10 Şubat tarihinde ölenler

Ölümler

  • 1162 – III. Baudouin, Kudüs Kralı (d. 1130)
III. Baudouin

III. Baudouin taç giyme töreni, yanında annesi Kraliçe Melisende
Kudüs kralı
Hüküm süresi 1143-1163
Önce gelen Melisende
Sonra gelen I. Amalrik
Doğum 1130
Ölüm 10 Şubat 1163
Beyrut, Lübnan
Defin Kutsal Kabir Kilisesi, Kudüs
Eş(ler)i Theodora Komnini
Hanedan Gâtinais-Anjou Hanedanı
Babası V. Foulques
Annesi Melisende

III. Baudouin (1130 – 10 Şubat 1163) 1143 ve 1162 yılları arasında Kudüs merkezli Kudüs kralı idi. Melisende ve V. Foulques’ın en büyük oğulları ve II. Baudouin’in torunuydu.

Theodora ile evliliği

III. Baudouin Kudüs Krallığının kontrolünü naip olan annesi Melisende’den 1153 yılında aldığı zaman bekardı. Fakat yaklaşık 1157 yılında en zengin ve güçlü komşusu Bizans İmparatorluğu’ndan bir eş aramaya başladı. Bizans ile müttefik olmanın en büyük düşmanı Suriye Kralı Nureddin Mahmud Zengi’ye karşı askeri yardım ve ihtiyaç duyduğu parayı sağlayacağını umut ediyordu.

Nasıra Piskoposu II. Umfredo Toronlu, Attard, Joselin Piscellus ve William de Barris, evlilik görüşmeleri için Konstantinopolis’e gönderildi. Elçiler neredeyse bir yıl kaldılar ama sonuçta İmparator I. Manuil’in yeğeni Theodora’nın Baudouin’in karısı olmasına karar verildi. O zaman 12 ya da 13 yaşındaydı ama güzelliği ile tanınıyordu. Drahoma’sı 100,000 Bizans altınıydı. Bu drahomanın yanında, Surlu Vilyam’a göre, parlak düğün elbiseleri 14,000 Bizans altını ediyordu. Baldwin ise çeyiz olarak eğer çocuksuz ölürse Akka’ya sahip olma hakkı verdi.

Elçiler, Kudüs’e Eylül 1158 tarihinde Theodora ile geri döndüler. Henüz Kudüs Latin Patrikliği kutsanmadığı için, evliliği Antakya Latin Patriği kıydı. Baldwin, daha önce uçarı bilinen hayatını terk ederek, sadık bir koca oldu. Evlilik, kısa ve çocuksuz bitti. Baudouin, birkaç yıl sonra 1162 yılında, Theodora’yı 17 yaşında dul bırakarak öldü. Theodora, söz verildiği gibi Akka’yı aldı.

  • 1242 – Shijō, Japon İmparatoru (d. 1231)
İmparator Shijō
Japonya İmparatoru
Hüküm süresi 1232-1242
Önce gelen Go-Horikawa
Sonra gelen Go-Saga
Doğum 17 Mart 1231
Ölüm 10 Şubat 1242

Shijō (Japonca: 四条天皇 Shijō-tennō; 17 Mart 1231 – 10 Şubat 1242), Japonya’nın geleneksel veraset düzenine göre 87. imparatorudur.[1] Saltanatı 1232’den 1242 yılında ölümüne kadar sürmüştür.

  • 1306 – John Comyn, İskoç baronu (d. 1274)
John Comyn
Doğum y. 1274
Ölüm 10 Şubat 1306
Greyfriars, Dumfries, İskoçya
Ölüm sebebi Bıçaklanma
Etkin yıllar 1296–1306
Evlilik Joan de Valence
Çocuk(lar) John Comyn
Elizabeth
Joan
Ebeveyn(ler) John Comyn
Eleanor Balliol
Akraba(lar) John Balliol (dayı)
Comyn’in Robert Bruce tarafından öldürülmesi

John Comyn, İskoç Bağımsızlık Savaşı’nda önemli bir rol oynayan önde gelen bir İskoç asilzadeydi.

Dayısı Kral John Balliol’un 1296’da zorla tahttan çekilmesinden sonra İskoçya Muhafızı olarak görev yaptı ve İskoçya’nın İngiliz saldırılarına karşı savunulmasını idare etti. Comyn, en çok Dumfries’teki Greyfriars kilisesinde sunağın önünde Robert Bruce tarafından bıçaklanarak öldürülmesiyle bilinir.

Kara Comyn olarak bilinen babası John Comyn, Kral III. Donald’tan geldiğini iddia ederek İskoçya tacı için talepte bulunanlardan biriydi. Annesi, İskoçya Kralı John’un kız kardeşi Eleanor Balliol’du. İngiltere’nin kraliyet eviyle bağlantıları vardı: 1290’ların başında Kral I. Edward’ın kuzeni Joan de Valence ile evlendi.

  • 1632 – Hafız Ahmed Paşa, Osmanlı devlet adamı (d. 1569)
Müezzinzade Hafız Ahmed Paşa
Osmanlı Sadrazamı
Görev süresi
25 Ekim 1631 – 10 Şubat 1632
Hükümdar IV. Murad
Yerine geldiği Hüsrev Paşa
Yerine gelen Topal Recep Paşa
Görev süresi
28 Ocak 1625 – 1 Aralık 1626
Hükümdar IV. Murad
Yerine geldiği Çerkes Mehmed Ali Paşa
Yerine gelen Kayserili Halil Paşa
Kişisel bilgiler
Doğum 1564
Ölüm 10 Şubat 1632
İstanbul
Defin yeri Karacaahmet Mezarlığı, İstanbul

Müezzinzade Hafız Ahmed Paşa (d. 1564 – ö. 1632, İstanbul) IV. Murad saltanatının devlet idaresinin annesi Valide Kösem Sultan’ın elinde olduğu ilk dönemlerinde, 28 Ocak 1625- 1 Aralık 1626 ve 25 Ekim 1631-10 Şubat 1632 tarihleri arasında iki kez toplam iki yıl bir ay yirmi gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

İkinci sadaretinde ayaklanan kapıkulu askerleri tarafından padişahın gözleri önünde linç edilmiş olması IV. Murat’ı derinden etkilemiş, sonradan asayişi kurmak için başvuracağı çok sert önlemlerde belirleyici olmuştur.

Hayatı

Türk asıllı olup Filibeli bir müezzinin oğludur. Enderun’da eğitim aldı. Hasodada bulunduktan sonra I. Ahmed döneminde muhasip oldu. Sonra “Doğancıbaşı” görevi verildi. Saraydan 1608 başlarında Cafer Paşa’nın yerine kaptan-ı derya olarak atanarak çıktı. Fakat Kuyucu Murat Paşa 1608’de Anadolu’da Celalilere karşı seferden döndüğü zaman bu görevden çıkartılarak yerine sadrazamın koruduğu Kayserili Halil Paşa kaptan-ı derya oldu. Bundan sonra Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa, Şam Beylerbeyi görevine atandı ve burada 7 yıl valilik yaptı. Daha sonra Van, Erzurum, Bağdat, Anadolu Beylerbeyliklerinde bulundu.

1622’de II. Osman’ın katlinden hemen önce Diyarbakır beylerbeyi görevi verilmişti. O tarihte Diyarbakır defterdarı olan İbrahim Peçevi yazdığı tarihte, Hafız Ahmet Paşa’nın II. Osman’ın katillerine karşı harekette bulunmak hedefiyle (sonradan bu katliamının intikamını almak için isyan eden) Erzurum valisi Abaza Mehmet Paşa ile mektuplaştığını ve aynı fikirde olan diğer Anadolu tarafı valileriyle müteffikan birleşip bu intikamı sağlamak için komploya girdiği bildirmiştir.

Celali isyancısı olarak kabul edilen Abaza Mehmet Paşa’ya karşı ve İran’a karşı serdar-ı ekrem olarak sefere çıkmış olan Sadrazam Çerkes Mehmet Paşa Ocak 1625’te Tokat’ta kışlakta iken birden öldü. Yerine Sadrazam ve İran Seferi için serdar-ı ekrem olarak Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa getirildi.

Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa aldığı emir üzerinde Bağdat’ta isyan etmiş olan ve şehrin hakimi olan “Bekir Subaşı” üzerine yürüdü. Bekir Subaşı’nın fazla direnmeyeceğini kabul edip kurmaylarının tavsiyelerini uyup daha güçlü bir ordu kurmaya çalışmadı. Fakat bunda yanılmıştı. Bağdat’ı geri alamadan 9 ay kuşattı. Bu kuşatma sırasında Bekir Subaşı’nın İran Safevileri ile müzakerelere geçip şehri onlara bırakma istediği öğrenildi. Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa Bekir Subaşı’ya Osmanlı devleti Bağdad Valisi olmasını teklif etti. Ama Safevi İran kuvvetleri şehir önüne gelince Bekir Subaşı şehir onlara bıraktı. Zaten yıl çok geciktiği için de Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa Bağdad kuşatmasını kaldırmak zorunda kaldı.

Aralık 1626’da bu başarısızlık dolayısıyla Sadrazamlıktan ve İran serdar-ı ekremliğinden azil edildi ve yerine Kayserili Halil Paşa getirildi. Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa İstanbul’a döndü ama ikinci vezir olarak Kubbealtı vezirlik görevine devam etti. Bu dönemde eski nikahlısı Nasuh Paşa olan I. Ahmed’in kızı ve Sultan IV. Murat’ın kızkardeşi olan Ayşe Sultan ile nikahlandı ve saraya damad oldu.

Sadrazam ve İran serdar-ı ekremi olan Gazi Ekrem Hüsrev Paşa da 1629’da Bağdat’ı kuşatmaya aldı ama kuşatma da başarısız oldu. Ordusu ile Hüsrev Paşa Mardin’e çekildi. Hüsrev Paşa 1630 yılı ve 1631 yılının büyük bir kısmında Bağdad üzerine gitmekten kaçındı ve Hüsrev Paşa’nın halka yaptığı zalimlik şikayetleri İstanbul’a yetişti. Bu İstanbul’daki Sultan IV. Murat ve merkezi devlet tarafından uygun görülmedi ve Eylül 1631’de Hüsrev Paşa sadrazamlıktan azledildi ve yerine ikinci defa Müezzinzade Hafız Ahmed Paşa sadrazam oldu.

Doğuda orduda bulunan kapıkulu ocak askerlerinin kış gelmeden ile biran evvel İstanbul’a dönmeleri için Divan’da karar alındı. Tokat’a geçen Hüsrev Paşa İstanbul’a geri dönecek kapıkulu güçlerini İstanbul’a dönünce kendi lehinde ayaklanma çıkartmaya teşvik etmekteydi. İstanbul’a geri dönen askerler ise doğuda sanki bir zafer kazanmışlarca hareket edip ve taşkınlıklar yapmaktaydılar. Sadrazam olmaya çok hırslı olan Topal Recep Paşa da faaliyete geçip özellikle Boşnak ve Arnavut asıllı asker zorbalarını şehirde karışıklık çıkartmaya teşvik etmekteydi.

7 Şubat 1632’de ilk asker ayaklanması başladı. Atmeydanı’nda toplanan sipahi ve diğer kapıkulu askerleri Hüsrev Paşa’nın azledilmesi aleyhinde de olarak isyan ettiler. Topkapı Sarayı üzerine binlerce asker, ulema ve şehirli insan yürüdü. Sadrazam Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa, Şeyhülislam Yahya Efendi ve yeniçeri ağası Hasan Halife’nin adları başta olmak üzere 17 tane devlet ricali ismi bulunan bir liste hazırlanmıştı ve bu listedekilerin görevlerinden azledilerek idam edilmeleri istenmekteydi. Bu ayaklanma eylemi 3 gün sürdü. Çarşılar kapandı ve halk evlerine kapandı. Ayaklanmacılar çok şiddetli kış havası altında Sultanahmet Camii’nde kalmaktaydılar.

Asiler isyanın üçüncü günü 10 Şubat’ta Topkapı’nın dış kapısını geçip Orta Kapı’ya geldiler ve orada gösterilerine devam ettiler. Vezir Bayram Paşa Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa’yı bir mektupla olaylardan bahsederek Saray’a gelmemesini bildirdi. Fakat Sadrazam yanında korumaları ile birlikte atla Saray’a geldi. Önce iki tarafa açılarak ona yol veren asiler sonra ona taşlar atarak atından düşürdüler. Korumaları zorla onu Orta Kapı’dan içeri sokabildiler. Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa mühr-ü humayunu eniştesi Sultan IV. Murad’a teslim etti. Kıyafet değiştirerek Yalı Köşkü’ne inip oradan Üsküdar’a geçti.

Ayaklanmacılar Orta Kapı’yı açtırıp meydana girdiler ve sultanı ayak divanına çağırdılar. Silahlı saray mensupları refakatinde IV. Murat Babussaade önünde bir tahta oturarak isyancıların hezeyanlarını dinledi. Sultan bunlara uzun uzun bu hâllerinin din ve devlete münâsib olmadığını anlattı. İsyancılar listelerini verdikten sonra

Cümle askerin cevâbı; pâdişâhım, devletine fenalık edenleri elbette verirsiz, pareleriz, yoksa iş gayri olur

diyerek edepsizce laflar ettiler. Sonra güruh ona karşı bir hamle yapınca, Sultan silahlı saray mensubları tarafından saraya geri çekildi.

Ayaklanmacılar gürültülü gösterilerine devam ettiler. Sarayda bulunan Topal Recep Paşa istifa etmiş sadrazam Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa’nın hemen saraya geri getirilmesini ve sonra IV. Murat’ın ikinci defa ayak divanına çıkmasını tavsiye etti. İkinci defa ayak divanına çıkan IV. Murad’ın öğütlerinin asiler güruhu tarafından dinlenilmediği ve kalabalığın yatıştırılmasının imkansızlığı aşikar olmuştu. Bu sırada abdest alıp Bâbüssâde önüne gelen Müezzinzade Hafız Ahmed Paşa, bunların padişah sözünü dinlemediklerini görünce;

“Pâdişâhım! Hezâr (bin) Hâfız gibi kulun yoluna fedadır. Ancak ricâm budur ki, beni sen katletmeyip bu zâlimler haksız yere kanımı döküp beni şehit etsinler ve lütfedip cesedimi Üsküdar’da defnettiresin ve yetimlerime lütf ve inayetini ricâ ederim.”

diye yer öptükten sonra asi güruhunun içerisine daldı. Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa, meydana girince yer yer ayaklanmacılar önüne çıkıp hücum ettiler ve ellerinde hançer ve kılıçlarla hep birden Hafız Paşa’nın üzerine çullandılar. Başına, göğsüne ve vücudunun her bir yerine hançerlerle vurdular. Sultan’ın gözü önünde on yedi yara ile kana bulayıp şehid ettiler.

Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa’nın soğukkanlı hareketini ve asilerin arasına atıldığını ve fecî surette şehîd edildiğini gören Sultan Murat ağlayarak içeri gitti. Asileri yatıştırması için Topal Recep Paşa’yı sadrazam tayin etti.

Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa’yı vasiyeti üzerine Üsküdar’da Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi.

Eserleri

“Hülasat-ül” adlı eserde bulunan bir biyografisine göre ilim ve fazilet sahibi olup Arap ve Fars edebiyatını iyi bildiği bildirilmektedir. Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa, hem hafız, hem sesi güzel bir hanande ve aynı zamanda bir şair ve edipti. Ancak toplu olarak şiirleri elimizde bulunmamaktadır. Sonradan basılmış olan “Rıza Tezkiresi”nde şair olarak belirtilmekle beraber eser örnekleri bulunmamaktadır. Elimize geçen şiirleri bazı tarihçilerin olaylardan bahsederlerken yazdığı birkaç beyitten ibarettir. Örneğin Bağdat Seferi’ne giderken yazmış olduğu gelsün matlahlı bir şiirinden bir beyit şudur:

Bizimle Kerbelâ vâdişine hem-derd olan gelsün
Sinansun arsa-i ferzânelerde merd olan gelsün

Müezzinzade Hafız Ahmed Paşa ayrıca Bağdat kuşatması sırasında söylediği ve IV. Murat’ın da cevap verdiği bir beyiti ile çok meşhurdur.

Aldı etrafı adû (düşman) imdada asker yok mudur?
Din yolunda baş verir bir merd-u server yok mudur?

Sultan IV. Murât buna;

Hafızâ Bağdâd’a imdâd etmeye er yok mudur?
Bizden istimdâd edersin sende asker yok mudur?

beyti ile başlayan manzûm bir cevap yazmıştır.

Topkapı Sarayı’ndaki I. Ahmet kütüphanesinin yemek odasındaki çeşme üzerinde bulunan kitabeleri Müezzinzade Hafız Ahmet Paşa yazmıştır.

  • 1755 – Montesquieu, Fransız yazar (d. 1689)
  • 1829 – XII. Leo, Katolik Kilisesi’nin 252. Papası (d. 1760)
Papa
XII. Leo
Roma Piskoposu
XII. Leo, 1828
Kilise Katolik Kilisesi
Papalık başlangıcı 28 Eylül 1823
Papalık bitişi 10 Şubat 1829
Önce gelen VII. Pius
Sonra gelen VIII. Pius
Papazlığa atanma 4 Haziran 1783
Marcantonio Colonna
Takdis 24 Şubat 1794
Henry Benedict Stuart, Duke of York tarafından
Kardinal yapan 8 Mart 1816
VII. Pius tarafından
Doğum adı Annibale Francesco Clemente Melchiorre Girolamo Nicola della Genga
Doğum 2 Ağustos 1760
Genga, Papalık Devleti
Ölüm 10 Şubat 1829 (68 yaşında)
Roma, Papalık Devleti
Önceki görev
  • Titular Archbishop of Tyrus (1794–1816)
  • Apostolic Nuncio to Germany (1794–1804)
  • Senigallia Başpiskoposu (1816)
  • Cardinal-Priest of Santa Maria in Trastevere (1816–1823)
  • Prefect of the Roman Curia (1820–1823)
  • Prefect of the Congregation of Ecclesiastical Immunity (1820–1823)
  • Archpriest of the Basilica di Santa Maria Maggiore (1821–1823)
  • Vicar-General of Rome (1821–1823)
İmza {{{signature_alt}}}
Arma {{{coat_of_arms_alt}}}
Adı Leo olan diğer papalar

Papa XII. Leo, asıl adı Annibale Sermattei della Genga (d. 22 Ağustos 1760, Spoleto yakınları, Papalık Devleti – ö. 10 Şubat 1829, Roma), 1823-1829 arasında papa.

  • 1836 – Marie-Anne Paulze Lavoisier, Fransız kimyager ve asilzade (d. 1758)
  • 1837 – Aleksandr Puşkin, Rus şair ve yazar (d. 1799)
  • 1843 – Richard Carlile, İngiliz gazeteci (d. 1790)
  • 1852 – Rainiharo, Madagaskarlı siyasetçi (d. ?)
  • 1857 – David Thompson, Britanyalı-Kanadalı kürk tüccarı, kadastrocu ve harita yapımcısı (d. 1770)
  • 1868 – David Brewster, İskoç bilim insanı, mucit ve yazar (d. 1781)
  • 1871 – Étienne Constantin de Gerlache, Hollanda Birleşik Krallığı’nda avukat ve politikacı (d. 1785)
  • 1874 – Eudoxiu Hurmuzache, Rumen tarihçi, politikacı ve yazar (d. 1812)
  • 1879 – Honoré Daumier, Fransız ressam, heykeltıraş ve karikatürist (19. yüzyıl Fransız siyasetini alaya aldığı karikatürleriyle tanınan) (d. 1808)
  • 1879 – Paul Gervais, Fransız paleontolog ve entomolog (d. 1816)
Paul Gervais

Paul Gervais
Doğum 26 Eylül 1816
Paris
Ölüm 10 Şubat 1879
Milliyet Fransız
Kariyeri
Dalı Paleontoloji
Entomoloji
Çalıştığı kurumlar Sorbonne
Muséum national d’Histoire naturelle

Paul Gervais (tam adıyla François Louis Paul Gervaise) (26 Eylül 1816 – 10 Şubat 1879), Fransız paleontolog ve entomolog.

Paris’te doğan Gervais burada fen ve tıp alanında doktor unvanı almış, Muséum national d’Histoire naturelle’nin karşılaştırmalı anatomi laboratuvarında asistan paleontolog olarak çalışmaya başlamıştır. 1841 yılında Montpellier Bilimler Fakültesi’nde zooloji ve karşılaştırmalı anatomi kürsülerini yönetmeye başlayan Gervais 1856’da bu fakültenin dekanlığına atanmıştır. 1848-1852 yılları arasında Zoologie et paléontologie françaises adlı bir çalışmaya imza atan bilim insanı, Georges Cuvier ve Henri Marie Ducrotay de Blainville’in paleontoloji konusundaki çalışmalarına katkıda bulunmuştur. 1865’te Paris Üniversitesi’nin Louis Pierre Gratiolet’den boşalan zooloji profesörlüğü kadrosuna atanan Gervais 1868’de buradan ayrılarak Paris Doğa Tarihi Müzesi’nde karşılaştırmalı anatomi bölümü yöneticiliğini üstlenmiştir.

Çalışmaları

  • Histoire naturelle des insectes (Charles Athanase Walckenaer’le birlikte, 4 cilt, 1836-1847)
  • Zoologie et paléontologie françaises (1848-1852)
  • Histoire naturelle des Mammifères (1853)
  • Zoologie médicale (1859) (Pierre-Joseph van Beneden’le birlikte)
  • Recherches sur l’ancienneté de l’homme et la période quaternaire (1867)
  • Zoologie et Paléontologie générales (1867)
  • Ostéographie des cétacés vivants et fossiles (1869) (Pierre-Joseph van Beneden’le birlikte)
  • 1891 – Sofya Kovalevskaya, Rus matematikçi (d. 1850)
  • 1912 – Joseph Lister, İngiliz doktor (d. 1827)
  • 1917 – John William Waterhouse, İngiliz ressam (d. 1894)
  • 1918 – Ernesto Teodoro Moneta, İtalyan gazeteci, milliyetçi, devrimci asker ve pasifist (d. 1833)
  • 1918 – II. Abdülhamid, Osmanlı’nın 34. padişahı (d. 1842)
II. Abdülhamid
İslâm Halifesi
Emîrü’l-mü’minîn
İki Kutsal Caminin Hizmetkârı
Han

Şehzade iken, amcası Sultan Abdülaziz’in Büyük Britanya ziyareti kapsamında Balmoral Kalesi’nde, Temmuz 1867
34. Osmanlı Padişahı
Hüküm süresi 31 Ağustos 1876 – 27 Nisan 1909
(32 yıl, 7 ay ve 27 gün)
Taç giymesi 7 Eylül 1876
Önce gelen V. Murad
Sonra gelen V. Mehmed
Sadrazamlar

Liste
113. İslâm Halifesi
Hüküm süresi 31 Ağustos 1876 – 27 Nisan 1909
Önce gelen V. Murad
Sonra gelen V. Mehmed
Doğum 21 Eylül 1842
Topkapı Sarayı, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm 10 Şubat 1918 (75 yaşında)
Beylerbeyi Sarayı, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Defin 1918
II. Mahmud Türbesi, Fatih, İstanbul, Türkiye
Eş(ler)i

Liste
Çocuk(lar)ı

Liste
Tam adı
Abdülhamid bin Abdülmecid
Hanedan Osmanlı Hanedanı
Babası Abdülmecid
Annesi Tirimüjgan Kadınefendi
Dini İslam
İmza

II. Abdülhamid (Osmanlıca: عبد الحميد ثانیromanize: Abdü’l-Ḥamīd-i sânî; 21 Eylül 1842 – 10 Şubat 1918), Osmanlı İmparatorluğu’nun 34. padişahı, 113. İslam halifesi ve çöküş sürecindeki devlette mutlak hâkimiyet sağlayan son padişahtır. Tahtta kaldığı “Hamidiye Dönemi” diye bilinen yıllarda imparatorluk, dağılma dönemini yaşadı; başta kısa süreli ilan ettiği I. Meşrutiyet ve Kânûn-ı Esâsî ile gelen bir özgürlük dönemine, Balkanlar olmak üzere çeşitli bölgelerde çıkan isyanlara ve Rus İmparatorluğu’na karşı kaybedilen 93 Harbi’ne, kapatılan parlamentoya, pek çok siyasi olaya, “İstibdat Dönemi” de denen ve basın da dâhil çeşitli alanlardaki baskı ve sansür dönemine, sonrasında yine kendinin ilan etmek zorunda kaldığı II. Meşrutiyet’e, 31 Mart Ayaklanması’na ve kendinin dağılmayı engelleme başarısına ulaşamayan eğitim, ulaşım ve askeri alandaki reform girişimlerine tanıklık etti. Devrinde, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1.592.806 km² toprak ile en çok toprak kaybeden padişahlarından biri oldu. 31 Ağustos 1876’da tahta çıktı ve 31 Mart Vakası’ndan kısa bir süre sonra, 27 Nisan 1909’da, tahttan indirilene kadar ülkeyi yönetti. Meşrutiyet yanlısı Yeni Osmanlılar ile yaptığı anlaşma ve diğer yandan Tersane Konferansı’nda toplanacak büyük güçlerden gelecek baskıları engelleme amaçlı Tersane Konferansı’nın başlamasıyla aynı gün 23 Aralık 1876’da ilk Osmanlı anayasasını ilan etti ve böylece ülkenin demokratikleşme sürecini destekleyeceğini belirtmiş oldu. 93 Harbi’nde yenilen Osmanlı’nın sultanı II. Abdülhamid, meclisin yanlış kararlar aldığını iddia ederek 14 Şubat 1878’de bu harbin sonuna doğru meclisi feshetti.

Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşmesine yönelik çabalar II. Abdülhamid tarafından devam ettirildi. Bürokraside yapılan reformların yanı sıra Bağdat Demiryolu ve Hicaz Demiryolu’nun inşası gibi projeler bu dönemde yapıldı. Bu demiryolları ve telgraf sistemleri Alman firmalar tarafından geliştirildi. Bu dönemin reformlarında eğitime geniş yer ayrıldı: hukuk, sanat, ticaret, inşaat mühendisliği, veteriner, gümrük, tarım ve dil okulları dahil olmak üzere birçok mesleki okul kuruldu. İmparatorluk genelinde ilk, orta ve askerî okullardan oluşan eğitim ağını genişletti. Osmanlı İmparatorluğu’nun bu dönemlerdeki batık ekonomisi Abdülhamid’in saltanatının ilk yıllarında Düyûn-ı Umûmiye’nin ve Reji İdaresi’nin kurulmasına yol açtı. Öte yandan iktidarında Düvel-i Muazzama denen büyük güçlerin Karadağ, Sırbistan’dan Tersane Konferansı’na, Girit Meselesi’ne, İlinden İsyanı’na, kadar siyasi pek çok olayda müdâhilliği söz konusu oldu. Devlet yine sürekli iç karışıklık isyanlarla, iç çalkantılarla, ekonomik sorunlarla uğraşmak zorunda kaldı.[9] Dış politikada denge politikası izledi ama bunun yanında 1880 sonrası İngiltere ve Fransa’daki Osmanlı karşıtı politika değişiklikleri nedeniyle onlarla yakın ilişkiler yerine Almanya ile yakınlık politikası izlemeye çalıştı.

Şehzadeliği

II. Abdülhamid, Sultan Abdülmecid’in Tirimüjgan Kadın Efendi’den (20 Ağustos 1819- 2 Kasım 1853) olan oğludur. Annesi Çerkes’tir. 21 Eylül 1842 yılında, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’da, Topkapı Sarayı’nda veya Çırağan Sarayı’nda dünyaya geldi. Henüz 10 yaşındayken annesi Tirimüjgan Sultan ölünce bakımını Abdülmecid’in diğer çocuksuz eşi Piristû Kadın Efendi üstlendi. Piristû Kadın Efendi, Abdülhamid’i de yarım kan kardeşi sayılan henüz 2 yaşında annesi Düzdidil Kadınefendi’nin 1845’te ölümüyle annesiz kalan Cemile Sultan ile birlikte kendi çocuğu gibi büyüttü. Öte yandan bir iddiaya göre dedesi İkinci Mahmud gibi içki ve kadınlara düşkünlük gibi iki kötü alışkanlığı dışında bir sorunu olmayan babası Sultan Abdülmecid çocuklarını, eski dönemlerin şehzadelerinin hapis hayatından çok uzakta, nispeten serbest yetiştirmeğe özen gösterdi. Öyle ki oğulları Reşad, V. Murad ve Abdülhamid’in bir arada V. Murad’ın ikametgâhında oturup zaman geçirip eğlenmelerine bile göz yumdu. Babasının 39 yaş gibi beklenmedik çok genç bir yaşta ölümünden sonra yerine tahta geçen amcası Abdülaziz ise diğer şehzadelerle birlikte Abdülhamid’in eğitimiyle de yakından ilgilendi.

Amcası, Sultan Abdülaziz ile birlikte şehzadeliği döneminde gerçekleştirdiği Büyük Britanya gezisinde Kraliçe Victoria tarafından Balmoral Kalesi’nde ağırlandığı ana dair çizim, 6 Temmuz 1867

Abdülhamid, Gerdankıran Ömer Efendi’den Türkçe, Ali Mahvî Efendi’den Farsça, Ferid ve Şerif efendilerden Arapça ve diğer ilimleri, Vakanüvis Lütfi Efendi’den Osmanlı tarihi, Edhem ve Kemal paşalar ile Mösyö Gardet’dan Fransızca; Alexandre Efendi, Miralay Lombardi, Paul Dussap Paşa ile Callisto Guatelli’den de piyano, keman ve batı müziğine dönük müzik dersleri aldı. Gençlik günlerinde veliaht olarak büyük kardeşi Şehzade V. Murad görüldüğü için saray çevrelerinde fazla ilgi görmeyen Abdülhamid, bu nedenle aşırılıktan uzak, sade bir hayat yaşadı.

Opera ile ilgilenen, birden çok opera klasik eserlerini Türkçeye bizzat tercüme eden ve tercüme ettiren II. Abdülhamid, II. Mahmud’un zamanında kurduğu Mızıka-yı Hümâyun’dan müzik opera eserleri dinlemeyi seviyordu. Piyano eğitimi almıştı. Amatör olarak yağlı ve sulu boya resim de yapardı. Marangozluk zanaatında da çok maharetli olan Şehzade Abdülhamid, bugün Yıldız Sarayı ve içerisindeki Şale Köşkü ile Beylerbeyi Sarayı’nda görülebilecek birçok yüksek kalite mobilyanın da zanaatkârıdır.

II. Abdülhamid kendinden önceki diğer padişahların aksine şehzadeliği sırasında yurt dışı ziyaretlerine çıkmış, tahta çıkmasından 9 yıl önce amcası Sultan Abdülaziz’in 1867 yılında çıktığı Avrupa gezisinde amcasına refakat etti. Bu gezide 30 Haziran – 10 Temmuz 1867 tarihlerinde Paris, 12 – 23 Temmuz 1867 tarihlerinde Londra, 28 – 30 Temmuz 1867 tarihlerinde Viyana ziyaretlerinde bulundu, 21 Haziran 1867’de henüz 24 yaşında iken İstanbul’dan başlayan yolculukları, bu şehirlerin dışında diğer Avrupa başkentleri ve önemli şehirleri de ziyaret edildikten sonra 7 Ağustos 1867 tarihinde yeniden İstanbul’da sona erdi.

Siyasî olaylar

Ölümü

[değiştir | kaynağı değiştir]

II. Abdülhamid’in II. Mahmud Türbesi içerisinde yer alan kabri.

II. Abdülhamid, 10 Şubat 1918’de son araştırmalara göre 75 yaşındayken kalp yetmezliği nedeniyle Beylerbeyi Sarayı’nın 8 nolu dairesinde öldü. Mezarı, büyük babası için Divanyolu’nda yaptırılmış Sultan II. Mahmud Türbesi’nde bulunmaktadır.

  • 1923 – Wilhelm Conrad Röntgen, Alman fizikçi ve Nobel Fizik Ödülü sahibi (d. 1845)
  • 1927 – Adalı Halil, Türk pehlivan (d. 1870)
Adalı Halil

Doğum 1870
Edirne
Ölüm 10 Şubat 1927 (56 yaşında)
Edirne
Profesyonel güreş kariyeri
Kilosu 130-135 kg

Adalı Halil (1870 – 10 Şubat 1927, Edirne), uzun süre Kırkpınar başpehlivanlığı da yapmış Türk pehlivan.

Yaşamı

Adalı Halil, Edirne’nin Adaiçi bölgesindeki Kilise köyünde doğdu. Doğum yılı da tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı kaynaklarda 1870; bazılarında ise 1871 olarak geçmektedir. Babası Kara Mehmet, meşhur bir pehlivandı. Adalı da babası gibi pehlivan olacaktı. Adalı’nın, kimi kaynaklarda 1,87 m. boyunda, 120 kg. ağırlığında; kimi kaynaklarda ise 1,98 m. boyunda ve 130-135 kilo ağırlığında olduğu söylenmektedir. Edirne’de 1927 yılında ölen Adalı Halil’in kabri, Kasımpaşa Camisi önünde bulunmaktadır. Bazı kaynaklarda zatürre nedeniyle öldüğü söylenmektedir. Adalı’nın oğlu Mustafa da bir süre pehlivanlık yapmış, ardından Atatürk’ün faytoncusu olmuş ve Mustafa Kemal’in ölümünden sonra hayatını Silivri’de sürdürerek “Sinop” soyadını almıştır.

Güreş kariyeri

Adalı Halil, babasının teşvikiyle daha küçük yaşta güreşe başladı ve ilk güreş derslerini babasından aldı. Sonra Kırkpınar’da 27 sene başpehlivan olan meşhur Aliço’ya çırak oldu. Ondan güreşin bütün inceliklerini öğrendi. 1.98 boyunda, 145-150 kilo ağırlığında, devrinin iri pehlivanlarından idi. Koca Yusuf ve Kurtdereli Mehmet Pehlivan gibi yağlı güreşin ustalarıyla karşılaştı.

Avrupa maçları

Kurtdereli ile beraber Avrupa’ya gidip, Almanya’nın çeşitli kentlerinde, Paris, Viyana ve diğer şehirlerde güreşti, orada karşılaştığı birçok rakibini çok kısa zamanlarda yendi. Avrupa’dan sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne geçti. Boston, Chicago ve New York’ta güreşti. Karşısına çıkarılan bütün rakiplerini yendi ve tüm müsabakalardan galibiyetle ayrıldı. Bunun üzerine “Türk Aslanı” lakabını aldı, bu şekilde anılmaya başlandı. Hatta Amerikalı meşhur güreşçi Tom Jenkins ile yaptığı maçta rakibini sıkarken kaburga kemiğini kırması üzerine halk galeyana gelmiş, ellerinden güç kurtulmuştur.

1 Ocak 1901’de Hamburg’daki güreş turnuvasına katıldı, 6 pehlivanla güreş yaptı. Adalı’ya karşı dayanılabilen en uzun süre 7 dakika idi. Sonrasında Türkiye’ye dönmüş, aynı zamanda çiftçilik ile uğraşmaya başlamıştır. Yurda döndükten sonra kazandığı Kırkpınar başpehlivanlığı unvanını ise 18 yıl boyunca korumuştur.

Geleneği

Günümüzde, geleneksel Kırkpınar Yağlı Güreşleri’ne katılan pehlivanların, güreş başlamadan önce, Adalı Halil’in kabrini ziyaret etmeleri gelenek haline gelmiştir.

  • 1932 – Edgar Wallace, İngiliz romancı ve senarist (d. 1875)
  • 1938 – Turar Rıskulov, Sovyet siyasetçi (d. 1894)
  • 1939 – XI. Pius, Katolik Kilisesi’nin 259. Papası (d. 1857)
Pope
XI. Pius
Roma episkoposu
XI. Pius y. 1922
Papalık başlangıcı 6 Şubat 1922
Papalık bitişi 10 Şubat 1939
Önce gelen XV. Benedictus
Sonra gelen XII. Pius
Papazlığa atanma 20 Aralık 1879
Raffaele Monaco La Valletta
Takdis 28 Ekim 1919
Aleksander Kakowski tarafından
Kardinal yapan 13 Haziran 1921
XV. Benedictus tarafından
Doğum adı Ambrogio Damiano Achille Ratti
Doğum 31 Mayıs 1857
Desio, Lombardi-Venetia, Avusturya İmparatorluğu, (günümüzde İtalya)
Ölüm 10 Şubat 1939 (81 yaşında)
Vatikan
Önceki görev
  • Ambrosian Kütüphanesi müdürü (1907–1914)
  • Vatikan Kütüphanesi mürdürü yardımcısı (1914–1915)
  • Vatikan Kütüphanesi mürdürü (1915–1919)
  • Titular Archbishop of Naupactus (1919–1921)
  • Polonya’a Papanın Elçisi (1919–1921)
  • Milano başepiskoposu (1921–1922)
Eğitim Papalık Gregoriyan Üniversitesi (ThD, Kilise Hukuku, PhD)
Slogan Raptim Transit (“It goes by swiftly”, Job 6:15)
Pax Christi in Regno Christi (The Peace of Christ in the Reign of Christ)
İmza {{{signature_alt}}}
Arma {{{coat_of_arms_alt}}}
Adı Pius olan diğer papalar

Papa XI. Pius, asıl adı Ambrogio Damiano Achille Ratti (d. 31 Mayıs 1857, Desio, Lombardi-Venetia, Avusturya İmparatorluğu [günümüzde İtalya] – ö. 10 Şubat 1939, Roma), 6 Şubat 1922–10 Şubat 1939 tarihleri arasında papa idi.

Yaşamı

1879’da papaz olduktan sonra Vatikan Kütüphanesi’nde araştırmacı, paleograf ve yönetici olarak çalıştı. 1921’de Papa XV. Benedictus tarafından Milano başpiskoposluğuna ve kardinalliğe getirildi.

6 Şubat 1922’de papa seçildi. Kısa süre sonra Benito Mussolini İtalya’da iktidara geldi. 11 Şubat 1929’da bağımsız Vatikan kent devletinin varlığına izin veren Laterano Antlaşması imzalandı. Bunun karşılığında papalık da İtalya Krallığı’nın kuruluşunu tanıdı, dünyadaki askeri ve diplomatik anlaşmazlıklarda yansız kalacağını ilân etti. Pius bundan sonra, papaların dış politikaya, egemen bir devletin başı olarak değil, kilisenin başı olarak müdahale edebileceğini kabul etti. Öte yandan bir konkordatoyla İtalya’da din adamlarının evlenebilmelerine izin verildi; buna karşılık Katolik öğrenciler için din eğitimi zorunlu kılındı ve Katoliklik İtalya’nın tek dini kabul edildi.

Pius bu dönemde çağdaş siyasi gerçekleri ve kilisenin çıkarlarını çok iyi değerlendirerek başarılı sonuçlar elde etti. Kardinal Gasparri (1922-1930) ve Kardinal Pacelli (1930-1939) gibi yardımcılarının katkısıyla Letonya (1922), Polonya (1925), Romanya ve Litvanya (1927), Prusya (1929), Avusturya ve Almanya (1933) gibi ülkelerle Katolikliği güçlendiren konkordatolar imzaladı. Ama II. Dünya Savaşı bu anlaşmaların çoğunu yürürlükten kaldıracaktı. Pius Alman Katoliklerinin karşılaştığı güçlükleri hafifletebilmek amacıyla 1933’te kurulan Nazi hükûmetiyle kısa süreli bir anlaşma yaptı. 1933-1936 arasında Nazi yönetimini hedef alan pek çok protesto kaleme aldı. Nazilerin ırkçı uygulamalarının 1938’de İtalya’ya sıçraması üzerine faşist rejime karşı tutumunu önemli ölçüde değiştirdi.

Pius, Papalık Hristiyan Arkeolojisi Enstitüsü (1925) ve Papalık Bilim Akademisi (1936) gibi yükseköğretim kurumları ve araştırma merkezleri oluşturdu. İşçi sınıfına yönelik Katolik Eylem örgütünü destekledi. Denizaşırı misyonlara eski papalara göre çok daha fazla önem verdi; onun papalığı döneminde misyonerlerin sayısı iki katına çıktı. 1926’da ilk Çinli piskoposları kutsadı. Tarihçileri ve ayin uzmanlarını Doğu Hristiyanlığını incelemeye yöneltti. Doğu Kilisesi yasalarının düzene sokulması işini başlattı. 1930’da Güney Hindistan’daki Malankara Katoliklerinin Roma’yla birleşmesini sağladı.

  • 1944 – E. M. Antoniadi, Yunan astronom (d. 1870)
Eugène Michel Antoniadi

Eugène Michel Antoniadi
Doğum 1 Mart 1870
İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm 10 Şubat 1944 (73 yaşında)
Paris, Fransa
Vatandaşlık Yunan-Fransız
Meslek Astronom
Etkin yıllar 1893–1944
Tanınma nedeni Mars ve Merkür haritaları
Önemli eser(ler) La planète Mars, 1659-1929

Eugène Michel Antoniadi (Yunanca: Εὐγένιος Μιχαὴλ Αντωνιάδης; 1 Mart 1870, İstanbul – 10 Şubat 1944, Paris) Yunan astronomdur. Anadolu’da doğmuştur. Camille Flammarion tarafından Fransa’ya davet edilmiş ve ömrünün kalanını byrada geçirmiştir. İsmi Eugenios AntoniadisEugène Michael Antoniadi ya da yanlış biçimde Eugène Marie Antoniadi olarak da bilinir.

Antoniadi ünlü bir Mars gözlemcisidir. Mars Kanalları fikrini desteklemişse de 83 santimetrelik teleskopları kullanınca bunun optik bir yanılsama olduğu sonucuna varmıştır.Venüs ve Merkür’ü de gözlemlemiştir. Merkür’ün ilk haritasını yapmaya çalışmıştır. Ay’daki Antoniadi Krateri onun adını almıştır. Merkür’deki Antoniadi Dorsum’u ve Antoniadi ölçüsü de aynı adla anılır. Aynı zamanda iyi bir satranç oyuncusudur.

Hayatı

Antoniadi 1870’de İstanbul’da (Konstantinopolis) doğdu ancak yetişkinlik hayatının çoğunu Camille Flammarion tarafından davet edildikten sonra Fransa’da geçirdi.

10 Şubat 1899’da Royal Astronomical Society üyesi oldu ve 1890’da British Astronomical Association (BAA)’nın kurucu üyelerinden biri oldu. 1892’de BAA’nın Mars Bölümü’ne katıldı ve 1896’da bu bölümün yöneticisi oldu.

1891’de Société astronomique de France (SAF) üyesi oldu.

Flammarion, Antoniadi’yi 1893’te Juvisy-sur-Orge’deki özel Camille Flammarion Gözlemevinde yardımcı astronom olarak çalışması için işe aldı. Antoniadi burada dokuz yıl çalıştı. 1902 yılında hem Juvisy gözlemevinden hem de SAF’tan istifa etti.

Antoniadi 1909’da SAF’a yeniden katıldı. Aynı yıl, Meudon Gözlemevi Müdürü Henri Deslandres, onun Grande Lunette (83 cm Büyük Refraktör)’ne erişimini sağladı.

Çok tanınmış bir Mars gözlemcisi oldu ve ilk başta Mars kanalları fikrini destekledi, ancak 1909’da Mars’ın karşıtlığı (astronomi ve astroloji) sırasında Meudon Gözlemevi’ndeki 83 santimetrelik teleskopu kullandıktan sonra, kanalların bir optik yanılsama olduğu sonucuna vardı. Ayrıca Venüs ve Merkür’ü de gözlemledi.

Merkür’ün ilk haritasını yaptı, ancak haritaları Merkür’ün Güneş ile eşzamanlı dönüşü olduğu yönündeki yanlış varsayımı nedeniyle kusurluydu.

Mars’ın albedo özellikleri için ilk standart isimlendirme Uluslararası Astronomi Birliği (IAU) tarafından Antoniadi’nin 1929 tarihli La Planète Mars adlı haritasından 128 isim benimsenerek yapılmıştır.

Ayrıca amatör astronomlar tarafından yaygın olarak kullanılan Antoniadi görme ölçeğini oluşturmasıyla da ünlüdür. Aynı zamanda güçlü bir satranç oyuncusuydu. Elde ettiği en iyi sonuç 1907’de Paris’teki bir turnuvada Savielly Tartakower’in bir puan önünde Frank Marshall ile eş-birincilikti.

Yaklaşık 74 yaşında Paris’te öldü.

Ödüller ve onurlandırmalar

Antoniadi’nin 1934 tarihli Merkür haritası
  • 1925 – Société astronomique de France tarafından Prix Jules Janssen.
  • 1926 – Académie des Sciences tarafından 2,500 Frank’lık Prix Guzman.
  • 1932 – Académie des Sciences tarafından Prix La Caille.[5]
  • 1970 – Antoniadi krateri, Uluslararası Astronomi Birliği tarafından Ay’da onun onuruna isimlendirilmiştir.
  • 1973 – Antoniadi krateri, Uluslararası Astronomi Birliği tarafından Mars’ta onun onuruna isimlendirilmiştir.
  • 1976 – Antoniadi Dorsum, Merkür’deki kırışıklık sırtı Uluslararası Astronomi Birliği tarafından onun onuruna adlandırılmıştır.
  • 1948 – Sergei Eisenstein, Rus sinema yönetmeni (d. 1898)
  • 1950 – Armen Tigranyan, Ermeni besteci ve orkestra şefi (d. 1879)
Armen Tigranian

Armen Tigranian, 1924
Doğum 26 Aralık 1879
Gümrü
Ölüm 10 Şubat 1950 (70 yaşında)
Tiflis
Milliyet Ermeni
Etkin yıllar 1890’lar-1950

Armen Tigrani Tigranyan veya yaygın olarak bilinen adlarıyla Tigranyan ve Dikranyan (Ermenice: Արմեն Տիգրանյան; 26 Aralık 1879, Gümrül – 10 Şubat 1950, Tiflis) Ermeni besteci ve orkestra şefidir. Ermenistan’da sergilenen ilk opera eseri olan Anoush (prömiyer: Gümrü, 4 Ağustos 1912) ve ölümünden birkaç ay önce prömiyerini yaptığı Davit Bek (1950) eseriyle tanınmaktadır.

Hayatı

Tigranyan, Rus İmparatorluğu’nun Alexandropol (günümüzde Gümrü) şehrinde doğdu. Erken yaşlarda müzikle ilgilenmeye başladı. Müzik eğitimini Tiflis’te alan Tigranyan, 1902’de Tiflis Müzik Koleji’nden mezun oldu. Müzik Koleji’ndeyken Makar Ekmalyan’dan beste eğitimi aldı. Kendisini öğretmeye adayan Tigranyan, Ermeni halk şarkıları başta olmak üzere besteler yapmaya devam etti.

Tigranyan heykeli, Erivan, Ermenistan

Tigranyan’ın 1908’de yazdığı ve 1932’de yeniden düzenlenen Anoush operası, “Ermenilerin ulusal operası” olarak adlandırılmaktadır. Hovhannes Tumanyan’ın yazdığı hikâyelere dayanan Anoush, izleyicilerin dikkatini çekmiş ve konser repertuvarının kalıcı bir parçası olmuştur. Anoush, Amerika’da ilk kez 27 Mayıs 1923’te New York’taki Lexington Opera Binası’nda Ermeni mültecilere karşı sergilenmiştir. Anoush‘un profesyonel Amerika prömiyeri” ise 1981’de Michigan Opera Salonu’nda gerçekleşmiştir.

Karabağ Meliklerinin tarihi, David Bek (1950) operasına ilham kaynağı olmuştur.

Tigranyan’ın diğer eserleri arasında Leyla ve MecnunEastern Dance ve New Spring yer almaktadır.

Ölümü

Tigranyan, Tohmah Mezarlığı olarak da bilinen Erivan Merkez Mezarlığı’na gömülmüştür. Hush.am’a20 Aralık 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. göre, Elizaveta Aristakesyan ve Vardan Tigranyan ile aynı mezarda yatmaktadır.

Ödülleri

  • Ermenistan SSC Onurlu Sanat İşçisi Ödülü, 1935
  • Gürcistan SSC Onurlu Sanat İşçisi Ödülü, 1936
  • Lenin Nişanı
  • 1954 – Wilhelm Schmidt, Avusturyalı dil bilimci, antropolog ve etnolog (d. 1868)
  • 1957 – Laura Ingalls Wilder, Amerikan yazar (d. 1867)
  • 1957 – Armenak Bedevyan, Ermeni botanist ve dilci (d. 1884)
  • 1958 – Nezihe Muhiddin, Osmanlı-Türk düşünür, eylemci, gazeteci, yazar ve kadın hakları savunucusu (ö. 1898)
Nezihe Muhiddin
Doğum 1889
İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm 10 Şubat 1958 (69 yaşında)
İstanbul, Türkiye
Defin yeri Zincirlikuyu Mezarlığı
Milliyet Osmanlı Türkü
Meslek Gazeteci, yazar, aktivist
Tanınma nedeni Türkiye’de kadınların siyasal haklarının tanınmasını sağlama için verdiği mücadele
8 Nisan 1930 tarihli Politika gazetesinde Nezihe Muhiddin Hanım

Nezihe Muhiddin Tepedelengil (1889, İstanbul – 10 Şubat 1958, İstanbul), Osmanlı-Türk düşünür, gazeteci, yazar, kadın hakları savunucusu.

20. yüzyıl’da Osmanlı Devleti’nde kadını toplum yaşamına dahil etme, cumhuriyet rejiminin ilanından sonraysa kadınların siyasal haklarının tanınmasını sağlama için mücadele etmiş bir kadın hareketi öncüsüdür. Henüz Cumhuriyet Halk Fırkası bile kurulmadan Kadınlar Halk Fırkası (KHF) adlı siyasi partinin kuruluş çalışmalarını tamamlayarak Türkiye’deki ilk siyasal partinin kurucusu olmuş ve Türk Kadın Yolu adlı derginin kurulmasına öncülük etmiştir.

20 roman, 300 kadar öykü, piyes, senaryo, operet kaleme almış bir yazardır.

Yaşamı

1889 yılında İstanbul’da Kandilli’de Zehra Hanım ile savcı ve ceza hâkimi Muhiddin Bey’in kızı olarak dünyaya geldi. Evde özel öğrenim gördü. Farsça, Arapça, Almanca, Fransızca öğrendi. İlk gençlik yıllarından itibaren siyasi ve sosyal konulara, kadınlık durumuna duyarlı birisi olarak yetişti. Dayısının kızı Nakiye Hanım ile annesinin edebiyat ve toplumsal sorunlar üzerine yaptıkları tartışmalar, Nakiye Hanım’ın evde düzenlediği toplantılar, ilerideki düşüncelerinin ilk tohumlarını atmıştır.

1909 yılında Maarif Nezareti’nin sınavının kazanıp Kız İdadi Mektebi’nde fen dersi öğretmeni olarak çalışmaya başladı. Aynı okulda ders veren Halide Edib’le, Muallim Nakiye Hanım ve bir okulda müdürlük yapan Şükûfe Nihal ile bu ortamda tanıştı. İttihat ve Terakki Kız Sanayi Mektebi’ne müdürlük yaptı; jimnastik, lisan, piyano, biçki-dikiş derslerinin öğretmenliğini üstlendi. Daha sonra Selçuk Hatun Sultanisi, Kız Hayat Mektebi ve İzmir Hilal Sultanisi müdürlüklerinde bulundu. Savaş zamanı okulunu dikimevine dönüştürdü, İlk Tedavi Hastanesi’nde öğrencileriyle birlikte hastabakıcılık yaptı.

Okul dışında, kadın hakları için yürüttüğü faaliyetlere ara vermeden devam etti. Çalışma hayatına başladığı yıl Sabah, İkdam gibi gazetelerde sosyoloji, pedagoji, psikoloji konularında ilk makaleleri yayımlanmaya başladı.

İlk evliliğini Muhlis Bey ile yaptı. Kısa süren bu evliliğin ardından belediye şirketler komiseri Memduh Tepedelengil ile yaptığı ikinci evliliğinden ise Malik adında bir oğlu oldu. Edebi yaşamı boyunca ikinci evliliğinin soyadını değil, babasının soyadı olan Muhiddin’i kullandı.

Bu sırada kendini edebiyata veren Nezihe Muhiddin, kadınların sorunlarını işleyen, evliliklerde erkeklerin tutumlarını eleştiren romanlar yazdı. İlk romanı “Şebâb-ı Tebah” (Kaybolan Gençlik) 1911 yılında yayımlanmıştı. Hayatı boyunca 20 roman, 300 kadar öykü, piyes, operet, senaryo kaleme aldı. Goethe ve Edgar Allen Poe gibi dünya yazarlarından çeviriler yaptı.

1913’te bir hayır kurumu olan “Türk Hanımları Esirgeme Derneği”’nin kuruluşunda yer aldı ve ilk yıllarda derneğin sekreterliğini üstlendi. Aynı dönemde Osmanlı donanmasını desteklemek için kurulan Donanma Cemiyeti’nin Kadınlar Şubesinin de kurucuları arasında yer aldı. Ancak hayır işleri ile uğraşırken bir yandan da kafasındaki esas mesele, kadınların siyasi hayata katılması ve birliği idi.

İstanbul’un işgalinin ardından toplanan Milli Kongre’nin delegeleri arasında yer aldı.

Kadınlar Halk Fırkası

1923 yılında henüz cumhuriyet ilan edilmemişken Nezihe Muhiddin ve on üç kadın arkadaşı, kadınların siyasi hakları için bir kadın şurası toplamaya karar verdiklerini açıkladı. Hazırlıkları Nezihe Muhiddin’in evinde süren şura, 15 Haziran 1923’te Darülfünun Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Şura’da Kadınlar Halk Fırkası adıyla siyasi bir parti kurma kararı alındı. Partinin programı basında yer aldı. Nezihe Hanım’ın kuruluşuna önderlik ettiği parti, henüz Cumhuriyet Halk Fırkası bile kurulmadan kuruluş çalışmalarını tamamlayıp kuruluş dilekçesini vererek Cumhuriyet tarihinin ilk siyasal partisi oldu. Ne var ki kuruluş dilekçesine sekiz ay sonra ret yanıtı geldi. “1909 tarihli seçim kanuna göre kadınların siyasi temsilinin mümkün olmadığı” gerekçesiyle parti kuruluşu için valilik tarafından faaliyet izni verilmemişti. Kadınlar Halk Fırkası, “Türk Kadınlar Birliği” adlı derneğe dönüştü.

Türk Kadınlar Birliği

Kurucuları arasında Nezihe Muhiddin’in de bulunduğu Türk Kadınlar Birliği, 7 Şubat 1924 tarihinde kuruldu.[7] Amacı “kadınlığı düşünsel ve sosyal alanlarda yükselterek modern ve olgun bir düzeye eriştirmek” olan Türk kadınlar Birliği’nin başkanlığını Nezihe Muhiddin üstlendi. 1925’te “Türk Kadın Yolu” dergisini kurdu. Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni olduğu dergi 30 sayı çıktı; kadınların siyasal taleplerinin duyurulması için yayın yaptı.

1925 yılında henüz kadınların siyasal haklarının tanınmamış olmasına rağmen Türk Kadınlar Birliği tarafından Nezihe Muhiddin, Halide Edip ile birlikte milletvekilliği için aday gösterildi. Amaç, seçimler sırasında konuyu gündeme getirerek kamuoyunu ve Büyük Millet Meclisi’ni kadınlara oy verme hakkı için etkilemekti. Fakat adaylıkları Cumhuriyet Halk Fırkası tarafından reddedildi. O sırada devam eden Şeyh Said İsyanı kadınların siyasi taleplerine kulak tıkamak için yeni bir bahane oldu.

1927 seçimleri

25 Mart 1927 günü Türk Kadınlar Birliği’nin merkezinde toplanan kongrede Nezihe Muhiddin’e karşı bir muhalefet başlamıştı. Üyelerden birkaçı basına, CHF’ye, Valiliğe ve Emniyet’e mektup yazarak Nezihe Muhiddin’in yolsuzluk yaptığını, kongrede seçimlerde yapılan usulsüzlükler nedeniyle Kadınlar Birliği’nin gayrikanuni ilan edilmesi gerektiğini iddia ettiler. Ancak Nezihe Muhiddin hemen bir basın toplantısı düzenleyerek bütün iddiaları reddetti. Yeni program valilikçe onaylandı, yolsuzluk iddiaları da asılsız çıktı. 1927 seçimleri için çalışma başladı.

Nezihe Muhiddin’in Kadınlar Birliği tarafından kamuoyuna adaylığı açıklanan dört adaydan birisi oldu. Alınan olumsuz tepkiler üzerine Birlik, Temmuz ayında aday göstermekten vazgeçtiklerini açıkladı ancak seçme ve seçilme hakkı için kampanya temmuz ayı boyunca sürdürüldü.

Ağustos ayında valilik, cemiyet merkezinin polis tarafından aranması için emir çıkardı ve vilayetin suçlamasına cemiyetin içinde muhaliflerin de katılmasıyla Nezihe Muhiddin için yolsuzluk iddiaları yeniden gündeme geldi. 26 Eylül 1927 tarihli Kongre’de Saime Hanım birliğin yeni başkanı olarak seçildi ve Nezihe Muhiddin, birlikten ihraç edildi.

Sonraki yılları

Valilik ve Türk Kadınlar Birliği tarafından birbiri ardına açılan yolsuzluk, sahtekarlık davalarından 1929 yılındaki Af Kanunu ile kurtulabildi. Kişisel itibarı zedelenen Muhiddin, bir suskunluk dönemine girdi. Evinde yakın dostlarıyla aylık çay toplantıları yapmayı sürdürdü. Geçimini öğretmenlik yaparak, roman yazarak kazandı. 1929’da Gazi Osmanpaşa Erkek Orta Mektebi’ne tayin edildi ve bu okuldan emekliye ayrıldı.

5 Aralık 1934 günü Meclis kadınlara seçme ve seçilme hakkını veren kanun değişikliğini kabul edildiğinde Nezihe Muhiddin, seçme ve seçilme hakkının verilmesinden sonra 1935’teki ilk seçimde İstanbul’dan bağımsız aday oldu.

10 Şubat 1958 tarihinde İstanbul’da bir akıl hastanesinde hayatı kaybetti. 12 Şubat günü Şişli Camii’nde kılınan cenaze namazı sonrası Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.

  • 1960 – Mustafa Sabri Baysan, Türk siyasetçi (d. 1887)
  • 1966 – J.F.C. Fuller, İngiliz asker, tarihçi ve strateji uzmanı (d. 1878)
  • 1971 – Leyla Atakan, Türk siyasetçi (d. 1925)
  • 1973 – Nevzat Pesen, Türk sinema yönetmeni (d. 1924)
  • 1975 – Hüseyin Ataman, Türk asker ve siyasetçi (d. 1900)
  • 1975 – Lige Clarke, Amerikalı LGBT hakları eylemcisi ve gazeteci (d. 1942)
  • 1979 – Edvard Kardelj, Yugoslav devrimci ve siyaset adamı (d. 1910)
  • 1984 – David Von Erich, Amerikalı profesyonel güreşçi (d. 1958)
  • 2000 – Jim Varney, Amerikalı komedyen, oyuncu, müzisyen, yazar ve seslendirme sanatçısı (d. 1949)
  • 2003 – Curt Hennig, Amerikalı profesyonel güreşçi (d. 1958)
  • 2005 – Arthur Miller, Amerikalı oyun yazarı (d. 1915)
  • 2005 – Fahrettin Kırzıoğlu, Türk akademisyen ve Türkolog (d. 1917)
  • 2006 – J Dilla, Amerikan rapçi ve prodüktör (d. 1974)
  • 2006 – Robert Bruce Merrifield, Amerikalı biyokimyager ve akademisyen (d. 1921)
  • 2008 – Roy Scheider, Amerikalı oyuncu (d. 1932)
  • 2009 – Hüdai Aksu, Türk ses sanatçısı (d. 1948)
  • 2014 – Shirley Temple, Amerikalı aktris (d. 1928)
  • 2015 – Manrico Gammarota, İtalyan oyuncu (d. 1955)
  • 2016 – Phil Gartside, İngiliz iş insanı (d. 1952)
  • 2016 – Eliseo Prado, Arjantinli futbolcu (d. 1929)
  • 2017 – Wiesław Adamski, Polonyalı heykeltıraş (d. 1947)
  • 2018 – Alan R. Battersby, İngiliz organik kimyacı (d. 1925)
  • 2018 – Michiko Ishimure, Japon yazar ve aktivist (d. 1927)
  • 2019 – Carmen Argenziano, İtalyan asıllı Amerikalı oyuncu (d. 1943)
  • 2019 – Miranda Bonansea, İtalyan oyuncu ve seslendirme sanatçısı (d. 1926)
  • 2019 – Walter B. Jones Jr., Amerikalı siyasetçi (d. 1943)
  • 2019 – Roderick MacFarquhar, İngiliz gazeteci, yazar, tarihçi ve siyasetçi (d. 1930)
  • 2019 – Daniel Silva dos Santos, Brezilyalı eski futbolcu (d. 1982)
  • 2019 – Maura Viceconte, İtalyan uzun mesafe koşucusu atlet (d. 1967)
  • 2019 – Jan-Michael Vincent, Amerikalı sinema oyuncusu (d. 1945)
  • 2020 – Efigenio Ameijeiras, Kübalı asker (d. 1931)
  • 2020 – Claire Bretécher, Fransız çizer, yazar ve yayımcı (d. 1940)
  • 2020 – Lin Zhengbin, Çinli doktor ve organ nakli uzmanı (d. 1957)
  • 2021 – Goran Daničić, Sırp aktör (d. 1962)
  • 2021 – Larry Flynt, Amerikalı yayımcı (d. 1942)
  • 2021 – Tamaz Gamkrelidze, Gürcü dilbilimci, oryantalist ve Hititolog (d. 1929)
  • 2021 – Pachín, Eski İspanyol profesyonel futbolcu (d. 1938)
  • 2022 – Haydar Dümen, Türk psikiyatr ve seksolog (d. 1930)
Haydar Dümen
Doğum 15 Haziran 1930
İkisaray, Uşak, Türkiye
Ölüm 10 Şubat 2022 (91 yaşında)
Beykent Üniversitesi Hastanesi, İstanbul, Türkiye
Ölüm sebebi COVID-19
Defin yeri Ulus Mezarlığı, İstanbul
Milliyet Türk
Eğitim İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
Meslek Psikiyatrist, köşe yazarı
Etkin yıllar 1965-2022
Evlilik
Refahat Dümen
(e. 1955; b. 1990)
Gül Dümen
(e. 1993; ö. 2022)
Çocuk(lar) Emek Dümen

Haydar Dümen (15 Haziran 1930, Uşak- 10 Şubat 2022, Cihangir, Beyoğlu, İstanbul), Türk psikiyatr ve seksologdur.

Çeşitli yayın organlarında yayımlanan cinsel sağlık konulu yazıları ve okurların cinsel yaşam konusundaki problemleri mizahi bir üslupla yanıtlaması ile tanınmıştır.

Hayatı

Uşak’ın İkisaray köyünde doğdu. Köylerinde ilkokul olmadığı için ilkokulu komşu köyde okuduktan sonra ortaokul ve lise eğitimini Uşak’ta aldı; lisenin son yılında Afyon Lisesi’ne geçti. 1948 yılında Afyon Lisesinden, 1955 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. Tıp Fakültesi’nden mezun olduğu yıl ilk evliliğini yaptı. 35 yıl süren bu evlilik 1990 yılında sonlandı.

Uzmanlığını nöropsikiyatri alanında 1958 yılında tamamladı. 1965-1980 arasında İstanbul’da Taksim İlkyardım Hastanesinde çalıştı. Bu dönemde Hayat Mecmuası adlı aktüalite dergisinde cinsel sapmalar konulu bir yazı dizisi hazırladı. Ardından aynı dergide Cinsî Terbiye başlıklı köşede okur mektupları yayımlamaya başladı ve çok ilgi gördü. Dergi yönetimi, cinsellik konularının öne çıkmasından rahatsızlık duyup yazılara son verince ABC gazetesinde okur mektupları yayımlamayı sürdürdü. Bu yazılardan elde ettiği bilgiler doğrultusunda, Cinsel Sorunlarınız adlı kitabı yayımladı. Dümen, doktor olarak 25 yıl kamuda çalıştıktan sonra emekli oldu.

Emeklilikten sonra bütün enerjisini yazmaya verdi, kitaplarının geliri ile geçimini sağladı. 1993 yılında ikinci evliliğini yaptı. 2004 yılından itibaren Posta gazetesinde, Haydar Dümen best of adlı köşesinde okur mektuplarını yanıtladı. Cinsellik konulu yazıları 2010 yılında Cihangir’deki bürosunda saldırıya uğramasına neden oldu. Hüseyin Aslan adlı saldırganın silahlı saldırısında tutukluk yapan silah ve korumaların müdahalesi sayesinde kurtuldu.

COVID-19 virüsüne yakalanan Dümen, 31 Ocak 2022 tarihinden beri tedavi görmekte olduğu Beykent Üniversitesi Hastanesi’nde 10 Şubat 2022 tarihinde öldü. Cenazesi 11 Şubat 2022 tarihinde Ulus Mezarlığı’na defnedildi.

Bazı kitapları

  • 1970: Anahtar Kilide Uymadı, oyun.
  • 1970: Cennet Şeytana Kaldı, oyun
  • 1975: Sağlık Ve Beslenme
  • 1976: Merhaba Yurttaş
  • 1977: Evlilik
  • 1980: Cinsel Sorunlarınız
  • 1983: Cinsel Kültür
  • 1983: Otuz Günde Oldu Bitti-Sexodrama
  • 1984: Cinsel Dünyamız
  • 1993: Nazik Adında Bir Kadın, roman.
  • 1993: Ölmüş Bir Hasta ile Söyleşi ya da Hekimler Üstüne
  • 2010: Best of Haydar Dümen, Posta gazetesindeki yazılarından seçmeler
  • 2012: Soğumayan Ölüler
  • 2023 – Carlos Saura, İspanyol film yönetmeni (d. 1932)
  • 2023 – Hugh Hudson, İngiliz yönetmen ve En İyi Film Akademi Ödülü sahibi (d. 1936)

 

wikipedia.org

Ayrıca Kontrol Edin

10 Şubat tarihinde doğanlar

Doğumlar 1775 – Ádám Récsey, Macar politikacı ve general (d. 1775 ö. 1852) Ádám Récsey Macaristan Başbakanı …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir