Herhangi bir metni seçin ve dinlemek için simgeye tıklayın!

15 Martta doğanlar

Rıza Pehlevi
İran Şahı
Hüküm süresi 15 Aralık 1925 – 16 Eylül 1941
Taç giymesi 25 Nisan 1926
Önce gelen Ahmed Şah Kaçar
Sonra gelen Muhammed Rızâ Pehlevî
İran Başbakanı
Hüküm süresi 28 Ekim 1923 – 1 Kasım 1925
Önce gelen Hasan Pirniya
Sonra gelen Mohammad Ali Foroughi
İran Savunma Bakanı
Hüküm süresi 24 Nisan 1921 – 1 Kasım 1925
Önce gelen Mesud Kayhan
Sonra gelen Emir Abdullah Tahmasebi
Doğum 15 Mart 1878
AlaştSevadkuh şehristanıMâzenderanKaçar Devleti
Ölüm 26 Temmuz 1944 (66 yaşında)
JohannesburgGüney Afrika Birliği
Defin 7 Mayıs 1950
Reyİran
Eş(ler)i
Çocuk(lar)ı Hamdam el-Saltaneh Pehlevî
Şems Pehlevî
Muhammed Rızâ Pehlevî
Eşref Pehlevi
Ali Rıza Pehlevî
Gulam Rıza Pehlevi
Abdül Rıza Pehlevî
Ahmed Rıza Pehlevî
Mahmud Rıza Pehlevî
Fatemeh Pehlevî
Hamid Rıza Pehlevî
Tam adı
Rıza Pehlevi
رضا پهلوی
Hanedan Pehlevî Hanedanı
Babası Abbas-Ali Han
Annesi Noush-Afarin
Dini İsnâaşeriyye İslam
Askeri kariyer
Bağlılığı Kaçar Devleti
Pehlevî İranı
Branşı İran Kazak Tugayı
Hizmet yılları 1894-1921
Rütbesi Tuğgeneral
İmza

Rıza Şah Pehlevi (Farsçaرضا شاه پهلوی Rezā Şāh Pahlavi, IPA[rezɑː ʃɑːhe pæhlæviː]) (d. 15 Mart 1878 – ö. 26 Temmuz 1944), 1925-1941 arasında İran‘ın şahı olarak görev yapmıştır.Büyük Rıza Şah (Farsça: رضا شاه بزرگ) adıyla da tanınır.Kaçar Hanedanı‘nın son şahı olan Ahmed Kaçar‘ı devirerek Pehlevi Hanedanı‘nı kurmuştur.Kurduğu Pehlevi rejimi laikmilliyetçimilitarist ve anti-komünist bir rejimdi.[1]

Rıza Şah Pehlevi Müzesi ve Rıza Han’ın doğduğu ev, (Alaşt, Mazandaran, İran)

Rıza Han, 15 Mart 1878’de Mazenderan Eyaleti‘ne bağlı Savadkuh şehristanı‘nın Alaşt köyünde doğdu. Babası Abbas Ali (1815-1878) Savadkuh şehristanı‘nda albaydı. Annesi Nushafarin Zehra Müslüman Gürcü göçmeniydi.[2] Rıza Han’ın büyükbabası Murat Ali Han da askerdi ve 1848’de Herat kuşatmasında hayatını kaybetmişti.

Murat Ali Han’ın 7 oğlu vardı. İlk oğlu Cheragh Ali, Tahran‘da yaşıyordu ve orduda makam sahibiydi. İkinci oğlu Nusratullah Han, Savadkuh’da astsubaydı ve Rıza Han bir süre bu amcasının yanında çalıştı. Rıza Han, babası Abbas Ali Han’ın yedinci yani son oğluydu.

Rıza Şah’ın babası Abbas Ali Han, 1814’te Alaşt‘ta dünyaya gelmiş, genç yaşta aile mesleklerini yani subaylığı seçmişti ve Binbaşı unvanıyla III. Afgan Harbi’nde savaşmıştı. Rıza Han, Albay Abbas Ali Han’ın ikinci evliliğinden doğmuştu. Rıza Han henüz altı aylıkken babası öldü.

Rıza Han dayısı Ebulkasım’ın önerisiyle 16 yaşındayken astsubay oldu. 1898’de kendi ilçeleri Savadkuh’ta görev aldı. Nusretullah Han (yani amcası) ile olan anlaşmazlığı gereğince Kazzag (Farsça: ﻘﺯﺍﻖ) birliğine (eğitimsiz askerlerin birliği) katıldı ve 1921 darbesine kadar bu birlikte hizmet etti.

Rıza Han cesaret ve aydınlığı sayesinde hızla yükseldi. Rıza Han bu birliğin emrinde birçok iç savaşta savaştı. Aynı zamanda hizmet ettiği birlikte Abdul Hüseyin Mirza Farmanfarma’nın emrinde Topçuluğu da öğrendi. Daha ilk zamanlardan Rıza Han, Pers ordusunun yabancı komutanlar tarafından komuta edilmesinden rahatsızdı. Rıza Han hızla yükseldi ve Kazak birliğinin ilk İranlı komutanı oldu artık bir tuğgeneraldi.

Rıza Han komutanlığı döneminde artık Ahmed Şah‘ın yeteneksizliğinden bıkmış durumdaydı.

Ülkenin başına geçmesi

[değiştir | kaynağı değiştir]

1920’nin sonlarında Sovyetler Birliği‘nin desteği ile Gilan’da oluşan ve çoğunluğu Gilanlı, Alı, Kürt ve Ermenilerden oluşan, kendilerine Jangali (Orman adamı) adı verdikleri gerillalar, Mirza Kuçik Han’ın komutasındaki gerillalar, Tahran‘ı ele geçirme çabasına girdiler. Gerilla birliği Sovyetlerden aldığı destekle başkent Tahran‘da politik ve sosyal krize neden oldu. 21 Şubat 1921’de Rıza Han Seyyid Ziyaeddin Tabatabai ile birlik olup darbe yaptı. Emrindeki birlikler tahranın 150 Km. batısında yer alan Kazvin‘e yerleştiler ve hükûmeti kan dökmeden istifaya zorladılar.

Darbenin başarısından sonra Tabatabai Başbakan oldu. Rıza Han ise ordu komutanı oldu. Nisan 1921’de ise Savunma bakanlığını da var olan göreviyle beraber üstlendi. İşte bu dönemde Rıza Han yeni ismini aldı: Rıza Han Sardar Sepah (Farsça: رضا خان سردار سپاه).

Rıza Han ve birlikleri darbeyle uğraşıyorken Pers Diplomat Moskova‘da Rus birliklerinin İran’dan (O dönem ülkenin adı henüz Persia idi) geri çekilmeleri için bir antlaşma hazırlamak için diplomatik görüşmelerini yapmaktaydı.

Rıza Han’ın 1921 darbesi Büyük Britanya tarafından desteklenmişti. İngilizler onun birliğine silah ve mühimmat sağlamışlardı. Büyük BritanyaRusların İran’dan çıkmasını istiyordu çünkü onları kendilerinin sömürgesi Hindistan‘a bir tehdit olarak görüyorlardı. Bu dönemde İran Arap ve Moğol istilasından sonraki en kötü dönemini yaşıyordu. Son dönemlerde güç sahibi olan şahların hiçbiri güçlü ve becerikli insanlar değillerdi İran Ruslara karşı iki savaş kaybetmişti ve gün be gün yabancı istilasının boyutu artıyordu.

1921’de Rusların desteğini alan Mirza Kuçik Han Gilan’da Sovyet bir cumhuriyet ilan etti. Aynı zamanda Horasan Kürtleri de bölgelerinde kargaşa yaratmaya başladılar.

Tabatabai ile kurdukları hükûmet 100 gün sürdü. Sonunda Rıza Han gücü ele geçirdi ve başbakan oldu.

26 Ekim 1923’te Rıza Han gücü ele geçirdi ve Ahmed Şah önce İngiliz büyükelçiliğine daha sonra Avrupa‘ya kaçtı. Rıza Han başbakan olarak gücünü Kaçar Hanedanı‘na mensup veliaht ve aile üyelerinin potansiyeline karşı korumak istedi. Yıllardır ülkesi için bir cumhuriyeti arzuluyordu ve gücü ele geçirdiği dönemde bu hayalini gerçekleştirmeye çalıştı. Emrindeki güçler ülke genelinde cumhuriyet propagandası yapmaya başladılar. Ancak ülkede kurulacak cumhuriyet İngiliz çıkarlarına aykırıydı. Ayrıca cumhuriyetin kurulması din adamlarının da çıkarlarına aykırıydı. Yıllardır İngilizler ülke mollalarının nabzını tutuyorlardı, verdikleri destekle mollalar cumhuriyete şiddetle karşı çıktı ve onu takiben eğitimsiz halk da onlara uydu.

Cumhuriyet hayalinin gerçekleşmeyeceğinin farkına varan, gücü elinden kaçırmak istemeyen ve ülkesinin bütünlüğünü korumak isteyen Rıza Han 1925’te artık tüm karşı çıkan mollalar ve meclis vekillerine karşı kraliyetini mecliste oy birliği ile kabul ettirdi. O, köy ağaları, toprak sahipleri ve mollaları, İslam yasalarını koruyacağına ve büyük değişiklikler yapmayacağına ikna etti. Meclis 12 Aralık 1925’te toplandı ve kraliyetin Kaçar şahı Ahmed Şah’tan alınıp Rıza Han’a verilmesine karar verildi.

Kuşkusuz Britanya’nın büyük rolü vardı onun tahta oturmasında, çünkü İngilizler Kaçarların Ruslara yakınlığından ve boyun eğmelerinden rahatsızlardı.[kaynak belirtilmeli]

Üç gün sonra, 15 Aralık 1925’te Krallık yeminini etti ve resmen İran Şahanşah Devleti’ni kurdu.

Rıza Şah taç giyme töreninde
1934’te Ankara’da Rıza Şah ve Atatürk. Aslında Rıza Şah, Atatürk’ün Türkiye’de yaptığı gibi, ülkede cumhuriyet ilan etmeyi planlıyordu fakat İngilizlerin ve din adamlarının muhalefetiyle karşılaşınca bu fikrinden vazgeçti.[3]

Rıza Şah’ın saltanata başlaması kolay olmamıştı, ülke gergindi, ülkenin genelinde ayaklanmalar vardı. Rıza Han yıllardır onlarla mücadele ediyordu ama saltanatının ilk yıllarında hepsini yok etti. Ülke genelini bireysel silahlanmadan arındırdı. Halen ülkede kişisel silah sahibi olmak sıkı denetim altında.

Rıza Han kabinesindeki bakanlardan ona rakip olabilecek kişileri eledi, Kraliyet bakanı Teymurtaş, yabancılardan rüşvet alma ve şaha karşı darbe planı yapmakla suçlandı ve suçlu bulundu. 1932’de onu görevden aldı ve Eylül 1933’te Teymurtaş hapishanede öldürüldü. Saltanatının ilk üç yılında başarılarında büyük rol oynayan maliye bakanı Firuz da Mayıs 1930’da aynı suçlardan suçlu bulundu ve Ocak 1938’de hapishanede öldürüldü. Adalet bakanı da aynı suçlarla suçlandı ve Şubat 1937’de intihar etti.

21 Mart 1935’te Rıza Şah yabancı ülkelerden ülkesini İran yani “Aryanların toprağı” olarak tanımalarını istedi. Persiya (Fars) gerçekte İran’ın bir eyaletiydi. Düşmanları, Batı insanının gözünde ülkenin geçmişinin şimdiki haliyle ayrılacağını söylediler. Gerçekte de söyledikleri çok yanlış değildi, günümüzde birçok yabancı Persiya’nın İran ile aynı ülke olduğunu bilmiyor.

Rıza Şah 1400 yıldan sonra, İran’ın Musevilere saygı gösteren ilk şahıydı ve bu jestin karşılığında Museviler onu Kuroş’tan (Kiros) sonra en çok saygı duydukları ikinci şah olarak ilan ettiler. (Kiros 2500 sene önce onlara can güvenliğini sağlamış, İran’a yerleştirmişti).

1936-1941 dönemi kadınların dirilişi dönemiydi. Rıza Şah ülkenin kadınlarını zorla örtünmekten kurtarmak istiyordu, ama gücünün yerleşmesini beklemek zorundaydı. Destekçileri örtünmenin kadınların sosyalleşmesi ve çalışmasına fiziki olarak engel olduğunu söylüyorlardı. Rıza Şah’ın kara çarşafı yasaklayan ve kadın ve erkeklere yeni kıyafetlerin getirildiği yasaya (Farsça: ﺣﺠﺎﺏ ﻜﺸﻑ, Atatürk‘ün inkılâplarından Kıyafet İnkılâbı‘nın karşılığı) ciddi muhalefet yapanlar çıktı. Din adamları ve İslami görüşleri olan insanlar yasaya karşı çıktılar. Birçok kadın Rıza Şah istifa edip oğlunun yerine geçmesi ve kara çarşafı serbest bırakmasına kadar evden dışarı çıkmadı. Yasa sıkı bir şekilde denetlendi, modernleşen toplumda artık kadınlar da boy göstermeye başladı. Yasayı 1931 Evlenme Yasası ve 1932’de “Tahran Doğulu Kadınlar Kongresi” takip etti. Ülke tarım ve ticaret anlamında kısmi bir gelişim elde etti. Yeni fabrikalar kurulmaya çalışıldı. Buna rağmen dinsel simge addedilen unsurlara yönelik yasaklamalar yüzünden radikal kesim her türlü reformu eleştirdi.

Rıza Şah ülkedeki medrese eğitimine son verdi. Artık modern okullar açılmıştı. Çocukların okula gitmesi gerekiyordu. Rıza Şah, İran’ın ancak bilinçli bir halka sahip olursa ayakta kalabileceğine inanıyordu. Eğitim reformu da din adamlarınca eleştirildi, din adamları insanlara “Okullar oğullarınızı kâfir, kızlarınızı fahişe yapmak için eğitiyor” sloganıyla camilerde boy göstermeye başladılar. Birçok aile çocuklarını okuldan almaya başladı, ama Rıza Şah’ın gücüne karşılık, birçok din adamı, Irak topraklarına, Kerbela ve Necef‘e kaçıyor; bazıları ise Kum‘da gizleniyordu. Onlardan biri Rıza Şah’ın yaptığını gelecekte yıkacak olan Ayetullah Humeyni idi.

Rıza Şah verdiği burslarla birçok öğrenciyi Avrupa’ya okumak için gönderdi. Öğrencilerin bir bölümü harp okulları, bir bölümü de üniversitelerde okuyup ülkeye döneceklerdi.

Artık Rıza Şah hayallerinin büyük bir bölümüne ulaşmıştı. Ama onun en büyük hayali tam bağımsız İran’dı. İngilizlerin İran’daki güçleri onu çok rahatsız ediyordu. Aslında yıllardır ufak tefek İngilizlerin isteklerini yerine getirmemeye başlamıştı. Örneğin 1931’de Kraliyet Hava Yolları’nın İran üzerinden uçmasını reddetmişti. Ama Lufthansa‘nın İran üzerinden uçmasına müsaade etmişti. Ve 1932’de İngilizleri tek taraflı olarak William Knox D’Arcy ile yapılan petrol anlaşmasını ve takiben Anglo-Fars petrol anlaşmasını feshetti. Anlaşma 1961’de sona erecekti ve anlaşma İran’ın petrol gelirinin sadece %16’sının İran devletine verileceğini söylüyordu. Rıza Şah % 21 talep etti. İngilizler ise boyun eğmek zorunda kaldılar. Reformlar devam ediyordu ve Rıza Şah artık yabancı kimselerle yapacağı her anlaşmada çok dikkat davranıyordu.

Rıza Şah orduyu yeniden düzenledi. Eski gibi bölük bölük ordu olmayacaktı artık. İtalyanlardan aldığı gemilerle deniz kuvvetlerini, Almanlardan aldığı birkaç uçakla hava kuvvetlerini kurdu ve hepsini genelkurmay başkanlığına (Farsça: ﺍﺮﺗﺵ ﺴﺗﺎﺩ) bağladı.

Dünyada işler değişmişti artık. Almanya’da Adolf Hitler Aryanların üstün ırk olduklarını savunuyordu. İranlılar’ın soyu Aryanlara uzanıyordu. İngilizlerin elini ülkeden kesmek istedi, böylece “Tam bağımsız İran” hayali gerçek olacaktı. Moskova cephesi kötü durumdaydı. İttifak güçleri Ruslara İran toprakları üzerinden mühimmat göndermek istedi. Rıza Şah bu öneriyi reddetti. Bu cevabın karşılığında ittifak güçleri ülkeye girmeye başladı. 1941 yılının ağustos ayında Ruslar kuzeybatıdan, İngilizler güneyden ülkeye girdi. Rıza Şah orduya hazır ol emrini verdi. Ancak ordunun hazırlığı bu hamlenin karşılığında yetersizdi. Zamanında Ruslardan satın alınmış olan silahlar Ruslara karşı işlemiyordu. Yine de İran yabancıların politik hilelerine kurban gitmişti. Yabancılar İran’a girdiler, Rıza Şah daha fazla gerginlik ve kargaşanın yaşanmaması için istifa etmek zorunda kaldı, Muhammed Ali Füruği’nin yaptığı diplomatik çabalar sonucu Büyük Britanya Rıza Şah’ın oğlu Muhammed Rıza Pehlevi‘nin tahta geçmesini kabul ettiler. Britanya’dan gelen mesajda:

“Veliahtınızın sizin yerinize tahta oturmasını kabul ediyoruz ama majestelerini başka bir seçenek olduğunu düşünmesinler.” diyordu.[kaynak belirtilmeli]

İngiliz istilası tamamlandı ve ittifak güçleri İran demir yollarını kullanma hakkını elde ettiler, işte bu dönemde Winston Churchill İran’ı “Zafer Köprüsü” olarak adlandırdı.

İngilizler hala Şah Rıza’dan korkuyorlardı. Onun tekrar onlara karşı girişimde bulunacağını düşünerek gözaltında Bandar Abbas‘tan gemiyle yurtdışına çıkardılar. İran’ın babası ve büyük önderi ülkeyi yanına aldığı bir avuç İran toprağıyla terk etmek zorunda kaldı. İngilizler ilk önce onu Mauritius adasına götürdüler. Rıza Şah alışkın olmadığı tropikal havadan dolayı hastalandı. Uzun uğraşlar sonucu İngilizler onu Güney Afrika‘daki Johannesburg’a götürmeyi kabul ettiler. Rıza Şah 26 Temmuz 1944’te Johannesburg‘da öldü. Ölümü pek çok entelektüel kimselerce İngilizler tarafından tezgâhlanmıştı, ama hiçbir zaman doğrulanmadı. Doktoru onun hazımsızlığı olduğunu söyledi, bilinen kalp problemi yoktu.

Ölümünden sonra Mısır‘da mumyalandı ve Kahire Al Rifa’i Camii’nde saklandı. Yıllar sonra mumyası ülkeye geri geldi ve Ray kentinde hazırlanan mozolesine törenle gömüldü. İran meclisi ölümünden sonra ona “Büyük” (Farsça: بزرگ) lakabını verdi. 1979 İran Devrimi‘nden sonra mozolesi Sadık Halhali tarafından, Ayetullah Humeyni‘nin onayıyla yıkıldı.

Yaptığı reformlar

[değiştir | kaynağı değiştir]

Rıza Şah saltanatına başladığından itibaren İran için büyük önem taşıyan ve modern İran’ın temelini oluşturan reformlar yaptı.

  • Mirza Kuçik Han ve diğerlerinin çıkardığı kargaşayı susturdu ve İran Azerbaycanı ve GilanMazenderan‘da merkezi hükûmetin gücünü oturttu. Kürt isyanlarını bastırdı.
  • Özellikle Kaşan ve Luristan‘da hüküm süren eşkıyaları yok etti.
  • Ordunun birleştirilmesi ve modernizasyonu. Askerlik kanununun geçirilmesi.
  • Huzistan‘da ortaya çıkan hükûmetin bastırılması, bölgenin İran’a tekrar bağlanması.
  • Güney-Kuzey demiryolunun yapılması.
  • Şeriat hakimi yerine yargı sisteminin oluşturulması. Kapitülasyon yasalarının iptali.
  • İran Milli Bankası’nın kurulması ve İngiliz bankalarının İran ekonomisindeki yerlerinin küçültülmesi.
  • Deniz ve Hava kuvvetlerinin kurulması.
  • Yabancı bankalarca yapılan İran paralarının yapımının İran’a alınması.
  • İran Milli Krallık Mücevherleri Müzesi’nin kurulması.
  • Gümrük yasalarının çıkartılması ve gelirlerinin devlet hesabına girilmesi.
  • William Knox D’Arcy ile olan petrol anlaşmasının iptali. Anlaşmanın İran-İngiliz petrol şirketi ile yapılması.
  • Ziraat Bankası’nın tesisi.
  • Şapka ve Kıyafet Yasası’nın çıkartılması.
  • Tütün ve şeker fabrikalarının ülkenin dört bir yanında kurulması.
  • Yolların yapımı, birçok tünel ve önemli köprülerin yapımı.
  • Eğitim sisteminin modernizasyonu.
  • Tahran Üniversitesi‘nin kurulması.
Lütfi Kırdar
Türkiye Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı
Görev süresi
26 Kasım 1957 – 27 Mayıs 1960
Başbakan Adnan Menderes
Yerine geldiği Nafiz Körez
Yerine gelen Nusret Karasu
İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı
Görev süresi
8 Aralık 1938 – 16 Ekim 1949
Yerine geldiği Muhittin Üstündağ
Yerine gelen Fahrettin Kerim Gökay
Türkiye Büyük Millet Meclisi
5.8.10. ve 11. Dönem Milletvekili
Görev süresi
14 Mayıs 1954 – 25 Mayıs 1960
Seçim bölgesi 1954 – İstanbul
1957 – İstanbul
Görev süresi
5 Ağustos 1946 – 24 Mart 1950
Seçim bölgesi 1946 – Manisa
Görev süresi
1 Mart 1935 – 27 Aralık 1938
Seçim bölgesi 1935 – Kütahya
Kişisel bilgiler
Doğum Mehmed Lütfi
15 Mart 1889[1]
KerkükOsmanlı İmparatorluğu
Ölüm 17 Şubat 1961 (71 yaşında)
YassıadaTürkiye
Ölüm nedeni Kalp krizi
Defin yeri Zincirlikuyu Mezarlığıİstanbul
Partisi Cumhuriyet Halk Partisi (1935-1951)
Demokrat Parti (1951-1960)
Çocuk(lar) 2
Bitirdiği okul Tıp Fakültesiİstanbul
Mesleği Hekimsiyasetçi
Ödülleri İstiklâl Madalyası
Askerî hizmeti
Bağlılığı  Osmanlı
 Türkiye
Hizmet yılları 1912-1913, 1914-1923
Rütbesi Asteğmen
Çatışma/savaşları Balkan SavaşlarıI. Dünya SavaşıTürk Kurtuluş Savaşı

Mehmet Lütfi Kirdar[2] (15 Mart 1889,[1] Kerkük – 17 Şubat 1961, Yassıada), Türk hekim, devlet adamı, asker, Manisa ve İstanbul valisi, milletvekili ve sağlık bakanı.

1889 yılında Kerkük‘te doğdu.[1] Abdüssamed Bey ve Ayşe Hanım’ın oğludur.[3] 1925’te Hayrunnisa (1904-1960) Hanım’la evlendi.[3] Erdem (1927) ve Üner’in (1933) babasıdır.[3] İlk ve orta öğrenimini Kerkük‘te, lise öğrenimini Bağdat‘ta tamamlayarak, 1908’de İstanbul’a geldi ve Tıp Fakültesine girdi. Balkan Savaşı çıkınca gönüllü olarak savaşa katılan Kırdar, savaştan sonra Darülfünun Tıp Fakültesinden (1917) mezun oldu. Meslek hayatına Necef Belediyesi Tabibi olarak başlayan Lütfi Kırdar, I. Dünya Savaşı‘nın başlamasıyla orduya katıldı.

Savaştan sonra Aşiretler ve Muhacirler Genel Sağlık Hizmetleri Müdürlüğü yaparak, Erzurum Kongresinin toplandığı günlerde Kızılay Sağlık Heyeti Reisi olarak Atatürk‘ün emrinde Erzurum‘da görev aldı. Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Kızılay Sağlık ve Sıhhi İmdat Ekibi Başkanı olarak görev yaptı. Millî Mücadelenin her safhasına katıldı ve İstiklal Madalyası aldı.[4]

Cumhuriyet dönemindeki hizmetleri

[değiştir | kaynağı değiştir]

Türk Kurtuluş Savaşından sonra 1923’te Viyana ve Münih‘te göz hastalıkları ihtisası yaptı. 1924’te Türkiye‘ye döndü ve İzmir Sıhhat Müdürlüğüne tayin edildi. Kendi isteğiyle 1933’te İzmir Memleket Hastanesi göz kliniğine atandı. 1935’te Kütahya‘dan milletvekili oldu. 1935-1936 CHP Balıkesir İl başkanlığı yaptı.1936’da atandığı Manisa valiliğindeki görevi bittikten sonra Manisa Şehir Meclisi kararıyla fahri hemşehrilik unvanı verilerek ismi Turgutlu‘daki bir caddeye konuldu.[5] 1938’de İstanbul valiliğine ve belediye başkanlığına atandı. Bu son görevi 12 yıl sürdürdü. İstanbul Harbiye’deki Spor ve Sergi SarayıAçıkhava Tiyatrosu, Dolmabahçe’deki İnönü StadyumuTaksim MeydanıTaksim Gezisi ve Atatürk Bulvarı onun döneminde yapıldı. 1940 yılında ise Taksim Kışlası yıktırıldı.

Lütfi Kırdar’ın Zincirlikuyu Mezarlığı‘ndaki kabri.

1949’da İstanbul valiliği ve belediye başkanlığından alındı. Aynı yılın Aralık ayında yapılan ara seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi‘nden Manisa Milletvekili olarak Meclise girdi (1949-1950). 14 Mayıs 1950’deki milletvekili seçiminde kaybetti. 1954 seçimlerinde Demokrat Parti‘den İstanbul bağımsız milletvekili oldu. 1957’de yeniden milletvekili oldu. Son Adnan Menderes hükûmetinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı (1957-1960) olarak görev yaptı. 27 Mayıs Darbesine kadar bu görevde kaldı.

27 Mayıs’ta tutuklandı. Yargılandığı Yassıada‘da 17 Şubat 1961’de geçirdiği bir kalp krizi sonucu öldü. 19 Şubat 1961’deki olaylı bir cenaze töreninden sonra Zincirlikuyu Mezarlığı‘na gömüldü. Erdem Kırdar ve Üner Kırdar isimli iki oğlu vardır.

Adının yaşatıldığı yerler

[değiştir | kaynağı değiştir]

Göksel Arsoy
Doğum 15 Mart 1936 (88 yaşında)
KayseriTürkiye
Milliyet Türk
Meslek Oyuncu
Etkin yıllar 1957-2006
Ödüller Altın Portakal Film Festivali
1999 – Yaşam Boyu Onur Ödülü

Göksel Arsoy (d. 15 Mart 1936, Kayseri), Türk sinema ve tiyatro oyuncusu.

Göksel Arsoy’un annesi, Girit Hanya eşrafından Girit Mutasarrıfı Mollazade Ali Talat Bey’in torunu ve Hırkazade Ahmet’in kızıdır. Babası pilot Remzi Arsoy’dur. Amcası ise Klasik Türk müziğinin önemli bestekârı, söz yazarı ve yorumcusu olan Yesari Asım Arsoy‘dur.

Arsoy, İstanbul Üniversitesi İktisat fakültesinde okurken, yakınlardaki Yeşilköy Havalimanı‘nda çalışmaya başladı. Yapımcı Fuat Rutkay‘ın yönlendirmesiyle 1957 yılında Sırrı Gültekin‘in yönettiği Kara Günlerim adlı ilk filmi ile sinemaya adım attı ve bunu takiben 1958’de Kelepçe ve 1959’da Samanyolu gibi filmlerde rol al adlı. Samanyolu adlı filmiyle Ün yaptı (1959). Bu filmlerin çoğunda aktris Belgin Doruk ile oynadı.

Göksel Arsoy, “Altın Çocuk” takma adıyla bilinmektedir. Bu adı kendisine Halit Refiğ verdi.[1] Özellikle 1960’lı yılların ilk yarısında birçok filmde rol almıştır. Bulunmaz Uşak ve Taş Bebek en sükse yapan filmlerindendir. 1999’da 36. Altın Portakal Film Festivali‘nde “Yaşam Boyu Onur Ödülü”ne layık görülmüştür. Ayrıca kendi adına bir film şirketi kurarak prodüktörlük yaptı.

Arsoy, Sinema Oyuncalar Derneği (SODER), İstanbul Tenis Kulübü (İTK) ve 2002 ile 2008 yılları arasında Türkiye Herkes İçin Spor Federasyonu başkanlığını yürüttü.[2] 2017 yılında Altın Çocuk adlı otobiyografisini yayımladı.

1961 yılında evlendiği Soley Arsoy ile olan evliliğinden Gökhan ve Aşkım adında iki çocuğu vardır. Oğlu Gökhan Arsoy da oyunculuk yapmaktadır. 2024 yılında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görüldü.[3]

Filmografisi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Bu plaklar şunlardır:

  1. 1967: Bir Masal Gibi / Tatlı Hayat – Arya Plak 108
  2. 1971: Titrek Bir Damladır / Dudaklarında Arzu – Atlas Plak 3072
Nebahat Çehre

Nebahat Çehre, 2014
Doğum Hilal Nebahat Çehre
15 Mart 1944 (80 yaşında)
SamsunTürkiye
Milliyet Türk
Meslek Oyuncumankenşarkıcı
Etkin yıllar 1960-günümüz
Evlilik
Yılmaz Güney
(e. 1967; b. 1968)
Yavuz Demir
(e. 1976; b. 1979)
Ödüller Tüm Liste

Hilal Nebahat Çehre[1] (d. 15 Mart 1944, Samsun), Türk oyuncuşarkıcı ve modeldir.[2]

1960 Türkiye Güzeli seçilerek Dünya Güzellik Yarışması’nda Türkiye’yi temsil etti. 1961 yılından itibaren birçok filmde birbirinden çok farklı karakterleri canlandırdı.[3] 1964-1968 yılları arasında 13 filmde Yılmaz Güney ile karşılıklı rol aldı. 1970- 1991 arasında şarkıcılık yaptı. Bestesi Sezen Aksu‘ya ait olan Büklüm Büklüm adlı şarkısı popüler oldu. 2000’lerde televizyon dizilerinde canlandırdığı rollerle yeniden tanındı.

1944 yılında Samsun‘da doğdu. Dört çocuklu bir ailenin tek kızı olan Çehre, anne tarafından Laz, baba tarafından ise Gürcü kökenlidir.[4][5] Küçük yaşta babasını kaybetti, beş yaşındayken ailesi İstanbul‘a göç etti. Eğitimine İstanbul’da Mimarsinan İlkoulu’nda başladı. Fatih’te devam ettiği ortaöğrenimini yarıda bıraktı. Beş yıl Akşam Kız Sanat Okulu’nda öğrenim gördü.[6] Bu okuldan mezun olduktan sonra bir trikotaj fabrikasında sekreterlik yaptı.[6]

1959 yılında Gazeteciler Cemiyeti‘nin düzenlediği Türkiye Güzellik Yarışması‘nda birinci seçilerek 1960 Türkiye Güzeli oldu.[1][7][8] Londra’da gerçekleşen Dünya Güzellik Yarışması’nda Türkiye’yi temsil etti.[9] Bir süre fotomodellik ve mankenlik yaptı.

İlk defa 1961 yılında oyuncu olarak İstanbul Şehir Tiyatroları‘nın Çocuk Bölümünde sahneye çıktı.[6] Aynı yıl, Ümit Utku‘nun yönettiği Yaban Gülüm filmi ile sinema oyunculuğuna başladı. 1962’de Metin Erksan‘ın yönettiği Acı Hayat filminde rol aldı. 1964 yılına Osman Seden’in Affetmeyen KadınMemduh Ün’ün “Dağ Başını Duman Almış“,[10] Nuri Akıncı‘nın Kamalı Zeybek adlı filmlerinde oynadı. Türkiye’de 1965 yılında Güzellik Kraliçesi seçilmeyince, Miami‘de düzenlenen Kainat Güzellik Yarışması’nda Türkiye’yi temsil etmek üzere ABD’ye gönderildi.[11]

İlk defa Kamalı Zeybek’te başrolleri paylaştığı Yılmaz Güney’le 1964-1968 yılları arasında 13 filmde karşılıklı rol aldı.[7] Çift, 30 Ocak 1967 tarihinde evlendi.[12] Pire Nuri’ve Seyyit Han-Toprağın Gelini, birlikte rol aldıkları son filmlerdi. 1968’de boşandılar.

Çehre, 1970’li yıllarda Türk sinemasında başlayan Yeşilçam seks furyası sırasında sinemadan uzaklaştı, iki yıl eğitim aldıktan sonra şarkıcılık yaptı. Sahne yaşamında Zeki Müren‘den destek gördü.[13] Altı yıl nişanlı kaldıktan sonra 1976’da milli basketbolcu Yavuz Demir ile evlendi. Bu evlilik, 1979 yılında boşanma ile sonlandı.[14] Evli olduğu dönemde sahneden uzaklaşan Çehre, dekorasyonla, modayla ilgili işler yaptı.[4] Boşandıktan sonra tekrar sahne hayatına döndü. 1991’e kadar şarkıcılığa devam etti. Bestesi Sezen Aksu‘ya ait olan Büklüm Büklüm adlı şarkısı popüler oldu.[15]

Çehre, yaklaşık 10 yıl aradan sonra; 2000’de, TGRT‘de yayınlanan Melih Gülgen‘in dizisi Derman Bey ile oyunculuğa yeniden başladı. Bu dizide Kadir İnanırCan GürzapFaruk Tınaz gibi isimlerle başrolü paylaştı. Yine Melih Gülgen‘in TGRT‘de yayınlanan başka bir dizisi olan Kardelen (2002)’de Hakan UralSalih GüneyPerihan SavaşSezer Güvenirgil ve Ekrem Bora gibi isimlerle başrolü paylaştı. Bu dizi beş bölüm sürdü. Ekranlara döndükten sonra özellikle, Halit Ziya Uşaklıgil‘in aynı isimli romanından uyarlanan “Aşk-ı Memnu” adlı dizide canlandırdığı Firdevs Yöreoğlu karakteri ile yeni nesillerce de tanındı.

Neredeyse yaptığı hiçbir işte kendi sesini kullanmayan Nebahat Çehre’yi; Yeşilçam döneminde genellikle Jeyan Mahfi Tözüm, televizyonlara geri döndüğü dönem ise çoğunlukla Gülen Karaman seslendirmiştir.

42. Altın Portakal Film Festivali Yaşam Boyu Onur Ödülü (2005),[16] 11. Uluslararası Eskişehir Film Festivali Onur Ödülü (2009)[17] ve 18. Altın Koza Film Festivali Yaşam Boyu Onur Ödülü (2011),[18] Sinema Yazarları Derneği (SiYAD) Ödülleri 2014 yılı Onur Ödülü,[19] 34. İstanbul Film Festivali Onur Ödülü (2015)[20] ile ödüllendirildi.

Filmografisi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Cemal Gencer
Doğum 15 Mart 1952
BingölTürkiye
Ölüm 17 Haziran 2005 (53 yaşında)
İstanbulTürkiye
Ölüm sebebi Gırtlak kanseri
Defin yeri Topkapı Mezarlığıİstanbul
Milliyet Türk
Meslek Oyuncu
Etkin yıllar 1976-2005

Cemal Gencer (15 Mart 1952, Bingöl – 17 Haziran 2005, İstanbul), Türk sinema ve dizi oyuncusudur.

Cemal Gencer (1952 - 2005)

Hayatı

15 Mart 1952 tarihinde Bingöl’de doğdu. İlk ve orta öğretimini tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü’nde eğitimine devam etti. Üniversite yıllarında mankenlik de yapan sanatçı, Kelebek gazetesinin açtığı yarışmada “Sinema ve Fotoroman Kralı” seçildi. Birçok sinema filminde yardımcı rollerde oynayan Cemal Gencer, birkaç filmde başrol oyuncusu olarak yer aldı.

2004 yılında gırtlak kanserine yakalandı[4] ve 17 Haziran 2005’te bu hastalık nedeniyle 53 yaşında öldü. Cenazesi Kozlu Mezarlığı‘na defnedildi.

Filmografisi

Filmler

  • 1976: Mağlup Edilemeyenler
  • 1977: Sensiz Yaşayamam
  • 1977: Çırılçıplak
  • 1977: Liseli Kızlar
  • 1978: Güneşten de Sıcak
  • 1980: Bizim Köyün Zeynebi
  • 1984: Birkaç Güzel Gün İçin
  • 1984: Kartal Bey
  • 1985: Boynu Bükükler
  • 1986: Aile Namusu
  • 1986: İlahi Adalet
  • 1986: Piyangocu Kız
  • 1987: Şehirde İki Kadın
  • 1987: Pusu
  • 1987: Yazgı
  • 1987: Annem
  • 1987: Annem Bırakmam Seni
  • 1988: Stres
  • 1988: Yaşamak
  • 1988: Tek Başına
  • 1988: Hatıram Olsun
  • 1988: Mahkûm
  • 1989: Bekleyiş
  • 1989: Sahibini Arayan Madalya
  • 1989: Sahipsizler
  • 1989: İlk Aşk
  • 1991: Siyabend İle Heco
  • 1992: Çıldırtan Özlem
  • 1992: Aliye
  • 1992: Aşkın Sonsuz Dansı
  • 1992: Bizim Eller
  • 1993: Şoför
  • 1993: Kardeşim
  • 1993: Aşk ve Aşk
  • 1993: İnsanca Sevmek
  • 1993: Semer
  • 1993: Kırmızı Gül
  • 1993: Hayat Kavgası
  • 1993: Öldüren Miras
  • 1993: Kıvılcım
  • 1993: Kızılırmak Karakoyun
  • 1993: Dur Gitme
  • 1994: Ayrılık Şarkısı
  • 1994: Öfkeli Genç
  • 1994: Kara Gün
  • 1994: Dağ
  • 1994: Kanayan Yara: Bosna
  • 1994: Gitme Kal
  • 1994 Büyük Bedel
  • 1995: Şüphenin Bedeli
  • 1995: Yahya Kaptan
  • 1995: Bir Rüya Gibi
  • 1995: Sensizliğe İsyan
  • 1995: Issızlığın Ortasında
  • 1996: Rüyada Buluşuruz
  • 1997: Akşamcı
  • 1997: Aşk Çıkmazı
  • 1997: Bensiz Beni Yargıladın
  • 1998: İçim Yanıyor
  • 1998: Karbeyaz
  • 1998: Merhaba Hüzün
  • 1998: Bir Gönül Yangını
  • 1998: Küçük Deniz Balıkları
  • 1999: Artık Dün Yok
  • 1999: Gölgeler Silinirken
  • 1999: Yaşanmamış Bir Ömür
  • 1999: Bir Tutam Yaşam
  • 1999: Umut Tüneli
  • 1999: Ümidin İnce Yolu
  • 1999: Veliler Serdari Hasan-i Basri
  • 2001: Buruk Sevinçler Sokağı
  • 2001: Kardakiler
  • 2002: Elvanım
  • 2002: Sevdamsın Benim
  • 2003: Yıllardan Sonra
  • 2003: Arzuhalci
    Bulut Aras | TikTok        Nostalji Günler - Yeşilçam'ın yakışıklı oyuncusu Bulut Aras 70 yaşında  Bulut Aras, gerçek adıyla Uğur Fidan, Türk sinema oyuncusu. Doğum: 15 Mart  1953 (70 yıl yaşında), Denizli | Facebook             Sultan filminin Kemal'i Bulut Aras yıllar sonra ilk kez görüntülendi…  #bulutaras #sultanfilm
Bulut Aras
Doğum Uğur Fidan
15 Mart 1953 (71 yaşında)
Yukarışamlı, PamukkaleDenizliTürkiye
Milliyet Türk
Meslek Oyuncu
Etkin yıllar 1976-2012

Bulut Aras, gerçek adıyla Uğur Fidan, (d. 15 Mart 1953, Denizli), Türk sinema oyuncusu.[1]

15 Mart 1953’te Denizli‘nin Yukarışamlı köyünde 10 çocuklu bir ailede doğdu. Çocuk yaşlarda pamuk tarlalarında ırgatlık yaptı. Denizli Ticaret Lisesi’ni bitirdikten sonra, Marmara Üniversitesi Ticari İlimler Akademisi’nden mezun oldu. 1976’da Tercüman gazetesinin düzenlemiş olduğu; Sinema, Fotoroman, TV Yarışması birincisi seçildi. Bu yarışmada jüri üyeleri arasında Hakan BalamirAyhan Işık ve Türkan Şoray gibi isimler vardı. 1976’da “Hain” filmi ile sinema oyunculuğuna başladı. Aras, daha sonra Ertem Eğilmez‘in talimatı üzerine Arzu Film‘e çağrılır. Yaklaşık olarak 50 filmde rol aldı. Deli Yürek dizisinde “Kara Hamit” rolü ile tanındı. Aras, aynı zamanda Kurucu Üyesi olduğu, Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği‘nin (ÇASOD) bir üyesidir.

Günümüzde BalıkesirAkçay‘da ikamet etmektedir.

Filmografisi

[değiştir | kaynağı değiştir]

  • 1977: Hain
  • 1977: Lanet / İlenç
  • 1978: Denizin Kanı
  • 1978: Minik Serçe
  • 1978: Sultan
  • 1978: Tatlı Nigâr
  • 1979: Derya Gülü
  • 1979: Mücevher Hırsızları
  • 1980: Ceren
  • 1981: İnsanlık Uğruna
  • 1981: Toprağın Teri
  • 1982: Beni Unutma
  • 1982: Kırmızı Kelebek
  • 1982: Yakılacak Kadın
  • 1983: Bir Zamanlar Kardeştiler
  • 1983: Kahreden Kurşun
  • 1984: Beş Kafadar
  • 1984: Nefret
  • 1984: Öç
  • 1985: Eroin Hattı
  • 1985: O Kadınlardan Biri
  • 1985: Sessiz Ölüm
  • 1985: Yavru Kuş
  • 1986: Ayrılık Ateşi
  • 1986: Bir Bayram Sabahı
  • 1986: Çıkmaz Sokak
  • 1986: Evlat
  • 1986: Güneşteki Leke
  • 1986: Kabadayı
  • 1986: Kader Kurbanları
  • 1986: Kara Gözlüm
  • 1986: Korkunun Bedeli
  • 1986: Kuşatma
  • 1986: Süreyya
  • 1987: 77. Dosya
  • 1987: Bitmeyen Kavga
  • 1987: Görüş Günü
  • 1987: Oyunun Kuralı
  • 1988: Bir Irmağa Yolculuk
  • 1989: Sahibini Arayan Madalya
  • 1989: Süleyman Çelebi ve Mevlid
  • 1990: Hanımın Çiftliği
  • 1992: Sürgün
  • 1993: Ahmet Bedevi Hz. / Can Perdesi
  • 1993: Beşinci Boyut
  • 1993: Hasat / Hacı Bayram-ı Veli Hz.
  • 1993: Hüdayi Yolu / Aziz Mahmud Hüdai Hz.
  • 1993: İnce Düş
  • 1993: Veysel Karani Hz. / Sonsuzluğun İki Yakası
  • 1995: Ortaklar
  • 1997: Yıldırım Han ve Emir Sultan
  • 1998: Affet Bizi Hocam
  • 1998: Aynalı Tahir
  • 1999: Deli Yürek
  • 1999: Güneşe Doğru
  • 2000: Kiralık Kadın
  • 2001: Aşkına Eşkıya
  • 2001: Benim İçin Ağlama
  • 2002: Berivan
  • 2002: Papatya ile Karabiber
  • 2003: Gelin
  • 2003: Şıh Senem
  • 2004: Mürüvvetsiz Mürüvvet
  • 2005: Cumbadan Rumbaya
  • 2005: Tercih
  • 2006: Cemile
  • 2007-2008: Vazgeç Gönlüm
  • 2008: Büyük Şeytan Üçgeni
  • 2011: Hop Dedik: Deli Dumrul
  • 2011: Sen de Gitme

 

wikipedia.org

Ayrıca Kontrol Edin

16 Martta ölenler

Ölümler 37 – Tiberius, Roma İmparatoru (d. MÖ 42) Tiberius Augustus İmparator Tiberius büstü 2. Roma imparatoru Hüküm süresi 17 …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Seç ve dinle