Mâlik
Mâlik (Arapça: مالك), Arapça bir kelime olup “Mülk” kökünden türemiştir ve “bir mülke sahip olan” anlamını taşır. İslam inancında Mâlik cehennemin yöneticisi olan meleğin ismidir. Kur’an’da bu anlamdaki tek kullanımında, günahkârlar Mâlik’e, Allah’ın kendilerini yok etmesini isteyerek seslenirler, ancak orada sürekli kalacakları cevabı ile karşılaşırlar.
Ayrıca Mâlikü’l-Mülk şeklinde, “Dünya ve ahiretin mülkü, yalnız ve mutlak olarak kendisinin olan” anlamında, Allah’ın adlarından biri olarak da geçer.
Etimoloji
Semitik dillerde ve Türkçede kullanılan melek İbranice “m-l-k” kökünden gelir.
Melek, malik, mülk, malik’ül mülk, memlük gibi kelimelerin köken aldığı “m-l-k”nin İsraillilerin komşuları olan Ammonluların tanrısı Molek (molech, moloch)’in isminden türetildiği düşünülür. Bu ilişki cehennem bekçisi malik açısından düşünüldüğünde daha açıktır. Buna göre Molek’e çocukların kurban olarak sunulduğu Hinnom vadisi (Ge be Hinnom) cehenneme, Molek ise Malik’e dönüşmüştür.
Rıdvan
Rıdvan (Arapça: رضوان) İslam inanışında cennet kapısının girişinde bekleyen ve cennet kapısının giriş bekçisi olan meleğin adıdır. Cehennemde vazifeli melek ise Mâlik’tir. Rıdvan, günümüzde Müslüman toplumlarda erkeklere verilen bir isim olarak kullanılmaktadır.
Dume (Melek)
Dume veya Dumat (Heb. דּוּמָה “sessizlik”) Yahudilik ve İslam edebiyatında kötü ölüler üzerinde otoriteye sahip bir melek olarak bahsedilen bir melek. Dumah, Yidiş folklorunda, “bin gözlü şeytani bir melek, ateşli bir çubuk ya da alevli bir kılıçla donatılmış” olarak bilinen popüler bir figürdür.
Dumat Mısır’ın vesayet meleği. Musa ile savaşta Mısır tanrılarını savunduğunda cezalandırıldı. Bunun üzerine yozlaştı ve cehennem prensi oldu. Azrail ona kötü ölülerin ruhlarını verir.
Harut ve Marut
Harut ve Marut, Pers mitolojisinde, Zerdüştlük’te ve Kur’an’da ismi geçen iki melek. Hurdad ile Harut, Murdad ile de Marut arasında bağlantı kurulur. Murdad ile bağlantılı olduğu düşünülen bir başka konu ise Marduk’tur.
Mitolojik köken / etimoloji
Avesta’nın bölümlerinden olan Vendidad’a göre Kral Tanrı Ahura Mazda ile Kral Şeytan Ehrimen’in sayısız “asker”ler, “erbaş”lar, “subay’ ve “komutan”lardan oluşan orduları bulunmakta ve bunlar birbirleriyle çatışmaktaydılar.
Ahura Mazda’nın yanında altı komutan “melek” bulunur. Kralın “yardımcı”ları ve “bakan”ları durumunda, tahtın (Arş) önünde “buyruk” alır ve yerine getirirler.
- “Behmen”: Yararlı Hayvanlar Bakanı,
- “Erdibihişt”: Ateş Bakanı,
- “Şehriver”: Madenler Bakanı,
- “Spenta-Aramitié”: Yeryüzü Bakanı,
- “Haur-Vatat veya Hurdâd”: İyi sağlık,
- “Amertat veya Murdâd”: Ölmezlik.
Turan Dursun’a göre Harut ve Marut isimli melekler ile birlikte 4 büyük melek Zerdüştlükten Yahudiliğe, oradan da Hristiyanlık ve İslam’a geçen, Pers mitolojisine ait ruhani figürlerden başkası değildir.[1]
William St. Clair Tisdall Harut ve Marut’un Ermeniler’in Hristiyanlık öncesi tapındıkları iki ilahın ismi olduğunu söyler. Onlar tanrıça Spandaramit’in yardımcıları idiler. Yeryüzünün verimliliği ile ilgiliydiler.
Bazı eski kaynaklarda, Hristiyan ve Yahudi kaynakları da referans gösterilerek Babil’in düşmüş melekleri olarak da adlandırılırlar. Efsaneye göre melekler, insanların işledikleri günahları görünce kınarlar, Allah “Siz onların yerinde olsanız aynısını yapardınız” der ve meleklerden en iyilerinden ikisi, Harut ve Marut seçilerek Babil şehrine yargıç olarak gönderilir.
İslami yazarlarca kabul gören açıklama Harut ve Marut’un Allah’ın emri ile sadece insanlara çeşitli bilgileri ve sihri öğreten iki melek olduğudur. Bazı tefsirlerde Harut ve Marut’un melek değil insan olabileceği belirtilmiştir.
Hikâye / Rivayet
Harut ile Marut aralarında sohbet eden iki melekti. Sohbetlerinde “İnsanlar yerine biz duygu sahibi olsaydık sürekli ibadet ederdik” diyorlardı. Allah onlara “Size şehvet duygusunu verseydim siz insanlardan daha çok günah işlerdiniz” demiş. Melekler kendilerine güveniyorlarmış. Allah onlara şehvet duygusu verip dünyaya indirmiş. Harut ile Marut bir kadın görmüşler. Kadın Harut ile Marut’a bir şartla onlarla birlikte olacağını söylemiş. Ya kocasını öldürecek, ya puta tapacak ya da şarap içeceklerdi. Şarap içmeyi tercih ettiler.
Hikâyeye göre kadın bir şartta daha bulundu. Aşk duygusuna kapılan Harut ile Marut bu şartı da kabul etmişler. Kadının şartı ona ism-i azamı öğretmeleriydi. Onlar öğretince kadın söyleyip gökyüzüne çıkmış. Allah kadını Zühre yıldızının üstüne koymuş ve Harut ile Marut’u da Babil’de bir yerde baş aşağı kıyamete kadar duracakları cezasını vermiş.
Münker ve Nekir
Münker ve Nekir, İslam’da kabirde insanı ilk sorguya çekecek olan meleklere verilen isimdir. İsimleri Arapça çok değişik görünümlü anlamına gelmektedir.
Bu melekler kabirdeki kişiye rabbi, dini ve peygamberi ile ilgili sorular sorarlar. Münker ve Nekir kabirdeki sorularını sorduğu zaman cevabına göre sana sağ tarafında cennet sol tarafında da cehennemden bir pencere açılacak. Eğer sorulara doğru cevap verilirse sağ tarafına bir pencere açılacak ve kıyamete kadar huzur içinde yatacak. Eğer sol tarafında bir pencere açılırsa kıyamete kadar azab içerisinde yaşayacak. İslam inancına göre Kıyamet günü geldiğinde sevap ve günahlara göre cennet bahçelerine ya da cehenneme gidilecektir.
wikipedia.org