Şırnak |
Åžehir
|
|
|
Slogan:
İnsanlığın Dünya'ya Yayılan Merkezi
|
Türkiye'deki yeri ve merkezin konumu |
Ülke |
Türkiye |
Bölge |
DoÄŸu Anadolu Bölgesi |
İl |
Şırnak |
İdare |
• Belediye baÅŸkanı |
Mehmet Yarka (AK Parti) |
Yüzölçümü
|
• Toplam |
1,717 km² (662 mil²) |
Rakım |
1.650 m (5.410 ft) |
Nüfus
(2011)rapor.tuik.gov.tr
|
• Toplam |
290,307 |
• YoÄŸunluk |
160/km² (430/mil²) |
Zaman dilimi |
UTC+03.00 (UDAZD) |
Alan kodu |
(+90) 486 |
Resmî site www.sirnak.gov.tr/
|
Şırnak, eski adıyla Åžehr-i Nuh , DoÄŸu Anadolu Bölgesi'nde Şırnak ilinin ve merkez ilçesinin yönetim merkezi olan ÅŸehirdir.
Şırnak, tarihsel olarak çok eski bir geçmiÅŸe sahiptir. Åžehrin geçmiÅŸi Kâtip Çelebi’nin 17. yüzyılda yazdığı 'Seyahatnâme' ve tarihî rivayetlere göre Nuh Tufanı öncesine dayanır. Bu rivayetlere göre Cizre, tufandan sonra ikinci kez Nuh ve oÄŸulları tarafından inÅŸa edilirken Cizre’nin kızgın sıcağından korunmak için Şırnak, yazlık ve yaylak olarak inÅŸa edilmiÅŸtir.
Şırnak, Nuh'un gemisi kalıntılarının olduÄŸu öne sürülen Cûdi Dağı’nın kuzeyinde 'Åžehr-i Nûh' adıyla kurulmuÅŸ, önceleri "Åžerneh", daha sonraki yıllarda ise "Kürdara Şırnak" adını almıştır. Şırnak, tarihte birçok önemli devletin baÅŸkentini kendi topraklarında barındırmıştır. Aynı zamanda Guti (Qurtie) imparatorluÄŸunun baÅŸkenti olan "Bajarkard", Silopi ilçesi topraklarındadır. İl sınırları içinde bulunan Cûdi Dağı’nın isminin Gutilerden geldiÄŸi düÅŸünülmektedir.
Tarihçe
Şırnak, tarihsel olarak çok eski bir geçmiÅŸe sahiptir. Åžehrin geçmiÅŸi Kâtip Çelebi’nin 17. yüzyılda yazdığı 'Seyahatnâme' ve tarihî rivayetlere göre Nuh Tufanı öncesine dayanır. Bu rivayetlere göre Cizre, tufandan sonra ikinci kez Nuh ve oÄŸulları tarafından inÅŸa edilirken Cizre’nin kızgın sıcağından korunmak için Şırnak, yazlık ve yaylak olarak inÅŸa edilmiÅŸtir.
Şırnak, Nuh'un gemisi kalıntılarının olduÄŸu öne sürülen Cûdi Dağı’nın kuzeyinde 'Åžehr-i Nûh' adıyla kurulmuÅŸ, önceleri "Åžerneh", daha sonraki yıllarda ise "Kürdara Şırnak" adını almıştır. Şırnak, tarihte birçok önemli devletin baÅŸkentini kendi topraklarında barındırmıştır. Aynı zamanda Guti (Qurtie) imparatorluÄŸunun baÅŸkenti olan "Bajarkard", Silopi ilçesi topraklarındadır. İl sınırları içinde bulunan Cûdi Dağı’nın isminin Gutilerden geldiÄŸi düÅŸünülmektedir.
2015-16 Şırnak çatışmaları
İl merkezinde 2015 yılında çatışmalar baÅŸlamıştır. Çatışmalarda birçok kiÅŸi yaralanmış ve yaÅŸamını yitirmiÅŸtir.
2015-2016 Şırnak çatışmaları, Türkiye'nin Şırnak il merkezi ile birlikte Cizre, İdil ve Silopi ilçelerinde 2015 yılının ikinci yarısından sonra özyönetim talepleri sonucu baÅŸlayan, güvenlik güçleri ile PKK, YDG-H ve YPS mensupları arasında devam eden çatışmalar bütünü. Çatışmaların olduÄŸu bölgelerdeki birçok mahalleye hendekler kazılmış, bu geliÅŸmelerin ardından ildeki birçok mahallede sokaÄŸa çıkma yasakları ilan edilmiÅŸtir.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Aralık 2015'te çatışmanın olduÄŸu mahallelere tank ve zırhlı araçlarla birlikte 10 bin asker göndermiÅŸtir. Askeri kaynaklar tankların patlayıcı tuzaklanmış barikatları yıkmak için kullanıldığını belirtmiÅŸ, ordu birlikleri mahallelere girerek bu barikatların bulunduÄŸu bölgelere top atışları yapmış ve çıkan çatışmalar sonucu aralarında kadın ve çocukların da bulunduÄŸu birçok kiÅŸinin yaÅŸamını yitirdiÄŸi iddia edilmiÅŸtir. İMC TV ve Nokta dergisi'nin de aralarında bulunduÄŸu bazı kaynaklar, meydana gelen bazı sivil ölümlerin tanklardan yapılan top atışlarının evlere isabet etmesi sebebiyle meydana geldiÄŸini bildirmiÅŸlerdir. Top atışlarının ardından Cizre halkının çatışmaların olmadığı mahallelere ya da ilçe içerisinde yer alan saÄŸlam evlere göç etmek zorunda kaldığı belirtilmiÅŸtir. İçiÅŸleri Bakanı Efkan Ala'nın bildirdiÄŸi verilere göre, yaklaşık 200 bin nüfusa sahip Cizre ve Silopi ilçelerinde toplam 55 bin kiÅŸi çeÅŸitli yerlere göç etmiÅŸtir (Cizre: 25 bin, Silopi 30 bin). Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak milletvekili Faysal Sarıyıldız ise Cizre'de göç eden nüfusun 100 bin civarında olduÄŸunu belirtmiÅŸtir. Bununla birlikte göç eden Şırnaklılardan bazılarının ertesi gün tekrar geri döndükleri bildirilmiÅŸ, göç sırasında sadece çocukların, hastalar ve yaÅŸlıların çıkarıldığı ifade edilmiÅŸtir.
Bazı haber ajanslarının ve televizyon kanalarının, olaylar, çatışmalar ve gerçekleÅŸtirilen hendek operasyonları sırasında meydana gelen sivil ölümlerin gizlenmesi amacıyla iliÅŸtirilmiÅŸ gazetecilik yöntemleri kullandığı iddiaları basına yansımıştır.
TSK'nın Cizre'de 14 Aralık 2015 tarihinden itibaren yürüttüÄŸü Åžehit Jandarma Astsubay Kıdemli ÇavuÅŸ Burak Demirci Operasyonu ismini verdiÄŸi operasyon 13 Åžubat 2016 günü öÄŸle saatlerinde sona ermiÅŸtir. Bununla birlikte 14 Mart 2016 tarihinde sokaÄŸa çıkma yasağı ile baÅŸlayan Åžehit Jandarma ÜsteÄŸmen Mehmet Çiftçi operasyonunun 3 Haziran 2016 tarihinde bittiÄŸi açıklanmıştır.
Çatışmalarda Sualtı Savunma Grup Komutanlığı'na baÄŸlı komandolar da yer almıştır.
Uluslararası Af Örgütü, 2015 yılındaki insan hakkı ihlallerini kapsayan yıllık raporunda söz konusu çatışmaların insan hakları ihlallerini artırdığı belirtilmiÅŸ ve raporda "İnsan haklarının durumu Haziran’daki genel seçimlerin ve Temmuz’da Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ve Türk silahlı kuvvetleri arasındaki ÅŸiddetin patlak vermesinin ardından ciddi biçimde kötüye gitti" ifadelerine yer verilmiÅŸtir.
Arka plan
Ayrıca bakınız: 2014 Türkiye Kobani eylemleri ve Çözüm süreci
Olaylar baÅŸlamadan önce kentte baÅŸlatılan gözaltıları ve sınır ötesi operasyonları ve 2015 Suruç saldırısını protesto gösterileri gerçekleÅŸmiÅŸ, bu gösterilerde siviller yaralanmış veya yaÅŸamını yitirmiÅŸti. Bununla birlikte Suruç saldırısını protesto gösterilerinde zaman zaman çatışmalar da çıkmıştı. Ayrıca 2014 Irak Savaşı ve Rojava Savaşı kapsamında yaÅŸanan Kobani KuÅŸatması sırasında çok sayıda Cizreli genç Åžengal, Rakka ve Kobani ÅŸehirlerine Irak ve Åžam İslam Devleti'ne (IŞİD) karşı savaÅŸmaya gitmiÅŸ ve buna paralel olarak ilçede birçok protesto gösterisi düzenlenmiÅŸti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), olayların baÅŸlangıcına tekabül eden tarihte Türkiye Büyük Millet Meclisine "Toplumsal barışı tehdit eden artan terör olaylarının nedenlerinin araÅŸtırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi" konulu bir araÅŸtırma önergesi vermiÅŸ, fakat önerge Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) oylarıyla reddedilmiÅŸti.
Nedenleri
Çatışmalarda hasar alan bir araç (15 Eylül 2015).
Şırnak'ta daha önceki yıllarda da yaÅŸananhendek kazma olaylarının 2015 yılının ikinci yarısında tekrar baÅŸlamasından önce bazı Şırnaklılar devlet kurumlarının meÅŸruiyetini tanımadığını ve demokratik özyönetimini geliÅŸtirip savunacağını belirtmiÅŸlerdir. Yöre halkının katılımıyla AÄŸustos 2015'te kurulan "Cizre Halk Meclisi" adındaki yerel yönetimin eÅŸbaÅŸkanları Asya Yüksel ve Mehmet Tunç da, konuyla ilgili olarak, kurulan hendeklerin ve barikatların Türkiye'deki mevcut iktidarının, bölge halkının öz iradesine yönelik bir tutum içerisinde olması sebebiyle oluÅŸturulduÄŸunu bildirmiÅŸlerdir. EÅŸbaÅŸkanlar, özyönetimle devleti reddetmediklerini ancak devlet kurumlarının halkın taleplerini karşılamaması nedeniyle demokratik özyönetimi inÅŸa etme hamlesinin baÅŸlatıldığını söylemiÅŸlerdir. Ayrıca aralarında Dicle Haber Ajansı ve Evrensel gazetesinin de bulunduÄŸu bazı kaynaklarda, yöre halkına uygulandığı iddia edilen birtakım baskı politikalarının ve süregelen devlet ÅŸiddetinin, hendeklerin ve barikatların kurulmasına yol açtığı belirtilmiÅŸtir. Bazı haber kaynaklarında barikat ve hendeklerin bazılarının bizzat halk tarafından inÅŸa edildiÄŸine iliÅŸkin haberler basına yansımıştır. Bölgeyi ziyaret eden Die Welt gazetesi Türkiye muhabiri Deniz Yücel de bu iddianın kısmen doÄŸru olduÄŸunu belirtmiÅŸ ve halkın bir kısmının hendek ve barikatlara sempatisi veya yardımı bulunduÄŸunu ifade etmiÅŸtir. Yücel, olayları "Oradaki gençlerin hepsi deÄŸilse bile önemli bir kısmı zaten mahallenin gençleri. Yani tümüyle dışarıdan gelme falan deÄŸil. Aralarında belki PKK gerillası olan, daÄŸdan inme belki tek tük birileri vardır, olabilir. Ama çoÄŸunluk, mahallenin gençleri." cümleleriyle aktarmıştır.
Olayların baÅŸlamasında tarihsel etkenlerin de rol oynadığı belirtilmektedir. Bu tür olaylar hakkında saha çalışmaları yapan antropolog Adnan Çelik; yaÅŸanan bu “olaylar silsilesini” açıklamak için kısa zaman verilerinin yetersiz olduÄŸunu ifade etmiÅŸ ve olayların Kürtlerin egemenlik meselesi hâline dönüÅŸtüÄŸünü ifade etmiÅŸtir.[197] Çelik, Evrensel gazetesinde çıkan röportajında, söz konusu konunun Türkiye sınırlarını aÅŸan sınır-aşırı bir uluslararası boyutla doÄŸrudan alakalı olduÄŸunu ve bu sebeple Suriye İç Savaşı koÅŸullarında biçimlenen Rojava Savaşı kapsamında PYD’nin siyasi ve YPG'nin askeri örgütlenmesiyle iliÅŸki içerisinde incelenmesi gerektiÄŸini ifade etmiÅŸtir. Aynı zamanda Çelik yaÅŸanan olayların en son çıkarılan ceza yasası ile de iliÅŸkili olduÄŸunu belirtmiÅŸ, yeni tutuklama dalgası ile legal gençlik hareketlerinin tasfiyesinin amaçlandığını ve buna karşın gençlik hareketinin kendini koruma hedefiyle çatışmalara zemin hazırladığını ifade etmiÅŸtir. Çünkü Çelik'e göre ceza yasası en sıradan bir gösteriye ya da basın açıklamasına katılan kiÅŸileri bile hapse atmaya yetmekteydi ve özellikle ilk defa Cizre’de kazılan hendekler ve devlet güçlerinin mahallelere giriÅŸinin engellenmesi, bu tutuklama dalgasına karşı önlem amacı taşımaktaydı.
Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) üyeleri açılan barikatların arkasında, Ekim 2015
Hendekleri kazan ve barikatlar kuran YDG-H üyeleriyle ile yapılan röportajlarda, hendeklerin kazılmasının sebepleriyle ilgili olarak "Devletin uygulamaları halkın güvenliÄŸini tehdit ediyor, zarar veriyor. Biz de halkımızı devlete karşı korumak zorundayız." beyanında bulunulmuÅŸtur. İsminin açıklanmasını istemeyen bir diÄŸer YDG-H'li ise hendeklerin kazılmasıyla ilgili ÅŸu açıklamada bulunmuÅŸtur;[198]
“ |
"90'larda dedem ve amcamı evden alıp iÅŸkenceyle öldürüldüler. Onların nasıl öldürüldüÄŸü hikâyesiyle büyüdüm. Babam da hapise atıldı. Biz halkımızın canını ve ırzını korumak onları savunmak için hendekleri kazdık. Burada bir tek PKK'li yok. Bu gerillanın savaşı deÄŸil, halkın savaşıdır." |
„ |
|
HDP, hendeklerin bir sebep deÄŸil ÅŸu ana kadar gerçekleÅŸen katliamların bir sonucu olduÄŸunu belirtmiÅŸtir. Parti, sorunun çözümünün hendeklerin kaldırılmasından önce devletin saldırılarının sonlanması olduÄŸunu bildirmektedir.[199] Parti eÅŸ baÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ, El Cezire'ye verdiÄŸi röportajda “Hendek, barikatın özerklik ve öz yönetim uygulamalarıyla hiçbir alakası yok. Hendek ve barikat polis, asker operasyonları, ev basma, gece gündüz mahalleye girip tutuklamalar ve infazlar yapması üzerine geliÅŸtirildi.” açıklaması yapmıştır.
Özyönetim ve hendeklere dair 18 Aralık 2015 tarihli basın toplantısı. Soldan saÄŸa: Selahattin DemirtaÅŸ, Kamuran Yüksek, Hatip Dicle, Selma Irmak, Figen YüksekdaÄŸ, ErtuÄŸrul Kürkçü
18 Aralık 2015 tarihinde HDP, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticileri Diyarbakır’da ortak bir basın toplantısı düzenlemiÅŸlerdir. Toplantıda söz alan DTK EÅŸ BaÅŸkanı Hatip Dicle, yaÅŸanan çatışmaların çözüm sürecinin bitirilmesi nedeniyle gerçekleÅŸtiÄŸini ifade etmiÅŸtir. Dicle, bu durumu ÅŸu cümlelerle açıklamıştır;
“ |
"Bugün hendeklere sıkıştırılan halkın öz yönetim talepleri çözüm sürecindeki günlerde masada açığa çıkıyor, konuÅŸuluyor, tartışılıyordu. Bize göre üç konu devletin masadan kalkmasını zorladı. Birincisi, Rojava'daki geliÅŸmeler ve PYD'nin gittikçe meÅŸruiyet kazanması, ikincisi Rojava'da iki kantonun birleÅŸmesi ve AKP'nin aldığı yenilgi ile HDP'nin baÅŸarısı eklenince bu süreç bitirildi ve artık acılı bir ortam yaÅŸanmaya baÅŸlandı. Tüm Türkiye halklarını olumsuz etkileyen gerek ekonomik alanda gerek siyasi alanda zorlayan süreç baÅŸlamıştı. Aslında Dolmabahçe Mutabakatı'nda ulaşılan süreç devam etseydi, bugünkü ortam da olmayacaktı." |
„ |
|
Toplantıda konuÅŸan HDP EÅŸ BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ ise hendek çatışmalarının sokaÄŸa çıkma yasağının ilanıyla iliÅŸkili olduÄŸunu söylemiÅŸ, konu hakkında "Valiler suç iÅŸliyor; sokaÄŸa çıkma yasağı ilan edemez. Devletin kendisi polisi valisi kanun dışı davranıyor. Ne yapacak bu halk, savcılara mı ÅŸikayet edecekler, savcılar içeride, basına mı anlatacak, gazeteciler içeride. Gençler hendek kazıyormuÅŸ. BaÅŸka bir yol gösterin ne yapsınlar, kime ÅŸikayet etsinler?" açıklamasında bulunmuÅŸtur.
19 Ocak 2016 tarihinde gerçekleÅŸtirilen HDK 1. OlaÄŸan Konferansı sonucunda açıklanan bildirgede; çıkan çatışmalar "7 Haziran seçimleriyle tecelli eden halk iradesini yok sayarak fiili bir baÅŸkanlık rejimi ile yönetime el koymuÅŸ, bir darbe ile parlamentoyu ve parlamenter sistemi iÅŸlevsizleÅŸtirerek faÅŸist bir yapı oluÅŸturmuÅŸtur." nedenine baÄŸlanmıştır. Bildirgeye göre, son dönemlerde yaÅŸanan olaylar Kürt siyasi hareketine düzenlenen bir "Çöktürme Harekatı"dır ve hendeklere indirgenmeye çalışılan bütün bu çöktürme sürecine bölge halkı "özyönetim ilanları" ile yanıt vermiÅŸtir.
Cizre'de bir sokakta görülen hendek ve arkasındaki barikat
Bununla birlikte devlet kanadından eski Millî İstihbarat TeÅŸkilatı (MİT) müsteÅŸar yardımcısı Cevat ÖneÅŸ, siyasetin devre dışı kaldığını ve silahlı çatışmaların bu sebeple arttığını belirtmiÅŸtir. Öner, konuyla ilgili olarak “Özyönetim, parlamento bünyesinde tartışılarak toplumsal katmanlarda tartışılarak toplumsal uzlaÅŸma ile demokratik bir anayasa içerisinde düÅŸünebilecek bir meseledir” açıklamasında bulunmuÅŸtur.
Bazı haber sitelerinde çıkan haberlere göre ise hendekler örgütün devlet güçlerine yönelik eylemlere zemin hazırlaması için kazılmıştır. Bu görüÅŸlere göre militanlar yapılacak eylemlerin ardından hendek kazılan mahallere geri dönecekler ve yollara hendekler kazıldığı için devlet güçleri zırhlı araçlarla giremeyeceklerdir. Buna paralel olarak aralarında Ak Parti Mardin milletvekili Orhan MiroÄŸlu'nun da bulunduÄŸu bazı yazarlar, hendek olaylarının baÅŸlama nedeninin PKK için bir güç ispatı ve savaşı daÄŸlardan ÅŸehirlere taşıma stratejisi olduÄŸunu iddia etmiÅŸtir.
Milliyet gazetesi yazarı Tolga Åžardan'a göre, çatışmaların çıkma sebebi PKK kırsal kadrolarının, ÅŸehir kadrolarıyla birleÅŸmeye çalışmasıdır. Åžardan, bu iddiasını BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu'nun yanı sıra 30’a yakın kentten gelen vali, emniyet müdürü, il jandarma komutanları ve Millî İstihbarat TeÅŸkilatı Bölge BaÅŸkanı’nın katıldığı güvenlik zirvesinde konuÅŸulan “PKK’nın kırsaldaki grupları ile ÅŸehir gruplarının baÄŸlantısının kesilmesi” konu baÅŸlığına dayandırmaktadır. Yine Åžardar'a göre Şırnak ve ilçelerindeki eylemler, daha önce Kandil’de eÄŸitilip Türkiye’ye gönderilen veya kırsaldan gelen silah ve bombalama eÄŸitiminde yetiÅŸmiÅŸ kadrolarca gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir.
Kayıplar
Cizre'deki sokaÄŸa çıkma yasağı sürerken ilçede yıkılan binaların da görüldüÄŸü kuÅŸ bakışı görünüm, 2 Mart 2016.
Meydana gelen ölümler konusunda farklı görüÅŸler bulunmaktadır. BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu'nun sivil kaybın olmadığı yönünde açıklamalar yaparken aralarında İnsan Hakları DerneÄŸi ve Mazlum-Der'in de bulunduÄŸu kimi kaynaklar kentte sivillerin yaÅŸamını yitirdiÄŸini bildirmektedir. Aynı kaynaklar ölen sivillerden bazılarının devlet güçlerine baÄŸlı keskin niÅŸancılar tarafından öldürüldüklerini belirtmektedir. İngiliz yayın kuruluÅŸu BBC, sadece 4-11 Eylül tarihleri arasında 30 sivilin öldürüldüÄŸünü bildirmiÅŸtir. Bununla paralel olarak HDP eÅŸbaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ da Cizre'de hayatını kaybeden 11 çocuk annesi Taybet İnan'ın devlet gücü olarak görev yapan keskin niÅŸancıların hedefi olduÄŸunu belirtmiÅŸ ve cenazesinin günler boyunca sokakta kaldığını belirtmiÅŸtir. Buna benzer olarak çatışmalar sırasında yaralanan Hüseyin Paksoy isminde 16 yaşındaki bir çocuÄŸun, yaralandıktan sonra dört gün boyunca hastaneye kaldırılamadığı için olay yerinde yaÅŸamını yitirdiÄŸi bildirilmiÅŸtir. Konuyla ilgili Hür Dava Partisi, (Hüda-Par) Cizre ilçe BaÅŸkanı Ahmet Elçin, hendeklerin kazılmasından bu yana birçok sivilin yaÅŸamını yitirdiÄŸini belirtmiÅŸ ve "75 yaşında öldürülen insanlar var. Güvenlik güçlerine ait bir zırhlı araca atılan roketin evine isabet etmesi sonucu Åžeyh Bahattin Sevinik adındaki bir tanıdığım hayatını kaybetti. Olaylar sırasında 9 yaşındaki eli kopan bir çocuÄŸun duvara yapışan parmağının bir fotoÄŸrafı var. Maalesef BaÅŸbakan bu konuda talihsiz bir açıklama yaptı." açıklamasını yapmıştır.
Avrupa Konseyi olaylar sırasında gerçekleÅŸen sivil ölümlerle ilgili endiÅŸelerini dile getirmiÅŸtir. Yapılan açıklamada, Konsey'in "Devlet güçlerinin sivillere karşı orantısız güç kullanımına dair ciddi iddialar" aldığını ve durum deÄŸerlendirmesi yapılması için Cizre'nin gözlemcilere açılması gerektiÄŸi bildirilmiÅŸtir. Bununla paralel olarak İnsan Hakları DerneÄŸi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, SaÄŸlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası ve Diyarbakır Barosu da hazırladıkları raporda yaÅŸanan olaylara dair bağımsız bir soruÅŸturmanın gerektiÄŸini belirtmiÅŸtir.
Sivil ölüm sayıları ile ilgili olarak HDP Parti Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen tarafından yayımlanan ara raporda AÄŸustos-Aralık 2015 tarihleri arasında Cizre'de 56, Silopi'de 29 olmak üzere toplam 85 sivilin yaÅŸamını yitirdiÄŸi bildirilmiÅŸtir. 14 Aralık 2015 - 9 Ocak 2016 tarihleri arasında Cizre ilçesinde yaÅŸamını yitiren kiÅŸi sayısının ise 39 olduÄŸu belirtilmiÅŸtir. Türkiye İnsan Hakları Vakfı ise, 16 AÄŸustos 2015 - 21 Ocak 2016 tarihleri arasında sokaÄŸa çıkma yasakları esnasında yaÅŸamını yitiren sivil sayısını Cizre'de 66 ve Silopi'de 27 olmak üzere toplam 93 olduÄŸunu bildirmiÅŸtir.[148] Bununla birlikte Mazlum-Der Silopi ilçesine dair yayınladığı raporda 29 sivilin yaÅŸamını yitirdiÄŸini ve bunun yanında ilçede yapılan çeÅŸitli iÅŸkencelere dair duyumlar aldıklarını bildirmiÅŸtir.
Cizre'de bir bebeÄŸin defin töreni, Eylül 2015.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı, 16 AÄŸustos 2015 - 21 Ocak 2016 tarihleri arasında Şırnak'ta yaÅŸamını yitiren kadın sayısının 16 (Cizre: 11, Silopi: 5), çocuk sayısının 17 (Cizre: 11, Silopi: 6), 60 yaÅŸ üstü yaÅŸlı sayısının ise 15 (Cizre: 8, Silopi: 7) olduÄŸunu rapor etmiÅŸtir.[148] Şırnak Barosu da, devlet güçlerinin özyönetim talebi nedeniyle yürüttüÄŸü operasyonlar sonucunda meydana gelen çocuk ölümlerinin en fazla Şırnak ilinde meydana geldiÄŸini açıklamıştır.
Çatışmalarda yaÅŸamını yitiren sivillerin hangi taraf tarafından vurulduÄŸu konusu tartışmalıdır. BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu meydana gelen ölümlerin devlet kaynaklı olmadığını söylemiÅŸtir. Aksi iddialara göre ise sivil ölümler devlet güçlerinin müdahalesi sırasında meydana gelmiÅŸtir. Bununla birlikte olaylar sırasında devlet güçleri tarafından vurulduÄŸu iddia edilen kiÅŸilerin yakınlarına, vurulan kiÅŸilerin "PKK tarafından vurulduÄŸuna" dair zorla kâğıt imzalatıldığı iddiaları basına yansımıştır.
Olayların baÅŸlamasından bu yana gerçekleÅŸen çatışmalar esnasında birçok asker ve polis yaÅŸamını yitirmiÅŸtir.
TSK, 3 Haziran 2016 günü internet sayfasından yaptığı açıklama ile Şırnak il merkezi ile İdil, Cizre ve Silopi ilçelerinde toplam 1456 eylemci veya militanın ölü, yaralı ya da tutuklu olduÄŸunu bildirmiÅŸtir.
HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ, bölgedeki sivil ölümler için Avrupa ve Türkiye‘den heyetlerin oluÅŸturulup inceleme yapmasını önerdiklerini ancak bunun kabul edilmediÄŸini, iddiaların netleÅŸmesi için "bağımsız, tarafsız bir soruÅŸturma" istediklerini ve PKK’nın yol açtığı sivil ölümler varsa bunların da ortaya çıkmasını istediklerini dile getirdi.
Cizre çatışmaları yıkılan evinin başında bir kadın, 2 Mart 2016
23 Ocak 2016'dan bu yana Cizre'de bir binanın bodrumunda 28 yaralı mahsur kaldığı ve yaralılardan 7’sinin hastaneye kaldırılamadığı için yaÅŸamını yitirdiÄŸi bilinmektedir. HDP Şırnak milletvekili Faysal Sarıyıldız, Cizre'de insanlık suçu iÅŸlendiÄŸini, ambulansların uzakta bekletildiÄŸini ve yaralıların bulunduÄŸu binanın "tankla topla dövüldüÄŸünü" dile getirdi.[228] Şırnak ValiliÄŸi, PKK'nın yaptığı patlayıcı tuzaklı barikatlar, hendekler ve ambulanslarla saÄŸlık görevlilerine yönelik silahlı saldırılar nedeniyle ambulansların en yakın yere intikal ettirildiÄŸini ve yaralıların bu noktaya getirilmesi istenildiÄŸi ancak tüm çabalara raÄŸmen yaralılar ve arayanlar tarafından bu çaÄŸrıya olumlu cevap verilmediÄŸini bildirdi.[228] BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, “Bahsi geçen yaralılara ulaşılması isteniyorsa ki biz istiyoruz, buradaki terör odaklarına teslim olmaları konusunda çaÄŸrı yapılması lazım. Ambulanslara yönelik saldırılar olunca olay yerine ulaÅŸamıyorlar” dedi. 29 Ocak 2016'da Anayasa Mahkemesi, yaralılarla ilgili yaÅŸam hakkı ihlali baÅŸvurusuna iliÅŸkin "anılan kiÅŸilerin yaralı olup olmadığına, yaralı iseler durumlarının ağır olup olmadığına, hangi koÅŸullar altında yaralandıklarına, tamamının yaralı olup olmadığına, silahlı olup olmadıklarına ve hangi adreste bulunduklarına iliÅŸkin belirsizliÄŸin hâlen devam etmesi nedeniyle" tedbir talebini reddetti. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Åžimdi orada 600-1000 metre mesafede bunlara bu anonslar yapılıyor. ‘Alın yaralıları, getirin güvenli bölgeye ve biz buradan hemen onları hastaneye götürelim’ deniyor. Ambulanslar hazır ama bunlar yaralıları oraya kasıtlı götürmüyor. Belki de yaralı deÄŸiller. Oradaki ilgili arkadaÅŸlar tedbiri almak zorundalar. Ona göre onlar da o tedbirle bu iÅŸi yürütüyorlar" dedi. HDP Şırnak milletvekili Faysal Sarıyıldız, 30 Ocak 2016'da yetkililerle yapılan temaslar sonucu ağır yaralıların, daha hafif ÅŸekilde yaralananlar ve yaralı olmayanların sırtlarında taşınarak yaklaşık 700 metre mesafede bekleyen belediyeye ait ambulanslara götürüleceklerini açıkladı. Fakat ardından geçen süreçte yaralıların binadan çıkarıldıkları anda özel harekât timleri tarafından tekrar ateÅŸ altına alındığı ifade edildi. BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu ise söz konusu olayı "Bir bodrumda yaralılar var diyerek dünyayı ayaÄŸa kaldırdılar. Ama oraya her yaklaşıldığında keskin niÅŸancılarla saldırıyorlar. Dünyayı kandırıyorlar." ÅŸeklinde yorumlamıştır.
Silopi'deki çatışmalar sırasında hasar gören bir bina ve önündeki kadın, 22 Ocak 2016
5 Åžubat 2016 tarihinde 37 kiÅŸinin bir binada mahsur kaldığı bildirilmiÅŸ ve bu binada çıkan yangın sonrası 9 kiÅŸinin yanarak yaÅŸamını yitirdiÄŸi, 25 kiÅŸinin ise ağır yanıklarla binada bekletildiÄŸi belirtilmiÅŸtir. Bazı kaynaklar ise içerideki kiÅŸilerin PKK mensupları olduÄŸunu ifade etmiÅŸtir.
10 Åžubat'ta Cizre'de baÅŸka bir bodrumda mahsur kalan yaklaşık 50 kiÅŸi olduÄŸu ve bu kiÅŸilerden 20'sinin yanarak yaÅŸamını yitirdiÄŸi haberleri basına yansımıştır. Söz konusu bodrumda olduÄŸu belirtilen ve babasına telefonla ulaÅŸan Derya Koç isimli vatandaÅŸ "Alt kattaki bodrumda yaklaşık 20 yaralı arkadaşımızı yakarak katlettiler. Biz de geriye 20 kiÅŸi kaldık. Åžu an etrafımız tanklarla çevrilmiÅŸ durumda. Bize de ateÅŸ açıyorlar. Biz de yanabiliriz her an." ifadelerine yer vermiÅŸ ve bodrumdakilerin isimlerini listelemiÅŸtir.
Çatışmaların ardından tanınmayacak halde olan ve kimse tarafından teÅŸhis edilemeyen cenazelerin de olduÄŸu haberleri basına yansımıştır.
Mazlum-Der yayınladığı raporda, Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015-2 Mart 2016 tarihleri arasında uygulanan sokaÄŸa çıkma yasağı sırasında en az 203 kiÅŸinin yaÅŸamını yitirdiÄŸini, bu sayının tespit edilecek diÄŸer isimlerle 266’ya kadar yükselebileceÄŸi belirtmiÅŸtir. Raporda ateÅŸli silahlara baÄŸlı olarak ölümü gerçekleÅŸen 66 kiÅŸiden 15 kiÅŸinin daha farklı tarihlerde ateÅŸli silah yaralanmasıyla öldüÄŸü fakat cesetleri sokaktan alınamadığı için isimlerinin öÄŸrenilemediÄŸi, 5 kiÅŸinin hastaneye ulaÅŸtırılmadığı için kronik hastalıklarına baÄŸlı olarak gerçekleÅŸen ani rahatsızlıkları sonucu öldükleri, 139 ile 187 arasında kiÅŸinin ise Cudi Mahallesindeki üç bodrumda yaÅŸamını yitirdiÄŸi ifade edilmiÅŸtir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015'ten bu yana devam eden sokaÄŸa çıkma yasağının kaldırılması ve operasyonların durdurulması için tedbir konması yönündeki baÅŸvuruyu 12 Ocak 2016'da reddetmiÅŸtir.[245] Kararda AİHM, "Bölgedeki aÅŸikar olan vahim durum dikkate alındığında, baÅŸvuranların talep etmeleri durumunda gerekli bakıma, yardıma eriÅŸebilmelerini saÄŸlamak üzere tüm uygun adımların hükûmet tarafından atılacağına güvendiÄŸini" ve "ihtiyati tedbiri verebilmesi için elinde yeterli veri bulunmadığını" belirtmiÅŸtir.[246] AİHM, Cizre'de açılan ateÅŸle yaralanan ancak ambulansın mahalleye giriÅŸine izin verilmediÄŸi için müdahale edilemeyen 16 yaşındaki Hüseyin Paksoy'un hastaneye kaldırılması için yapılan tedbir baÅŸvurusunu 18 Ocak 2016'da kabul etti. Paksoy, AİHM kararının avukatına gönderildiÄŸi saatlerde yaÅŸamını kaybetmiÅŸtir.[249] Basına yansıyan haberlerde, haklarında tedbir kararı çıkan diÄŸer yaralılardan Helin Öncü'nün Cizre Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığı, Serhat Altun ve Cihan Kahraman'ın yaÅŸamını yitirdiÄŸi, Orhan Tunç'a iliÅŸkin bilgi alınamadığı kaydedilmiÅŸtir. Serhat Altun’un cenazesini ve yaralıların da olduÄŸu kiÅŸileri almak için yürüyüÅŸe geçenlere açılan ateÅŸ sonucu, İMC TV kameramanı Refik Tekin’in de aralarında bulunduÄŸu en az 10 kiÅŸi yaralanmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2015 yılının Aralık ayında Cizre'de ilan edilen sokaÄŸa çıkma yasakları döneminde hak ihlalleri iddiasıyla yapılan iki ayrı baÅŸvuruyu 7 Åžubat 2019 tarihinde oy birliÄŸiyle reddetti. Şırnak doÄŸumlu Ömer Elçi'nin, Cizre'de Aralık 2015'te alınan sokaÄŸa çıkma yasağının "yaÅŸama ve güvenlik haklarına aykırı olduÄŸu gerekçesiyle" karara itiraz eden baÅŸvurusu ile; Ahmet Tunç, Zeynep Tunç ve Güler Yerbasan'ın, "yakınları Orhan Tunç'un Cizre'deki sokaÄŸa çıkma yasağı sırasında ambulansın geçiÅŸine izin verilmemesi nedeniyle yaÅŸamını yitirmesi" hakkında yaptıkları baÅŸvuruyu deÄŸerlendirdi. Mahkeme, Türkiye'deki iç hukuk yollarının tüketilmediÄŸi sonucuna vardı ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi'nin Cizre olaylarıyla ilgili baÅŸvuruları deÄŸerlendirmeyi sürdürdüÄŸünü, baÅŸvurucuların Anayasa Mahkemesi'nin etkili bir iç hukuk yolu olmaktan çıktığını öne sürdüklerini ancak bunu kanıtlayamadıklarını bildirdi.[254] 4 Nisan 2019'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2015-16 yıllarındaki çukur olayları sırasında Cizre, Silopi ve Sur'da uygulanan sokaÄŸa çıkma yasağıyla ilgili Türkiye aleyhine yapılan 32 baÅŸvuruyu oybirliÄŸi ile reddetti. Mahkeme önceki iki kararında olduÄŸu gibi Türkiye'deki iç hukuk yollarının tüketilmediÄŸini açıkladı.
AteÅŸkes ve müzakere çaÄŸrıları
AÄŸustos 2015'te HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ, PKK'nın "derhal elini tetikten çekmesi" ve "tahkim edilmiÅŸ ateÅŸkese uyacağını ilan etmesi", hükûmetin de "bir an evvel diyalog için hazır olduÄŸunu beyan etmesi" için çaÄŸrıda bulundu. Eylül 2015'te aralarında Tarık Akan, Kadir İnanır, Fazıl Say, Rıza Türmen ve Levent Üzümcü'nün de bulunduÄŸu bazı kiÅŸiler; PKK'nın tek taraflı ateÅŸkes ilan etmesini, devletin ÅŸehir merkezlerindeki operasyonları durdurması ve müzakerelerin yeniden baÅŸlatılıp barış sürecinin önü açılması için çaÄŸrıda bulundu. Dönemin HDP'li Avrupa BirliÄŸi Bakanı Ali Haydar Konca, çatışma ortamının durdurulması için bir an evvel "sokaÄŸa çıkma yasakları dahil, bölgedeki güvenlik odaklı yaklaşımların son bulması, operasyonların bitirilmesi ve ellerin tetikten çekilmesi gerektiÄŸini" dile getirdi. Kasım 2015'te Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muižnieks, "oldukça kalabalık bir nüfusun insan haklarına yönelen olaÄŸanüstü ağır müdahale ile neredeyse tam bir bilgi karartmasının birleÅŸimi, gerekli gözetimin de yokluÄŸu dikkate alındığında özellikle endiÅŸe verici" olduÄŸunu ve "Türkiye Devleti’nin terörle mücadele etmeye hakkı ve görevi olduÄŸunu vurgulamakla beraber, bu mücadelede kullanılan yöntemlerin baÅŸta Avrupa İnsan Hakları SözleÅŸmesi olmak üzere, uluslararası standartlarca teminat altına alınan insan haklarına saygı duymak zorunda olduÄŸunu" belirtti.[259] 20 Ocak 2016'da Avrupa BirliÄŸi Komisyonu GeniÅŸlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn, bölgede yaÅŸananların endiÅŸe verici olduÄŸunu söyleyerek, ateÅŸkes çaÄŸrısında bulunmuÅŸ ve "PKK da Türkiye'ye saldırılarını durdurmalı ve diyalog sürecine geri dönmeli" açıklamasını yapmıştır.
Barış için akademisyenler bildirisi okunurken, 11 Ocak 2016.
11 Ocak 2016'da 1128 akademisyenin imzaladığı "Bu suça ortak olmayacağız" baÅŸlıklı barış için akademisyenler bildirisi; çatışmaların durdurulması, uygulanan sokaÄŸa çıkma yasaklarının kaldırılması ve barış sürecine geri dönülmesi çaÄŸrısı yaptı. Bu açıklamanın ardından YÖK, "Teröre destek veren bu bildiri ile ilgili gereÄŸinin yapılacaktır" açıklamasını yaptı.[263] Ardından Türkiye çapında onlarca akademisyen gözaltına alındı, görevden uzaklaÅŸtırıldı ya da haklarında idari veya adli soruÅŸturma açıldı. 40'ın üzerinde akademisyen "metni tam olarak okumadan online ÅŸekilde imza attıklarını" belirterek bildiriden imzalarını geri çekti. Bu bildiriye karşı Hür Akademisyenler DerneÄŸi tarafından "Teröre Sessiz Kalmayacağız" baÅŸlığıyla 1700'ün üzerinde akademisyenin imzaladığı bir bildiri yayımlandı. ABD'nin Türkiye Büyükelçisi John Bass ve ABD BaÅŸkan Yardımcısı Joe Biden basın ve ifade özgürlüklerinin herkes için önemli olduÄŸunu belirterek barış için akademisyenler bildirisini imzalayanları destekledi. Rusya DışiÅŸleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova da bildiriyi imzalayan akademisyenleri desteklediklerini bildirdi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün 22 Aralık 2015'te yaptığı açıklamada, Temmuz 2015'ten bu yana devam eden güvenlik operasyonları ve çatışmalar sırasında çok sayıda sivilin öldürüldüÄŸünü, halkın çatışmalardan kaçmak için evlerini terk ettiÄŸini, gözaltında ciddi kötü muameleler olduÄŸu, "güvenlik güçlerinin sokakta gördükleri veya evinden çıkan herkesin üzerine, silahlı olup olmadığına ve kiÅŸinin herhangi bir tehdit oluÅŸturup oluÅŸturmadığı ya da ölümcül güç kullanımı gerekip gerekmediÄŸine bakmaksızın defalarca ateÅŸ açtığı" ve yaralıların tedaviye eriÅŸimi engellendiÄŸine dair tanık ifadelerinin kayıt altına alındığı belirtildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü kıdemli Türkiye araÅŸtırmacısı Emma Sinclair-Webb, “Türkiye hükümeti güvenlik güçlerini dizginlemeli. Gücün orantısız ve kötüye kullanılmasını derhal sona erdirmeli ve operasyonlar sırasında gerçekleÅŸen ölüm ve yaralanmaları soruÅŸturmalıdır” dedi.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye araÅŸtırmacısı Andrew Gardner, "Süresi belirsiz sokaÄŸa çıkma yasakları altında süren askeri operasyonlar, büyük acılara ve yaygın insan hakları ihlallerine neden oluyor. Türkiye yetkilileri söz söyleyenleri göz altına almak yerine dinliyor olmalı" dedi. Ayrıca Gardner, 30 Ocak 2016 tarihinde yaptığı açıklamada, Cizre'de bir bodrum katında sıkışan yaralılara da dikkat çekerek, bunlardan 12'sinin müdahale edilmemesi hâlinde ölüm riski ile karşı karşıya olduÄŸunu söyledi.
Ayrıca Türkiye'nin birçok ilinde, Şırnak'ta gerçekleÅŸtirilen operasyonlara karşı protesto gösterileri yapılmış, bu gösterilerin ardından çıkan olaylar sonrasında çok sayıda kiÅŸi gözaltına alınmış ve bu gösterilerde protestoculara açılan ateÅŸ sonucu ölümler meydana gelmiÅŸtir.
Sonuçları
Genel
Yeni Åžafak gazetesinde çıkan habere göre, çıkan çatışmalar bölge ekonomisine büyük zararlar vermiÅŸtir. Çatışmalar neticesinde 11 fabrika kapanmış, ilçe sokakları harabeye dönmüÅŸ, 5 yıldızlı oteller ve alışveriÅŸ merkezi projeleri durdurulmuÅŸ, Cizre-Şırnak ile Şırnak-Van Karayollarının yapımı aksamış, Şırnak Üniversitesi'ndeki imar çalışmaları durdurulmuÅŸtur. Ayrıca haberde Habur Sınır Kapısı'nın kapatıldığına, küçük esnafın dükkânları kapandığına veya mallarının bozulduÄŸuna, çatışmalardan bu yana inÅŸaat alanında hiçbir geliÅŸme olmadığına ve birçok kiÅŸinin elindeki dairesini satarak göç ettiÄŸine dikkat çekilmiÅŸtir.
Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı'nın 100 personel ile birlikte Cizre ve Silopi ilçelerinde kamu ve ÅŸahsi binalarının incelemesi yaparak detaylı rapor hazırlayacağı ve sonraki süreçte kentsel dönüÅŸüm kapsamında yeni konutlar inÅŸa edeceÄŸi belirtilmiÅŸtir.
Bununla birlikte Cizre ve Silopi ilçelerine Konya, Kocaeli, Manisa, Kayseri ve Gaziantep illerinden battaniye, mutfak eÅŸyası, elektrikli soba, çocuk maması, çocuk bezi, kuru bakliyat gibi insani yardım malzemelerinin gideceÄŸi bildirilmiÅŸtir.
1 Haziran 2016 tarihinde Cizre ve İdil ilçelerindeki bazı mahallelerin içerisindeki yerlerin Afet Riski Altındaki Alanlar kanunu kapsamında "riskli alan" ilan edilmesini kararlaÅŸtırılmıştır.
Cizre
Hendek operasyonu sonrası Cizre, 1 Mart 2016.
Cizre çatışmalarında yıkılan bir bina, 2 Mart 2016
Şırnak'ta gerçekleÅŸtirilen hendek operasyonları kapsamında Cizre'de 1.419 patlayıcının etkisiz hale getirildiÄŸi[286], 678 tuzaklı barikatın kaldırıldığı ve 242 hendeÄŸin kapatıldığı belirtilmiÅŸtir. Bununla birlikte çatışmalar sırasında karargâh olarak kullanıldığı belirtilen ilçede yer alan birçok cami, okul ve ev hasar almıştır.
Demokratik Bölgeler Partisi, hazırladığı raporda aralarında bebek ve yaÅŸlıların da olduÄŸu çoÄŸu sivil yaklaşık 300 kiÅŸinin yaÅŸamını yitirdiÄŸi ve ilçenin tamamının kullanılamaz hale geldiÄŸini bildirmiÅŸ, ayrıca tanklardan atılan havan toplarıyla mahallelerin yüzde 80’inin yıkıldığı, 500 civarında binanın tam, 2.000'i aÅŸkın binanın ise yarısının hasarlı olduÄŸu kaydedilmiÅŸtir. Aynı rapora göre ilçede bulunan bazı evlerin bodrumlarında baÅŸ ve uzuvları gövdeden ayrılan ve bedeni yanan insanlar tespit edilmiÅŸ ve bu nedenle bazı cenazelerin teÅŸhis edilmeden kimsesizler mezarlıklarına defin edilmiÅŸtir.
GüneydoÄŸu Anadolu Bölgesi Belediyeler BirliÄŸi ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları BirliÄŸi'nin gönderdiÄŸi teknik çalışma grubunun tespitlerine göre Cizre'de 10 binden fazla evin çatışmalarda zarar gördüÄŸü ve kullanılamayacak ev sayısının 3 bin civarında olduÄŸu belirtilmiÅŸ, ayrıca ilçedeki altyapı sistemlerinin de büyük oranda zarar gördüÄŸü ifade edilmiÅŸtir.
Silopi
Silopi'deki çatışmalar sırasında hasar gören bir evin içi, 22 Ocak 2016
Silopi'de operasyonlar sonrası 518 barikatın kaldırıldığı, 270 hendeğin kapatıldığı ve evlere tuzaklanmış 800 patlayıcının etkisiz hale getirildiği bildirilmiştir.
Silopi Belediyesi tarafından kurulan Hasar Tespit Komisyonu'nun çalışması sonucu ilçeye baÄŸlı BaÅŸak, Barbaros, Åžehit Harun, Nuh ve Cudi mahallelerinde yapılan hasar tespit çalışmalarında ağır ve orta hasarlı 350 ev tespit edilmiÅŸtir. Komisyon en büyük hasarın BaÅŸak Mahallesi'nde meydana geldiÄŸini ve buradaki 291 evin ağır hasarlı veya yıkık olduÄŸunu bildirmiÅŸtir. Ayrıca ilçedeki bazı cami, saÄŸlık ocağı ve okul binalarının kullanılamaz hale geldiÄŸi belirtilmiÅŸtir. Çatışmaların ardından patlayan su boruları ve kopan elektrik telleri belediye ekiplerince onarılmıştır.
ÇeÅŸitli belediyeler ve yardım kuruluÅŸlarının da aralarında bulunduÄŸu birçok kurum Silopi'ye yardım araçları göndermiÅŸlerdir.
HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ, partisinin elindeki verilere göre Silopi ilçedeki operasyonların sona ermesinden sonra ilçedeki 500'e yakın gencin daÄŸa çıkarak PKK'ya katıldığını ifade etmiÅŸtir.[299] Buna paralel olarak Mazlum-Der de yayınladığı raporda, hendekleri kazan gençlerin birçoÄŸunun, çatışmaların 17. gününden itibaren mahallelerden çekildiklerini ve gözaltına alınıp infaz edilme korkusu sebebiyle PKK'ya katıldığına dair duyumlar aldıklarını bildirmiÅŸti.
İdil
İdil'de 400 civarında hendek ve barikatın kurulu olduÄŸu bildirilmiÅŸtir. Buna paralel olarak İlçe Belediye EÅŸbaÅŸkanı Mehdi Aslan da ilçenin üçte ikisinde hendek ve barikat bulunduÄŸunu bildirmiÅŸ ve 26.500 olan ilçe nüfusunun çatışmalar nedeniyle 2 bin kiÅŸiye düÅŸtüÄŸünü ifade etmiÅŸtir. Radikal gazetesi ise ilçede sokaÄŸa çıkma yasağı ilan edilmesinden sonra ilçe nüfusunun 3 bine düÅŸtüÄŸünü belirtmiÅŸtir.
İdil'de güvenlik güçlerinin gerçekleÅŸtirdiÄŸi operasyonlar kapsamında yapılan aramalar esnasında, ilçedeki bazı tarihi yapıların zarar gördüÄŸü bildirilmiÅŸtir.
Bazı gelişmeler
Halkların Demokratik Partisi eÅŸbaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ olayların yaÅŸadığı bölgeye gidiyor, 10 Eylül 2015.
- Cizre'de uygulanan sokaÄŸa çıkma yasağını protesto etmek için ilçeye giden HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ, HDP'li bakan ve milletvekillerinin Cizre'ye girmesine izin verilmemiÅŸtir.
- 10 Eylül 2015 tarihinde CHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, partisi adına milletvekillerinden oluÅŸan heyetin giriÅŸine izin verilmemesini eleÅŸtirmiÅŸ ve Cizre'de ilan edilen sokaÄŸa çıkma yasağının bir an önce durması istediklerine dair bir açıklama yapmıştır.
Birlik 90/YeÅŸiller Partisi eÅŸbaÅŸkanı Cem Özdemir, HDP yetkilileri ve görevden alınan Cizre Belediye BaÅŸkanı Leyla İmret ile görüÅŸüyor, 15 Eylül 2015.
- 11 Eylül 2015 tarihinde Cizre Belediye BaÅŸkanı Leyla İmret Türkiye Cumhuriyeti İçiÅŸleri Bakanlığı tarafından görevinden uzaklaÅŸtırılmıştır. Bu uygulamaya yönelik Cizre'de birçok protesto gösterisi düzenlenmiÅŸtir.
- 15 Eylül tarihinde Almanya'daki Birlik 90/YeÅŸiller Partisi eÅŸ baÅŸkanı Cem Özdemir, olayları incelemek üzere Cizre'ye ziyarette bulunmuÅŸtur. Özdemir Cizre'de yaÅŸanan sivil ölümlerinden Türkiye yönetiminin sorumlu olduÄŸunu iddia etmiÅŸ ve "Demokratik bir devlet sorunları böyle çözmez" açıklamasında bulunmuÅŸtur.
- 2 Ekim tarihinde Şırnak'ta Hacı Lokman Birlik adlı yurttaÅŸ özel hareket timlerinin ateÅŸ açması sonucu yaÅŸamını yitirmiÅŸ ve ardından Birlik'in cenazesini zırhlı aracının arkasına baÄŸlanarak sürüklenmiÅŸtir. Bu olay kamuoyunda tepkilere yok açmış ve ardından olaya karıştığı belirtilen iki polis meslekten atılmıştır.
- Cizre'de görev yapan öÄŸretmenlerin cep telefonlarına mesajı gönderilmiÅŸ ve öÄŸretmenlerin 14 Aralık 2015 tarihinden itibaren hizmet içi eÄŸitim seminerine alındığı belirtilmiÅŸtir. Çıkan haberlerde bu durumun yoÄŸun askeri malzeme sevkıyatının yapıldığı döneme denk geldiÄŸi vurgulanmış ve kararın bu sebeple alındığı belirtmiÅŸtir. Daha sonraki süreçte aynı bildiri 7 Åžubat 2016 tarihinde tekrar gönderilmiÅŸtir.
- 14 Aralık Günü Cizre ve Silopi ilçelerinde Valilik kararıyla sokaÄŸa çıkma yasağı konulmuÅŸtur.
- 14 Aralık tarihinde, bölgede yaÅŸanan olaylar, devam eden operasyonlar ve ilan edilen sokaÄŸa çıkma yasakları nedeniyle Habur Sınır Kapısı kapatılmıştır. Yaklaşık on bin civarında bekletildiÄŸi bölgede, çoÄŸunluÄŸu ÅŸoför ve iÅŸ adamı olan binlerce kiÅŸinin sınır kapısında mahsur kaldığı belirtilmiÅŸtir. Kapı, 8 Ocak 2015 tarihinde günlük 100-150 aracın geçmesine izin verilerek kısmen açılmıştır.
- Şırnak'ta ilan edilen sokaÄŸa çıkma yasaklarını protesto eden Şırnaklılar çeÅŸitli gösteriler düzenlemiÅŸlerdir.
- 21 Aralık'ta Şırnak'ta HDP milletvekilleri öncülüÄŸünde sayıları binlerce olan Şırnak halkı, sokaÄŸa çıkma yasağı uygulanan Silopi ve Cizre ilçelerine doÄŸru yürümek istemiÅŸ, fakat polis güçleri göstericilere biber gazı atarak yürüyüÅŸe izin vermemiÅŸtir.
- 21 Aralık'taki çatışmalar sırasında PKK mensuplarının bir anaokuluna bomba bıraktığı bazı okulları ateÅŸe verdiÄŸi ve Cizre Devlet Hastanesi'ne roketatarlı saldırıda bulunduÄŸu belirtilmiÅŸtir.
- 24 Aralık'ta Şırnak Çevre ve Åžehircilik İl MüdürlüÄŸü binasının YDG-H mensupları tarafından ateÅŸe verildiÄŸi, binanın her iki katının yandığı ve kullanılamaz hale geldiÄŸi bildirilmiÅŸtir.
- 25 Aralık günü PKK mensuplarının Kültür ve Turizm MüdürlüÄŸü ve İl Halk Kütüphanesi'nin bulunduÄŸu binanın kazan dairesine el yapımı bomba atması sonucu 6 sivilin yaralandığı bildirilmiÅŸtir.
- 28 Aralık günü evinin bahçesinde oyun oynayan 5 yaşındaki Hüseyin Selçuk, PKK mensuplarının ateÅŸ açması sonucu ensesine gelen silah mermisi ile ölmüÅŸtür. TSK'nın yaptığı yazılı açıklamada da çocuÄŸun PKK mensuplarının açtığı ateÅŸ sonrası öldüÄŸü bildirilmiÅŸtir. Mermi üzerinde yapılan incelemeler sonucu merminin KalaÅŸnikof silahına ait olduÄŸu saptanmıştır.
- 30 Aralık günü Cizre Devlet Hastanesi çalışanı ve SaÄŸlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Cizre TemsilciliÄŸi'nde yönetici olan Aziz Yural'ın, özel harekât polisleri tarafından açılan ateÅŸle ayağından yaralanan bir kadını almak istediÄŸi sırada diÄŸer özel harekat polislerinin açtığı ateÅŸ sonucu başından vurularak yaÅŸamını yitirdiÄŸi belirtilmiÅŸtir.
- 30 Aralık'ta İdil ilçesinde Sivil Savunma Birlikleri adlı bir yapının çatışmalara taraf olarak kurulduÄŸu bildirilmiÅŸtir.
- 31 Aralık günü Rusya DışiÅŸleri Bakanlığı, Şırnak'ta devam eden operasyonları endiÅŸeyle izlediklerini belirterek Türkiye hükûmetine sorunu siyasi yollarla çözme çaÄŸrısında bulunmuÅŸtur. Bildiride, operasyonun sürdüÄŸü bölgelere, siyasetçiler, gazeteciler ve insan hakları örgütlerinin temsilcilerinin girmesine izin verilmediÄŸi vurgulanarak "Türkiye’nin güneydoÄŸusunda, Türk yetkililerin Kürt nüfusun yaÅŸadığı kentlerde mücbir operasyonundan kaynaklanan ÅŸiddetin tırmanmasını kaygıyla izliyoruz." açıklaması yapılmıştır.
- 3 Ocak'ta HDP Grup BaÅŸkanvekili İdris Baluken, Şırnak'ta ve diÄŸer illerde gerçekleÅŸen sivil ölümlerin, geçmiÅŸteki faili meçhul cinayetlere benzediÄŸini bildirmiÅŸtir. Baluken, ölümlerin eskiden devlet görevlilerin JİTEM gibi kontra örgütlenmeleri tarafından gerçekleÅŸtirildiÄŸini belirterek “Bugün kontralara ihtiyaç duyulmadan kamu görevlileri tarafından insanlar sokak ortasında vurulmakta, öldüren kamu görevlileri ile ilgili ciddi bir yasal iÅŸlem gerçekleÅŸmemektedir.” demiÅŸtir.
- 3 Ocak günü sokaÄŸa çıkması uygulaması ve operasyonların sürdüÄŸü Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerine gitmek için Diyarbakır’dan yola çıkan ve aralarında Sebahat Tuncel, Kamuran Yüksek, Emine Ayna gibi isimlerin de bulunduÄŸu, HDP, DBP ve DTK yöneticileri, milletvekilleri ve belediye baÅŸkanlarının oluÅŸtuÄŸu grubun geçiÅŸine izin verilmemiÅŸtir. Siyasetçilere İdil'e altı kilometre kala devlet güçleri müdahalede bulunmuÅŸ, ardından heyet iki saatlik bir bekleyiÅŸin ardından Mardin'in Midyat ilçesine dönmüÅŸtür.[340] Ertesi gün tekrar Şırnak'a gitmek üzere yola çıkan heyet ikinci kere engellenmiÅŸtir.
- 3 Ocak günü Şırnak'ın İdil ilçesi emniyet müdürlüÄŸüne PKK mensupları tarafından saldırı gerçekleÅŸtirildi. Saldırıda can kaybı veya yaralanan olmadı.
- 4 Ocak günü Silopi'de, aralarında DBP Parti Meclisi üyesi ve Silopi Halk Meclisi eÅŸbaÅŸkanının da bulunduÄŸu 3 kadın siyasetçinin zırhlı araçlardan açılan ateÅŸ sonucu öldürüldüÄŸü bildirilmiÅŸtir.
PKK mensupları tarafından 6 Ocak 2016 günü yakılan okul
- 6 Ocak'ta Şırnak merkeze bağlı Sema Cıngıllıoğlu İlkokulu PKK mensupları tarafından molotof kokteylleri kullanılarak yakıldı.
- 7 Ocak'ta Cizre'nin DaÄŸkapı Mahallesi'nde 17 yaşındaki Nidar Sümer ve 45 yaşındaki Halis Sümer'iin PKK mensupları tarafından açılan ateÅŸ nedeniyle yaÅŸamını yitirdiÄŸi bildirilmiÅŸtir.
- 9 Ocak'ta BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, Ak Parti'nin son seçimlerde milletvekili çıkaramadığı Şırnak iline diÄŸer illerin milletvekillerinden görevlendirdikleri isimlerin gönderileceÄŸini açıklamıştır.[348]
- 14 Ocak'ta PKK mensuplarının, ilçede bulunan 8 okul ve 1 yurda ses bombası, havai fiÅŸek ve molotof kokteyli ile saldırı düzenlediÄŸi ve saldırının ardından okulların boÅŸaltıldığı bildirilmiÅŸtir.
- 15 Ocak Günü, DaÄŸkapı Mahallesi'nde çıkan çatışmalarda 12 yaşındaki Yusuf ve 10 yaşındaki BüÅŸra Akalın hayatını kaybetmiÅŸ, 8 yaşındaki Dilan Akalın ise tedavi altına alınmıştır. Olay bazı basın kuruluÅŸlarına göre PKK mensuplarınca atılan bomba sonucu, bazı basın kuruluÅŸlarına göre eve top mermisinin isabet etmesi sonucu, bazı basın kuruluÅŸlarına göre ise iki taraf arasında çatışma yaÅŸanırken gerçekleÅŸtiÄŸi bildirilmiÅŸtir.
- 17-18 Ocak 2016 tarihlerinde PKK tarafından saldırılar gerçekleÅŸtirilmiÅŸ, toplam 5 polis yaÅŸamını yitirmiÅŸ ve 17 polis yaralanmıştır. İdil ilçesi Turgut Özal ve Yenimahalle mevkisinde seyir hâlindeki zırhlı polis araçlarına tuzaklanan mayının patlatılması sonucu gerçekleÅŸtirilen saldırının ardından ağır yaralı olarak[358] İdil Devlet Hastanesi'ne götürülen 3 polis hayatını kaybetmiÅŸ, 18 Ocak tarihinde ise PKK'lıların polis servis aracının geçiÅŸi sırasında roketatarla düzenlediÄŸi saldırı sonucu 2 polis yaÅŸamını yitirmiÅŸ, saldırının ardından olay yerine zırhlı araçlarla çok sayıda özel harekat polisi sevk edilmiÅŸ ve geniÅŸ kapsamlı operasyon baÅŸlatıldığı bildirilmiÅŸtir.
- 18 Ocak'ta İdil Belediye binası yakınlarında, PKK mensupları tarafından yola daha önceden döÅŸenen patlayıcı, polis zırhlı aracının geçiÅŸi sırasında infilak ettirildi. Patlamada polis zırhlı aracı kullanılmaz hale gelmiÅŸ ve 3 polis ölmüÅŸtür.
- 22 Ocak'ta İdil İlçe Emniyet MüdürlüÄŸü'ne PKK mensupları tarafından roketatarlı ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlenmiÅŸtir.
- 28 Ocak'ta Mardin’in Nusaybin ilçesinde aralarında HDP milletvekilleri Ali Atalan, Nadir Yıldırım, Dirayet TaÅŸdemir, İbrahim Ayhan ve Erol Dora'nın da bulunduÄŸu bir grup, Şırnak’ın Cizre ilçesine yürümek isteyince polisin tazyikli su ve gaz bombalarına maruz kaldı.
- 28 Ocak'ta BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, Cizre’de operasyonların tamamlanmak üzere olduÄŸunu bildirdi.
- 30 Ocak'ta DBP eÅŸ baÅŸkanı Emine Ayna, Şırnak çatışmalarında bir bodrum katında mahsur kalan yaralı ve cenazelerin olması sebebiyle siyasi çözümün olanaksız olduÄŸunu bildirerek siyasetten çekildiÄŸini açıklamıştır.
- 31 Ocak'ta İdil ilçesine baÄŸlı Yeni Mahalle ve Turgut Özal Mahallesi'nde bulunan 3 okul ateÅŸe verilmiÅŸtir.[365]
- 1 Åžubat'ta, PKK mensupları tarafından 10 Aralık 2015 tarihinde kaçırılan Cizre Emniyet MüdürlüÄŸü Koruma Åžube MüdürlüÄŸünde görev yapan ve kaymakam Ahmet Adanur'un yakın koruması olan polis memuru Ayhan Kaya güvenlik güçlerinin ortak operasyonuyla kurtarıldı.
- 5 Åžubat'ta tarihinde YPS, Şırnak'ın Bahçelievler mahallesinde bulunan polis merkezine uzun namlulu silahlarla bir saldırı düzenlemiÅŸtir.
- 7 Åžubat'ta Millî EÄŸitim Bakanlığı, İdil ilçesinde görev yapan öÄŸretmenleri SMS mesajıyla İstanbul, Erzurum ve Rize'deki eÄŸitim seminerlerine çağırmıştır. Bununla birlikte o günden itibaren Midyat-İdil seferi yapan dolmuÅŸlar da durdurulmuÅŸtur.
- 9 Åžubat'ta HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ, Cizre ilçesindeki bir binanın bodrum katında toplu katliam yapıldığını ve bunun açıklanamadığını öne sürmüÅŸtür. DemirtaÅŸ, TRT Haber'in 7 Åžubat akÅŸamı son dakika manÅŸetiyle duyurduÄŸu "Cizre'de bodrum kattaki 60'a yakın terörist etkisiz hale getirildi" haberinin daha sonra geri çekilmesine atıfta bulunarak "Kaanatimiz odur ki toplu katliam yaptılar ve üzerini örtmek için gün gün açıklıyorlar. Ordu yetkilileri ‘hazır deÄŸil, ÅŸimdi vermiyoruz’ demiÅŸler." ÅŸeklinde konuÅŸmuÅŸtur. Buna paralel olarak HDP Şırnak milletvekili Faysal Sarıyıldız da TRT'nin haberinin geri çekilmesiyle ilgili "10 kiÅŸi öldürüldüyse geri kalanlar hastanede ya da emniyette deÄŸillerse neredeler" demiÅŸti.
- 11 Åžubat'ta İçiÅŸleri Bakanı Efkan Ala, Cizre'de hendek operasyonlarının bittiÄŸini ve güvenlik güçlerin bölgede kesin olarak alan hakimiyetini ele geçirdiÄŸini ifade etmiÅŸtir.
- 14 Åžubat'ta HDP; Şırnak milletvekili Faysal Sarıyıldız aracılığıyla delillerin karartılması endiÅŸesi taşındığı ve bunun yaÅŸanmaması için uluslararası bir heyetin Cizre'de acilen incelemelerde bulunulması talebiyle BirleÅŸmiÅŸ Milletler Genel SekreterliÄŸi, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Avrupa BirliÄŸi Bakanlar Konseyi'ne mektup göndermiÅŸ, mektupta "SokaÄŸa çıkma yasağı esnasında devlet tarafından kullanıldığı iddia edilen yakıcı ve kimyasal silahlara ait delillerin, suçu kanıtlayacak diÄŸer önemli bulguların ortadan kaldırılacağı yönünde ciddi endiÅŸelerimiz bulunmaktadır." denilmiÅŸtir.
- 16 Åžubat gecesi Şırnak İdil ilçesinde sokaÄŸa çıkma yasağı ilân etmiÅŸtir. Yasağın ardından Turgut Özal Mahallesi, Yeni Mahalle ve Dirsekli Köyü'nde çatışmalar baÅŸlamıştır.
- 25 Åžubat'ta İdil ilçesinde Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattına PKK mensupları tarafından bombalı saldırı düzenlenmiÅŸtir.
- 14 Mart 2016 tarihinde Şırnak il merkezinde sokaÄŸa çıkma yasağı ilan edilmiÅŸtir.
- 10 Mayıs 2016 tarihinde BirleÅŸmiÅŸ Milletler İnsan Hakları Yüksek KomiserliÄŸi; PKK ile baÄŸlantılı devlet dışı aktörler ve gençlik kolları tarafından Cizre ve diÄŸer bölgelerde iÅŸlenen yasadışı eylemleri ÅŸiddetle kınadığını belirtirken Türkiye’ye de terörle mücadelede insan haklarına saygılı olması çaÄŸrısı yapılmıştır. Açıklamanın devamında Cizre'deki çatışmalarda yüzden fazla insanın diri diri yakılarak öldürüldüÄŸü yönündeki haberlerden duyulan rahatsızlık ile hendek operasyonlarının devam ettiÄŸi bölgeden yeteri kadar bilgi alınamamasının kaygı verici olduÄŸu belirtilerek güvenlik güçlerinin insan hakları ihlalleri iÅŸlediÄŸine dair iddiaların ÅŸeffaf bir ÅŸekilde araÅŸtırılması istenmiÅŸtir.
CoÄŸrafya
İl batıda Mardin, kuzeyde Siirt, kuzeydoÄŸuda Hakkari illeri ile güneyde Irak ve Suriye Devletleriyle çevrilidir.Şırnak ilinin bir kısmı GüneydoÄŸu Anadolu Bölgesi içinde kalır. Ayrıca ÅŸehirdeki bazı aileler Irak Zaho ÅŸehriyle akrabadır. Sindi aÅŸiretine mensup bazı köyler vardır.
İklim ve Bitki Örtüsü
Şırnak ili 37°31 kuzey enlemleri ve 42°28 doÄŸu boylamları arasında yer almaktadır. Yüz ölçümü 7.172 km2, ortalama 1.400 metre rakımı ile deniz seviyesinden oldukça yüksektir.
İl toprakları bitki örtüsü yönünden iklimin karasal olması doÄŸal bitki örtüsü üzerinde etkili olmuÅŸtur. Mevsim içindeki yağışların az olması, doÄŸal bitki örtüsünün bozkır olmasına neden olmuÅŸtur.Genelde step görünümündedir. DaÄŸlık kesimlerde bozuk meÅŸeliklere, yükseklerdeyse yer yer ardıçlara rastlanır.
Nüfus
1990 |
47.154 |
25.059 |
22.095 |
2000 |
69.853 |
52.743 |
17.110 |
2007 |
78.231 |
54.302 |
23.929 |
2008 |
82.863 |
59.435 |
23.428 |
2009 |
87.000 |
63.664 |
23.336 |
2010 |
77.865 |
54.263 |
23.602 |
2011 |
85.369 |
61.335 |
24.034 |
2014 |
91.573 |
63.047 |
28.526 |
2015 |
92.206 |
63.367 |
28.839 |
2016 |
Veri yok |
Veri yok |
Veri yok |
Ekonomi
Ekonomisi madencilik, tarım ve ticarete dayalıdır. Kırsal kesimde baÅŸlıca gelir kaynağı hayvancılıktır. Yaylacılık metoduyla çok sayıda küçükbaÅŸ hayvan beslenir. Tereyağı, peynir, yün, kıl ve tiftik baÅŸlıca hayvani ürünleridir.
Spor
Şırnakspor, Şırnak'ın futbol takımı olup, 1995 yılında kurulmuÅŸtur. Sarı-kırmızı renklere sahip olan kulüp, 7 sezon 3. Lig'de mücadele etmiÅŸtir. 2007-2008 sezonu sonuna kadar 3. Lig'de kalan Şırnakspor, 4 Mayıs 2008'de oynanan Nusaybin Demirspor-Şırnakspor maçında, tarafların müsabaka sonucu üzerinde anlaÅŸtıklarının tespit edilmesi üzerine 3. Lig 5. Grup'ta yer alan Şırnakspor'un, Türkiye Futbol Federasyonu tarafından amatör lige düÅŸürülmesine ve lige eksi 6 puanla baÅŸlamasına karar verildi.[1] En son 2009-2010 sezonunda Şırnak Amatör Ligi'nde mücadele eden kulüp, 2010'dan beri Şırnak Amatör Ligi'ne katılmamaktadır.
Altyapı
Ulaşım
Mardin, Hakkâri ve Siirt'e karayolu ulaşımı vardır.İstanbul'dan Şırnak'a ortalama otobüsle seyahat süresi 24 saattir. Nusaybin'den baÅŸlayan tren yolu hattı da bulunur. Şırnak Åžerafettin Elçi Havalimanı açılmıştır.
Şırnak'ın ilçeleri
|
İl merkezi |
|
BaÄŸlı ilçeler |
- BeytüÅŸÅŸebap
- Cizre
- Güçlükonak
- İdil
- Silopi
- Uludere
|
Şırnak (merkez) belde ve köyleri
|
Beldeler |
|
Köyler |
- Akçay
- Alkemer
- Anılmış
- Araköy
- Atbaşı
- Bağpınar
- BaÅŸaÄŸaç
- Boyunyaka
- Cevizdüzü
- Çadırlı
- ÇakırsöÄŸüt
- DaÄŸkonak
- Dereler
- Geçitboyu
- Görmeç
- GüleÅŸli
- GünedoÄŸmuÅŸ
- Güneyce
- Güneyçam
- İkizce
- İnceler
- Kapanlı
- Karageçit
- Kavuncu
- Kayaboyun
- Kemerli
- Kırkkuyu
- Kızılsu
- Koçağılı
- Koçbeyi
- Körüklükaya
- KuÅŸkonar
- Seslice
- Tekçınar
- Toptepe
- Üçkiraz
- YeniaslanbaÅŸar
- YoÄŸurtçular
|
Kaynak : wikipedia.org
Resim : damlafmsirnak.com