26 Ocak, Miladi takvime göre yılın 26. günüdür.
Aralık – Ocak – Şubat | ||||||
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 |
8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 |
15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 |
22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 |
29 | 30 | 31 |
Olaylar
- 66 – Halley kuyruklu yıldızı’nın, Dünya’nın yakınından 5. kayıtlı geçişi.
- 1340 – İngiltere Kralı III. Edward, kendini Fransa Kralı ilan etti.
III. Edward, lakabı Windsor’lı Edward – Edward of Windsor (13 Kasım 1312, Windsor, Berkshire – 21 Haziran 1377, Sheen, Surrey, İngiltere), Fransa ile Yüz Yıl Savaşları’nı (1337-1453) başlatan İngiltere kralı (1327-1377). Çocukları arasındaki taht mücadelesi kuşaklar boyunca sürmüş ve Güller Savaşı (1455-1485) ile doruğuna ulaşmıştır.
Gençliği
II. Edward ile Fransız asıllı Kraliçe Isabella’nın en büyük oğludur. 1320’de Chester kontu, 1325’te de Akitanya dükü yapılmasına karşın geleneklere aykırı olarak Galler prensi unvanını almadı.
Babası II. Edward ile onun yetkilerini sınırlamak isteyen baronlar grubu arasındaki çekişme ortamı içinde yetişti. Babasının soylulara karşı davranışını onaylamayan annesi Isabella, İngiltere’nin Fransa’daki mülkleri konusunda kardeşi IV. Charles ile kocası Edward arasında çıkan bir anlaşmazlığı çözmek için 1325’te Fransa’ya gitti. Orada, 1323’te Fransa’ya kaçan ve nüfuzlu bir baron olan Roger Mortimer ile tanıştı ve onun metresi oldu. Ardından Mortimer ile birlikte kocasını tahttan indirmek üzere İngiltere’yi istila hazırlıklarına girişti. Bu istila için gerekli malî kaynağı bulmak amacıyla genç Edward’ı Hainaut ve Holland kontu Wilhelm’in kızı Philippa ile nişanladı. Eylül 1326’da İngiltere’ye çıkan Kraliçe beş ay süren istila sırasında halktan gördüğü büyük destekle II. Edward’ı 29 Ocak 1327’de tahttan çekilmek zorunda bıraktı. Böylece III. Edward henüz 15 yaşındayken İngiltere tahtına çıktı.
Edward’ın resmen Lancaster Kontu Henry’nin vesayeti altında bulunmasına karşın sonraki dört yıl boyunca ülkeyi fiilen yöneten Isabella ve Mortimer oldu. 1327 yazında İskoçlara karşı düzenlenen başarısız bir seferin ardından, İskoçya’nın bağımsız bir krallık haline gelmesini sağlayan Northampton Antlaşması imzalandı (1328). Bu duruma gönülsüzce razı olan III. Edward, Kasım 1330’da bir danışma kurulunun toplandığı Nottingham Kalesi’ne gece baskını düzenleyerek Mortimer’i tutuklatarak idam ettirdi. Annesine saygılı davranmakla birlikte onun da siyasal nüfuzuna son verdi.
Genç, ateşli ve hareketli biri olan III. Edward, İngiltere’yi I. Edward zamanındaki gücüne kavuşturmayı amaçlıyordu. Northampton Antlaşması’nı içine sindiremeyen Edward, İskoçya Kralı I. Robert’in ölümünden sonra başa geçen II. David’in henüz bir çocuk olmasından yararlanmaya çalıştı. Robert tarafından sürülmüş olan İskoç baronlarının önderi Edward Balliol’ı başa geçirmelerine yardımcı oldu. Ama Balliol’ın İngilizlerin kuklası olarak halkın nefretini toplaması üzerine, Fransa’ya kaçmış olan David 1341’de yeniden İskoçya’ya döndü.
Yüz Yıl Savaşları
1330’larda İngiltere’nin Fransa ile olan ilişkileri giderek bozuldu. Bunun en belirgin nedeni, Gaskonya üzerindeki İngiliz egemenliğinden kaynaklanan anlaşmazlıktı. Ayrıca, yeni Fransa kralı VI. Philippe’in İskoçları desteklemesi, Edward’ın Fransa’nın süzerenliğine başkaldıran Flaman kentleri ile ittifak kurması ve 1337’de Fransa tahtı üzerindeki hak iddialarını yeniden ortaya atması, düşmanlığı tırmandıran öteki etkenler oldu. Fransa’yı kuzeyden istilaya yönelik iki girişimi (1339, 1340) boşa çıkan Edward, Ocak 1340’ta kendisini Fransa kralı ilan etti. Önceleri yalnızca Flaman kentlerini hoşnut etme amacını güden bu karar zamanla önemli bir çatışma nedenine dönüştü ve İngiltere ile Fransa arasında kalıcı bir barışı olanaksız kılan ünlü Yüz Yıl Savaşları’na yol açtı. Bu arada bütün İngiliz kralları 1801’e değin Fransa kralı unvanını taşımayı sürdürdüler.
Haziran 1340’ta Flaman kenti Sluis açıklarında yapılan büyük deniz savaşında Fransız donanması neredeyse tümüyle yok oldu. Ama Edward kara harekâtlarında gücünü tükettiğinden, bu zafere karşın, ateşkes antlaşması imzalayarak İngiltere’ye dönmek zorunda kaldı. Sonraki yıllarda büyük miktarda para ve zaman harcayarak Windsor Şatosu’nu onardı ve İngiltere’nin en önemli şövalyelik nişanı olan Order of the Garter’ı oluşturdu. Temmuz 1346’da en büyük oğlu Edward’la (Kara Prens – Edward, the Black Prince) birlikte Normandiya’ya bir çıkarma yaparak Paris kapılarına dayanan Edward, dönüş yolunu kesmeye çalışan VI. Philippe’in ordusunu 26 Ağustos’ta Ponthieu’deki Crécy’de dağıtarak kesin bir zafer kazandı. Ardından Fransız limanı Calais’yi kuşatarak Ağustos 1347’de ele geçirdi. Kentten kovduğu Fransızların yerine İngilizleri yerleştirerek daha sonraki saldırılar için bir üs oluşturdu. Bu arada Gaskonya ve Bretenya’daki zaferlere ve İskoçya kralı II. David’in Neville Geçidinde bozguna uğratılarak tutsak edilmesine karşın, içinde bulunduğu mali sıkıntı, Edward’ı Eylül 1347’de ikinci bir ateşkes antlaşmasına yöneltti.
Ekim 1347’de İngiltere’ye dönen Edward, zaferini görkemli eğlencelerle kutladı. 1348’de Kutsal Roma-Germen imparatoru olması için yapılan öneriyi reddetti. Aynı yıl, İngiltere’de başlayıp bütün Avrupa’yı saran Büyük Veba Salgını, ne Edward’ın sarayındaki gösterişli eğlenceleri ne de savaşı etkiledi; savaş bir dizi önemsiz çarpışmalarla sürüp gitti ve bu arada hesapsız askeri harcamalar yapıldı. Savaştan usanan Avam Kamarası’nın barış çabaları da sonuç vermedi ve Edward 1355’te Calais’den giriştiği başarısız saldırıyla geniş çaplı harekâtları yeniden başlattı. 1356 başlarında düzenlediği bir seferle İskoçya’nın güneydoğusundaki Lothians’ı yağmaladı. Aynı yıl İskoçya kralı Edward Balliol İngiliz egemenliğini resmen kabul etti. Ama III. Edward’ın elde ettiği başarılar, Poitier’de büyük bir zafer kazanarak yeni Fransa kralı II. Jean’ı tutsak eden oğlu Prens Edward’ın zaferleri karşısında gölgede kaldı. Tutsağını görkemli bir biçimde ağırlayan Kral Edward, onu Londra Antlaşması’nı (1359) imzalamaya zorladı. Geniş toprakların İngiliz tahtına bırakılmasını öngören bu antlaşma Fransa tarafından tanınmayınca, bunu zorla gerçekleştirmek için Reims’i kuşattı. Ama bu kentte Fransa kralı olarak taç giyme tasarısını, halkın sert direnişi karşısında gerçekleştiremedi. Burgonya’ya düzenlediği başarısız bir seferin ardından, Fransa’yla barış görüşmelerine oturdu. Ekim 1360’ta onaylanan Calais Antlaşması ile, Fransa tahtı üzerindeki hak iddialarından vazgeçmesi karşılığında zengin bir bölge olan Akitanya’ya sahip oldu.
Düşüş yılları (1360-1377)
![](https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/d/dc/EdwardIII-Cassell.jpg/300px-EdwardIII-Cassell.jpg)
Calais Antlaşması, her iki ülkeye de huzur getirmedi. İngiltere’de yeniden başlayan Veba salgını, toplumsal ve ekonomik karışıklıkların artmasına yol açtı. Bunun üzerine fiyatlar ve ücretleri dondurmaya yönelik çeşitli önlemler alındıysa da pek başarılı olunamadı. Ayrıca, yabancı din adamlarının kilisedeki etkisini azaltmaya yönelik bir dizi yasa çıkartıldı. Edward, 1366’da papalığın İngiltere’ye ilişkin olarak sürdürdüğü feodal üstünlük iddiasını kabul etmediğini resmen açıkladı.
II. Jean’ın oğlu V. Charles, Calais Antlaşması’nı tanımadığını bildirince, Edward kendisini yeniden Fransa kralı ilan etti. Ama bu kez savaşı ve dış toprakların yönetimini oğulları Prens Edward ile Lancaster dükü John of Gaunt’a bıraktı. Oğulları yükselen Fransız milliyetçiliğine karşı başarısız bir mücadele verirken, III. Edward yeni mali kaynak yaratmak için kilisenin mülklerine ve ayrıcalıklarına karşı saldırıya girişti. Bu arada, Akitanya yavaş yavaş yitirildi ve Prens Edward İngiltere’ye sağlığı bozulmuş olarak döndü. John of Gaunt’ın Calais’den Bordeaux’ya kadar süren yürüyüşü de bir sonuç getirmedi. III. Edward, 1372’de yeni bir askeri sefer düzenlemek için son bir girişimde bulunduysa da, elverişsiz hava koşulları nedeniyle Fransa’ya çıkamadı. 1375’te yeni bir ateşkes antlaşması imzalandı. Edward’ın ölümüne değin yürürlükte kalan bu antlaşmayla, İngiltere Fransa’daki topraklarından Calais, Bordeaux, Bayonne ve Brest dışında kalanları kaybetti.
Son yıllarında bunamaya başlayan Edward, Kraliçe Philippa’nın 1369’da ölmesinden sonra hırslı metresi Alice Perrers’ın etkisi altına girdi. Bu arada, oğulları John of Gaunt ile Prens Edward arasında bir nüfuz mücadelesi başladı ve saray çevresi iki hizbe bölündü. Nisan 1374’te İngiltere’ye dönerek Alice Perrers’ın yardımıyla babasını etkisi altına alan John’ın başarısız yönetimi tepkilere yol açtı. John’un yönetimine duyulan hoşnutsuzluk 1376’da toplanan ünlü İyi Parlamento’da doruğuna ulaştı; Alice Perrers saraydan uzaklaştırıldı ve John’un kimi yandaşları hakkında soruşturma açıldı. Ama Prens Edward’ın ölümüyle (8 Haziran 1376) Avam Kamarası’nın en büyük destekçisini yitirmesi, John’un yeniden denetimi ele geçirmesine yol açtı. III. Edward’ın ölümünden sonra, İyi Parlamento’nun yürürlüğe koyduğu düzenlemelerin çoğu kaldırıldı.
Kişiliği
Olağanüstü enerjik bir yaradılışa sahip olan III. Edward, aynı zamanda iyi bir taktisyen ve kusursuz bir şövalyeydi. Başlıca tutkusu askeri şan ve şeref olmakla birlikte, kötü bir yönetici de değildi. Fransa ile savaşı sürdürmek için donanım, araç ve gerece gereksinim duyması, Edward’ın halkın isteklerine kulak vermesini ve Parlamento’nun gücünün artmasını sağladı. Zayıf yanları ise çevresinin iyi niyetini kötüye kullanması, taşkınlığı, uçarılığı ve bencilliğiydi.
- 1347 – Prag Üniversitesi kuruldu.
- 1531 – Lizbon’da (Portekiz) şiddetli deprem; binlerce kişi öldü.
- 1699 – Osmanlı Devleti, Karlofça Antlaşması’nı imzaladı.
![]() Karlofça Antlaşmalarının müzakereleri
|
|
Tür | Barış antlaşması |
---|---|
Yazılma | 16 Kasım 1698 |
İmzalanma | 26 Ocak 1699 |
Yer | Karlofça, Voyvodina |
Karlofça Antlaşması, 26 Ocak 1699 tarihinde Osmanlı ile başlarında Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu bulunan diğer Kutsal İttifak devletleri (Avusturya, Venedik ve Lehistan) arasında imzalanmış olan bir barış antlaşmasıdır. Gerileme Dönemi’nin başlangıcı olarak sayılmaktadır. Karlofça bugünkü (Almancada Karlowitz, Sırpça’da Сремски Карловци (Sremski Karlovci)) Sırbistan’ın sınırları içinde yer alan küçük bir kasabadır. Antlaşma, 1683-1698 yılları arasındaki Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları’nın sonucunda imzalanmıştır.
Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları
Sultan II. Mustafa döneminde Osmanlılar, Avusturya üzerine üç büyük sefer düzenlediler. Papa XI. Innocentius 1684’te Osmanlı İmparatorluğu’na karşı “Kutsal İttifak” adı altında Avusturya, Lehistan ve Venedik’ten oluşan bir ittifak oluşturdu. 1686’da bu ittifaka Rusya da katıldı.
Erdel’de yapılan bir sıra muharebeler yanında Venedikliler, Mora Yarımadası ve Dalmaçya’ya, Lehistan ise Boğdan’a saldırmıştı. Uzun süren savaşlar sonunda Osmanlı İmparatorluğu yorgun düştü. Aynı dönemde Rusya’nın başına I. Petro geçmişti. I. Petro; ordusunu modernize etmiş, boğazlardan Akdeniz’e inme ve Karadeniz’e egemen olma çabalarına girişmişti. 1695’teki saldırıda başarısız olmuş, fakat bir yıl sonra Azak Kalesi’ni ele geçirmişti (6 Ağustos 1696). Osmanlı İmparatorluğu, ordusunun 11 Eylül 1697’de Zenta Muharebesi’nde uğradığı yenilgi ile bir anda savunmasız kaldı. Özellikle İngiliz ve Hollanda hükûmetlerinin araya girmesi sonucu Sultan II. Mustafa, barış müzakerelerine razı oldu.
Müzakereler ve imzalanma
İki ay süren antlaşmanın müzakerelerinde Osmanlı İmparatorluğu’nu Reis-ül Küttab Rami Mehmed Paşa ve Baştercüman Aleksandros Mavrokordatos temsil etti. Kutsal İttifak ülkelerini temsil eden delegeler Avusturya Arşidüklüğü için Kont Franz Ulrich Kinsky, Venedik Cumhuriyeti için Carlo Ruzzini ve Lehistan için Malaçovski idi. Müzakerelere danışman olarak katılan İtalyan asıllı Luigi Ferdinando Marsigli ise antlaşma imzalandıktan sonra 850 km uzunluğunda olan yeni Osmanlı-Avusturya sınırının haritasının çizilip tespit edilmesi için kurulan komisyonun başkanlığını yapmıştır.
![](https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/f/f0/%D0%9A%D0%B0%D1%80%D0%BB%D0%BE%D0%B2%D0%B0%D1%87%D0%BA%D0%B0_%D0%B3%D0%B8%D0%BC%D0%BD%D0%B0%D0%B7%D0%B8%D1%98%D0%B0_1.jpg/200px-%D0%9A%D0%B0%D1%80%D0%BB%D0%BE%D0%B2%D0%B0%D1%87%D0%BA%D0%B0_%D0%B3%D0%B8%D0%BC%D0%BD%D0%B0%D0%B7%D0%B8%D1%98%D0%B0_1.jpg)
Müzakereler sırasında, barış müzakereleri tarihinde ilk defa olarak, taraflar yuvarlak bir masa etrafında toplandılar. Müzakerelerin yapıldığı büyük çadırın dört değişik girişi bulunmaktaydı ve böylece hiçbir taraf için çadıra giriş protokolünde öncelik sağlanmamış oluyordu.
26 Ocak 1699 günü imzalanan Karlofça Antlaşması ile Banat ve Temeşvar hariç, bütün Macaristan ve Erdel Prensliği Avusturya’ya, Ukrayna ve Podolya Lehistan’a, Mora Yarımadası ve Dalmaçya kıyıları Venediklilere bırakıldı. Ruslar ayrıca ele geçirdikleri Azak Kalesi’nin dışında, ele geçirmeyi düşündükleri Kerç Kalesi’ni de istediklerinden, Karlofça’da Ruslar ile bir barış antlaşması imzalanamadı. Ancak Ruslarla da iki yıllık bir ateşkes üzerinde mutabakata varıldı. Barış antlaşması, ertesi yıl imzalandı. Ayrıca barışın süresi 25 yıl olarak belirlenirken, antlaşmanın garantör devleti de Avusturya olmuştur.
Sonuçlar
Karlofça Antlaşması Osmanlı İmparatorluğu’nun batıda büyük çapta toprak kaybettiği ilk antlaşmadır. Karlofça Antlaşması’ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu kaybettiği toprakları geri alma siyaseti izlemeye başlamıştır. Ayrıca duraklama dönemi biterken, gerileme dönemi başlamıştır.
Avusturya’nın barış görüşmelerini kabul etmesinin başlıca sebebi batıda çıkması önlenemez olduğu gayet açık olan savaştı. Habsburg Hanedanı’nın İspanya kolundan olan İspanya Kralı II. Carlos fiziksel ve akılsal olarak kusurlu idi ve ayrıca kendisinin yerine geçebilecek bir çocuğu da yoktu.[kaynak belirtilmeli] İspanyol İmparatorluğu’na vâris olarak iki değişik hanedan temsilcisi bulunmaktaydı: Birisi Kutsal Roma Germen İmparatoru olan Habsburg Hanedanı’ndan I. Leopold, diğeri ise Bourbon Hanedanı’ndan Fransa Kralı XIV. Louis. Her ikisi de İspanya İmparatorları II. Felipe’nin torunu ve sonraki IV. Felipe’nin damatları olup her ikisinin de İspanya tahtı üzerindeki iddiası aynı güçte idi. II. Carlos kendine vâris olarak önce I. Leopold’u seçmişti; ama sonra fikrini değiştirip XIV. Louis’i vâris yapmıştı. Fransa ve İspanya’nın birleşmesi ve (İspanya’yı da idaresine geçiren) Fransa’nın; Avrupa’nın, Amerika ve Asya’da İspanya kolonilerine sahip süper güçlü ülkesi olarak ortaya çıkması Avusturya’yı olduğu gibi diğer birçok batı Avrupa ülkesini de korkutmaktaydı. Bu karmaşık İspanya veraseti sorununun bir Avrupa savaşı ortaya çıkarması bekleniyordu. Nitekim de Karlofça Antlaşması’ndan 2 yıl geçmeden beklenen oldu ve 1701-1714 döneminde 13 yıl süren İspanya Veraset Savaşları başladı. Karlofça’ya İngiltere ve Hollanda’nın ara buluculuk yapmaya çok hevesli olmaları ve Avusturya’nın bu antlaşmaya hemen razı olmasının nedeni bu beklenen savaş idi.
- 1700 – Kuzey Amerika’nın batı sahillerinde 9 şiddetinde deprem (Kaskadya depremi) meydana geldi.
- 1785 – Benjamin Franklin, kızına yazdığı mektupta Amerika Birleşik Devletleri’nin sembolü olarak kartalın seçilmesinden dolayı duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi. Franklin, hindiyi düşünüyormuş.
- 1788 – İngiliz donanması Sidney sahillerinde. Avrupalıların kalıcı yerleşimi başlamış oldu.
- 1837 – Michigan, 26. eyalet olarak Amerika Birleşik Devletleri’ne katıldı.
- 1861 – Louisiana eyaleti, Amerika Birleşik Devletleri’nden ayrıldı.
- 1870 – Virginia, tekrar Amerika Birleşik Devletleri’ne katıldı.
- 1905 – Pretoria’da (Güney Afrika) 3,106 karat değerindeki dünyanın en büyük elması bulundu. Elmasa “Cullinan” adı verildi. 9 parçaya bölünen elmastan elde edilen “Afrika’nın Büyük Yıldızı” adındaki 530.2 karatlık 74 yüzlü dünyanın en büyük pırlantası, Britanya tacına yerleştirildi.
- 1911 – Richard Strauss’un Der Rosenkavalier operası ilk kez sahnelendi.
- 1911 – Pilot Glenn H. Curtiss, ilk deniz uçağını uçurdu.
- 1926 – Televizyonun icadı.
- 1931 – Hindistan’da Mahatma Gandhi serbest bırakıldı.
- 1934 – Apollo Tiyatrosu Harlem’de (New York) açıldı.
- 1934 – Almanya ile Polonya arasında saldırmazlık antlaşması imzalandı.
- 1939 – İspanya İç Savaşı: General Francisco Franco’ya bağlı milliyetçi güçler, İtalyanların da yardımıyla Barselona şehrini ele geçirdiler.
- 1942 – II. Dünya Savaşı: İlk Amerikan birlikleri Avrupa topraklarında (Kuzey İrlanda).
- 1946 – Félix Gouin, Fransa Başbakanı seçildi.
- 1950 – Hindistan anayasası kabul edildi. Cumhuriyet ilan edildi. Dünyanın en kalabalık demokrasisi kuruldu.
- 1953 – Gümrük İşbirliği Konseyi ilk toplantısını gerçekleştirdi.
- 1956 – Kış olimpiyatları Cortina d’Ampezzo’da (İtalya) başladı.
- 1958 – Klasik müzik bestecisi Bülent Arel’in “Beş Sonnet” adlı yapıtı ilk kez seslendirildi.
- 1959 – Bağdat Paktı Konseyi Karaçi’de toplandı. Toplantıya, Türkiye adına Başbakan Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu katıldı.
- 1962 – Ay’a bilimsel cihazlar götürmek üzere üzere fırlatılan Ranger 3 uydusu, Ay’ın ancak 35.000 km kadar uzağından geçebildi.
- 1965 – Hintçe, Hindistan’ın resmî dili oldu.
- 1969 – Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi Genel Başkanı Alparslan Türkeş, İstanbul İl Gençlik Kongresi’nde “Hareket başladı” dedi.
- 1970 – Necmettin Erbakan ve 17 arkadaşı, Millî Nizam Partisi’ni kurdu.
Millî Nizam Partisi, Türkiye’de 1970’te kurulup 1971’de Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan kısa ömürlü bir İslamcı siyasi partiydi. 1950’lerde Demokrat Parti, 1960’larda da Adalet Partisi’nde örgütlenerek merkez sağ partiler içinde yer almayı tercih eden siyasal İslamcı akım, 26 Ocak 1970’te Millî Nizam Partisi (MNP) adıyla kuruldu.
MNP, 1969 seçimlerinde Konya’dan bağımsız olarak parlamentoya giren Necmettin Erbakan ve 17 arkadaşı tarafından kuruldu.
Kurucuları: Necmettin Erbakan, Ahmet Tevfik Paksu, Ali Haydar Aksay, Süleyman Arif Emre, Hasan Tahsin Armutcuoğlu, Ömer Çoktosun, Ekrem Ocaklı, Ö. Faruk Ergin, Saffet Solak, Hasan Aksay, Ali Oğuz, İsmail Müftüoğlu, Nail Sürel, Fehmi Cumalıoğlu, Hüsamettin Fadıloğlu, Bahattin Çarhoğlu, Mehmet Satoğlu, Rıfat Boynukalın.
Amblemi, işaret parmağını kaldıran sağ bir yumruktu. Genel başkanlığına Necmettin Erbakan’ın geldiği parti içinde, Ahmet Tevfik Paksu, Süleyman Arif Emre, Hasan Aksay ve Fehmi Cumalıoğlu gibi isimler vardı. MNP, AP’den ayrılan Isparta milletvekili Hüsamettin Akmumcu ve Tokat milletvekili Hüseyin Abbas’ın da katılımıyla TBMM’de 3 milletvekili ile temsil edildi.
İslamcı bir söylemin egemen olduğu MNP’nin programında, millî ve manevi kalkınmaya önem verildi. Parti, ahlak ve fazilet kavramlarını ön plana çıkarttı. Faiz sistemine karşı çıkarak, devlet müdahalesinin de olduğu faizsiz serbest piyasayla ekonomide bir nizam sağlanması gerektiğini öne sürdü. Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (Avrupa Birliği) girilmesine de karşı çıkan parti, Türkiye’de ağır sanayi yatırımlarına hız verilmesi gerektiğini savundu.
Partinin Kuruluş Beyannamesi’nde Aziz Milletimiz; Bugün, daima Hak’ka bağlılıkta, Hak’kı tutmakta, iyiyi destekleyici, kötüyü men edici hüviyetiyle insanlık tarihinin en ulvi mahreki üzerinde yürüyen Büyük Milletimizin çeşitli tesirlerle kendi yolundan saptırılması gayretlerinin hüküm sürdüğü oldukça uzun bir devreden sonra yeniden ulvi ve şanlı tarihi yörüngesi üzerine oturtulması için füzelerin ateşlendiği gündür. Millî Nizam Partisi; Milletimizi karışık ve karanlık devrelerden sonra aydınlığa götürecek, onu parlak tarihi yörüngesi üzerine yeniden oturtmak için ateşlenen güçlü füzedir. Bugün bu füzenin ateşlendiği gündür. Bugün bu mutlu gündür. Bütün milletimize uğurlu ve hayırlı olsun. Ey daima Hak’kı tutmak, iyiyi sağlamak ve kötüyü menetmek yolunda bulunmak üzere seçilmiş mümtaz ve Aziz Milletimiz! deniliyordu.
MNP programı ile ortaya atılan bu görüşler, sonraki yıllarda “Millî Görüş” adı altında, Erbakan ve arkadaşlarınca kurulan veya kurdurulan bütün partilerin programlarının genel çerçevesini oluşturdu.
Cumhuriyet Başsavcılığı, 5 Mart 1971’de, MNP hakkında “laikliğe aykırı çalışmalar yürüttüğü” gerekçesiyle dava açtı.
Anayasa Mahkemesi, 20 Mayıs 1971’de, partinin “laik devlet niteliğinin ve Atatürk devrimciliğinin korunması prensiplerine aykırı olduğu” gerekçesiyle kapatılmasına karar verdi. Bununla birlikte, MNP yöneticileri hakkında herhangi bir ceza davası açılmadı.
Erbakan, MNP’nin kapatılmasından sonra İsviçre’ye gitti ve bir süre orada kaldı.
Kapatılan MNP’nin kadroları, benzer bir tüzükle, yaklaşık 1,5 yıl sonra 11 Ekim 1972’de, Millî Selamet Partisi (MSP) adıyla yeni bir parti kurdular. Partinin genel başkanlığına Süleyman Arif Emre getirildi.
Genel başkanlar
# | İsim | Resim | Görev Başlangıcı | Görev Bitişi | Görev Süresi |
---|---|---|---|---|---|
1 | Necmettin Erbakan | ![]() |
26 Ocak 1970 | 20 Mayıs 1971 | 1 yıl 3 ay 24 gün |
- 1972 – Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam dosyası, Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderildi.
- 1974 – Bülent Ecevit Başbakanlığında, Cumhuriyet Halk Partisi – Millî Selamet Partisi koalisyon Hükûmeti göreve başladı.
- 1974 – Türk Hava Yolları’nın Van adlı yolcu uçağı, İzmir Cumaovası Havaalanı’nda pistin 100 metre uzağında yere çakıldı; 63 kişi öldü.
- 1978 – Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Feyyaz Berker ve Yönetim Kurulu üyesi Rahmi Koç, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK)141.,142. ve 163. maddelerinin kaldırılmasını istediler.
- 1980 – İsrail ve Mısır arasında diplomatik ilişkiler başladı.
- 1984 – Türkiye İşçi Partisi davası sonuçlandı; 102 kişi çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı.
- 1986 – Halley kuyruklu yıldızı gece görünür konumda. Güneş etrafında 76 yıl süren bir turunu tamamlıyor.
- 1988 – The Phantom of the Opera müzikali ilk kez sahnelendi.
- 1992 – 12 Eylül’den sonra ilk kez memur eylemi düzenlendi. İstanbul’daki eyleme 5 bin memur katıldı.
- 1992 – Boris Yeltsin, Rusya’nın nükleer füzelerinin Amerikan şehirlerini hedef almaktan vazgeçeceğini duyurdu.
- 1993 – Václav Havel, Çekya’nın Başkanı seçildi.
- 1996 – Amerikalı katil John Albert Taylor, Utah’ta kurşuna dizilerek idam edildi.
- 1998 – Monica Lewinsky skandalı: Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Bill Clinton, eski Beyaz Saray stajyeri Monica Lewinsky ile ilişkisi olduğunu reddetti.
- 1998 – Compaq, Digital Equipment Corporation şirketini satın aldı.
- 2001 – Gucerat’da (Hindistan) deprem: 20.000’den fazla kişi öldü.
- 2004 – Hamid Karzai, Afganistan’ın yeni anayasasını imzaladı.
- 2005 – Condoleezza Rice, Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk siyahi kadın Dışişleri Bakanı oldu.
- 2006 – Filistin Ulusal Yönetimi için yapılan seçimlerde, Hamas’ın parlamentodaki 132 sandalyenin 76’sını elde ettiği anlaşılınca, Başbakan Ahmed Kurey istifa etti.
- 2006 – Dünya Ekonomik Forumu, Davos’ta (İsviçre) toplandı.
- 2008 – Ümraniye’de ele geçirilen patlayıcılarla ilgili soruşturma kapsamında mahkemeye sevk edilen emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Kurmay Albay Mehmet Fikri Karadağ, Susurluk Davası hükümlüsü Sami Hoştan, avukat Kemal Kerinçsiz, Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın ve Halkla İlişkiler Sözcüsü Sevgi Erenerol, Hüseyin Görüm, Hüseyin Gazi Oğuz ve Oğuz Alparslan Abdülkadir tutuklandı.
- 2011 – TÜİK, enflasyon sepetini güncelledi. 2011 TÜFE sepeti 445 kalemden oluştu. Güncelleme sonucunda 2011 sepetine tramvay ücreti ve Süper Loto girdi, yünlü kumaş, kadın mantosu ve atık çöp ücreti sepetten çıkarıldı.
- 2023 – İsrail Ordusu’nun Batı Şeria’da ki Cenin kentine düzenlediği saldırı sonucu 9 kişi hayatını kaybetti.
wikipedia