Facebook'ta takip et.Twitter'da takip et. Abone Ol!
Yalnızca Allah'a Tevekkül Etsinler
Cin İnsan Şeytan
2020-01-11 22:30

Yalnızca Allah'a Tevekkül Etsinler

Åžeytan ile ilgili ayetler...

                            Åžeytan ayetlerini oku

  • Bakara Suresi, 14. ayet: Ä°man edenlerle karşılaÅŸtıkları zaman: "İman ettik" derler. Åžeytanlarıyla baÅŸbaÅŸa kaldıklarında ise, derler ki: "Åžüphesiz, sizinle beraberiz. Biz (onlarla) yalnızca alay ediyoruz."
  • Bakara Suresi, 34. ayet: Ve meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. İblis hariç (hepsi) secde ettiler. O ise, diretti ve kibirlendi, (böylece) kafirlerden oldu.
  • Bakara Suresi, 36. ayet: Fakat ÅŸeytan, oradan ikisinin ayağını kaydırdı ve böylece onları içinde bulundukları (durum)dan çıkardı. Biz de: "Kiminiz kiminize düÅŸman olarak inin, sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir yerleÅŸim ve meta vardır" dedik.
  • Bakara Suresi, 102. ayet: Ve onlar, Süleyman'ın mülkü (nübüvveti) hakkında ÅŸeytanların anlattıklarına uydular. Süleyman inkar etmedi; ancak ÅŸeytanlar inkar etti. Onlar, insanlara sihri ve Babil'deki iki meleÄŸe Harut'a ve Marut'a indirileni öÄŸretiyorlardı. Oysa o ikisi: "Biz, yalnızca bir fitneyiz, sakın inkar etme" demedikçe hiç kimseye (bir ÅŸey) öÄŸretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karısının arasını açan ÅŸeyi öÄŸreniyorlardı. Oysa onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna raÄŸmen kendilerine zarar verecek ve yarar saÄŸlamayacak ÅŸeyi öÄŸreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiçbir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları ÅŸey ne kötü; bir bilselerdi.
  • Bakara Suresi, 168. ayet: Ey insanlar, yeryüzünde olan ÅŸeyleri helal ve temiz olarak yiyin ve ÅŸeytanın adımlarını izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düÅŸmandır.
  • Bakara Suresi, 208. ayet: Ey iman edenler, hepiniz topluca "barış ve güvenliÄŸe (Silm'e, İslam'a) girin ve ÅŸeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düÅŸmandır.
  • Bakara Suresi, 268. ayet: Åžeytan, sizi fakirlikle korkutuyor ve size çirkin -hayasızlığı emrediyor. Allah ise, size Kendisi'nden bağışlama ve bol ihsan (fazl) vadediyor. Allah (rahmetiyle) geniÅŸ olandır, bilendir.
  • Bakara Suresi, 275. ayet: Faiz (riba) yiyenler, ancak ÅŸeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan baÅŸka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: "Alım-satım da ancak faiz gibidir" demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alış-veriÅŸi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öÄŸüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmiÅŸi kendisine, iÅŸi de Allah'a aittir. Kim (faize) geri dönerse, artık onlar ateÅŸin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır.
  • Al-i İmran Suresi, 36. ayet: Fakat onu doÄŸurduÄŸunda -Allah onun ne doÄŸurduÄŸunu daha iyi bilirken- dedi ki: "Rabbim, doÄŸrusu bir kız (çocuÄŸu) doÄŸurdum. Erkek ise, kız gibi deÄŸildir. Ona Meryem adını koydum. Ben onu ve soyunu o taÅŸa tutulmuÅŸ (kovulmuÅŸ) ÅŸeytandan Sana sığındırırım."
  • Al-i İmran Suresi, 155. ayet: Ä°ki topluluÄŸun karşı karşıya geldikleri gün, sizden geri dönenleri, kazandıkları bazı ÅŸeyler dolayısıyla ÅŸeytan onların ayağını kaydırmak istemiÅŸti. Ama andolsun ki, Allah onları affetti. Åžüphesiz Allah, bağışlayandır, yumuÅŸak olandır.
  • Al-i İmran Suresi, 175. ayet: Ä°ÅŸte bu ÅŸeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, eÄŸer mü'minlerseniz, Benden korkun.
  • Nisa Suresi, 38. ayet: Ve onlar, mallarını insanlara gösteriÅŸ olsun diye infak ederler, Allah'a ve ahiret gününe de inanmazlar. Åžeytan, kime arkadaÅŸ olursa, artık ne kötü bir arkadaÅŸtır o.
  • Nisa Suresi, 60. ayet: Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten inandıklarını öne sürenleri görmedin mi? Bunlar, taÄŸutun önünde muhakeme olmayı istemektedirler; oysa onlar onu reddetmekle emrolunmuÅŸlardır. Åžeytan da onları uzak bir sapıklıkla sapıtmak ister.
  • Nisa Suresi, 76. ayet: Ä°man edenler Allah yolunda savaşırlar; inkar edenler ise taÄŸut yolunda savaşırlar öyleyse ÅŸeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç ÅŸüphesiz, ÅŸeytanın hileli-düzeni pek zayıftır.
  • Nisa Suresi, 83. ayet: Kendilerine güven veya korku haberi geldiÄŸinde, onu yaygınlaÅŸtırıverirler. Oysa bunu peygambere ve kendilerinden olan emir sahiplerine götürmüÅŸ olsalardı, onlardan 'sonuç-çıkarabilenler,' onu bilirlerdi. Allah'ın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı, azınız hariç herhalde ÅŸeytana uymuÅŸtunuz.
  • Nisa Suresi, 117. ayet: Onlar, O'nu bırakıp da (birtakım) diÅŸilere taparlar. Onlar o her türlü hayırla iliÅŸkisi kesilmiÅŸ ÅŸeytandan baÅŸkasına tapmazlar.
  • Nisa Suresi, 119. ayet: Onları -ne olursa olsun- ÅŸaşırtıp-saptıracağım, en olmadık kuruntulara düÅŸüreceÄŸim ve onlara kesin olarak davarların kulaklarını kesmelerini emredeceÄŸim ve Allah'ın yarattıklarını deÄŸiÅŸtirmelerini emredeceÄŸim." Kim Allah'ı bırakıp da ÅŸeytanı dost (veli) edinirse, kuÅŸkusuz o, apaçık bir hüsrana uÄŸramıştır.
  • Nisa Suresi, 120. ayet: (Åžeytan) Onlara vaadler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düÅŸürüyor. Oysa ÅŸeytan, onlara bir aldanıştan baÅŸka bir ÅŸey va'd etmez.
  • Maide Suresi, 90. ayet: Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taÅŸlar ve fal okları ancak ÅŸeytanın iÅŸlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bun(lar)dan kaçının; umulur ki kurtuluÅŸa erersiniz.
  • Maide Suresi, 91. ayet: Gerçekten ÅŸeytan, içki ve kumarla aranıza düÅŸmanlık ve kin düÅŸürmek, sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz deÄŸil mi?
  • En'am Suresi, 43. ayet: Onlara, zorlu azabımız geldiÄŸi zaman yalvarmaları gerekmez miydi? Ama onların kalpleri katılaÅŸtı ve ÅŸeytan onlara yapmakta olduklarını çekici (süslü) gösterdi.
  • En'am Suresi, 68. ayet: Ayetlerimiz konusunda 'alaylı tartışmalara dalanlar:' -onlar bir baÅŸka söze geçinceye kadar- onlardan yüz çevir. Åžeytan sana unutturacak olursa, bu durumda hatırlamadan sonra, artık zulmeden toplulukla beraber oturma.
  • En'am Suresi, 71. ayet: De ki: "Bize yararı ve zararı olmayan Allah'tan baÅŸka ÅŸeylere mi tapalım? Allah bizi hidayete erdirdikten sonra, ÅŸeytanların ayartarak yerde ÅŸaÅŸkınca bıraktıkları, arkadaÅŸlarının da: "DoÄŸru yola, bize gel" diye kendisini çağırdığı kimse gibi topuklarımız üzerinde gerisin geri mi döndürülelim?" De ki: "Hiç ÅŸüphesiz Allah'ın yolu, asıl yoldur. Ve biz alemlerin Rabbine (kendimizi) teslim etmekle emrolunduk."
  • En'am Suresi, 112. ayet: Böylece her peygambere, insan ve cin ÅŸeytanlarından bir düÅŸman kıldık. Onlardan bazısı bazısını aldatmak için yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Öyleyse onları yalan olarak düzmekte olduklarıyla baÅŸ baÅŸa bırak.
  • En'am Suresi, 121. ayet: Üzerinde Allah'ın isminin anılmadığı ÅŸeyi yemeyin; çünkü bu fısk'tır (yoldan çıkıştır). Gerçekten ÅŸeytanlar, sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına gizli-çaÄŸrılarda bulunurlar. Onlarla itaat ederseniz ÅŸüphesiz siz de müÅŸriklersiniz.
  • En'am Suresi, 142. ayet: Hayvanlardan yük taşıyan ve (yünlerinden, tüylerinden) döÅŸek yapılanları da (yaratan O'dur). Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden yiyin ve ÅŸeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o, sizin için apaçık bir düÅŸmandır.
  • Araf Suresi, 11. ayet: Andolsun, Biz sizi yarattık, sonra size suret (biçim-ÅŸekil) verdik, sonra meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. Onlar da İblis'in dışında secde ettiler; o, secde edenlerden olmadı.
  • Araf Suresi, 12. ayet: (Allah) Dedi: "Sana emrettiÄŸimde, seni secde etmekten alıkoyan neydi?" (İblis) Dedi ki: "Ben ondan hayırlıyım; beni ateÅŸten yarattın, onu ise çamurdan yarattın."
  • Araf Suresi, 13. ayet: (Allah:) "Öyleyse oradan in, orda büyüklenmen senin (hakkın) olmaz. Hemen çık. Gerçekten sen, küçük düÅŸenlerdensin."
  • Araf Suresi, 14. ayet: O da: "(İnsanların) dirilecekleri güne kadar beni gözle(yip ertele.)" dedi.
  • Araf Suresi, 15. ayet: (Allah:) "Sen gözlenip-ertelenenlerdensin" dedi.
  • Araf Suresi, 16. ayet: Dedi ki: "Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka Senin dosdoÄŸru yolunda (pusu kurup) oturacağım."
  • Araf Suresi, 17. ayet: "Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, saÄŸlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoÄŸunu ÅŸükredici bulmayacaksın."
  • Araf Suresi, 18. ayet: (Allah) Dedi: "Kınanıp alçaltılmış ve kovulmuÅŸ olarak oradan çık. Andolsun, onlardan kim seni izlerse, cehennemi sizlerle dolduracağım."
  • Araf Suresi, 19. ayet: Ve ey Adem, sen ve eÅŸin cennete yerleÅŸ. İkiniz dilediÄŸiniz yerden yiyin; ama ÅŸu aÄŸaca yaklaÅŸmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.
  • Araf Suresi, 20. ayet: Åžeytan, kendilerinden 'örtülüp gizlenen çirkin yerlerini' açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbinizin size bu aÄŸacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaÅŸayanlardan kılınmamanız içindir."
  • Araf Suresi, 21. ayet: Ve: "Gerçekten ben size öÄŸüt verenlerdenim" diye yemin de etti.
  • Araf Suresi, 22. ayet: Böylece onları aldatarak düÅŸürdü. AÄŸacı tattıkları anda ise, ayıp yerleri kendilerine beliriverdi ve üzerlerini cennet yapraklarından örtmeye baÅŸladılar. (O zaman) Rableri kendilerine seslendi: "Ben sizi bu aÄŸaçtan menetmemiÅŸ miydim? Ve ÅŸeytanın sizin gerçekten apaçık bir düÅŸmanınız olduÄŸunu söylememiÅŸ miydim?"
  • Araf Suresi, 27. ayet: Ey AdemoÄŸulları, ÅŸeytan, anne ve babanızın çirkin yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini sıyırtarak, onları cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de bir belaya uÄŸratmasın. Çünkü o ve taraftarları, (kendilerini göremeyeceÄŸiniz yerden) sizleri görmektedir. Biz gerçekten ÅŸeytanları, inanmayacakların dostları kıldık.
  • Araf Suresi, 30. ayet: Kimine hidayet verdi, kimi de sapıklığı hak etti. Çünkü bunlar, Allah'ı bırakıp ÅŸeytanları veli edinmiÅŸlerdi. Ve gerçekten onları doÄŸru yolda saymaktadırlar.
  • Araf Suresi, 175. ayet: Onlara kendisine ayetlerimizi verdiÄŸimiz kiÅŸinin haberini anlat. O, bundan sıyrılıp-uzaklaÅŸmış, ÅŸeytan onu peÅŸine takmıştı. O da sonunda azgınlardan olmuÅŸtu.
  • Araf Suresi, 200. ayet: EÄŸer sana ÅŸeytandan yana bir kışkırtma (vesvese veya iÄŸva) gelirse, hemen Allah'a sığın. Çünkü O, iÅŸitendir, bilendir.
  • Araf Suresi, 201. ayet: (Allah'tan) Sakınanlara ÅŸeytandan bir vesvese eriÅŸtiÄŸinde (önce) iyice düÅŸünürler (Allah'ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmiÅŸlerdir.
  • Araf Suresi, 202. ayet: (Åžeytan'ın) KardeÅŸleri ise, onları sapıklığa sürüklerler, sonra peÅŸlerini bırakmazlar.
  • Enfal Suresi, 11. ayet: Hani Kendisi'nden bir güvenlik olarak sizi bir uyuklama bürüyordu. Sizi kendisiyle tertemiz kılmak, sizden ÅŸeytanın pisliklerini gidermek, kalplerinizin üstünde (güven ve kararlılık duygusunu) pekiÅŸtirmek ve bununla ayaklarınızı (arz üzerinde) saÄŸlamlaÅŸtırmak için size gökten su indiriyordu.
  • Enfal Suresi, 48. ayet: O zaman ÅŸeytan onlara amellerini çekici göstermiÅŸ ve onlara: "Bugün sizi insanlardan bozguna uÄŸratacak kimse yoktur ve ben de sizin yardımcınızım" demiÅŸti. Ne zaman ki, iki topluluk birbirini görür oldu (karşılaÅŸtı) o, iki topuÄŸu üstünde geri döndü ve: "Åžüphesiz ben sizden uzağım. Çünkü ben sizin görmediÄŸinizi görüyorum, ben Allah'tan da korkuyorum" dedi. Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek ÅŸiddetli olandır.
  • Yusuf Suresi, 5. ayet: (Babası) DemiÅŸti ki: "OÄŸlum, rüyanı kardeÅŸlerine anlatma, yoksa sana bir tuzak kurarlar. Çünkü ÅŸeytan, insan için apaçık bir düÅŸmandır."
  • Yusuf Suresi, 42. ayet: Ä°kisinden kurtulacağını sandığı kiÅŸiye dedi ki: "Efendinin katında beni hatırla." Fakat ÅŸeytan, efendisine hatırlatmayı ona unutturdu, böylece daha nice yıllar (Yusuf) zindanda kaldı.
  • Yusuf Suresi, 100. ayet: Babasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu; onun için secdeye kapandılar. Dedi ki: "Ey Babam, bu, daha önceki rüyamın yorumudur. DoÄŸrusu Rabbim onu gerçek kıldı. Bana iyilik etti, çünkü beni zindandan çıkardı. Åžeytan benimle kardeÅŸlerimin arasını açtıktan sonra, (O,) çölden sizi getirdi. Åžüphesiz benim Rabbim, dilediÄŸini pek ince düzenleyip tedbir edendi. Gerçekten bilen, hüküm ve hikmet sahibi O'dur."
  • İbrahim Suresi, 22. ayet: Ä°ÅŸ hükme baÄŸlanıp-bitince, ÅŸeytan der ki: "DoÄŸrusu, Allah, size gerçek olan va'di va'detti, ben de size vaadde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtaracak deÄŸilim, siz de beni kurtaracak deÄŸilsiniz. DoÄŸrusu daha önce beni ortak koÅŸmanızı da tanımamıştım. Gerçek ÅŸu ki, zalimlere acı bir azap vardır."
  • Hicr Suresi, 15. ayet: Mutlaka: "Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmiÅŸ bir topluluÄŸuz" diyeceklerdir.
  • Hicr Suresi, 16. ayet: Andolsun, gökte burçlar kıldık ve onu gözleyenler için süsledik.
  • Hicr Suresi, 17. ayet: Ve onu her kovulan ÅŸeytandan koruduk.
  • Hicr Suresi, 18. ayet: Ancak kulak hırsızlığı yapan olursa, onu da parlak bir ateÅŸ izler.
  • Hicr Suresi, 42. ayet: "Åžüphesiz, kışkırtılıp-saptırılmışlardan sana uyanlar dışında, senin Benim kullarım üzerinde zorlayıcı hiçbir gücün yoktur."
  • Nahl Suresi, 63. ayet: Andolsun Allah'a, senden önceki ümmetlere de (elçiler) gönderdik, fakat ÅŸeytan onlara yapıp ettiklerini süslü göstermiÅŸtir; bugün de onların velisi odur ve onlar için acı bir azap vardır.
  • Nahl Suresi, 98. ayet: Öyleyse Kur'an okuduÄŸun zaman, kovulmuÅŸ ÅŸeytandan Allah'a sığın.
  • Nahl Suresi, 99. ayet: Gerçek ÅŸu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (ÅŸeytanın) hiçbir zorlayıcı-gücü yoktur.
  • Nahl Suresi, 100. ayet: Onun zorlayıcı-gücü ancak onu veli edinenlerle, onunla O'na (Allah'a) ortak koÅŸanlar üzerindedir.
  • İsra Suresi, 27. ayet: Çünkü saçıp-savuranlar, ÅŸeytanın kardeÅŸleri olmuÅŸlardır; ÅŸeytan ise Rabbine karşı nankördür.
  • İsra Suresi, 53. ayet: Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle. Çünkü ÅŸeytan aralarını açıp bozmaktadır. Åžüphesiz ÅŸeytan insanın açıkça bir düÅŸmanıdır.
  • İsra Suresi, 64. ayet: "Onlardan güç yetirdiklerini sesinle sarsıntıya uÄŸrat, atlıların ve yayalarınla onların üstüne yaygarayı kopar, mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol ve onlara çeÅŸitli vaadlerde bulun." Åžeytan, onlara aldatmadan baÅŸka bir ÅŸey vadetmez.
  • İsra Suresi, 65. ayet: "Benim kullarım; senin onlar üzerinde hiçbir zorlayıcı gücün (hakimiyetin) yoktur." Vekil olarak Rabbin yeter.
  • Kehf Suresi, 50. ayet: Hani meleklere: "Adem'e secde edin" demiÅŸtik; İblis'in dışında (diÄŸerleri) secde etmiÅŸlerdi. O cinlerdendi, böylelikle Rabbinin emrinden dışarı çıkmıştı. Bu durumda Beni bırakıp onu ve onun soyunu veliler mi edineceksiniz? Oysa onlar sizin düÅŸmanlarınızdır. (Bu,) Zalimler için ne kadar kötü bir (tercih) deÄŸiÅŸtirmedir.
  • Kehf Suresi, 51. ayet: Göklerin ve yerin yaratılışında da, kendi nefislerinin yaratılışında da Ben onları ÅŸahid tutmadım. Ben, saptırıcıları yardımcı-güç de edinmedim.
  • Kehf Suresi, 63. ayet: (Genç-yardımcısı) Dedi ki: "Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unuttum. Onu hatırlamamı ÅŸeytandan baÅŸkası bana unutturmadı; o da ÅŸaşılacak tarzda denizde kendi yolunu tuttu."
  • Meryem Suresi, 44. ayet: "Babacığım, ÅŸeytana kulluk etme, kuÅŸkusuz ÅŸeytan, Rahman (olan Allah)a baÅŸkaldırandır."
  • Meryem Suresi, 45. ayet: "Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman ÅŸeytanın velisi olursun."
  • Meryem Suresi, 68. ayet: Andolsun Rabbine, Biz onları da, ÅŸeytanları da mutlaka haÅŸredeceÄŸiz, sonra onları cehennemin çevresinde diz üstü çökmüÅŸ olarak hazır bulunduracağız.
  • Meryem Suresi, 69. ayet: Sonra, her bir gruptan Rahman (olan Allah)a karşı azgınlık göstermek bakımından en ÅŸiddetli olanını ayıracağız.
  • Meryem Suresi, 70. ayet: Sonra Biz ona (cehenneme) girmeye kimlerin en çok uygun olduÄŸunu daha iyi biliriz.
  • Meryem Suresi, 71. ayet: Sizden ona girmeyecek hiç kimse yoktur. Bu, Rabbinin kesin olarak üzerine aldığı bir karardır.
  • Meryem Suresi, 72. ayet: Sonra, takva sahiplerini kurtarırız ve zulmedenleri diz üstü çökmüÅŸ olarak bırakıveririz.
  • Meryem Suresi, 83. ayet: Görmedin mi, Biz gerçekten ÅŸeytanları, kafirlerin üzerine gönderdik, onları tahrik edip kışkırtıyorlar.
  • Taha Suresi, 120. ayet: Sonunda ÅŸeytan ona vesvese verdi; dedi ki: "Sana sonsuzluk aÄŸacını ve yok olmayacak bir mülkü haber vereyim mi?"
  • Enbiya Suresi, 82. ayet: Onun için denizde dalgıçlık yapan ve bundan baÅŸka iÅŸ(ler) de gören ÅŸeytanlardan kimseleri de (emrine verdik). Biz onların koruyucuları idik.
  • Hac Suresi, 3. ayet: Ä°nsanlardan kimi, Allah hakkında bilgisi olmaksızın tartışır durur ve her azgın-kaypak ÅŸeytanın peÅŸine düÅŸer.
  • Hac Suresi, 4. ayet: Ona yazılmıştır: "Kim onu veli edinirse, ÅŸüphesiz o (ÅŸeytan) onu ÅŸaşırtıp-saptırır ve onu çılgın ateÅŸin azabına yöneltir."
  • Hac Suresi, 52. ayet: Biz senden önce hiçbir Resul ve Nebi göndermiÅŸ olmayalım ki, o bir dilekte bulunduÄŸu zaman, ÅŸeytan, onun dilediÄŸine (bir kuÅŸku veya sapma unsuru) katıp bırakmış olmasın. Ama Allah, ÅŸeytanın katıp-bırakmalarını giderir, sonra Kendi ayetlerini saÄŸlamlaÅŸtırıp-pekiÅŸtirir. Allah, gerçekten bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
  • Hac Suresi, 53. ayet: Åžeytanın (bu tür) katıp bırakmaları, kalplerinde hastalık olanlara ve kalpleri (her türlü) duyarlılıktan yoksun bulunanlara (Allah'ın) bir deneme kılması içindir. Åžüphesiz zalimler, (gerçeÄŸin kendisinden) uzak bir ayrılık içindedirler.
  • Mü'minun Suresi, 97. ayet: Ve de ki: "Rabbim, ÅŸeytanın kışkırtmalarından Sana sığınırım."
  • Nur Suresi, 21. ayet: Ey iman edenler, ÅŸeytanın adımlarına uymayın. Kim ÅŸeytanın adımlarına uyarsa, (bilsin ki) gerçekten o (ÅŸeytan) çirkin utanmazlıkları ve kötülüÄŸü emreder. EÄŸer Allah'ın üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, sizden hiçbiri ebedi olarak temize çıkamazdı. Ancak Allah, dilediÄŸini temize çıkarır. Allah, iÅŸitendir, bilendir.
  • Furkan Suresi, 29. ayet: "Çünkü o, gerçekten bana geldikten sonra beni zikirden (Kur'an'dan) saptırmış oldu. Åžeytan da insanı 'yapayalnız ve yardımsız" bırakandır."
  • Furkan Suresi, 55. ayet: Allah'ı bırakıp kendilerine yarar ve zarar saÄŸlayamayacak ÅŸeylere ibadet ediyorlar. Kafir, (asıl) kendi Rabbine karşı (ÅŸeytana) arka çıkandır.
  • Åžuara Suresi, 210. ayet: Onu (Kur'an'ı) ÅŸeytanlar indirmemiÅŸtir.
  • Åžuara Suresi, 221. ayet: Åžeytanların kimlere inmekte olduklarını size haber vereyim mi?
  • Åžuara Suresi, 222. ayet: Onlar, 'gerçeÄŸi ters yüz eden,' günaha düÅŸkün olan her yalancıya inerler.
  • Åžuara Suresi, 223. ayet: Bunlar (ÅŸeytanlara) kulak verirler ve çoÄŸu yalan söylemektedirler.
  • Neml Suresi, 24. ayet: "Onu ve kavmini, Allah'ı bırakıp da güneÅŸe secde etmektelerken buldum, ÅŸeytan onlara yaptıklarını süslemiÅŸtir, böylece onları (doÄŸru) yoldan alıkoymuÅŸtur; bundan dolayı onlar hidayet bulmuyorlar."
  • Kasas Suresi, 15. ayet: (Musa) Halkının haberi olmadığı bir zamanda ÅŸehre girdi, orda kavga etmekte olan iki adam buldu; bu kendi taraftarlarından, ÅŸu da düÅŸmanlarından. Derken taraftarlarından olan, düÅŸmanlarından olana karşı ondan yardım istedi. Bunun üzerine ona bir yumruk attı ve iÅŸini bitiriverdi. (Sonra da:) "Bu ÅŸeytanın iÅŸindendir; o, gerçekten açıkça saptırıcı bir düÅŸmandır" dedi.
  • Ankebut Suresi, 38. ayet: Ad'ı ve Semud'u da (yıkıma uÄŸrattık). Gerçek ÅŸu ki, kendi oturdukları yerlerden size (durumları) belli olmaktadır. Kendi yaptıklarını ÅŸeytan süsleyip-çekici kıldı, böylece onları yoldan alıkoydu. Oysa onlar görebilen kimselerdi.
  • Lokman Suresi, 21. ayet: Onlara; "Allah'ın indirdiklerine uyun" denildiÄŸinde, derler ki; "Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduÄŸumuz ÅŸeye uyarız." Åžayet ÅŸeytan, onları çılgınca yanan ateÅŸin azabına çağırmışsa da mı (buna uyacaklar)?
  • Sebe Suresi, 20. ayet: Andolsun, İblis, kendileri hakkında zannını doÄŸrulamış oldu, böylelikle iman eden bir grup dışında, ona uymuÅŸ oldular.
  • Fatır Suresi, 5. ayet: Ey insanlar, hiç ÅŸüphesiz Allah'ın va'di haktır; öyleyse dünya hayatı sizi aldatmasın ve aldatıcı(lar) da, sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak) aldatmasın.
  • Fatır Suresi, 6. ayet: Gerçek ÅŸu ki, ÅŸeytan sizin düÅŸmanınızdır, öyleyse siz de onu düÅŸman edinin. O, kendi grubunu, ancak çılgınca yanan ateÅŸin halkından olmaÄŸa çağırır.
  • Yasin Suresi, 60. ayet: "Ey AdemoÄŸulları, ben size and vermedim mi ki: Åžeytana kulluk etmeyin, çünkü, o, sizin için apaçık bir düÅŸmandır;"
  • Saffat Suresi, 6. ayet: Åžüphesiz Biz dünya göÄŸünü 'çekici bir süsle', yıldızlarla süsleyip-donattık.
  • Saffat Suresi, 7. ayet: Ve itaatten çıkmış her azgın ÅŸeytandan koruduk;
  • Saffat Suresi, 8. ayet: Ki onlar, Mele'i A'la'ya kulak verip dinleyemezler, her yandan kovulup atılırlar;
  • Saffat Suresi, 9. ayet: UzaklaÅŸtırılırlar. Onlara kesintisiz bir azap vardır.
  • Saffat Suresi, 10. ayet: Ancak (sözü hırsızlama) çalıp-kapan olursa, artık onu da delip geçen 'yakıcı bir alev' izler (ve yok eder).
  • Saffat Suresi, 65. ayet: Onun tomurcukları, ÅŸeytanların baÅŸları gibidir.
  • Sad Suresi, 37. ayet: Åžeytanları da; her bina ustasını ve dalgıç olanı.
  • Sad Suresi, 41. ayet: Kulumuz Eyyub'u da hatırla. Hani o: "Herhalde ÅŸeytan, bana kahredici bir acı ve azap dokundurdu" diye Rabbine seslenmiÅŸti.
  • Sad Suresi, 71. ayet: Hani Rabbin meleklere: "Gerçekten Ben, çamurdan bir beÅŸer yaratacağım" demiÅŸti.
  • Sad Suresi, 72. ayet: "Onu bir biçime sokup, ona Ruhum'dan üflediÄŸim zaman siz onun için hemen secdeye kapanın."
  • Sad Suresi, 73. ayet: Meleklerin hepsi topluca secde etti;
  • Sad Suresi, 74. ayet: Yalnız İblis hariç. O büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu.
  • Sad Suresi, 75. ayet: (Allah) Dedi ki: "Ey İblis, iki elimle yarattığıma seni secde etmekten alıkoyan neydi? Büyüklendin mi, yoksa yüksekte olanlardan mı oldun?
  • Sad Suresi, 76. ayet: Dedi ki: "Ben ondan daha hayırlıyım; sen beni ateÅŸten yarattın, onu ise çamurdan yarattın."
  • Sad Suresi, 77. ayet: (Allah) Dedi ki: "Öyleyse ordan (cennetten) çık, artık sen kovulmuÅŸ bulunmaktasın."
  • Sad Suresi, 78. ayet: "Ve ÅŸüphesiz, din (kıyametteki hesap) gününe kadar Benim lanetim senin üzerinedir."
  • Sad Suresi, 79. ayet: Dedi ki: "Rabbim, öyleyse onların dirilecekleri güne kadar bana süre tanı."
  • Sad Suresi, 80. ayet: Dedi ki: "O halde, süre tanınanlardansın."
  • Sad Suresi, 81. ayet: "Bilinen vaktin gününe kadar."
  • Sad Suresi, 82. ayet: Dedi ki: "Senin izzetin adına andolsun, ben, onların tümünü mutlaka azdırıp-kışkırtacağım."
  • Sad Suresi, 83. ayet: "Ancak onlardan, muhlis olan kulların hariç."
  • Fussilet Suresi, 36. ayet: Åžayet sana ÅŸeytandan bir kışkırtma gelecek olursa, hemen Allah'a sığın. Çünkü O, iÅŸitendir, bilendir.
  • Zuhruf Suresi, 36. ayet: Kim Rahman (olan Allah)ın zikrini görmezlikten gelirse, Biz bir ÅŸeytana onun 'üzerini kabukla baÄŸlattırırız'; artık bu, onun bir yakın dostudur.
  • Zuhruf Suresi, 37. ayet: Gerçekten bunlar (bu ÅŸeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar; onlar ise, kendilerinin gerçekten hidayette olduklarını sanırlar.
  • Zuhruf Suresi, 38. ayet: Sonunda Bize geldiÄŸi zaman, der ki: "KeÅŸke benimle senin aranda iki doÄŸu (doÄŸu ile batı) uzaklığı olsaydı. MeÄŸer ne kötü yakın-dost(muÅŸsun sen)."
  • Zuhruf Suresi, 39. ayet: (Bu söylenmeleriniz,) Bugün size kesin olarak bir yarar saÄŸlamaz. Çünkü zulmettiniz. Åžüphesiz azapta da ortaksınız.
  • Zuhruf Suresi, 62. ayet: Åžeytan sakın sizi (Allah'ın yolundan) alıkoymasın. Gerçekten o, sizin için açıkça bir düÅŸmandır.
  • Muhammed Suresi, 25. ayet: Åžüphesiz, kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra, gerisin geri (küfre) dönenleri, ÅŸeytan kışkırtmış ve uzun emellere kaptırmıştır.
  • Mücadele Suresi, 10. ayet: Åžüphesiz 'gizli toplantıların fısıldaÅŸmaları' (kulis), iman edenleri üzüntüye düÅŸürmek için ancak ÅŸeytan (ürünü olan iÅŸler)dandır. Oysa Allah'ın izni olmaksızın o, onlara hiçbir ÅŸeyle zarar verecek deÄŸildir. Åžu halde mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etsinler.
  • Mücadele Suresi, 19. ayet: Åžeytan onları sarıp-kuÅŸatmıştır; böylelikle onlara Allah'ın zikrini unutturmuÅŸtur. İşte onlar, ÅŸeytanın fırkasıdır. Dikkat edin; ÅŸüphesiz ÅŸeytanın fırkası, hüsrana uÄŸrayanların ta kendileridir.
  • HaÅŸr Suresi, 15. ayet: Kendilerinden önce yakın geçmiÅŸte olanların durumu gibi; onlar, yaptıklarının sonucunu tadmışlardır. Onlara acı bir azap vardır.
  • HaÅŸr Suresi, 16. ayet: Åžeytanın durumu gibi; çünkü insana "İnkar et" dedi, inkar edince de: "Gerçek ÅŸu ki, ben senden uzağım. DoÄŸrusu ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım" dedi.
  • HaÅŸr Suresi, 17. ayet: Sonunda onların akibetleri, ÅŸüphesiz ateÅŸin içinde ikisinin de süresiz olarak kalıcı olmalarıdır. İşte zalim olanların cezası budur.
  • Mülk Suresi, 5. ayet: Andolsun, Biz en yakın olan göÄŸü (dünya göÄŸünü) kandillerle süsleyip-donattık ve bunları, ÅŸeytanlar için taÅŸlama-birimleri (rücum) kıldık. Onlar için çılgınca yanan ateÅŸin azabını hazırladık.
  • Tekvir Suresi, 25. ayet: O (Kur'an) da kovulmuÅŸ ÅŸeytanın sözü deÄŸildir.

 

Kaynak : kuranfihristi.net

Resim : sorularlaislamiyet.com


Bu haber 438 kez okundu.

                                                   4 + 9 = ?

HAVA DURUMU

ANKARA

SON YORUMLAR

Haber Scripti V5 © 2020 | İzinsiz ve Kaynak gösterilmeden kullanılamaz

Espower Bilisim