Kültür
Turizm
2021 yılında Adana’da konaklayan turist sayısı 989.939’dur. Turistlerin yüzde 85’i yerli olup 15’i yabancıdır.[52]
Şehirde turistik mekanlardan bazıları:
Şehir merkezi
- Taşköprü (Justinianus Roma Köprüsü)
- Adana Arkeoloji Müzesi
- Adana Etnografya Müzesi
- Adana Atatürk Evi Müzesi
- Adana Sinema Müzesi
- Bebekli Kilise (İtalyan Katolik Kilisesi)
- Adana Bedesteni
- Büyük Saat
- Sabancı Merkez Camii
- Demir Köprü
- Yağ Camii
- Adana Ulu Camii
- Tarihi Kazancılar Çarşısı
- Akkapı Şeyh Cemil Nardalı Konağı
Adana çevresi
- Varda Köprüsü
- Çiftehan Kaplıcaları
- Karatepe-Aslantaş Millî Parkı
- Aladağlar Millî Parkı
- Yumurtalık Lagünü Millî Parkı
- Akyayan Gölü
- Anavarza Antik Kenti ve Anavarza Kalesi
- Comona (Şar) Antik Kenti
- Misis Antik Kenti (Mopsuestia)
- Misis Mozaik Müzesi
- Magarsus Antik Kenti
- Akören Kilisesi ve Antik Kenti
- Ceyhan-Sirkeli Höyüğü Muvattali Kabartması ve Antik Kenti
- Yılankale
- Toprakkale
- Kozan (Sis) Kalesi ve Manastırı
- Kurtkulağı Kervansarayı
- Acısu Kaplıcaları ve Haruniye Termal Suyu
- Akçatekir, Bürücek, Aladağlar, Horzum, Fındıklı, Hamidiye, Asar, Asmacık, Armutoluk, Belemedik, Meydan, Çamlıyayla ve Kızıldağ yaylaları
- Ağyatan Kuş Cenneti ve Tuzla Gölü
Oteller
Adana her ne kadar Türkiye’nin gelişmiş şehirlerinden biri olsa da otel bakımından fakir şehirlerinden biridir. Fakat, son zamanlarda çok fazla otel yapımı ve inşaatı dikkat çekmektedir.
Mevcut oteller:
- Büyük Sürmeli Otel (5*)
- Divan Otel (5*)
- HiltonSA (5*)
- Anemon Hotels (5*)
- Seyhan Oteli (5*)
- Adana Sheraton Otel & Convention Center (5*)
- Adana Ramada Otel (4*)
- Grand Adanus Otel (4*)
- Mavi Sürmeli Otel (4*)
- Erten Otel (4*)
- Türkmen Riverside Hotel (4*)
- İbis Otel (3*)
- Yol-İş Holiday Oteli (3*)
- Adana Park Otel (3*)
- Premier Otel(4*)
- Adanava Otel(4*)
- Çukurova Park Otel (4*)
- İnci Otel (4*)
- Park Royal otel (4*)
- Masel Otel (4*)
- Sedef Oteli (4*)
- Ekinci Garden Hotel (4*)
- Akdeniz Hotel (3*)
- Hotel Bosnalı (tarihi bina)
Müze ve Antik Kentler
- Adana Arkeoloji Müzesi
- Adana Etnografya Müzesi
- Adana Atatürk Evi Müzesi
- Adana Sinema Müzesi
- Yeşiloba Şehitliği Müzesi
- İlter Uzel Tıp ve Diş Hekimliği Müzesi
- Misis Mozaik Müzesi
- Adana Kuruköprü Anıt Müzesi ve Geleneksel Adana Evi
- Anavarza Antik Kenti ve Anavarza Kalesi (Kozan)
- Şar (Comana) Antik Kenti (Tufanbeyli)
- Misis Antik Kenti (Yüreğir)
- Magarsus Antik Kenti (Karataş)
- Ayas (Aigaiai) Antik Kenti
- Akören Antik Kenti (Aladağ)
- Sirkeli Höyüğü ve Muvattali Kabartması (Ceyhan)
Tarihî yerler
- Toprakkale (Misis)
- Yılankale (Ceyhan)
- Dumlu Kalesi (Ceyhan)
- Tarihî Tepebağ Evleri (Seyhan)
- Ramazanoğlu Konağı (Seyhan)
- Kurtkulağı Kervansarayı (Ceyhan)
- Hayriye Hanım Konağı (Reşatbey, Seyhan)
- Çarşı Türk Hamamı (Seyhan)
- Büyüksaat Kulesi ve Adana Bedesteni (Seyhan)
- Taşköprü (Justinianus Roma Köprüsü) (Seyhan-Yüreğir)
- Kozan Kalesi ve Manastırı
- Ulu Camii (Seyhan)
- Hasan Ağa Camii (Seyhan)
- Yağ Camii (Eski Kilise) (Seyhan)
- Bebekli Kilise/Aziz Pavlus Kilises (Seyhan)
- Yeşil Mescit (Seyhan)
- Lokman Hekim Köprüsü (Misis-Yüreğir)
Yaylalar
- Aladağ Meydan Yaylası
- Aladağ Ağcakise, Başpınar Bıcı ve Kosurga Yaylaları
- Feke İnderesi Köyü Yaylası
- Karaisalı Kızıldağ Yaylası
- Kozan-Horzum Yaylası ve Çulluuşağı Yaylaları
- Kozan Göller Yaylası
- Pozantı- Akçatekir Yaylası
- Pozantı-Eskikonacık yaylası
- Pozantı-Yenikonacık güzel yayla
- Pozantı-Armutoluğu Yaylası
- Pozantı Fındıklı Köyü Yaylası
- Pozantı Belemedik Yaylası
- Pozantı Asar Yaylası
- Saimbeyli Çatak Yaylası
- Tufanbeyli Kürebeli Yaylası
- Tufanbeyli Obruk Yaylası
Mimari
Adana mimarisinin altın çağı 15. yüzyılın sonları ve Ramazanoğulları’nın Adana’yı başkenti olarak seçtiği 16. yüzyıldır. Şehir o dönemde birçok yeni mahallelerin kurulmasıyla beraber süratle büyür. Adana’nın tarihi açıdan dönüm noktası sayılabilecek birçok yapısı bu dönemde inşa edildiği için Memlüklü ve Selçuklu mimarisi Adana’nın mimarlık tarihinde önemli bir yer tutar. Roma-Bizans Devri’nde kalan tek eser Taşköprü olup birkaç kamu binası Osmanlı hükümdarlığı sırasında şehre inşa edilmiştir.
Tepebağ’ın tarihi mahallesindeki ilk imar çalışmaları neolitik çağa uzanır. Seyhan Nehri’nin karşısındaki tepede bulunan Tepebağ’ın surlarla çevrilmesinin ardından Taşköprü’nün uzağında kalmıştır. Varlıklı bir Ermeni mahallesi Osmanlı döneminde ortaya çıkmıştır ve Tepebağ şehrin Ermeni mimarisini tarihi evleri ve taşokullarıyla yansıtır. Günümüzde Tepebağ bir arkeolojik parka çevrilmekte olup, arkeolojik kazıların yanında 18. yüzyıldan kalma evler ve kamu binaları restore edilip butik otellere, kafelere ve restoranlara dönüştürülmektedir.
Şehrin içinden geçen Seyhan nehri üzerindeki köprülerden en dikkat çekeni 4. yüzyıldan kalma bir Roma köprüsü olan Taşköprü’dür. 2007 yılına kadar motorlu araçlara açık olan bu köprü dünyadaki en eski köprü unvanına sahipken günümüzde sadece yaya ve bisiklet trafiğine açıktır. Berlin-Bağdat Demiryolu Projesinin bir ayağı olan Demirköprü, 1912’de inşa edilen bir tren köprüsüdür. Şehir merkezinin güneyinde bulunan Regülatör köprü ise nehir suyu için bir regülatör olarak kullanılan bir köprüdür. Aynı zamanda yayalara tahsis edilen üç köprü de bulunmaktadır, bunlar; Seyhan ve Mustafakemalpaşa köprüleri, metro köprüsü ve O-50 otoyolunun köprüsüdür.
1882 yılında Adana valisi tarafından inşa edilen Büyük Saat, 32 metre yüksekliğiyle Türkiye’deki en uzun saat kulesidir. Fransız işgali sırasında hasar görmüştür ama 1935’te yeniden inşa edilmiştir ve şehrin armasında sergilenmektedir. Kazancılar Çarşısı, Büyük Saat civarında kurulmuştur.
Ramazanoğlu Konağı, 1495 yılında Halil Bey’in hükümdarlığı sırasında inşa edilmiştir. Üç katlı olan konak hem taş hem de tuğlayla örülmüştür ve Türkiye’deki en eski ev örneklerinden biri olarak kabul edilir. Ramazanoğlu ailesinin yaşadığı yer Harem bölümüdür. Kalıntıları günümüze ulaşamayan Selamlık bölümü ise devlet işlerinin görüşüldüğü yerdi.
Çarşı Hamam, 1529’da Ramazanoğlu Piri Paşa tarafından inşa edilmiştir ve Adana’daki en büyük hamamdır. Beş kubbesi bulunan hamamın iç bölümleri mermerle kaplanmıştır. Hamamın inşa edildiği yıllarda değirmen çarkları ve kanallar aracılığıyla hamama su taşınırdı.
Irmak Hamam, Seyhan Belediye Binası’nın yanında bulunur ve antik Roma hamamlarının kalıntıları üzerine Ramazanoğlu Halil Bey tarafından 1494’te inşa edilmiştir. Suyu nehirden geldiği için bu ismi almıştır. Şehirdeki diğer tarihi hamamlar ise Mestenzade Hamamı ve Yeni Hamam’dır.
Camiler
Sabancı Camii tarihi bir geçmişe sahip olmamasına rağmen Adana’da en çok ziyaret edilen camidir, bunun sebebi de Orta Doğu’daki en büyük cami olmasıdır. Osmanlı Mimarisi’ne sadık kalınarak inşa edilen cami 1998 yılında hizmete açılmıştır ve 28500 kişiye kadar kapasitesi vardır. Caminin altı minaresi bulunmakla beraber bunların dördünün yüksekliği 99 metredir. Kubbesi 32 metre çapındadır ve ibadet alanından 54 metre yüksektedir. Seyhan Köprüsü’nün köşesinde ve Seyhan Nehri’nın batı kanadında bulunmaktadır. Bu sayede geniş bir alandan görülebilmektedir.
1541 yılında Ramazanoğlu devrinde külliye biçiminde inşa edilen Ulu Camii ise medresesi ve türbesiyle Adana’nın en çok ilgi gören Orta Çağ mimarisine sahip bir yapısıdır. Pencerelerinin etrafında göze çarpan süsleme sanatlarının yanı sıra camide siyah ve beyaz mermer taşlarına rastlanır. Bunlar iç mekanda kullanılan 16. yüzyıl İznik çiniciliği ile ünlüdür. Minarelerde ise kullanılan dik şemalarla Memlüklerin etkisi görülmektedir.
St. James’in Kilisesi 1501 yılında Ramazanoğlu Halil Bey tarafından camiye Yağ Camii çevrilmiştir. İleriki zamanlarda 1525’te Piri Mehmet Paşa tarafından camiye bir minare ve 1558’de de bir medrese eklenmiştir. Camide Selçuklu mimarisi görülmekle beraber cami sarı taştan yapılmış bir kapıya sahiptir.
Abdülrezzak Antaki tarafından 1724 yılında inşa edilen Yeni Camii günümüzde bazı kesimlerce hâlâ Antaki Cami olarak anılmaktadır. Camide memlük mimarisinin etkisi görülmektedir. Cami dikdörtgen biçiminde yapılmıştır ve güney cephesindeki duvarlarda taş işlemeciliği bulunmaktadır.
Alemdar Mescidi, Şeyh Zülfi Mescidi, Kızıldağ Ramazanoğlu Camii, Hasan Ağa Camii (Çivi kullanılmadan inşa edilmiş 16. Yüzyıl mimarisi) tarihi değere sahip diğer camiilerdeir.
Kiliseler
Parklar ve bahçeler
Adana, büyük bir kısmı koruma altına alınmış birçok park ve bahçeye ev sahipliği yapmaktadır. Şehrin sahip olduğu ılıman iklim sayesinde, park ve bahçeler kış bakımına ihtiyaç duymaksızın tüm yıl açık kalabilmektedir.
Seyhan Nehri’nin her iki yakasında bulunan gezi patikaları, şehrin tamamından Seyhan Havzası’nın en güney ucuna kadar sürmektedir. Gezi patikaları daha sonra, Seyhan Havzası’nın güney kıyıları boyunca devam eden Adnan Menderes Bulvarı’yla kesişmekte ve bulvarın geniş kaldırımları, havzanın batı ucundaki patikaya kadar uzanmaktadır. Eski ve yeni baraj arasında bulunmakta olan Dilberler Sekisi nehrin batı yakası boyunca uzanmakta olup patikanın en manzaralı bölümüdür. Eski barajın patikası üzerinden Seyhan nehri’ni geçen ve sulama kanalının batı yakası boyunca devam eden gezi patikaları doğu yönünden şehrin batı ucuna kadar uzanmaktadır. Bu patika yolunun bazı kısımları henüz tamamlanmamıştır. Şehir içerisinde birkaç parkı bağlayan yaklaşık 30 km lik patika yolu bulunmaktadır.
Seyhan Merkez Park, Seyhan Nehri’nin her iki yakasında ve Sabancı Camii’nin hemen kuzeyinde bulunan 33 hektarlık şehir parkıdır. Açık bir alanda çok sayıda ağaç ve bitki türlerine ev sahipliği yapan parkın manzarası büyük ilgi çekmektedir. 2100 koltuklu amfitiyatro, bir Çin üsulü bahçe ve iki kafesiyle şehrin merkezi eğlence alanıdır. Ayrıca Parkta pek çok kürekçinin cazibe merkezi konumunda bulunan Kürekçilik Kulübü vardır.
Atatürk Parkı, Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulmuş 4.7 hektarlık bir şehir parkıdır. Merkezi olarak ticari bölgede bulunmaktadır. Açılışından itibaren çeşitli tören ve toplantıların gerçekleştirildiği, cumhuriyet dönemi ile özdeşleşmiş simgesel bir parktır; Parktaki mermer kaide üzerinde Atatürk heykeli ile onu çevreleyen bir heykel grubu, cumhuriyet dönemi heykeltraşlarıdan Ali Hadi Bara’nın eseridir.
Süleyman Demirel Parkı, Çukurova Üniversitesi araştırmacılarının özel çalışmaları için oluşturulmuş odunsu bitkilerin canlı koleksyonunu bünyesinde barındıran büyük bir botanik bahçedir. Bu ağaç parkı ayrıca eğitim amaçlı ya da şehir sakinleri tarafından eğlence amaçlı kullanmaktadır. Parkta 512 tür bitki vardır.
İnönü Botanik Parkı, Adana Adalet Sarayı’nın bitişinde bulunmakta olup birçok türde Çukurova çiçekleri burada sergilenmektedir.
Çobandede Parkı, Seyhan Havzası’nın batı kıyısındaki 16.5 hektarlık bir parktır. Bir tepede bulunmakta olup Havza ve çevresinin manzarasına sahiptir. Ayrıca parkta Karslı Köyü’nün ilerigelenlerinden Çoban Dede’nin mezarı bulunmaktadır. Birçok insan onun mezarını ibadet etme ve ona dua etmek için ziyaret etmektedir.
Yaşar Kemal Korusu, Seyhan Nehri’nin doğu yakasında Dilberler Sekisi’nin karşısında bulunan bir yürüyüş alanıdır. Aslen Çukurovalı olan ünlü yazar Yaşar Kemal adına yaptırılmıştır.
Çatalan Korusu, Çatalan ve Seyhan Havzaları arasında eğlence alanıdır.
Dilberler Sekisi
Seyhan Nehri’nin batı yakasında (Seyhan) bulunan seki, yürüyüş parkuru ve semte verilen genel ad.
Dilberler Sekisi, alüvyal tabanlı vadi üzerindeki Seyhan Nehri’nin, yeniden canlanarak yatağını kazması neticesinde oluşan yüksekte kalmış eski vadi tabanıdır. Türkiye’de çeşitli zamanlarda epirojenez görüldüğü için vadiler boyunca taraçalar da görülür. Taraçalar biriktirme şekilleri olmakla birlikte oluşumlarında akarsu aşındırması da etkili olmuştur.
Dilberler Sekisi, Seyhan nehri ‘nin zamanla yüzeyi aşındırarak şekil verdiği ve teraslar oluşturduğu doğal bir yapıdır. Nehir kenarında bulunan bu bölge zamanla Çam, okaliptüs, salkım söğüt, palmiye ve rengârenk çiçeklerle yeşillendirilmiş ve nehir yakınında şelalenin bulunduğu yaklaşık 1.5 milyon metrekarelik Seyhan Vadisi bir rekreasyon alanı oluşturulmuştur. Sekide, yosun kokusuyla karışık Seyhan’ın kokusunu hissederek sabah yürüyüşleri ve akşam gezileri yapılabilmektedir. Ayrıca köprünün kolonlarında kim olduğu bilinmeyen Graffiti sanatçıları tarafından yapılan imzalar bulunmaktadır.
Nehir kenarında, Seyhan Barajı ile Eski Baraj arasındaki yaklaşık 5 kilometrelik Dilberler Sekisi yürüyüş ve gezinti parkuru bulunur. Buradan, Gençlik Köprüsü ile Seyhan nehrinin diğer yakasındaki Yaşar Kemal Korusu’na bisikletle ya da yürüyerek geçmek mümkündür. Seki sayesinde kentin göbeğinde kentten apayrı, yeşil ve doğayla başbaşa zaman geçirilebilmektedir.
Sanat
Adana’daki ilk şehir tiyatrosu Osmanlı yıllarında, 1880 yılında, Ziya Paşa tarafından kurulan Adana Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Adana Şehir Tiyatroları’dır. Devlet Tiyatroları Adana Sahnesi ise 1981 yılından beri sanatseverlere çeşitli temsiller sunmaktadır. Klasik müzikseverler için kentteki en önemli kurum 1992’de kurulan Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’dır. Orkestra her cuma akşamı ve her cumartesi sabahı Büyükşehir Belediyesi Konser Salonunda klasik müzik konserleri düzenlemektedir.
Sinema
1960-1975
Nezih Coş’un 1969’da (s.19-26) gerçekleştirdiği taramaya göre Adana’da 35’i salon, 75’i yazlık olmak üzere, 110 sinema işletmesi faaliyet göstermektedir. Bu işletmelerin seyirci kapasitesi 86.900’ü bulmaktadır.
Yerel süreli yayınlardan ve sözlü kaynaklardan adresi tespit ve teyit edilen 66 sinema işletmesi de ATO kaydını yaptırmaksızın şehirde faaliyet göstermektedir (EK5). Tüm bunlarla birlikte 1960-1975 yılları arasında şehirde, aynı anda 100’ün üzerinde sinema işletmesinin faaliyette olduğunu7, bu işletmelerin de Kıyıboyu, Sular, Kuruköprü ya da Yamaçlı gibi semtlerde veya Eski İstasyon Meydanı, Saydam Caddesi ya da Debboy Caddesi gibi şehrin ekonomik, kültürel ve toplumsal merkezlerinde yoğunlaştığını söylemek mümkündür. Bunların dışında şehirde kimi okulların, fabrikaların ve askerî birliklerin de sinema salonları vardır. Örneğin İncirlik Hava Üssü’nde sadece Amerikan askerî personeli için film getiren ve gösteren bir sinema salonu bulunmaktadır. Şehir merkezinin 1970’deki nüfusu 525.668 kişidir (TÜİK – 1970 Genel Nüfus Sayımı Veri Tabanı). Şehrin merkezî nüfusu, Coş’un aktardığı (1969, s.19-26) 86.900 seyircilik kapasiteye oranlandığında sandalye/koltuk başına yaklaşık 6 seyircinin düştüğü görülmektedir. Bu oran Adana Bölgesinin diğer büyük şehirlerinden Diyarbakır için yaklaşık 10,5, Kayseri için 9 ve Konya içinse 10’dur. Aynı dönemde İstanbul’da sandalye/koltuk başına seyirci oranı 6, Ankara’da 11,5’ken İzmir’de 2,7’dir (Coş, 1969, s.19-26 ve TÜİK – 1970 Genel Nüfus Sayımı Veri Tabanı). Tüm bunlar bahsi geçen dönemde sinemanın büyük şehirlerin toplumsal ve kültürel hayatında işgal ettiği yeri göstermektedir. 1960-1975 yılları arasında sinema Adana için kritik önemde toplumsal alan ve kültürel ortam oluşturmaktadır.
Altın Koza Film Festivali
Çukurova’nın ürünü pamuğu simgeleyen “Altın Koza Film Festivali” ilk kez 1969 yılında ‘Altın Koza Film Şenliği’ adıyla Adana Belediyesi ve Adana Sinema Kulübü öncülüğünde gerçekleştirildi. Türk Film Arşivi’nin katkılarını da yanına alan Altın Koza Film Festivali, o tarihten bu yana her yıl zenginleşen içeriği ile sadece Çukurova Bölgesi’nin değil, Türkiye’nin en önemli kültür-sanat etkinliklerinden biri oldu.
Şenlik, ilk kez düzenlendiği 1969 yılından itibaren Türk sinemasına verdiği ödüllerle destek olmaya başladı. İlk yıl, Metin Erksan, Kuyu filmi ile En İyi Yönetmen ve En İyi Film dallarında Altın Koza’yı evine götürürken, Fatma Girik, Ezo Gelin ile En İyi Kadın Oyuncu, Yılmaz Güney, Seyyit Han ile En İyi Erkek Oyuncu ödüllerine sahip olan ilk Altın Koza’lı sanatçılar oldu.
1973 yılına kadar Şenlik beş kez sinemaseverlerle buluştu. Ancak Altın Koza, ekonomik imkânsızlıklar nedeniyle onsekiz yıl sürecek bir suskunluğa gömüldü. 1992 yılında Adana Belediyesi, Adanalılar ve sanat dünyasından gelen “Altın Koza yeniden canlansın” talebini sonuçsuz bırakmayarak Şenliği, Türk sanat dünyasına yeniden armağan etti. Altın Koza, bu süreçte Adana kültür-sanat yaşamındaki boşluğu doldurması gerektiğini düşünerek sinema şenliğini bir kültür-sanat festivaline dönüştürdü.
Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali, 1992’de düzenlediği Ulusal Uzun Film Yarışması’nın yanı sıra Türk Sineması’nın geleceğine de sahip çıktı. Festival, Öğrenci Filmleri Yarışması’nı da programına ekledi ve Türkiye’de ilk kez bu alanda yarışma düzenleyen Festival oldu. Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali ayrıca resim, tiyatro, müzik, fotoğraf ve düşünsel çalışmaları Adanalı sanatseverlerin beğenisine sundu.
1998’de Adana depremine duyarsız kalamayan Büyükşehir Belediyesi Yönetimi o yıl Altın Koza bütçesini depremzedeler için kullanarak Festivali düzenlememe kararı aldı. 1999’da ise Marmara depremi nedeniyle ülkede ulusal yas ilan edilmesi sonucu Festival gerçekleştirilemedi. Festival bütçesi o yıl da Marmara depreminden zarar gören depremzedelere aktarıldı.
1999 yılı itibarıyla Altın Koza yıla yayılan kültür sanat etkinlikleriyle devam etti. 7 yıllık aradan sonra 12. Altın Koza Film, Kültür ve Sanat Festivali 2005 yılında 31 Mayıs-05 Haziran tarihleri arasında yapıldı. 2005 yılından bu yana kesintisiz devam eden Festival, programına eklediği ‘Dünya Sineması’ ve ‘Akdeniz Filmleri Seçkisi’ ile uluslararası kimliğe bürünmüş ‘Akdeniz Ülkeleri Uluslararası Kısa Film Yarışması’ ile de bu kimliğini pekiştirmiştir.
Altın Koza Film Festivali, Akdeniz Ülkeleri’nin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri’nden Japonya’ya kadar dünyanın pek çok ülkesinden filmi, sektörün her alanında görev yapan sinema profesyonelini konuk eden bir sinema platformu haline gelmiştir.
Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali
1998 yılından itibaren her yıl Sabancı Vakfı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Devlet Tiyatroları işbirliğiyle düzenlenen Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü Genel Müdürlüğü Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali çerçevesinde çok sayıda yabancı ve yerli tiyatro topluluğu oyunlarını sergilemektedir.
Her yıl düzenlenen ve 1 ay süren tek milletlerarası festival olma özelliğine de sahip festival süresince sergilenen oyunları 20.000’e yakın tiyatrosever izlemektedir. Festival programındaki oyunlar 2005 yılına kadar sadece Adana’da sergilenirken, bu oyunların bir bölümü 2005 yılından beri İstanbul’da Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde de sahneye konmaktadır.
Uluslararası Hava Oyunları Festivali
18-19-20 Mayıs 2012 tarihli Adana Uluslararası Hava Oyunları Festivali, çok hafif motorlu hava araçları sınıfında Türkiye’de düzenlenen ilk festivaldir.
Uluslararası Engelli Gençlik Festivali
Uluslararası Engelli Gençlik Festivali, her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen konuklarıyla, Adana’da düzenlenen ve renkli görüntülere sahne olan bir etkinliktir.
Portakal Çiçeği Karnavalı
11 Nisan 2014 -13 Nisan 2014 tarihleri arasında bu yıl 2. si olmak üzere her yıl kutlanmaya başlanmıştır. Dünyanın değişik ülkelerinden gelen misafirleri ile Adana’da çok renkli görüntüler sergilenmiş olup, Adana’nın tanıtımına çok büyük katkı sağlamıştır.
Kaynak : wikipedia.org
Manşet resmi : kutahyaekspres.com