve uluslararası toplumu yeniden inşa ve yardım çabalarında daha proaktif olmaya çağırdı: “Birleşmiş Milletler’in bir krizde yardım etmesi gerektiğini anlaması gerekiyor.”[304] UNOCHA Müsteşarı Martin Griffith 12 Şubat’ta “Suriye’nin kuzeybatısındaki insanları şimdiye kadar yüzüstü bıraktık” dedi. 13 Şubat itibarıyla Ankara ve Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi tarafından gönderilen yardım konvoylarının kuzeybatı bölgesine girmesini engellemekle suçlandı.[305][306]
Birleşmiş Milletler, Rusya’nın isyancıların elindeki bölgelere kontrol noktalarından yardım ulaştırılmasını engelleme girişimlerini eleştirdi. Genel Sekreter António Guterres, Güvenlik Konseyi’ni Kuzeybatı Suriye’ye yardım akışına derhal izin vermeye çağırdı.[307] Amerika Birleşik Devletleri, Suriye’nin tüm bölgelerine yardım çabaları göndermek için tüm kapalı kontrol noktalarının derhal açılması çağrısında bulundu; Bab al-Hava yoluyla insani yardımı artırmak ve BM yardımının girişi için daha fazla sınır kapısı açmak için acil bir BM Güvenlik Konseyi toplantısı çağrısında bulundu.[304][307] Birleşmiş Milletler sözcülerinden Stephane Dujarric 14 Şubat’ta “Bab Al-Hava geçişinden yardımla gelen 58 kamyona işaret ederek, kuzeybatıya bir miktar yardım geliyor” dedi. Uluslararası toplumun bir bütün olarak bu yardımı ihtiyaç duyulan yere ulaştırmak için adım atması gerektiğini vurguladı.[308]
Uluslararası tepki ve insani yardımlar
Ülkeler
Birçok ülkenin lideri başsağlığı diledi ve 60’tan fazla ülke pratik destek ve insani yardım sundu.[309] Birleşik Krallık, Yunanistan, Ermenistan, İran, Hindistan, İsrail, Malezya, Moldova, Pakistan, İsviçre ve Meksika, arama ve kurtarma uzmanları, ekipman ve kurtarma köpekleri gönderme sözü verdi.[310][311][312][313][314][315][316][317] Rusya Savunma Bakanı Sergei Shoigu Suriye’deki Rus kuvvetlerine kurtarma çalışmalarına yardım etmelerini emretti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen “Korkunç sayıda ölü, yıkılan bina ve insan ve çok sayıda yaralı. Depremzedelere en sıcak düşüncelerimizi gönderiyoruz” dedi.[318] Hindistan Başbakanı Narendra Modi yaptığı açıklamada “Türkiye’de meydana gelen deprem nedeniyle can ve mal kaybının üzüntüsünü yaşıyoruz. Kederli ailelere taziyeler. Yaralılar tez zamanda sağlığına kavuşsun. Hindistan, Türkiye halkıyla dayanışma içindedir ve bu trajediyle başa çıkmak için mümkün olan her türlü yardımı sunmaya hazırdır”[319] dedi. Hindistan, Ulusal Afet Müdahale Gücü (NDRF) ekibini Hint Ordusu, ortopedi cerrahi, genel cerrahi ve kritik bakım uzmanlarından ve 30 yataklı bir sağlık tesisi kurmak için X-ray cihazları, ventilatörler, oksijen üretim tesisi, kardiyak monitörler ve ilgili cihazlarla donatılmış sağlık ekibini Türkiye’ye gönderdi.[320] Afet yardım malzemesi ve kurtarma ekibini taşıyan ilk Hindistan Hava Kuvvetleri uçağı Adana’ya ulaştı. Hindistan’ın İnsani Yardım ve Afet Yardımı (HADR) ile iki C17 uçağı daha göndereceği belirtilmiştir. İlk NDRF ekibi 50 personel ve özel eğitimli köpekler ile tıbbî malzeme, sondaj makineleri ve yardım çalışmaları için gerekli diğer teçhizattan oluşmaktadır.[321] Hindistan Başbakanlığından “Tıbbi ekipler ayrıca eğitimli doktorlar ve sağlık görevlileri ile temel ilaçlarla hazırlanıyor. Yardım malzemesi gerek Türkiye hükûmeti gerekse Hindistan’ın Ankara Büyükelçiliği ve İstanbul Başkonsolosluğu ile koordineli olarak gönderilecek” denmiş, Türkiye’nin Hindistan Büyükelçisi Fırat Sunel de Hindistan’a teşekkür etmiştir.[322]
Çin, Tayvan, Belçika, Güney Kore, Afganistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Tayland, Singapur, Japonya da maddi destek teklif ederek yardım çabalarına yardımcı olması için ek personel gönderdi.[323][324][325][326][327] Kuzey Kore başkanı Kim Jong Un, Suriye önderi Esad’a başsağlığı iletisi gönderdi.[328] Katar’ın Türkiye ve Suriye’deki depremzedelere 10.000 adet prefabrik ev göndereceği söylendi.[329]
Cumhurbaşkanı Erdoğan düzenlediği basın toplantısında 18’den fazla ülke lideri ve başbakanın telefon ederek Türkiye’ye destek teklifinde bulunduğunu belirtti.[330] Amerika Birleşik Devletleri, Suriye’ye uyguladığı ambargoları altı ay süreyle kaldırdığını duyurdu.[331] Ermenistan’ın yardım tırlarının geçmesi için 30 yıldır kapalı olan Iğdır Karakoyunlu Alican Sınır Kapısı’nı açtığı bildirildi.[332]
Kuruluşlar
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt “bu insani felaketten” etkilenenler için uluslararası yardım çağrısında bulundu. Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Avrupa Kriz Yönetimi Komiseri Janez Lenarčič yaptıkları açıklamada çeşitli üye ülkelerden 10 kurtarma ekibinin Türkiye’ye gönderileceğini söyledi. Copernicus Programı da acil durum haritalama hizmetleri sağlamak için etkinleştirildi. Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Sivil Koruma Mekanizması da Türkiye’nin talebi üzerine devreye girdi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de üye ülkelerin destek seferber ettiğini söyledi.
UNDAC, OCHA, UNHCR, UNICEF ve IOM dahil olmak üzere, birçok Birleşmiş Milletler kuruluşu felakete yönelik koordineli müdahaleler duyurdu. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye’yi sarsan depremler için 3. seviye acil durum ilan etti. Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Müdürü Hans Kluge örgütün bölge ofislerinin ilaç ve yardım ekipmanı taşımaya yönelik uluslararası çabalara yardım ettiğini söyledi.
Bir insani yardım kuruluşu olan Norveç Mülteci Konseyi, Suriye genelinde en çok etkilenenlere doğrudan destek sağlayacaklarını söyledi. Uluslararası topluma Suriye ve Türkiye’nin güneyindeki toplu yardım çabalarını desteklemek için mali kaynakların derhal seferber edilmesi çağrısında bulundular. CARE Avustralya, depremlerden etkilenenlere yiyecek, barınak, su ve diğer hayat kurtarıcı malzemeleri içeren acil yardım sağlamak için bir acil durum çağrısı başlattı.
Dünya Bankası Türkiye’ye 1,78 milyar dolar acil durum yardımı hibe edeceğini duyurdu.
Karşıt tepkiler
Almanya’da, depremzedeler için toplanan yardım malzemeleri PKK destekçileri tarafından yakıldı.
wikipedia.org