Türkiye’nin en tehlikeli cemaati MASONLAR
Haber Merkezi KEMAL ÖZER Yeni Åžafak
Masonlar Türkiye’nin en karanlık ve en tehlikeli cemaati. Ticaretten siyasete, üniversitelerden bürokrasiye hemen her yerde aktif ve Türkiye’nin geliÅŸiminin önündeki en büyük engeller. MAH’ın (günümüzde MİT) 14 Temmuz 1960’da tamamladığı “Mason tehlikesi” isimli raporda bu “cemaate” iliÅŸkin önemli tespitler yer alıyor.
Onlar, bu milletin istikbalinin önündeki en büyük engel ve Türkiye’nin en tehlikeli cemaati. Onlar ne yazık ki, hâlâ ticaretten siyasete, üniversitelerden bürokrasiye hemen her yerde aktifler ve bu milletin geliÅŸiminin önündeki en büyük engeller. Sadece devlet mekanizmalarına deÄŸil, dinî, siyasî, iktisadî yani millî hangi unsur varsa oraya nüfuz etmekteler. Tehlike büyük ve ne yazık ki, bu büyük tehlikeye yönelik mücadele yapılmıyor.
Onlar, Osmanlı’yı parçalamak için büyük uÄŸraÅŸlar veren ve nihayetinde müttefikleri ile birlikte yıkan, Türk milletinin Millî Mücadele’sinin üstüne çöreklenen, darbeler yapan, baÅŸbakanları asıp, cumhurbaÅŸkanlarına suikastlar düzenleyen, milletin varını-yoÄŸunu yiyen, Türkiye’nin geliÅŸmesini engelleyen, sinema, medya ve kültür dünyasındaki beslemeleri ile Müslüman milletin neslini ÅŸekillendirmeye çalışan karanlık bir cemaat.
Türk Mason Dergisi
Menderes zamanında talimatı verilen, ancak 14 Temmuz 1960’da tamamlanan zamanın Milli İstihbarat TeÅŸkilatı MAH’ın hazırladığı “Mason tehlikesi” isimli raporda, “Siyonizm’in aleti olmakta ve bir maÅŸa gibi kullanılmaktadır” diye tarif edilen, Türkiye’nin bu en gizli cemaati, kendi neÅŸrettikleri Temmuz 1957 tarihli Türk Mason Dergisi’nin 27. sayısının kapağında ise kendilerini ÅŸöyle tarif etmiÅŸlerdi: “Muhtelif memleketlerdeki Mason teÅŸkilâtı, müÅŸterek gayede ve idealde birleÅŸme bakımından üniversal, fakat kendi memleketi bünyesinde tamamıyla müstakil bir müessesedir.”
Masonlar kimdir?
Bu cemaate dahil olan kişiler, ancak ulaştığı derecenin sırlarına vakıf edilirler.
Dünyanın ve Türkiye’nin en karanlık cemaati olan Masonlarla ilgili dünya dolusu kitap ve makale neÅŸredilmiÅŸse de, hâlâ kim oldukları konusunda toplumun, özellikle de yeni neslin onlar hakkında pek bir fikri yok. Masonların liderlerinden Remzi Sanver’in Fatih Altaylı’ya söylediÄŸi “MasonluÄŸun temeli bir ülkü mabedi inÅŸa etme, sevgi mabedi inÅŸa etme görevidir. Süleyman Mâbedi’nin inÅŸası tanımı da bunu temsil eder” cümlesinde de itiraf edildiÄŸi üzere, onlar Siyonizm’e hizmet ederler. 14 Temmuz 1960’da zamanın Milli İstihbarat TeÅŸkilatı’nca hazırlanan “Mason Tehlikesi” isimli raporda “Siyonizm’in aleti olmakta ve bir maÅŸa gibi kullanılmaktadır” ÅŸeklindeki tarihî cümle ile zamanın Emniyet TeÅŸkilatı’nın hazırladığı rapor da bu gerçeÄŸi teyit ediyor.
Her ne kadar onlar kendilerini ‘millî’ olarak takdim etseler de bu tehlikeli cemaat, başı sonu belli olmayan, dünyayı kuÅŸatmış beynelmilel bir yapı. Ritüelleri Kabalizm’e ait. Åžeffafmış gibi gözükme çabalarına raÄŸmen, sırlarına üyeleri bile vakıf deÄŸil. Lions ve Rotary Kulüpleri ile teÅŸkilatlarında hazırladıkları kiÅŸilerin uygun olanları bu karanlık cemaate dâhil edilir. İlk dereceden 33. dereceye adım adım ilerletilerek bir üst dereceye yükseltilenler, ancak ulaÅŸtığı derecenin sırlarına vakıf edilirler. Geri dönüÅŸü olmayan bu sırları ifÅŸa etmeye kalkanları bekleyen ÅŸey kefen giymektir. Dünyada az sayıdaki 66’ncı Mason derecesine ÅŸu ana kadar Türkiye’den eriÅŸebilen çıkmamıştır.
DÖNME OLURLARSA İDEALDİR
- Geri dönüÅŸ olmayan bu yolculuÄŸa herkes alınmaz. Oraya girebilmenin gerekli ÅŸartları, Türk İstihbarat TeÅŸkilatı MAH’ın “Masonluk Tehlikesi” adlı raporunda ÅŸöyle anlatılıyor: “Tahsilli, kültürlü, nüfuzlu yani bir kelime ile cemiyetlerin kalburüstü ÅŸahsiyetleridir. Hele bunlar bir de dönme olurlarsa idealdir. Kültürlü insanları aldatan, parlak sözleri, fakat ne yazık ki bu ifadeler yalnız bir maskeden ibarettir!”
SÜREKLİ AV İÇİN PUSLU HAVA ÜRETİRLER
Resmi gözükmekle birlikte yer altı örgütlerinden daha gizli usullere sahip olan bu karanlık cemaat, en büyük av olan Türkiye’nin ortamının sürekli puslu olmasını saÄŸlamaya çalışırlar. Bu yüzden baÄŸlı oldukları dış merkezlerden emir alırlar ve o emirlere de uymak zorundalar. Onların arasındaki bu iliÅŸki, askerî emir komuta zincirinden daha ileri düzeyde olup, kefenden baÅŸka hiçbir baÄŸca koparılamaz bir sayanim/yardımlaÅŸma sistemidir.
GÂYELERİ MİLLETİ KOF BİR GÖVDE GİBİ YERE SERMEK
“Bu uslu ve uysal maskenin altında ne korkunç bir çehre saklıdır. Kültür seviyesi ne kadar yüksek olursa olsun yalnız kültür hiçbir zaman bu çehreyi teÅŸhise kâfi gelmez. Onun korktuÄŸu ve bucak bucak saklandığı yegâne kuvvet milliyetçilik ruhu, millî haysiyet, millî ÅŸeref ve millî gururdur” denilen MAH raporunda ÅŸu sarsıcı deÄŸerlendirmelere yer veriliyor: “İşte Masonların hakiki hedefi, yoksa ne hürriyet, ne müsavat ve ne de uhuvvettir. Milleti millet yapan özü, o büyük cevheri için için, sinsi sinsi kemirmek ve kof bir gövde gibi yere sermektir. ‘Gaye vasıtayı mubah kılar’ düsturu esas prensipleridir.”
İsrailoÄŸulları’na hizmet ediyorlar
Gizli belge
Yahudiler ile masonların arasındaki iliÅŸkiyi de ele alan MAH raporu noktayı ÅŸöyle koyuyor: “Fransız İhtilali’ne gelinceye kadar birçok yerde Yahudiler, daima Mason localarından uzakta görülüyordu. Bununla beraber daha birçok âmiller ve sekizinci asırda fazla münteÅŸir bulunan tabiatçılar, MasonluÄŸun tesisinde rol oynamışlardır. Asırlarca Yahudilerin sonsuz hürriyet istekleri ve sahte müsâvât iddiaları, insanlığın ezeli sırrını arayan kafalar, Allah’ı anlamayan, anlatamayan ve onu araÅŸtırmaktan bıkan güruh için maddî bir ihtiÅŸam yaratmak, insana ulûhiyet vermek daha kolay geliyordu. Büyük Fransız İhtilali, Masonluk’la Yahudilik arasında tam ve hakiki irtibatın baÅŸlangıcı olmuÅŸtur. Fransız ihtilalinden sonradır ki, Masonlukla Yahudilik arasındaki rabıta gittikçe daha saÄŸlamlaÅŸmış ve 19. asır içinde bu iki cereyan dünyayı baÅŸtanbaÅŸa fethetmek üzere taarruza geçmiÅŸtir. Yahudi ideolojisinde, Masonluk ideolojisini kendisine çeken bir yakınlık mevcuttur. Bu müÅŸterek çalışmalar, bu mefkûre ve el birliÄŸi her ÅŸeyden evvel İsrailoÄŸulları’na hizmet etmektedir.”
İlk devletleri Fransa
- Tarihe 1789 Fransız Devrimi yahut da Fransız İhtilâli olarak geçen hâdise, bu karanlık cemaatin Fransa’yı ele geçirip, Fransız milletini esaret altına almaları süreci olarak kabul edilir. Ardından Osmanlı, Rusya ve Almanya gibi pek çok devleti ele geçiren Masonlar, bugün Fransa’da kendilerinden baÅŸka kimseye hayat hakkı tanımıyor. Müslüman olduktan sonra dünyasını dar ettikleri Roger Garaudy’e hayat hakkı tanımadıkları gibi hâlâ eserlerinin pek çoÄŸunun Fransa’da basılmasına izin vermiyorlar.
Alain Soral
Masonluk’tan ayrıldıktan sonra ölüm tehditleri alan dünyaca ünlü müzisyen Stephane Blet, Fransa’yı terk etmeye mecbur kalır. Son olarak ise masonları ve Siyonizm’i eleÅŸtirdiÄŸi için Fransız yazar Alain Soral, 24 ay hapis ve 45 bin avro para cezasına çarptırıldı. Hayat hakkı tanınmayan Soral, Fransa’yı terk etmek zorunda kalan son Mason karşıtı olarak kayda geçti.
Tüm darbeleri masonlar planladı
Haber Merkezi Kemal Özer 21 Åžubat 2020 Yeni Åžafak
Mason İsmet İnönü, Türkiye’de CIA destekli 1960 darbesiyle yolu açtı. 12 Eylül askeri darbesi, 28 Åžubat postmodern darbesi, 12 Mart askeri muhtırası, 27 Nisan e-muhtırası da mason patentlidir. 15 Temmuz darbe ve iÅŸgal giriÅŸiminin elebaşı Gülen dahil, FETÖ’yü kuran 23 kiÅŸinin 16’sı da masondu.
Özellikle Sultan Abdülaziz Han’ı infaz ederek, üyeleri bir ÅŸehzadeyi sultan yapan masonlar, bu süreci Sultan 2. Abdülhamid Han’a darbe yaparak sürdürürler. İktidarı, çoÄŸunluÄŸu masonlardan oluÅŸan İttihat ve Terakki’ye teslim eden dünyanın en karanlık cemaati, Cumhuriyetle birlikte hem gücü tümüyle ele geçirir, hem de Müslüman Türk’ün mazisi ile irtibatını keserler.
Mustafa Kemal’i de zehirleyerek öldüren masonlar, ardından iktidarın pek çok üyesi ve CumhurbaÅŸkanı, Meclis BaÅŸkanı, pek çok bakan, milletvekilleri, bürokrasi hatta genelkurmay baÅŸkanı mason olmasına raÄŸmen yaptıkları 27 Mayıs darbesiyle Türkiye’de yeni bir darbe geleneÄŸi baÅŸlatırlar. Bu gerçekleri tespit eden Aytunç Altındal “Türkiye’yi mason çeteler yönetiyor. Türkiye’nin yabancılara peÅŸkeÅŸ çekilmesinin arkasında mason kökenli iÅŸbirlikçiler var” diyordu.
Bir diÄŸer gerçek ise Cumhuriyeti kuran kadronun büyük çoÄŸunun mason olması. Üç veya dört CumhurbaÅŸkanı hariç cumhurbaÅŸkanlarının hepsi masondu. 27 baÅŸbakanın ise 18’i masonlardan seçilmiÅŸti. Günümüze kadar içinde mason olmayan hiçbir kabine teÅŸekkül ettirilemedi.
‘TÜRKİYE’DEKİ MASONLAR ÜLKESİNE HİZMET ETMİYOR’
Türkiye ile Yunanistan arasında bir asırdır devam eden millî meselelerden Kıbrıs ile ilgili Yunan Mason TeÅŸkilatı’nın Kıbrıs adasının Yunanistan’a ilhakı hakkında ada Rum masonlarının seslerini bütün dünyaya yaydığı belirtilirken, Türk İstihbarat TeÅŸkilatı MAH’da 1960’da “Masonluk Tehlikesi” adlı raporunda Türkiye’deki masonların ise millî menfaatleri korumadıklarını ÅŸu cümlelerle dile getirir: “Türk Mason Cemiyeti MeÅŸriki Azamı Mim Kemal Öke bu durum karşısında feryada baÅŸlamış, fakat bu acı realite karşısında en vatanperverâne yol olan bütün üyelerle birlikte istifa etmek suretiyle bu menhus faaliyetlere son verme cesaretini gösterememiÅŸtir.”
SULTAN ABDÜLAZİZ’İ ÅžEHİD ETTİLER
Sultan Abdülaziz tahttan indirildikten sonra çekilmiÅŸ utanç verici bir fotoÄŸraf.
İstanbul’daki Prodos Mason Locası üyesi eÅŸekçi Ahmet’in oÄŸlu mason Hüseyin Avni PaÅŸa ve ÅŸürakâsı 1876’da Sultan Abdülaziz Han’ı tahttan indirerek baÅŸladıkları darbe ve iÅŸgal sürecini 15 Temmuz ile taçlandırmak istemiÅŸlerse de en son giriÅŸimlerinde baÅŸarısız oldular. Sultan Abdülaziz’i tahttan indirdikten sonra bileklerindeki damarları keserek katleden masonlar, yerine mason yaptıkları 5. Murad’ı tahta çıkarırlar. Ruhî bunalım geçiren 5. Murad’ın saÄŸlığı tahtta kalmaya elveriÅŸli olmayınca, taht, ÅŸehzade Abdülhamid’e kalır. Abdülhamid Han’ın kendilerine boyun eÄŸmemesi üzerine giriÅŸtikleri “31 Mart Vak’ası” olarak tarihe geçen mason kalkışmasında Sultan’ı tahttan indirirler. Tahttan azil kararını tebliÄŸe gidenlerden biri de Mason Yahudi Emanuel Carrasu’dur.
OSMANLI’YI PARÇALADILAR
Selanik’ten yola çıkan ve çoÄŸunluÄŸu masonlardan oluÅŸan Hareket Ordusu, Sultan Abdülhamid-i Sâni’yi darbe yaparak tahttan indirmiÅŸlerdi. Kâhir ekseriyeti mason olan İttihatçılar (İT), birkaç yılda Osmanlı’yı paramparça ederek altı asırlık cihan devletinin ortadan kalkmasını saÄŸlamışlardı. Osmanlı’dan 40’dan fazla devlet çıkaranlar, pek çoÄŸunun başına birer mason kral ve/veya devlet adamı yerleÅŸtirdiler.
Mustafa Kemal’i zehirlediler
Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü
Koruma Kanunu dolayısıyla Mustafa Kemal PaÅŸa’nın mason locaları ile irtibatı pek ele alınmaz. 1930’ların Türkiye’sinde Müslümanların hilafeti ilga edilmiÅŸ, alfabelerinden kılık kıyafetlerine, eÄŸitim sistemlerinden hukuklarına, tekkelerinden camilerine her ÅŸey ya deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ yahut ortadan kaldırılmıştır. Güçlü siyasî ve dinî karakterleri ise ya idam edilmiÅŸ ve yahut da sürgüne gönderilmiÅŸtir. Yeni devletin her kurumunu istila eden İsmet İnönü, Kasım Gülek, Åžükrü Kaya, Mim Kemal Öke gibi meÅŸhur masonlar, Mustafa Kemal’i zehirleyerek ortadan kaldırmış ve İnönü’nün CumhurbaÅŸkanı ve CHP Genel BaÅŸkanı olmasını saÄŸlamışlardır.
KEMALİZMİN ARDINA SAKLANIYORLAR
Mustafa Kemal’in zehirlenmesi sadece bir güç mücadelesi deÄŸil, “GerektiÄŸinde en güçlü ismi de ortadan kaldırırız” mesajını vermek içindir. ‘Kemalist Devrim’ adı verilen ve tümü İslam’a ve Müslümanlara zarar verici faaliyetlere hız veren masonlar, koruma kanunu çıkarıp Mustafa Kemal’in arkasına saklanarak her daim İslam ve Müslümanlarla mücadeleyi sürdürürler. Tarikatlara sızarlar, bazı ÅŸeyhleri mason yaparlar, bazı mason dönmeleri de bazı tekkelerin başına ÅŸeyh olarak tayin ederler.
MAH tarafından hazırlanan ilk raporda isim listesi yer almasa da, Emniyet TeÅŸkilatı’nca hazırlanan mason raporunda, iki mason locasının da resmi yöneticileri ile herkesçe bilinen üyelerinin listeleri de yer alır. Bunlar içinde en dikkat çekici olanı hiçbir mason askere yer verilmemesidir.
Masonik darbeler birbirini izledi
- Türkiye’deki askeri darbelerin ilkinin, mason İsmet İnönü tarafından CIA desteÄŸi ile organize edildiÄŸi tarihî bir hakikattir. Ardından gelen 12 Mart, 12 Eylül, 28 Åžubat, 28 Nisan darbe ve muhtıralarını yapan kadroların tümü de masondu. 15 Temmuz’da gerçekleÅŸtirilmek istenen iÅŸgal ve iç savaÅŸ giriÅŸiminin ardında da masonlar vardı. Çünkü terör örgütü FETÖ’nün yaÅŸayan elebaşısı F.Gülen de yarım asır evvel mason yapılmıştır. Sadece o deÄŸil, FETÖ’yü kuran 23 kiÅŸinin 16’sı da masondu.
Türkiye’yi hep onlar idare etti
FotoÄŸraf: ArÅŸiv
Cumhuriyeti kuran kadronun ne yazık ki önemli kısmı masondu. Cumhuriyet tarihinin 3 veya 4’ü hariç tüm cumhurbaÅŸkanları masondu. 1980’e kadar mason olmayan sadece iki kiÅŸi baÅŸbakan olabildi. İlki İnönü’nün yükselen DP’ye karşı çaresiz baÅŸbakan yaptığı mason Kasım Gülek’in hocası Åžemsettin Günaltay’dı. İkincisi ise merhum Adnan Menderes’ti ki onu da astılar. Mason baÅŸbakanlar ÅŸöyle: İsmet İnönü, Celal Bayar, Ali Fethi Okyar, Refik Saydam, Åžükrü SaracoÄŸlu, Recep Peker, Hasan Saka, Cemal Gürsel, Suat Hayri Ürgüplü, Süleyman Demirel, Nihat Erim, Ferit Melen, Naim Talu, Bülent Ecevit, Sadi Irmak, Bülent Ulusu ve Mesut Yılmaz.
MASON OLMAYAN BAÅžBAKANLAR
Mason olmayan BaÅŸbakanlar ise göreve gelme sırasıyla ÅŸunlardı: Åžemsettin Günaltay, Adnan Menderes, Turgut Özal, Yıldırım Akbulut, Necmettin Erbakan, Abdullah Gül, Recep Tayyip ErdoÄŸan, Ahmet DavutoÄŸlu, Binali Yıldırım.
ÖZAL’I ÖLDÜRÜP ERBAKAN’I İNDİRDİLER
Türkiye’nin en karanlık cemaatinin sayanimleri (sadık elemanları) pek çok siyasi cinayetin de ÅŸüphelisidir. Özal’ın zehirlenerek katledildiÄŸi iddiası, Erbakan’ın BaÅŸbakanlıktan edilmesi, Muhsin YazıcıoÄŸlu’nun helikopter kazası, sol görüÅŸlü, çoÄŸu da mason olan gazeteci ve akademisyenlerin infazı da onları iÅŸaret etmektedir. ASELSAN çalışanlarının intihar süsü verilerek yok edilmesi, siyasi dizaynlar için kasetler üretilmesi, askerin, polisin, mahkemelerin kullanılması onların tarzıdır.
Kaynak : umranhareketi.com