İstanbul (34)

İstanbul
Şehir
15 Temmuz Şehitler Köprüsü
Ayasofya
Kız Kulesi
Ortaköy Camii
İstiklal Caddesi
Galata Kulesi
Levent iş merkezleri
İstanbul'un Türkiye'deki konumu
İstanbul’un Türkiye’deki konumu
İstanbul haritası
İstanbul haritası

Türkiye üzerinde İstanbul

İstanbul
İstanbul
Koordinatlar: 41.013611°K 28.955°D
Ülke Türkiye
Bölge Marmara Bölgesi
İl İstanbul
İlk yerleşim MÖ 6. binyıl
Kuruluş tarihi MÖ 685
İdare
 • Tür Belediye başkanı-meclis
 • Organ

İBB Meclisi
 • Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu (CHP)
Yüzölçümü

[2]
 • Toplam 5.343,22 km²
Rakım 30 m
En yüksek nokta 537 m (1.761 ft)
En alçak nokta 0 m (0 ft)
Nüfus

 (31 Aralık 2023)[3]
15.655,924
 • Sıra 1.
Zaman dilimi UTC+03.00 (TRS)
Posta kodu
34XXX
Alan kodu 212 (Avrupa Yakası)
216 (Anadolu Yakası)
ISO 3166 kodu TR-34
Plaka kodu 34
GSYİH (nominal) 2018[4]
• Toplam ₺1,1 trilyon (1.)
• Kişi başı


₺76.769 (2.)


İGE (2013) artış 0,828[5]
yüksek · 4.
İklim


Cfa, Cfb, Csa, Csb


İnternet alan adı .istanbul, .ist
Resmî site
İstanbul Büyükşehir Belediyesi

İstanbul, Türkiye’de Marmara Bölgesi’nde yer alan ve İstanbul ilinin merkezi olan şehirdir. Ekonomik, tarihî ve sosyo-kültürel açıdan önde gelen şehirlerden biridir. Şehir, iktisadi büyüklük açısından dünyada 34. sırada yer alır. Nüfuslarına göre şehirler listesinde belediye sınırları göz önüne alınarak yapılan sıralamaya göre Türkiye ve Avrupa’da birinci, dünyada ise altıncı sırada yer almaktadır.

İstanbul Türkiye’nin kuzeybatısında, Marmara kıyısı ve Boğaziçi boyunca, Haliç’i de çevreleyecek şekilde kurulmuştur. İstanbul kıtalararası bir şehir olup, Avrupa’daki bölümüne Avrupa Yakası veya Rumeli Yakası, Asya’daki bölümüne ise Anadolu Yakası veya Asya Yakası denir. Tarihte ilk olarak üç tarafı Marmara Denizi, Boğaziçi ve Haliç’in sardığı bir yarımada üzerinde kurulan İstanbul’un batıdaki sınırını İstanbul Surları oluşturmaktaydı. Gelişme ve büyüme sürecinde surların her seferinde daha batıya ilerletilerek inşa edilmesiyle dört defa genişletilen şehrin 39 ilçesi vardır. Sınırları içerisinde ise büyükşehir belediyesi ile birlikte toplam 40 belediye bulunmaktadır.

Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul, 330-395 yılları arasında Roma İmparatorluğu, 395-1204 yılları arasında Bizans İmparatorluğu, 1204-1261 yılları arasında Latin İmparatorluğu,1261-1453 yılları arasında tekrar Bizans İmparatorluğu ve son olarak 1453-1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yaptı. Ayrıca İstanbul, Hilâfetin Osmanlı İmparatorluğu’na geçtiği 1517’den kaldırıldığı 1924’e kadar İslam dünyasının da merkezi oldu.

Son yıllarda ortaya çıkartılan arkeolojik bulgularla insanlık tarihine ilişkin önemli bilgiler elde edilmiştir. Yarımburgaz Mağarası’ndan çıkarılan taş aletlerle, ilkel insan izlerinin 400.000 yıl öncesine dayandığı ortaya çıkmıştır. Anadolu Yakası’nda yürütülen kazı çalışmaları ve bunlara bağlı araştırmalar, şehirde tarım ve hayvancılığa dayalı ilk yerleşik insan topluluğunun MÖ 5500’lere tarihlenen Fikirtepe Kültürü olduğunu göstermiştir. Bu arkeolojik bulgular yalnızca İstanbul’un değil, tüm Marmara Bölgesi’nin en eski insan izleridir. İstanbul sınırları içinde kent bazında ilk yerleşimler ise Anadolu Yakası’nda Kalkedon (Kadıköy); Avrupa Yakası’nda Byzantion’dur. Cumhuriyet dönemi öncesinde egemenliği altında olduğu devletlere yüzlerce yıl başkentlik yapan İstanbul, 13 Ekim 1923 tarihinde başkentin Ankara’ya taşınmasıyla bu özelliğini yitirmiş; ancak ülkenin ticaret, sanayi, ulaşım, turizm, eğitim, kültür ve sanat merkezi olmaya devam etmiştir.

Karadeniz ile Marmara Denizi’ni bağlayan ve Asya ile Avrupa’yı ayıran İstanbul Boğazı’na ev sahipliği yapması nedeniyle, İstanbul’un jeopolitik önemi oldukça yüksektir. Bugün tamamına yakını doldurulmuş olan ya da kaybolan doğal limanları vardır. Bu özellikleri yüzünden bölge toprakları üzerinde uzun süreli egemenlik anlaşmazlıkları ve savaşlar yaşanmıştır. Başlıca akarsular Riva, Kâğıthane ve Alibey dereleridir. İl toprakları az engebelidir ve en yüksek noktası Kartal ilçesindeki Aydos Tepesi’dir. İldeki başlıca doğal göller Büyükçekmece, Küçükçekmece ve Durusu gölleridir. İl ve yakın çevresinde, Karadeniz ile Akdeniz makro iklimleri arasında geçiş özellikleri görülür. Hava sıcaklıkları ve yağış ortalamaları düzensiz; bitki örtüsü dengesizdir.

Etimoloji

 

Çemberlitaş Sütunu veya Konstantin Sütunu, 330 yıllarında İmparator I. Konstantin onuruna Çemberlitaş semtindeki tepeye dikilmiş olan anıtsal bir sütundur.

Modern Türkçede şehir için en yaygın kullanılan ad İstanbul olmaktadır. Bu adın “eis tin polin” (Yunanca: εις την πόλιν) tamlamasından geldiği sanılmaktadır. Bu tamlama, o dönem Yunancasında “şehirde”, “şehrin içinde”, “şehir içi” gibi anlamlara gelmekteydi. Ayrıca halk dilinde “n” ünsüzüne bitişen “p” sesi “b” sesine dönüşüyordu.[21] Bu bağlamda İstanbul adının kökeni pek çok kaynakta bu tamlamayla ilişkilendirilmektedir. MS 2. yüzyıldan kalma Ermeni kaynaklarında da Istanbol ya da Istınbol biçiminde anılan şehir adının, Türkçeye bu şekilde girmiş olması olasıdır. İstanbul, Osmanlı döneminde resmi belgelere girdi ve sıkça kullanıldı. Şehrin bu isminin Türkçede en eski kullanımı 1360 yılına tarihlenen Dânişmendnâme eserinde görülür. Osmanlı tarih yazıcılığının ilk dönemlerinde üretilmiş anonim bir gazavatnâme olan Gazavât-ı Sultan Murad adlı eserde şehir İstanbul adı altında ele almıştır.

İstanbul’a çağlar boyunca değişik adlar verilmiştir. Plinius’un aktarımına göre şehri bilinen en eski adı Ligos (Grekçe: Λύγκος) olmakla birlikte bu konuda detaylı bilgi yoktur. Sonraları şehir Bizantion (Yunanca: Βυζάντιον) adını almıştır. MÖ 667’de Antik Yunanistan’daki Megara şehir devletinden gelen Dor asıllı Yunan yerleşimciler bugünkü İstanbul üzerinde bir koloni kurdu ve yeni koloniye kralları Byzas veya Byzantas’ın (Yunanca: Βύζας veya Βύζαντας) şerefine Byzantion adını verdiler. Byzantium, orijinal adı Byzantion olan antik kentin adının 1. yüzyılda, kenti Romalılar ele geçirince, onlar tarafından Latinceleştirilmiş hâlidir. Ancak 337 yılında İmparator I. Konstantin’in ölümüyle kentin adı, onun şerefine “Konstantin’in kenti” anlamına gelen Konstantinopolis’e (Yunanca: ΚωνσταντινούπολιςKōnstantinoúpolis, Latinceleştirilmiş: Constantinopolis) çevrildi. Konstantinopolis, Bizans İmparatorluğu boyunca kentin resmi adı olarak kaldı. Ama Konstantinopolis, kentin yerlileri tarafından sadece Yunanca “kent” anlamına gelen (ΠόλιςPolis) olarak anılırdı. 1453 yılında Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet önderliğinde Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethinden sonra bile, Konstantinopolis, Batı’da kullanılan en yaygın ad olarak kaldı. İstanbul adı, ancak 1928’de Latin harflerine geçilmesi sonrası Batı dillerinde Konstantinopolis’in yerini almaya başladı.

Tarihte şehir için kullanılan adlar içinde İslambol, dar kullanım alanına sahip olsa da kayıtlarda görülen adlardandır. İstanbul isminin kökeninin İslam ve bol ekine dayandırılması halk etimolojisi örneklerinden biridir ve etimolojik açıdan doğru değildir.

Tarihçe

 

Genel tarih

 

İstanbul’daki tarihi yerler
UNESCO Dünya Mirası
Konum Türkiye
Kriter Kültürel: I, II, III, IV
Referans 356
Tescil 1985 (9. oturum)
Bölge Avrupa ve Kuzey Amerika

İstanbul, yerleşim tarihi son yapılan Yenikapı’daki kazılarla bulunan liman doğrultusunda 8500 yıl, kentsel tarihi yaklaşık 3.000, başkentlik tarihi 1600 yıla kadar uzanan Avrupa ile Asya kıtalarının kesiştiği noktada bulunan bir dünya kentidir. İstanbul Roma, Bizans ve Osmanlı döneminde başkent olarak kullanılmıştır. Şehir çağlar boyunca farklı uygarlık ve kültürlere ev sahipliği yapmış, yüzyıllar boyu çeşitli din, dil ve ırktan insanların bir arada yaşadığı kozmopolit ve metropolit yapısını korumuş ve tarihsel süreçte eşsiz bir mozaik hâlini almıştır. Uzun zaman dilimleri boyunca her alanda merkez olmayı ve iktidarda kalmayı başaran dünyadaki ender yerleşim yerlerinden biri olan İstanbul geçmişten günümüze bir dünya başkentidir.

İstanbul’un tarihi ana hatlarıyla beş büyük döneme ayrılabilir:

  • Tarih öncesi çağlar
  • Kuruluş Dönemi ve Byzantion dönemi
  • Konstantinopolis dönemi
  • Konstantiniyye dönemi
  • İstanbul dönemi

Tarih öncesi çağlar

 

İstanbul’un tarihi üç yüz bin yıl önceye kadar uzanmaktadır. Küçükçekmece Gölü kenarında bulunan Yarımburgaz Mağarasında yapılan kazılarda insan kültürüne ait ilk izlere rastlandı. Bu dönemde gölün çevresinde Neolitik ve Kalkolitik insanların yaşadığı sanılmaktadır. Çeşitli dönemlerde yapılan kazılarda, Dudullu yakınlarında Alt Paleolitik Çağ’a, Ağaçlı yakınlarında ise, Orta Paleolitik Çağ ile Üst Paleolitik Çağ’a özgü aletlere rastlandı.

Bizantion dönemi

Bizantion

İstanbul’un en önemli tarihi yapılarından Galata Kulesi

2008 yılında İstanbul Metrosu için yapılan Marmaray tüp geçidi kazıları sırasında Cilalı Taş Devri’nin sürdüğü MÖ 6500’lü yıllara ait kalıntılara rastlanan şehrin, Anadolu Yakası’ndaki Fikirtepe’de yapılan kazılarda ise Bakır Çağı’nın sürdüğü MÖ 5500-3500 yıllarına ait kalıntılar bulundu. Bunun yanında Kadıköy’de Fenikelilere ait kalıntılar bulundu. Traklar, kentin yakınlarına MÖ 13. yüzyıl ve 11. yüzyıllarda Semistra kentini kurdu.[39] Kral Lygos zamanında Sarayburnu’na, bugünkü Topkapı Sarayı’nın bulunduğu yerde bir Akropolis kuruldu. MÖ 685’te Megara’dan gelen Yunanlar burada bir koloni kurdu, Kral Byzas’ın hüküm sürdüğü MÖ 667 yılında ise Byzantion kuruldu. Kente Roma İmparatorluğu hakim olunca, kentin adı Septimius Severus tarafından kısa süreliğine oğlunun adı Augusta Antonina kondu, ardından İmparator I. Konstantin zamanında kent Roma İmparatorluğu’nun başkenti ilan edildi. Bu sırada Nova Roma olarak değiştirilen kentin adı benimsendi ve 337 yılında İmparator I. Konstantin’in ölümüyle Konstantinopolis’e çevrildi.

Bizans İmparatorluğu dönemi

 

Bizans Dönemi’nin en önemli eserlerinden Ayasofya, 2006

Bu dönem 324-1453 yılları arasını kapsadı. I. Konstantinus şehri ele geçirip Roma İmparatorluğu’nun başkenti yaptıktan sonra, şehir ayrıca Roma’nın doğusunun yönetim merkezi oldu. Romalı nüfusu bu dönemde, Romalı soyluların göçü de dahil olmak üzere önemli boyutta arttı. Bu dönemde; yeni bir mimari yapıyla şehir oldukça genişledi. 100.000 kişilik bir hipodromun (Sultanahmet Meydanı) yanı sıra, limanlar ve su tesisleri yapıldı.

Konstantinus’un döneminde şehre Nova Roma dese de; 11 Mayıs 330 da şehrin ismi Konstantinopolis oldu. Konstantin, Roma İmparatorluğu’nun dinini de Hristiyanlık olarak değiştirdi. Pagan Roma dinine inanan batı ile ilk kopuş da bu dönemde başladı. Her ne kadar; Bizans İmparatorluğu I. Theodosius’un ölümü ile başlasa da; Bizans İmparatorluğu Konstantinus Hristiyanlığı getirmesine duyduğu saygıdan kendisini hep bir Bizans İmparatoru olarak gördü; 1453’teki çöküşüne kadar da 10 İmparatorunun daha ismi Konstantinus oldu. Bu dönemde İstanbul’un rolü oldukça stratejikti; Avrupa ve Asya arasında bir kapı oldu. Bu vesile ile, ticaret, kültür ve diplomasinin yapıldığı bir merkezdi. Bu dönemde şehrin ismi “Poli” (şehir) de oldu.

476’da Batı Roma’nın yıkılması sonrasında da; Batı Roma İmparatorluğu’ndaki Romalıların büyük çoğunluğu buraya göç etti ve Bizans İmparatorluğu’nun da başkenti İstanbul oldu. 543’te nüfusun yarısının ölümüne sebebiyet veren veba salgınından sonra; şehir İmparator I. Justinianus döneminde yeniden inşa edildi.

700’lü yıllarda Sasaniler ve Avarların saldırısına uğrayan şehir; 800’lü yıllarda Bulgarlar ve Arapların, 900’lü yıllarda ise Ruslar ve Bulgarların saldırısına uğradı.

Ancak; saldırılar arasında en yıkıcı olanı 1204 yılında oldu. Haçlılar tarafından; Dördüncü Haçlı Seferi’nde 1204 yılında ele geçirilen şehir yağmalandı; halkın büyük çoğunluğu şehirden kaçtı; yoksul ve enkaz içinde bir kente dönüştü. Bunun sebebi Batı Roma’da büyüyen Latinlerin; Katolik Hristiyanlık anlayışı ile Bizans’taki Ortodoks Hristiyanlık inanışı arasındaki farklılıklar ve uyumsuzluklardır. Bu dönem sonrasında, 1261 yılında Paleologos Hanedanından; VIII. Mihail şehri tekrar ele geçirmiş ve Latin’lerin dönemini sona erdirdi.

Bu dönemden sonra giderek küçülen Bizans; Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1391’den sonra kuşatılmaya başlandı; en sonunda 29 Mayıs 1453’te Osmanlı İmparatorluğu’nun himayesine geçti. İstanbul’un fethi, Dünya tarihinde Orta Çağ’ın sonunu simgelemektedir.

Osmanlı İmparatorluğu dönemi

 

18. yüzyıldan bir İstanbul resmi.
19. yüzyıl sonlarında Galata Köprüsü ve arka planda Yeni Cami
Haliç’ten bir görünüm. (1896)

Bu dönem 1453-1923 yılları arasını kapsadı. 29 Mayıs 1453’te; Osmanlı Padişahı II. Mehmed’in 53 gün süren kuşatması sonrasında; İstanbul Osmanlı’nın 4. ve son başkenti oldu.

Osmanlı’nın ele geçirmesinden sonra; Topkapı Sarayı ve Kapalıçarşı’nın da kurulması ardından birçok okul ve hamam açıldı. Dünya’nın ve İmparatorluğun dört bir yanından insanların taşındığı şehirde Yahudilerin, Hristiyanların ve Müslümanların beraber yaşadığı kozmopolit bir toplum oluştu. Bizans döneminden kalan, eski binalar ve surlar onarıldı. Fetihten 50 yıl sonra; Dünya’nın en büyük şehirlerinden biri hâline gelen İstanbul’da “Küçük Kıyamet” olarak da adlandırılan; 14 Eylül 1509 İstanbul Depremi sonrasında (8 şiddetinde olduğu ileri sürülmektedir); 45 gün süren artçı sarsıntılarla binlerce bina yıkıldı ve birçok insan yaşamını kaybetti.

1510 yılında; Sultan II. Beyazıd; 80.000 kişinin çalışmasıyla şehri yeniden kurdu. Günümüzde de var olan eserlerin büyük çoğunluğu bu dönemden kaldı. Mimar Sinan’ın camileri ve diğer binaları kurduğu Kanuni Sultan Süleyman döneminde; mimari ve sanat konularına önem verildi. Lale Devri döneminde; Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa 1718 yılından itibaren; itfaiye’yi kurdu, ilk matbaayı açtı ve fabrikalar kurdu. 3 Kasım 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı sonrasında da batılılaşma süreci hızlandığı dönemde birçok alanda yenilikler yaşandı.

Haliç’in üzerine köprü; Karaköy’e tünel, demiryolları, kentin içindeki deniz taşımacılığı, belediye örgütlerinin, hastanelerin kurulmasıyla modern bir şehir hâlini alan İstanbul, 1894 yılında Üç yüz on Depremi ile birlikte tekrar büyük bir zarar gördü. I. Dünya Savaşı’nın sonlarında ise 13 Kasım 1918’de İtilaf Devletleri donanmasınca da işgal edildi. İstanbul’un 2500 yıllık başkentlik dönemi 13 Ekim 1923’te sona erdi.

1890’lı yıllarda Galata Kulesi’nden manzara.

Cumhuriyet dönemi

 

Atatürk İstanbul’da.

Cumhuriyet sonrası 1923-1950 yılları arasında fiziksel atılımlar oldu. 1900’lerin başında 1 milyon olan nüfus, 1927’de 690.000’e düştü, 1935’te 740.000 ve 1945’te tekrar 900.000’e ulaştı. 1950’lerde Balkanlar’dan göç alan şehirde, bu dönemde şehirleşmede gecekondular ön plana çıkmaktadır. 1960’larda ise gecekonduların yanında, apartmanlaşma başladı. 1970’lerde ise hızlı nüfus artışı ile konut ve ulaşım sorunları önem kazandı. Bu dönemde otomobil sayısının artması ve sonucunda trafiğin artması Boğaziçi Köprüsü’nün yapılmasında etkili oldu ve ulaşımda önemli bir noktaya varıldı. İstanbul metropoliten alanı 1970-1975 yılları arasında merkezde 50 kilometre yarıçaplı iken 1980’de 60 kilometre yarıçapa ulaştı. 1990’ların nüfus artışı, nüfusun dış taraflara yayılması ile sonuçlandı ve sonucunda İETT’nin yetersiz gelmesi ile dolmuş ve minibüsler bu açığı kapatmaya çalıştılar. 70’li yıllarda eski hızı ile olmasa da imar faaliyetleri canlanan şehirde 1973 yılında Boğaziçi Köprüsü açıldı.

İstanbul, 1984 yılında çıkarılan 2972 sayılı kanun ve 195 sayılı kanun hükmünde kararname sonucu Ankara ve İzmir ile birlikte büyükşehir unvanı kazandı. Aynı yıl çıkarılan 3030 sayılı kanun ile büyükşehir ve ilçe belediyeleri statüleri netleşti. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.

Coğrafya

 

İstanbul’un uydudan görünümü.
Şehrin uydudan gece çekilmiş görüntüsü.

İstanbul 41°K 29°D koordinatlarında yer alır. Batıda Çatalca Yarımadası, doğuda Kocaeli Yarımadası’ndan oluşur. Kuzeyde Karadeniz, güneyde Marmara Denizi ve ortada İstanbul Boğazı’ndan oluşan kent, kuzeybatıda Tekirdağ’a bağlı Saray, batıda Tekirdağ’a bağlı Çerkezköy, Çorlu, güneybatıda Tekirdağ’a bağlı Marmaraereğlisi, kuzeydoğuda Kocaeli’ye bağlı Kandıra, doğuda Kocaeli’ye bağlı Körfez, güneydoğuda Kocaeli’ye bağlı Gebze ilçeleri ile komşudur. İstanbul’u oluşturan yarımadalardan Çatalca Avrupa, Kocaeli ise Asya anakaralarındadır. Kentin ortasındaki İstanbul Boğazı ise bu iki kıtayı birleştirir. Boğazdaki Fatih Sultan Mehmet, 15 Temmuz Şehitler ve Yavuz Sultan Selim Köprüleri kentin iki yakasını birbirine bağlar. İstanbul Boğazı boyunca ve Haliç’i çevreleyecek şekilde Türkiye’nin kuzeybatısında kurulmuştur. İstanbul ilinin yüzölçümü 5.461 km2‘dir.

Boğazdaki Zarif Mustafa Paşa Yalısı.

Yer şekilleri

 

İstanbul’un kurulu olduğu Çatalca ve Kocaeli yarımadaları aşınmış birer platodur. Bu platoların ortasından kabaca kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda İstanbul Boğazı geçer. İstanbul Boğazı’nın oluşumu ile ilgili bilimsel olarak kesin kabul görmüş bir açıklama yoksa da, açıklamalar içinde en yaygın olanı; jeolojik açıdan İstanbul Boğazı’nın deniz suları ile dolmuş bir fay çöküntüsü olduğudur. Buna göre, MÖ 20.000 ilâ 18.000 yılları arasında, Buzul Çağı sonlanmış ve dünyanın büyük bölümünü kaplayan buz kütlelerinin erimeye başlamıştır. Binyıllarca süren bir erime sürecinin sonucunda, MÖ 8.000 ilâ 7.000’lerde Akdeniz’in suları ilk hâlinden yaklaşık 150 metre daha yukarı çıkmıştır. Deniz seviyesindeki bu büyük ölçekli artış nedeniyle Akdeniz’in suları Marmara’yı basmış; Marmara Denizi’nin suları da devam eden yükselmeler sonucunda Karadeniz ile birleşmiştir. Boğaz’ın derinliğinin kuzeyden güneye azalma göstermesi, geçmişte kuzeydeki bu yükseltilerin Marmara’nın sularına karşı bir set görevi gördüğü ve bunların deniz seviyesindeki yükselmeyle aşıldığı savını güçlendirmektedir.

İstanbul genelinde kayda değer yükseltilere de rastlanmaz. Şehirdeki en yüksek üç nokta sırasıyla 537 metrelik Aydos Tepesi, 438 metrelik Kayış Dağı, 442 metrelik Alemdağ’dır. Şehrin topraklarının %74’ünü platolar, %9,5’ini ovalar, %16,1’ini ise alçak dağ ve tepeler kaplamaktadır. Şehrin en önemli gölleri olan Büyükçekmece, Küçükçekmece ve Durusu gölleri birer lagündür. İstanbul Boğazı’ndaki Haliç, Tarabya ve İstinye koyları ise şehirde ria tipi kıyının en iyi örnekleridir. İstanbul kıyıları son biçimini 10.000 yıl önce gerçekleşen su yükselimleriyle almıştır. Şehirde, Marmara Denizi ve Boğaz’da irili ufaklı 11 adanın yanı sıra, Karadeniz’de ufak kayalıklar ve Haliç’te Bahariye Adaları yer alır.

Bitki örtüsü

 

Afif Paşa Yalısı.

İstanbul’un coğrafi özellikleri ve toprak koşulları orman oluşumlarına olanak verir niteliktedir. Ancak şehir içinde ormanların ve ormanlarda görülen ağaç türlerinin dağılımı düzensizdir. Karadeniz’e yakın kuzey kesimlerde ve tepelerin kuzeye bakan yamaçlarında humuslu toprakların varlığı nedeniyle buralarda nemcil ormanlar gelişmiştir. Güney bölgelerde ve güneye bakan yamaçlarda ise kuraklığa dayanıklı ormanlar görülür. İstanbul’un en önemli ormanları Belgrad Ormanı, Aydos Ormanı ve Kayışdağı Ormanı’dır. İstanbul’daki orman arazilerinin yüzölçümü 240.960 hektar ağaçlıklı; 294.299 hektar da açıklık olmak üzere toplam 535.259 hektardır. Genel olarak İstanbul’un her iki yakasında da görülen ağaç ve çalı türleri arasında adi gürgen, adi kızılağaç, adi fındık, doğu kayını, mor çiçekli ormangülü, akçaağaç, muşmula ve ıstranca meşesi sayılabilir.

İstanbul’da ormanlık alanların bütün alana oranı özellikle 1980’lerden günümüze doğru genel olarak azalmıştır. 1971 yılında yapılan araştırmaya göre devlete ait ormanların alanı 264.702,1 ha iken, 2003’teki araştırmada devlete ait ormanların alanı 236.265,5 hektara gerilemiştir.

Doğal ormanların bozulduğu ya da tahrip edildiği bölgelerde psödomaki oluşumları gözlenir. Kuzeyde, Karadeniz yakınlarında görülen psödomakiler, bölgenin toprak yapısı ve iklim özellikleri nedeniyle olağandan çok daha boylu ve gürdür. Son yarım yüzyılda şehirdeki orman varlığı nüfus artışıyla paralel olarak gerilemiştir. Boğaz’a yapılan köprüler nedeniyle şehrin öngörülen doğu-batı doğrultusundaki genişlemesi kuzeye kaymış; bu nedenle orman arazileri yeni yerleşim bölgeleri oluşturmak adına tahrip olmuştur. Yapımı Ağustos 2016’da tamamlanan üçüncü boğaz köprüsü çevreci gruplar tarafından şehirdeki orman varlığına zarar vereceği gerekçesiyle eleştirilmektedir.

Kent büyüdükçe merkezden gitgide uzaklaşan ormanlardan geriye bugün kent koruları kalmıştır. Etrafı çevrilmek suretiyle koruma altına alınan bu yeşil alanların pek çoğu günümüzde kamuya ait olup halka açık rekreasyon alanı olarak hizmet vermektedir. Özellikle Boğaziçi sırtlarında yoğunlaşan kent koruları İstanbulluların en uğrak mekânlarındandır. Avrupa Yakası’nda Yıldız, Naile Sultan, Naciye Sultan, Prens Sabahattin, Emirgân ve Ayazağa koruları; Anadolu Yakası’nda Beykoz, Mihrabad, Küçükçamlıca ve Validebağ koruları İstanbul’da en bilinen korulardır.

Sismoloji

 

İstanbul’un da üzerinde bulunduğu Kuzey Anadolu Fay Hattı.

İstanbul’a, yaklaşık 20 km güneyde bulunan Kuzey Anadolu Fay Hattı, Kuzey Anadolu’dan başlayarak Ege Denizi’ne kadar uzanır. İki tektonik plaka olan Avrasya ve Afrika birbirlerini iterler ve buda fayın hareket etmesine sebep olur. Bu fay hattı nedeniyle bölgede tarih boyunca çok şiddetli depremler meydana gelmiştir.[62] 1509 yılında meydana gelen Büyük İstanbul Depremi bunun en büyük örneğidir. Bu deprem İstanbul’da, 100 caminin yıkılmasına ve 10 bin insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. 1766 yılındaki depremde ise, Topkapı Sarayı, Ayasofya, Eyüp Sultan Camii ve Kapalıçarşı gibi yapılar büyük hasar aldı. 1999 Gölcük depreminde de 18 bin insan ölmüş ve birçok insan da evsiz kalmıştır. Sismolojistler, 2025 yılından önce 7 büyüklüğünde bir depremin olabileceğini belirtmektedirler.

İklim

 

Köppen iklim sınıflandırmasına göre İstanbul’un mikroiklimleri.

İstanbul’un iklimi, Türkiye’de Karadeniz iklimi ile Akdeniz iklimi arasında geçiş özelliği gösteren bir iklimdir, dolayısıyla İstanbul’un iklimi ılımandır. Köppen iklim sınıflandırmasına göre İstanbul ılıman dönencealtı iklimi (Cfa), Akdeniz iklimi (Csa) ve okyanusal iklim (Cfb) özellikleri gösteren bir geçiş iklimine sahiptir. Şehrin boyutu, topoğrafik yapısı ve iki farklı denize kuzey ve güney yönlerinde kıyısı olması nedeni ile şehir içinde farklı mikroiklimler görülür. Şehrin kuzey kısmını kapsayan, Karadeniz’e yakın olan bölgeler ile Boğaz kıyıları ılıman dönence altı iklim ve okyanusal iklim etkisi altındadır ve görece yüksek neme ve yoğun bitki örtüsüne sahiptir.

İstanbul’un yazları sıcak ve nemli; kışları soğuk, yağışlı ve bazen karlıdır. Nem yüzünden, hava sıcak olduğundan daha sıcak; soğuk olduğundan daha soğuk hissedilebilir. Kış aylarındaki ortalama sıcaklık 2 °C ile 9 °C civarındadır ve genelde yağmur ve karla karışık yağmur görülür. Kar da yağar ve birkaç gün yerde kalabilir, ancak kar örtüsü genellikle bir veya iki haftadan fazla sürmez. Yaz aylarındaki ortalama sıcaklık 18 °C ile 28 °C civarındadır ve genelde yağmur ve sel görülür. En sıcak aylar Temmuz ve Ağustos aylarıdır ve ortalama sıcaklık 23 °C’dir, en soğuk aylar da Ocak ve Şubat aylarıdır ve ortalama sıcaklık 5 °C’dir. İstanbul’da yılın ortalama sıcaklığı 13,7 derecedir. Şu ana kadar en yüksek hava sıcaklığı; 12 Temmuz 2000’de 40.5 °C olarak kaydedilmiştir. En düşük hava sıcaklığı ise; 9 Şubat 1929’da -16.1 °C olarak kaydedilmiştir.

Toplam yıllık yağış 843,9 mm’dir ve tüm yıl boyunca görülür. Yağışların %38’i kış %18’i ilkbahar, %13’ü yaz, %31’i sonbahar mevsimindedir. Yaz en kuru mevsimdir, ama Akdeniz iklimlerinin aksine kurak mevsim yoktur. İstanbul 1994 yılına kadar susuzluk çekmiştir fakat alınan önlemlerle herhangi bir su sıkıntısı kalmamıştır. Bunlardan biri Melen projesidir. Şehrin Marmara Denizi’ne bakan güney kısımları ise daha kuru ve sıcak bir iklime sahip olup, daha az yağış alır. Bu durum şehrin Bahçeköy (1166.6 mm) gibi bölgelerinde Marmara Denizi’ne bakan Florya’ya (635.0 mm) kıyasla yaklaşık iki kat daha fazla yağış görülmesine yol açar. Güney Karadeniz’in kışın görece ılık olması, çevrede bulunan soğuk ve kuru hava parsellerinin bu alan üzerinden geçerken ısınarak nem kazanmasına neden olur ve bu şiddetli kar sağanakları meydana getirir. Göl etkenli kar yağışı olarak isimlendirilen bu durum neredeyse her kış İstanbul’da meydana gelmektedir. İstanbul, Akdeniz Havzası içerisindeki en karlı büyük şehirdir. Şehir içerisindeki en yüksek kar kalınlığı Ocak 1942’de 75 cm olarak kaydedilmiştir. İlin tamamındaki kar kalınlığı rekoru Ocak 2017’de 104 cm ile kuzey bölgelerinde görülmüştür.

Şehir oldukça rüzgârlıdır; rüzgârın ortalama hızı saatte 17 km’dir.

 İstanbul iklimi 
Aylar Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara Yıl
En yüksek sıcaklık (°C) 22,0 23,2 29,3 33,6 34,5 40,0 41,5 39,6 36,6 34,0 26,5 25,8 41,5
Ortalama en yüksek sıcaklık (°C) 8,5 9,0 10,8 15,4 20,0 24,6 26,6 26,8 23,7 19,1 14,7 10,8 17,5
Ortalama sıcaklık (°C) 5,7 5,7 7,0 11,1 15,7 20,4 22,9 23,1 19,8 15,6 11,5 8,0 13,8
Ortalama en düşük sıcaklık (°C) 3,2 3,1 4,2 7,7 12,1 16,5 19,5 20,1 16,8 13,0 8,9 5,5 10,8
En düşük sıcaklık (°C) −11 −8,4 −5,8 −1,4 3,0 8,5 12,0 12,3 7,1 0,6 −2,2 −4 −11
Ortalama yağış (mm) 105,0 78,0 70,8 45,2 34,1 35,0 31,6 40,7 59,5 90,0 101,3 122,0 813,2
Meteoroloji Genel Müdürlüğü

Çevre

 

İstanbul’un yüksek nüfusu ve ileri sanayi sektörü çevresel konularda pek çok sıkıntıyı da beraberinde getirmektedir. Hava, su ve toprak kirliliği gibi ana sorunların yanı sıra, çarpık kentleşme ve denetimsizlikten kaynaklanan görüntü ve gürültü kirliği gibi ikincil sorunlar da göze çarpmaktadır. İl genelinde bu sorunlarla birlikte hafriyat, atık yağ, kömür, kimyevî madde ve tıbbî atık denetimleri de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Çevre Koruma Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.

İstanbul’da bugüne dek birkaç çevre faciası yaşanmıştır. 1966, 1979, 1982, 1994, 1999 ve 2004 yıllarında İstanbul Boğazı’nda gelen tanker kazalarında on binlerce ton akaryakıt Boğaz sularına karışmıştır. 1979 yılından bu yana İstanbul Boğazı’nda kaza ya da arıza sonucu sulara gömülen 28 geminin 11’i akaryakıt taşıyan tankerlerdir. Deniz tabanındaki bu batıkların kimilerinden hâlâ akaryakıt sızması olduğu ve bunların Boğaz suyuna karıştığı sanılmaktadır. İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nün yaptığı araştırmaya göre Boğaz’da insan sağlığı açısından denize girmeye elverişli nokta bulunmazken, Marmara Denizi ve Karadeniz kıyılarında halka açık plajlar bulunmaktadır.

Cumhuriyet döneminin ilk elli yılında hızla fabrikalarla dolan Haliç kıyılarıysa yakın geçmişte büyük çabalarla temizlenmiş kent içine yaydığı kötü kokudan kurtarılmıştır. İstanbul’da hava kirliliği ise doğalgazın il genelinde yaygınlaştırılmasıyla büyük ölçüde azalma göstermekle birlikte hâlen büyük bir sorundur. İstanbul’da doğalgaz abonesi sayısı 2008 yılında 3.5 milyona yaklaşırken; bunun sonucu olarak 1997 yılında 88 mcg/m3 olan kükürdioksit miktarı, 2007-2008 yıllarında 13-14mcg/m3a kadar düşmüştür. 2004 yılı verilerine göre çevreyi deniz, gürültü ve hava kategorilerinde, Türkiye’de çevreyi en fazla kirleten il İstanbul’dur.

İstanbul Avrupa yakası görünümü. (önde Dolmabahçe Sarayı)

İstanbul’da Marmara sahili kesiminde ciddi oranda kıyı kenar çizgisi kanununa aykırı yapılar bulunmaktadır. Kentin silüetini bozan ve halkın denizle olan bağını koparan projeler özellikle Ataköy ve Zeytinburnu’nda mahkeme kararlarına rağmen yapılmışlardır.

Flora (Bitey)

 

İstanbul, iklimsel ve coğrafi bakımından sahip olduğu özel konum sayesinde zengin bir doğal yaşam geliştirmiştir. İstanbul genelinde 2.500 bitki türü yaşadığı saptanmıştır. Bu sayı Türkiye genelinde rastlanan türlerin 1/4’ine denk gelmektedir. İstanbul’daki bitki türlerinin 200 kadarı çiçekli bitkiler sınıfına dâhil olup bunlardan yaklaşık 40’ı endemik türlerdir. İstanbul’un endemik bitki türleri doğal alanların kentleşmesi, ormansızlaştırma, yanlış ağaçlandırma, hava, su, toprak kirliliği, bilinçsizlik ve yasa dışı alım-satım gibi nedenlerle büyük tehlike altındadır. İstanbul’da yetişen 270 bitki türü ise Türkiye’nin Tehlike Altındaki Nadir ve Endemik Bitkiler Listesi bünyesinde koruma altına alınmıştır. İstanbul’un tehlike altında olan ender endemik bitkileri arasında İstanbul çiğdemi, (Crocus olivieri) İstanbul kardeleni, (Galanthus plicatus) Çatalca peygamber çiçeği,(Centaurea hermannii) Kilyos peygamber çiçeği,(Centaurea kilaea) Pendik sarıotu (Buplerum pendikum) ve Boğaziçi keteni (Linum tauricum) sayılabilir. İstanbul’un ağaç ve çalı türleri arasında en yaygın görülenlerse adi gürgen, adi kızılağaç, adi fındık, doğu kayını, mor çiçekli ormangülü, akçaağaç, muşmula ve Istranca meşesidir.

Çok zengin bir bitki topluluğuna sahip olan İstanbul yöresinde şimşir, meşe, çınar, kayın, gürgen, akçaağaç, kestane, çam, ladin ve servi gibi 2500 kadar bitki türü yetişir. Bu bitkilerden bir kısmı bu yöreye endemiktir. Genellikle ormanları oluşturan ağaçlar, İstanbul’un kuzeydoğusu, Alemdağ’ın kuzeyi ve Polonezköy çevresinde görülen kayın, kestane ve saplı meşedir. Bitki örtüsüne iklimin etkisinin yanında toprağında etkisi vardır. Kayın ağaç topluluğun bulunduğu alanları kireçsiz kahverengi orman toprakları kaplarken, meşe ve kestane topluluğunda bu topraklar kireçsizdir. Yaklaşık 2500 civarında doğal bitki türüne sahip olan İstanbul, bu özelliği ile İngiltere gibi Avrupa ülkelerini tek başına geride bırakabilir durumdadır. Bu aynı zamanda Türkiye’de doğal olarak yetişen on binden fazla bitkinin, yaklaşık 1/4’ünü İstanbul’da barınması demektir; ve bu bitkilerden bazıları endemiktir, yani tüm dünya üzerinde sadece İstanbul’da yaşamaktadır. İstanbul çiğdemi (Crocus olivieri subsp. istanbulensis) bu endemik bitkilere örnektir.

İstanbul’un kuzeyindeki ormanlar ve doğal yaşam mega projelerle ciddi tahribata uğramıştır. Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara otoyolu proje güzergahında çok fazla alanda ağaçlar kesilmiştir ve bu durum uydu görüntülerine yansımıştır. Kanal İstanbul da İstanbul’un çevresini olumsuz olarak etkileyecek projelerden biridir. Uzmanlar, Kanal İstanbul’un yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını tehdit ettiğini, elde kalan tarım alanlarını yok edeceğini ve depremselliği yüksek bölgede riskler yaratacağını belirtiyorlar.

Fauna (Direy)

 

İstanbul, sahip olduğu yeşil alanlar ve su havzaları nedeniyle önemli bir yaban hayvan nüfusu barındırmaktadır. Karadeniz ve Ege gibi iki zengin ekosistemi birbirine bağlayan İstanbul Boğazı, göçücü pelajik balıklar için en önemli rotalardan biridir. 70’li yıllara değin İstanbul’u çevreleyen denizlerde 76’nın üzerinde balık türüne rastlanırken, bugün bu sayı 20’li sayılara kadar gerilemiştir. Yakın tarihli kayıtlara bakıldığında İstanbul’da Boğaz, Adalar ve Anadolu Yakası kıyılarında foklara sıkça rastlandığı görülmektedir. Ancak bugün bu canlılar İstanbul direyinden bütünüyle silinmiş durumdadır. İstanbul açıklarında ve bazen Boğaz’da rastlanan tek deniz memelisi yunuslardır.

Kuşlar için de önemli bir göç rotası üzerinde bulunan İstanbul’da, Büyükçekmece ve Küçükçekmece gölleri, çevreleri büyük oranda kentleşmiş olmasına karşın, hâlen kuşlar için önemli birer durak konumundadır. İstanbul’a uğrayan göçücü kuşlar arasında, leylek, alaca balıkçıl, ak pelikan, aynak, boz kaz, atmaca, delice doğan ve Mısır akbabası sayılabilir. İstanbul’un yerli kuşları içinde en yaygın olanlarsa güvercinler, martılar, kargalar, serçeler ve kanaryalardır.

Bunun dışında İstanbul’un özellikle ormanlık kesimlerinde pek çok memeli türü de yaşar. Bunlar arasında yırtıcılara da rastlanır. Başlıca yırtıcılar: çakal, tilki, sansar, gelincik gibi etoburlardır.[89] Diğer yabani hayvan türleri arasında porsuk, ağaç sansarı, kokarca, bayağı yaban domuzu, kirpi, kızıl sincap ve tavşan sayılabilir. Özellikle Ada tavşanı İstanbul’a özgü yabani hayvanlardandır. Belgrad Ormanı ve Çatalca’daki merkezlerdeyse geyik ve karacalar için koruma alanları oluşturulmuştur. Ayrıca kent içinde yaygın olarak başıboş sokak kedileri ve köpekleriyle karşılaşılabilir.

İstanbul’da, kızıl geyik, karaca, alageyik, bayağı yaban domuzu, yaban kedisi, çakal ve tilki gibi bulunan memeli hayvanlar bulunabilir. Bununla beraber önemli bir kuş göç yolu üzerinde yer alan İstanbul’da her ilkbahar ve sonbaharda leylek, kartal, şahin ve atmaca gibi çeşitli kuş türleri gözlemlenebilir. İstanbul’da en yaygın bulunan kuşlar ise serçe, güvercin, kumru, karga ve artık kentin bir simgesi hâline gelen martıdır.

Su kaynakları

 

Riva Deresi’nden bir görünüm.

İstanbul’da su kaynaklarının, şehirlerin kurulu olduğu kıyı kesimlerine uzaklığı, tarih boyunca yönetimler için sıkıntı olmuştur. İstanbul’da özellikle Avrupa Yakası’nda kurulan ilk kent olan Byzantion’da da, su kaynaklarının kente uzaklığı büyük sorundu. Bu nedenle kente içilebilir su sağlamak için çeşitli yollara başvurulurdu. Kentin suyu Osmanlı döneminde de başka kaynak bulunmadığı için dışarıdan getirilirdi. İstanbul kent merkezinde ve dışında sıkça karşılaşılan sarnıç ve su kemerleri kentin o dönemdeki su kültürünün en önemli göstergeleridir. Osmanlı döneminde bent adı verilen küçük barajlarla tatlı su göletleri oluşturulurken, günümüzde gelişen teknolojinin yardımıyla il genelinde büyük baraj gölleri oluşturulabilmektedir. Günümüzde İstanbul’da hizmet veren 9 adet baraj bulunmaktadır. Bunlar içinde en büyükleri, Ömerli, Terkos, Büyükçekmece, Darlık ve Sazlıdere barajlarıdır.

İstanbul’da akarsu bazında kayda değer bir su kaynağı bulunmamaktadır. İstanbul’un akarsuları içinde başlıca olanları Riva, Kâğıthane, Alibey, Göksu, Kurbağalı ve Ayamama dereleridir. İstanbul derelerinin büyük çoğunluğu sularını Küçükçekmece ve Büyükçekmece gölleriyle Haliç’e boşaltırlar. İstanbul derelerinin büyük bir bölümü ıslah edilerek yer altına alınmış olup, kimileri kanalizasyon aktarımında kullanılmaktadırlar. Beşiktaş, Ortaköy, Sarıyer, Bayrampaşa ve Mecidiyeköy (Büyükdere) dereleri yer altına alınan İstanbul derelerindendir. Düzensiz ve kayıt dışı yapılaşmanın yanı sıra, dere yataklarının gereğinden fazla küçültülerek ıslah edilmesi nedeniyle İstanbul’da sık sık su taşkınları olmakta, can ve mal kaybı yaşanmaktadır.

Nüfus yapısı

 

1975 ve 2011 yılları arasında İstanbul’da kentsel alan artışı.

İstanbul’un şehir yapısı ve şekli sürekli değişmektedir. Yunan, Roma ve Bizans dönemleri boyunca Konstantinopolis’in tarihi yarımadasında, Galata’da (Pera, sonraki adıyla Beyoğlu), Chalcedon (Kadıköy) ve Hrisopolis’te (Üsküdar) önemli derecede yenilenme ve büyümeler yaşanmıştır. Antik zamanlarda şu anki İstanbul’un tüm ilçeleri birer bağımsız şehirdiler. Bugün İstanbul, eski Konstantinopolis’in metropol hâli olarak kabul edilebilir. Çünkü şehir o dönemlerden beri genişletilmekte ve yenilenmektedir.

Son yıllarda inşa edilen çok yüksek yapılar, nüfusun hızlı büyümesi göz önüne alınarak yapılmışlardır. Şehrin hızla genişlemesinden dolayı konutlaşma, genellikle şehir dışına doğru ilerlemektedir. Şehrin sahip olduğu en yüksek çok katlı ofis ve konutlar, Avrupa Yakası’nda bulunan Levent, Mecidiyeköy ve Maslak semtlerinde toplanmıştır. Levent ve Etiler’de çok sayıda alışveriş merkezi toplanmıştır. Türkiye’nin en büyük şirket ve bankalarının önemli bir kısmı bu bölgede bulunmaktadır.

20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, özellikle Anadolu Yakası’nda denize yakın yazlık konutların ve lüks köşklerin yapımına hız verilmiştir. Kadıköy ilçesindeki Bağdat Caddesi genişliği ve uzunluğuyla birçok alışveriş merkezi ve restoranı barındırmaktadır. Bu gelişmelerde bölgenin gelişimine olumlu katkıda bulunmuştur. Yaka da, son yıllarda gerçekleşen nüfus büyümesinin en büyük faktörü Anadolu’dan gelen göçtür. Günümüzde, İstanbul halkının %66’sı Avrupa Yakası’nda yaşamaktadır.

Tarihsel nüfus

 

İstanbul’un nüfusu tarih boyunca tahmini olarak (1927-2021 sayımlarının, 1927 öncesi tahmini rakamlarıdır) şöyledir:

İstanbul’un geçmişteki nüfus sayısı
Yıl Nüfus Yıllık artış oranı(%)
330 40.000
400 400.000 3,34
530 550.000 0,25
545 350.000 -2,97
715 300.000 -0,09
950 400.000 0,12
1200 150.000 -0,39
1453 36.000 -0,56
1477 14.803 -3,64
Yıl Nüfus Yıllık artış oranı(%)
1566 600.000 4,25
1817 500.000 -0,07
1860 715.000 0,84
1885 873.570 0,80
1890 874.000 0,01
1897 1.059.000 2,78
1901 942.900 -2,86
1914 909.978 -0,27
İstanbul il nüfus bilgileri
Yıl Toplam Sıra Fark Şehir – Kır
1927 794.444 1
  %88     695.813
98.631     %12
1935 883.599 1 %11 
  %86     758.488
125.111     %14
1940 991.237 1 %12 
  %82     815.638
175.599     %18
1945 1.078.399 1 %9 
  %84     908.050
170.349     %16
1950 1.166.477 1 %8 
  %86     1.002.085
164.392     %14
1955 1.533.822 1 %31 
  %85     1.297.372
236.450     %15
1960 1.882.092 1 %23 
  %80     1.506.040
376.052     %20
1965 2.293.823 1 %22 
  %78     1.792.071
501.752     %22
1970 3.019.032 1 %32 
  %73     2.203.337
815.695     %27
1975 3.904.588 1 %29 
  %68     2.648.006
1.256.582     %32
1980 4.741.890 1 %21 
  %61     2.909.455
1.832.435     %39
1985 5.842.985 1 %23 
  %95     5.560.908
282.077     %5
1990 7.309.190 1 %25 
  %92     6.753.929
555.261     %8
2000 10.018.735 1 %37 
  %91     9.085.599
933.136     %9
2007 12.573.836 1 %26 
  %89     11.174.257
1.399.579     %11
2008 12.697.164 1 %1 
  %99     12.569.041
128.123     %1
2009 12.915.158 1 %2 
  %99     12.782.960
132.198     %1
2010 13.255.685 1 %3 
  %99     13.120.596
135.089     %1
2011 13.624.240 1 %3 
  %99     13.483.052
141.188     %1
2012 13.854.740 1 %2 
  %99     13.710.512
144.228     %1
2013 14.160.467 1 %2  Şehir ve kır ayrımı kaldırılmıştır.
2014 14.377.018 1 %2 
2015 14.657.434 1 %2 
2016 14.804.116 1 %1 
2017 15.029.231 1 %2 
2018 15.067.724 1 %0 
2019 15.519.267 1 %3 
2020 15.462.452 1 %0 
2021 15.840.900 1 %2 
2022 15.907.951 1 %0 
2023 15.655.924 1 %2 

Din

 

İstanbul dünyadaki çoğu metropol gibi birçok insan topluluğu tarafından şekillendirilmiştir. Şehirdeki en büyük mensubu bulunan din İslam’dır. Dini azınlıkları ise Yunan Ortodoks Kilisesi, Ermeni Apostolik Kilisesi ve Sefarad ve Aşkenaz Yahudiler oluşturmaktadır. 2000 yılı nüfus sayımına göre; 2.691 faal cami, 123 faal kilise, 26 faal sinagog mevcuttur. Ayrıca 109 Müslüman mezarlığı, 57 de gayrimüslim mezarlığı bulunmaktadır. Sayıları çok azalmadan önce, belirli ilçelerde bu dini azınlıklar yaşamaktaydı. Örneğin Kumkapı’da Ermeni nüfusu, Balat’ta Yahudi nüfusu ve Fener’de ise Rum nüfusu vardı. Rum Ortodoks Patrikhanesi Fatih’in Fener semtinde bulunmaktadır. Bu patrikhane Hristiyanlık dininin önemli bir kesimini oluşturan Ortodoks mezhebinin merkezidir.

İstanbul’daki en önemli camilerden biri olan Sultanahmet Camii.

Müslümanlar

 

Şehrin en büyük dini grubunu Müslümanlar oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra, Müslümanların en kalabalık mezhep formunu Sünniler, bu mezhebi takiben de Aleviler nüfusça fazladır. 2007 yılındaki sayıma göre şehirdeki toplam cami sayısı 2.994’tür. İstanbul, İslam Hilafeti’nin son merkezi olmuştur. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim ile başlayan halifelik, 3 Mart 1924 yılında Abdülmecid ile sona ermiştir. 2 Eylül 1925 yılında da tekkeler kapatılmış, tarikatlar yasaklanmıştır. Böylelikle ülkede laik sistem başlamış ve bu değişimden en çok etkilenen il İstanbul olmuştur. Halifeliğin kaldırılmasının hemen ardından Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu döneminde var olan en yüksek yetkiye sahip Şeyhülislamlar da yerini Diyanet İşleri Başkanına bırakmıştır.

Hristiyanlar

 

St. Antuan Katolik Kilisesi, İstanbul’un en büyük ve cemaati en geniş Katolik Kilisesi’dir. Beyoğlu’ndaki İstiklal Caddesi üzerinde bulunur.

Şehir 4. yüzyıldan beri Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin merkezi olmuş ve diğer Ortodoks kiliselerinde merkezi olarak hizmet vermeye devam etmektedir. Aynı zamanda şehir, Türk Ortodoks Patrikhanesi ve İstanbul Ermeni Patrikhanesi’ninde merkezidir. Eski yıllarda Bulgar Piskoposluğu ön planda iken bu zamanla yerini Ortodoks Kiliselerine bırakmıştır. İstanbul’da yaşayan özellikle Rumlar ve Ermeniler, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü sırasında Türkler ile zaman zaman çatışmalar yaşamış fakat Türkiye’nin kurulmasıyla düzen yeniden sağlanmıştır. Savaşlar nedeniyle de 1914 ve 1927 yılları arasında şehirde bulunan Hristiyan nüfusu hızlı bir düşüş yaşayarak 450.000’den, 240.000’e gerilemiştir. 1923 yılında yapılan Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesiden İstanbul’da yaşayan Yunan Ortodoks toplumu muaf tutulmuştur. Ancak II. Dünya Savaşı yılları bu azınlık için bir dizi vergiler getirilmiştir. (bkz. Varlık Vergisi) 1955 yılında meydana gelen Rum azınlıklara yönelik tahrip ve yağma hareketi olan 6-7 Eylül Olayları’ı 11 Rum’un ölümüne ve 30 ile 300 kişinin yaralanmasına neden olmuştur. Bu olay sonucunda da İstanbul’dan, Yunanistan’a hızlı bir şekilde göç artmıştır ve 12.000 Rum vatandaşlıktan çıkarılmıştır.

İstanbul’un Osmanlılar tarafından ele geçirilmesi ile birlikte birçok kilise, camiye çevrilmiştir. Küçük Ayasofya Camii, Fenari İsa Camii, Arap Camii, Kocamustafapaşa Sümbül Efendi Camii gibi eski yapılarda İstanbul’un Osmanlı hakimiyetine geçmesinden sonra camiye çevrilen kiliselerdendir. Bu camilerden en büyüğü ve en önemlisi Fatih’in Eminönü semtinde bulunan Ayasofya’dır. Ayasofya Atatürk’ün isteğiyle ibadete kapatılmış ve Bakanlar Kurulunun da onayıyla 24 Kasım 1934 tarih ve 7/1589 sayılı kararıyla müzeye çevrilmiş, 2020 yılında ise bu karar iptal edilerek Ayasofya tekrar camiye çevrilmiştir.

Yahudiler

 

Sefarad Yahudileri 500 yılı aşkın süredir bu şehirde yaşamaktadırlar. İstanbul’daki Yahudiler’in bugünkü nüfusu 22,000 civarındadır. Aşkenaz Yahudileri, Sefarad Yahudileri’ne nispeten daha yeni ve çok daha küçük bir topluluktur. Yahudilerin ibadethaneleri sinagoglardır. Şehirde bulunan aktif sinagog sayısı ise 20’dir. Bu sinagogların içinde en büyüğü Beyoğlu ilçesinin Karaköy semtindeki Neve Şalom Sinagogu’dur. 1951 yılında ibadete açılan sinagog en büyük cemaate de sahiptir. Sefarad Yahudiler’in dili olan Ladino dili (Yahudi İspanyolcası) 65 yaş üzeri kişiler tarafından konuşulur, 65 yaşın altındaki Yahudiler tarafından anlaşılsa bile artık konuşulamamaktadır. Bu yüzden Ladino ciddi bir yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Ekonomi

 

İstanbul, Türkiye’nin iktisadi açıdan en büyük şehridir. (Levent iş merkezleri, Nisan 2014)

İstanbul, Türkiye’nin en büyük şehri ve siyasi olarak eski başkentidir. Kara ve deniz ticaret yollarının bir kavşağı olması ve stratejik konumu nedeniyle Türkiye’de ekonomik yaşamın merkezi olmuştur. Şehir aynı zamanda en büyük sanayi merkezidir. Türkiye’deki sanayi istihdamının %20’sini karşılamaktadır. Yaklaşık olarak %38’lik endüstriyel alana sahiptir. İstanbul ve çevre iller bu alanda; meyve, zeytinyağı, İpek, pamuk ve tütün gibi ürünler elde etmektedir. Ayrıca gıda sanayi, tekstil üretimi, petrol ürünleri, kauçuk, metal eşya, deri, kimya, ilaç, elektronik, cam, teknolojik ürünler, makine, otomotiv, ulaşım araçları, kâğıt ve kâğıt ürünleri ve alkollü içkiler, kentin önemli sanayi ürünleri arasında yer almaktadır. Forbes Dergisi’nin yaptığı araştırmaya göre 2008 yılı Mart itibarıyla 35 milyardere sahip şehir dünya sıralamasında dördüncü olmuştur. Brookings Institution ve JP Morgan’ın 2014 yılı baz alınarak oluşturulan ekonomide yükselen kentler sıralamasında İstanbul 300 şehir arasında İzmir’in ardından 3. sırayı aldı. İstanbul 2013’teki listede 52. sırada yer almaktaydı. Aynı listede Türkiye’den İstanbul ve İzmir dışında Bursa 4 ve Ankara 9. sırada yer almıştır. Yine bu rapora göre İstanbul’daki 2014 yılındaki işsizlik oranı %6,5 olarak gerçekleşmiştir.

İstanbul’da ilk olarak 1866 yılında hizmete giren Dersaadet Tahvilat Borsası, 1986 yılı başlarında mevcut yapı değiştirilerek bugünkü İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) açılmıştır. 19. ve 20. yüzyıl başlarında Galata semtinde bulunan Bankalar Caddesi Osmanlı İmparatorluğu için finans merkezi olmuştur. Bu bölgede Osmanlı’nın merkez bankası olan Bank-ı Osmanî (1856 yılından sonra yeniden düzenlenerek 1863 yılından itibaren Bank-ı Osmanî-i Şahane) ve Osmanlı Borsası bulunurdu. Bankalar Caddesi, 1990 yılına kadar finans ve ekonomi merkezi olmayı korumuş fakat yenileşme hareketi başlaması sonucu modern iş merkezleri Levent ve Maslak bölgeleri olmuştur. 1995 yılında İMKB, Sarıyer’in İstinye semtinde bulunan bugünkü binasına taşınmıştır.

Ataşehir, İstanbul’un Anadolu yakasında bulunan bir ilçedir.

Günümüzde İstanbul, Türkiye’nin %55 üretimine ve %45’lik ticaret hacmine sahiptir. Ülkede Gayrisafi millî hasıla’nın %21.2’lik kısmını oluşturur. Toplam ihracattaki payı %45,2, ithalâttaki payı ise %52,2’dir.

Ticaret ve sanayi

 

İstanbul’un yeni iş bölgelerinden Maslak.

Ticaret, İstanbul’un gelirinde en büyük paya sahip olan sektördür. İlde bu sektörün gelişmesinde Boğaz köprülerinin, Asya ve Avrupa gibi merkezler arasında uzanan otoyolların büyük katkısı vardır. Aynı şekilde demiryoluyla da Asya ve Avrupa’ya bağlanması ve büyük limanları olması da bu konuda etkilidir. İstanbul ticaret sektörü ülke toplamının %27’sini oluşturur. Dışalım ve dışsatım konusunda da İstanbul, Türkiye çapında birinci sıradadır. Türkiye’de hizmet veren özel bankaların tümünün, ulusal çapta yayın yapan gazetelerin, televizyon kanallarının, ulaşım firmalarının ve yayınevlerinin ise tümüne yakınının genel merkezleri İstanbul’dadır. Nitekim, İstanbul ekonomisinde bankacılıkla birlikte ulaştırma-haberleşme sektörü %15’i aşan bir paya sahiptir.

Türkiye’nin büyük sanayi kuruluşlarından pek çoğunun genel merkezi ve fabrikası İstanbul’da bulunmaktadır. İlde madeni eşya, makine, otomotiv, gemi yapımı, kimya, dokuma, konfeksiyon, hazır gıda, cam, porselen ve çimento sanayii gelişkindir. 2000’li yılların başında payı %30’a yakın olan sanayi, ticaretten sonra ildeki ikinci büyük sektördür. Cumhuriyet’in kurulmasıyla hızla sanayileşen İstanbul’da ilk fabrikalar Haliç kıyılarına kurulmuş; ancak şehirde yarattıkları kirlilik ve kargaşadan ötürü birer birer tasfiye edilerek şehrin dışında oluşturulan organize sanayi bölgelerine taşınmışlardır. Atatürk Oto Sanayi Sitesi ve İkitelli Organize Sanayi Bölgesi İstanbul’un en büyük sanayi bölgeleridir. Ancak yerleşim yerlerinin önlenemez genişlemeleri nedeniyle buralar da günümüzde yerleşim yerlerinin arasında kalmışlardır.

Tarım ve hayvancılık

 

Kuzguncuk Bostanı

İstanbul, tarih boyunca bir tarım merkezi olmamıştır. İstanbul üretiminde, tarım hep son sıralarda yer almış; il daima üretim merkezi olmaktan çok, tüketimle ön plana çıkmıştır. Buna karşın İstanbul, geçmişte ürettiği az miktarda tarımsal ürünle, kendi gereksiniminin bir bölümünü karşılayabiliyorken; günümüzde tarım alanlarının hızla kentleşmesi ve kırsalda yaşayan halkın daha yüksek yaşam standardı için merkeze yönelmesi nedeniyle, ilde tarımın payı en geri düzeylerine ulaşmıştır.

Günümüzde İstanbul topraklarının %30’u tarıma elverişli olmasına karşın bu alanlar tam değerlendirilmemektedir. 390.150 dekarla, ekim alanlarının yarısından fazlası buğdaya ayrılmış durumdadır. Bunu 159.500 dekarla ayçiçeği izler. Üretimde sebze olarak 4.964 dekarla taze fasulye, meyve olarak 26.617 dekarla fındık birinci sıradadır. Tarımsal üretimde ön plana çıkan ilçeler arasında Çatalca, Silivri, Şile, Eyüpsultan, Beykoz ve Kartal bulunmaktadır.

İstanbul’da hayvancılık da yapılmaktadır. Genel olarak kentin günlük tüketimine yönelik yapılan bu üretim çiftlik, mandıra ve ağıllarda, sığır besiciliği, tavukçuluk ve balıkçılık üzerine yoğunlaşmıştır. Özellikle çevre illerdeki balıkçıların, İstanbul dışında avladıkları balıkları İstanbul’da piyasaya sürmeleri nedeniyle, balıkçılığın hayvancılık alanındaki payı olması gerekenden yüksek görünmektedir. Hayvancılık sektörüyle şehrin günlük süt ve yumurta gereksinimi bir miktar karşılanmaktadır. Ancak İstanbul bu hâliyle kendine yetemediği için, ürettiği miktarın çok daha fazlasını dış illerden satın almaktadır. İstanbul’da sınırlı miktarda arıcılık, ipekböcekçiliği de yapılmakta olup, geçmişte Ayazağa, Kemerburgaz, Hacımaşlı gibi yerlerde domuz çiftlikleri de bulunmaktaydı.

Ormancılık ve madencilik

 

İstanbul genelinde kayda değer maden oluşumları yoktur. Avrupa Yakası’nın kuzeydoğusunda yer alan Sarıyer ilçesine bağlı Maden mahallesinde altın, gümüş ve bakır damarları olduğu Bizans döneminden bu yana bilinmesine karşın, işletilmeye değmeyecek derecede küçüklerdir. Bu nedenle buralar maden yatağı olarak değerlendirilmezler. İlde metal cevheri olarak çıkartılan tek maden manganezdir. Manganez madenleri şehrin batısında Çatalca ve Silivri ilçelerinde bulunmaktadır. Şehrin batısında, kuzeyinde ve kuzeybatısında kömür ve linyit ocakları vardır. Jeolojik yapısının uygunluğu nedeniyle İstanbul’un pek çok yerinde taş ocakları bulunur. Bu ocaklar Karadeniz kıyılarından Adalar’a kadar hemen her yerde görülebilir. İstanbul’da geçmişte çıkarılan mermer, kalker, kuvarsit, perlit, kaolen, kil ve kum gibi kaynaklardan bazıları inşaat sektöründen gelen yüksek talep sonucunda bugün tükenmiş; ya da tükenme noktasına gelmiştir. Özellikle çıkartılan kuvarsit ve kaolen sayesinde İstanbul’da cam ve seramik sanayii gelişmiştir.

İstanbul genelinde tüm orman alanları koruma altına alınmış olmakla birlikte sınırlı miktarda ormancılık faaliyeti yürütülmektedir. Geçmişte doğal oluşumlu ormanların büyük bir bölümünden kente yakacak odun sağlamak için yararlanılmışsa da, son yıllarda kentin dört bir yanına uzatılan doğalgaz ağıyla bu gereksinim azalma göstermiştir. İstanbul’daki bu baltalık ormanların bir bölümü günümüzde bozuk ormanlara dönüşmüştür.

Turizm

 

Haliç ve tarihî yarımada.

İstanbul’un tarihi, anıtlar ve yapıtların fazlalığı ve Boğaz’a sahip olması nedeniyle gözde turizm merkezlerinden biridir. Turistler arasında en büyük pay Almanlara aittir. Almanları Ruslar, Amerikalılar, İtalyanlar ve Fransızlar izler. 2021 yılında kente 9 milyon 25 bin turist gelmiştir. İstanbul’da her bütçeye uygun otel bulmak mümkündür. 5 yıldızlı zincir otellerden, butik aile işletmesi otellere kadar 1180’den fazla otel bulunmaktadır. Son yıllarda dünya çapında isim yapmış zincir oteller İstanbul’a yoğun ilgi göstermektedirler.

Binlerce yıldır, değişik insan topluluklarına yurt olan İstanbul topraklarının hemen her yöresinde, tarihin çeşitli dönemlerinden kalma tarihî eserlerle karşılaşmak mümkündür. Envanterlerde kayıtlı binlerce tarihî eser arasında, kent duvarları, saraylar, kasırlar, camiler, kiliseler, sinagoglar, çeşmeler ve konaklar bulunur.

2009 yılı istatistiklerine göre İstanbul, Antalya’dan sonra en çok turist ağırlayan ildir. 2009 yılı içinde ile hava, kara ve deniz yoluyla giriş yapan turist sayısı 7,5 milyonun biraz üzerindedir. Bunlar içinde %13,1’lik payla Almanlar birinci, 6,7’lik payla Ruslar ikinci sırada bulunur. İstanbul’un ağırladığı ilk turist kafilesi, 1863 yılında Sergi-i Umumi-i Osmani’yi ziyaret için gelmişti. Daha sonra İstanbul’un demiryoluyla Avrupa’ya bağlanmasıyla turist sayısı daha da artmış, artan konaklama talebini karşılamak için İstanbul’un ilk oteli Pera Palas kurulmuştur.

İstanbul’da 2009 verilerine göre işletme belgeli 371 konaklama ve 405 eğlence tesisi bulunmaktadır. İstanbul’da pek çok müze bulunmaktadır ve bunlar içinde özel müzeler de vardır. 2009 yılında yalnızca devlet müzelerini 6.179.556 kişi ziyaret etmiştir. Ziyaret edilen mekânlar arasında 2.932.429 kişi ile Topkapı Sarayı başı çekerken, onu 2.444.956 kişiyle Ayasofya Müzesi izlemiştir. İstanbul’un tarihsel merkezi konumundaki Fatih ilçesi (Tarihî yarımada), Haliç çevresi yerleşimleri Beyoğlu ve Eyüpsultan; Boğaziçi’nde Beşiktaş ve Sarıyer; Anadolu Yakası’nda Kadıköy, Üsküdar ve Adalar ilçeleri İstanbul’un tarih turizmi açısından zengin merkezleri arasında yer almaktadır. Doğa turizmi içinse Beykoz, Şile, Adalar ve Sarıyer’de ilgi çekici adresler vardır.

Önemli yerler

 

İstanbul Surları

 

İstanbul Surları.

İstanbul’un etrafını çeviren surlar tarihte 7. yüzyıldan başlayarak inşa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden yapmalarla dört defa elden geçmiştir. Son yapımı 408’den sonradır. II. Theodosius (408-450) zamanında İstanbul surları Sarayburnu’ndan Haliç kıyısı boyunca Ayvansaray’a bu taraftan ve Marmara kıyısı boyunca Yedikule’ye, Yedikule’den Topkapı’ya, Topkapı’dan Ayvansaray’a uzanıyordu. Surların uzunluğu 22 km.’dir. Haliç surları 5.5 km, kara 6,5 km, Marmara Surları ise 9 km.’dir.

Kara surları üç bölümden oluşur: Hendek, dış sur, iç sur. Hendekler bugün tarım alanı olmuştur. Sura bitişik ve 50 m. aralıklarla kara surları tarafında, birçoğu yıkılmış, çatlamış durumda 96 burç bulunmaktadır. Bu burçlar, boydan boya uzanan sur duvarlarından 10 metrelik çıkıntıda, çoğunlukla kare planlı ve 25 metre yüksekliğindedir.

Dolmabahçe Sarayı.
Haliç.
Beylerbeyi Sarayı.
Topkapı Sarayı.
Yıldız Sarayı.
Çırağan Sarayı.

Dolmabahçe Sarayı

Dolmabahçe Sarayı, Karaköy’den Sarıyer’e uzanan sahil şeridinin Kabataş ile Beşiktaş arasında kalan bölümünde, Marmara Denizi’nden Boğaziçi’ne deniz yoluyla girişte sol sahilde, Üsküdar’ın karşısında yer alan saray. Denizden yer alınıp doldurulmasıyla ortaya çıkan alana yapıldığı için “Dolmabahçe” adını almıştır. Yapımı için dış devletlerden borç alınmıştır. Dolmabahçe Sarayı’nın bugün bulunduğu alan, bundan dört yüzyıl öncesine kadar Osmanlı Kaptan-ı Derya’sının gemileri demirlediği, Boğaziçi’nin büyük bir koyu idi. Geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldığı bu koy zamanla bir bataklık hâline geldi. 17. yüzyılda doldurulmaya başlanan koy, padişahların dinlenme ve eğlenceleri için düzenlenen bir “hasbahçe”ye dönüştürüldü. Bu bahçede çeşitli dönemlerde yapılan köşkler ve kasırlar topluluğu, uzun süre Beşiktaş Sahilsarayı adıyla anıldı.

Haliç

Haliç, (batılıların deyişi ile Altın Boynuz) İstanbul’un bir koyudur. Haliç’in kelime anlamı, nehir ağzındaki koy demektir. Yunan efsanesine göre; Megaralılar, kralları Beyaz’ın annesi Keroessa için Altın Boynuz ismini vermişlerdir. Bizans döneminde kolonileşme de burada başlamıştır. Aynı zamanda Bizans İmparatorluğu’nun denizcilik merkeziydi. Sahil boyunca uzanan duvarlar, şehri bir deniz filosu atağından korumak için inşa edilmiştir. Haliç’in girişinde istenmeyen gemilerin girişini engellemek için, şehirden karşıya eski Galata Kulesi’nin kuzeydoğu ucuna uzanan geniş bir zincir vardı. Bu kule Latin haçlılarınca 4. Haçlı seferinde 1204 yılında geniş bir şekilde tahrip edildi. Fakat Cenevizliler yanına yeni bir kule inşa ettiler. Bu kule meşhur Galata Kulesi 1348 Christea Turris (Tower of Christ: İsa’nın Kulesi) diye adlandırılır. Osmanlı döneminde Yoğun Bektaşi nüfusun yaşadığı bir bölge idi. Karaağaç tekkesi, Karyağdı Baba tekkesi, Giresunlu Tekkesi gibi birçok Bektaşi tekkesi bu bölgede idi.

Beylerbeyi Sarayı

Beylerbeyi sarayı 1861-1865 yıllarında, eski ahşap bir sahil sarayının yerinde Sultan Abdülaziz tarafından Sarkis Balyan’a yaptırılmıştır. Yazlık bir saray olarak inşa edilen Beylerbeyi Sarayı, boğazı izleyebilecek bir yere yerleştirilmiştir. Saray, çok büyük olmamakla beraber, güzel işlemeleri ile göz kamaştırır. Sarayın mimarisi, Avrupa mimarisinden çok etkilenmiş olmakla beraber, Osmanlı’ya özgü süslemeler gayet rahat görülebilir. Sarayın içerisi rengârenk çinilerle süslenmiş olup içeride Avrupa’dan getirilen mobilyalar ve değerli eşyalar kullanılmıştır. Sarayın tavanlarında ve duvarlarında özellikle gemi resimleri dikkat çeker.

Topkapı Sarayı

Topkapı Sarayı, İstanbul’da yer alan ve dünyada günümüze gelebilmiş sarayların en eskisi ve genişidir. Konumu, Haliç’i, Boğaziçi’ni ve Marmara Denizi gören, İstanbul’un ilk kuruluş yeri olan bilinen akropol tepesidir. Tarihi İstanbul üçgen yarımadasının en uç noktasında, 5 km’yi bulan surlarla çevrili, 700.000 m2 özel araziye sahip bir komplekstir. Bu özelliği ile saraydan çok küçük bir şehri andıran Topkapı Sarayı, 500 yılı aşkın bir süredir kullanılmıştır. Sonradan padişah, yeni yapılan Dolmabahçe Sarayı’na taşınınca saray, uzun bir süre bakımsız bırakıldı. Saray, Cumhuriyet Dönemi’nde yapılan restorasyon sayesinde eski görkemine geri kavuştu. Şu an bir müze olarak kullanılan sarayda padişaha ait eşyalar sergilenir. Müze koleksiyonunun en değerli parçaları arasında Muhammed’in hırkası, dişi, ayak izi ve kılıcı sayılabilir. Bu nesneler, Yavuz Sultan Selim döneminde Kahire’den getirilmiştir. Başka bir değerli parça ise dünyaca meşhur Kaşıkçı Elması’dır. Topkapı Hançeri ise müzede sergilenen başka bir değerli eşyadır.

Yıldız Sarayı

Yıldız Sarayı ilk kez Sultan III. Selim’in annesi Mihrişah Sultan için yaptırılmış, özellikle Osmanlı padişahı II. Abdülhamit zamanında Osmanlı İmparatorluğunun ana sarayı olarak kullanılmış, günümüzde Beşiktaş İlçesi’nde yer alan bir saraydır. Dolmabahçe Sarayı gibi tek bir bina hâlinde değil, Marmara denizi sahilinden başlayarak kuzeybatıya doğru yükselip sırt çizgisine kadar tüm yamacı kaplayan bir bahçe ve koruluk içine yerleşmiş saraylar, köşkler, yönetim, koruma, servis yapıları ve parklar bütünüdür.

Çırağan Sarayı

 

Galata Kulesi.

İstanbul, Beşiktaş ilçesi, Çırağan Caddesi üzerinde bulunan tarihi saray. Haliç ve Boğaziçi’nin en güzel yerleri sultanlar ve önemli kişilere saray ve köşkleri için tahsis edilmişti. Zaman içinde bunların birçoğu yok olmuştur. Büyük bir saray olan Çırağan da 1910 yılında yanmıştı. Önceki bir ahşap sarayın yerinde 1871 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Saray Mimarı Serkis Balyan’a yaptırılmıştı. Dört yılda 4 milyon altına mâl olan yapının ara bölme ve tavanı ahşap, duvarlarda mermer kaplıydı. Taş işçiliğinin üstün örnekleri sütunları zengin döşenmiş, mekânlar tamamlardı. Odalar nadide halılarla, mobilyalar altın yaldızlar ve sedef kalem işleri ile süslüydü. Boğaziçi’nin diğer sarayları gibi Çırağan da birçok önemli toplantıya mekân olmuştu. Renkli mermerle süslenmiş cepheleri, abidevi kapıları vardı ve arka sırtlardaki Yıldız Sarayına bir köprü ile bağlanmıştı. Cadde tarafı yüksek duvarlar ile çevriliydi. Yıllar boyu harabe hâlinde duran kalıntı büyük tamirler sonunda yeniden ihya olmuş, yanına ilave edilen eklentiler ile beş yıldızlı, güzel bir sahil oteline dönüştürülmüştür. Bahçesinde süs havuzu, bir iskele ve bir helikopter pisti bulunmaktadır. Günümüzde birçok sosyal aktiviteye ev sahipliği yapmaktadır.

Galata Kulesi

İstanbul Beyoğlu’nda Galata semtinde bulunan 528 yılında inşa edilmiş kuledir. Kuleden şehir panoramik bir şekilde izlenebilmektedir. Bizans imparatoru Anastasius tarafından inşa edilmiştir. Daha sonra 1204 yılında 4. Haçlı Seferleri ile büyük ölçüde tahrip olan kule 1348 yılında İsa Kulesi olarak Cenevizliler tarafından Galata Surlarına tekrar ek olarak yapılmıştır. Galata Kulesinin ilk üç katında Ceneviz, sonraki katlarda ise Osmanlı izleri taşıdığı gözleniyor. Kule girişindeki kitabede yer alan 16 mısralık methiye, II. Mahmut döneminde yapılan restorasyondan dolayı II. Mahmut için yazılmıştır. İçerisinde Galata Kulesi’nin de bulunduğu “Ceneviz Ticaret Yolu’nda Akdeniz’den Karadeniz’e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimler” dosyası ile Galata Kulesi 2013 yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi, Türkiye’deki Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edildi. Bugün çok canlı mekanlardan biri olan Galata Meydanı da kulenin yanındadır.

Taksim Meydanı

 

Taksim Meydanı.

Taksim semti ve meydanı adını, Osmanlı Devleti’nde zamanında sucuların; suyu, halka taksim ettikleri yer olduğundan verilmiştir.

Meydan olmadan önce, eski evlerin sıralandığı dar bir bölge olan semt, meydan hâline getirilip genişletildikten sonra, zamanla bugünkü görünümünü almıştır. Meydanın ortasındaki Cumhuriyet Anıtı ve çevresi bugün tören yeri olarak kullanılıyor ve buluşma yeri işlevini üstleniyor. Meydan’ın başlangıcından Tünel’e kadar Nostaljik tramvay çalışır.

Taksim Meydanı’nın simgesi hâline gelen Cumhuriyet Anıtı İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica’ya yaptırılmış, 1928 yılında yerine yerleştirilmiştir. Anıtın yapımı 2,5 yıl sürmüş, anıt taş ve bronz kullanılarak yapılmıştır. Cumhuriyet dönemi anıtlarından ilk defa figüratif bir anlatımla Atatürk’ü ve yeni düzeni anlatan bir heykeldir.

Sultanahmet Meydanı

 

Sultanahmet Meydanı.

İstanbul’un en önemli meydanlarından biri. Bizans devrinde Hipodrom olarak bilinirdi. “Hipodrom” Yunanca “hippos” (at) ve “dromos” (yol) sözcüklerinin bileşiminden oluşan ve “at yolu” anlamına gelen bir kelimedir. Osmanlı döneminde buraya At Meydanı denirdi.

Günümüze çok az kalıntıları kalan Bizans devri önemli yapıları ve abideleri Hipodrom çevresinde inşa edilmişti. “Büyük Saray” diye bilinen İmparatorluk Sarayı Hipodromun yanından başlar, aşağılara, deniz kenarına kadar uzanırdı. Bu Saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik panosu gelebilmiştir. Şehrin en önemli meydanı Agusteion ve burası ile cadde arasında Milerium zafer takı bulunurdu. Cadde Roma’ya kadar uzanan yolun başlangıcı idi ve ilk kilometre taşı da buradaydı.

Meydanda bulunan sütunlardan ilki aynı zamanda aralarından en eskisidir. Üzerinde hiyeroglifler bulunan bu taş, firavun I. Tutmosis’in mezarından taşınmıştır. 2000 yıllık tarihi ile bu taş, aslında Bizans İmparatorluğu’ndan bile daha eskidir. İkinci sütun ise “Yılanlı Sütun” ya da “Burmalı Sütun” olarak adlandırılmaktadır. Bu sütun tunçtan yapılmış olup, birbirine sarılan üç yılan şeklinde yapılmıştır. Sütun Delfi’den getirilmiş olup, kente yılan gelmesini önlediği söylenir. Şu an sütundaki yılanları başları olmayıp, sadece birinin üst çenesi İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Eskiden tepesinde altın, gümüş ve bakırdan yapılma bir kazanın olduğu söylense de doğruluğu ispatlanamamıştır. Üçüncü sütuna ise “Örmeli Sütun” denilir. Bu sütunun taşlarının her biri ayrı bir yerden olmak üzere Anadolu’nun çeşitli yerlerinden geldiği rivayet edilir. Eskiden üzeri altın yaldızlı levhalarla kaplı iken o levhalar kentin yağmalanmasından sonra çalınmıştır. Bu sütunun içinde bir mıknatıs bulunduğu, kenti depremden koruyacağı ve kıyamete kadar dayanacağı rivayet edilir.

İstanbul Arkeoloji Müzesi

Osmanlı zamanında da Yeniçeri isyanları bu bölgede olur, kırk gün kırk gece süren şehzade sünnet düğünleri, şenlikler burada yapılırdı. Halide Edip’in İstanbul’un işgaline karşı konuşma yaptığı Sultanahmet mitingi de burada yapılmıştır. Meydanın orta yerinde Kayzer II. Wilhelm’in ziyaret hatırası olarak yapılmış olan Alman Çeşmesi bulunmaktadır. Meydanın batısında ise İstanbul Adliyesi yer almaktadır. Meydan günümüzde İstanbul’un en önemli turistik merkezidir.

Beyazıt Meydanı

 

Beyazıt Meydanı

Tarihî yarımada içerisinde bulunan tarihi bir meydandır. İstanbul Üniversitesi ve tarihî Kapalıçarşı’ya ev sahipliği yapmaktadır.Beyazıt Camiini de içinde bulunduran meydan turistlerin uğrak noktasıdır.

Bakırköy Özgürlük Meydanı

Bakırköy ilçesi İstanbul’un en kalabalık ilçelerinden birisidir. Bu ilçenin en popüler mekânlarından biri de Özgürlük Meydanı veya eski adıyla Cumhuriyet Meydanıdır.

Gülhane Parkı

Gülhane Parkı

Gülhane Parkı, İstanbul’un Fatih ilçesinde yer alan bir parktır. Park, eskiden Topkapı Sarayı’nın bir bahçesi idi. Padişahın Dolmabaçe Sarayı’na taşınması ile bahçedeki ağaçlar da saraya taşınmıştır. Bu yüzden bahçe, o zamanlar harap bir hâlde idi. 2003 yılında park olarak yeniden düzenlenen bahçe, yeniden eski hâlini alır. Ayrıca parkın Sarayburnu’na doğru olan tarafından, İstanbul’un belki de en güzel manzaralarından biri izlenebilir. Ayrıca parkın tam ortasında Gotlar Sütunu adı verilen bir sütun yer alır. Ve burada İslam tarihleri müzesi ve Fuat Sezgin’in mezarı vardır.

Kültür ve modern yaşam

 

Sanat

 

Galataport içerisinde bulunan MSÜ Resim Heykel Müzesi

Kent, çok kez el değiştirip, yıprandığından kentte, Roma İmparatorluğu dönemine ait fazla yapı kalmadı. Kalanlar içinde en önemlileri: 330 yılında İmparator I. Konstantin onuruna kentin yedi tepesinden birine dikilen anıt. Sütun her biri 3 ton ağırlığında ve 3 metre çapında olan bileziklerle birbirine bağlanmış toplam 8 adet sütun ve bir kaidenin üst üste konulmasıyla oluşturuldu. Bu dönemden günümüze kalan bir başka yapı da Bozdoğan Kemeri’dir. Kentin su rezerv sisteminin inşası İmparator Hadrianus döneminde başladı. I. Konstantin zamanında kentin yeniden yapılanması ve büyümesiyle birlikte hızla artan nüfusun ihtiyacını karşılamak için sistemin daha da genişletilmesine gerek duyuldu. Kemer, suyunu Kâğıthane ile Marmara Denizi arasında kalan tepelerin yamaçlarından alan ve Trakya’nın tepelik bölgelerinden kente kadar uzanarak kentin su gereksinimini karşılayan geniş kemerler ve kanallar sisteminin son noktasında yer aldı. O zamanlar kente gelen bu su, toplam kapasitesi 1 milyon metreküpten fazla olan üç açık ve Yerebatan Sarnıcı gibi yüzden fazla yer altı sarnıcında depolandı. Bugün Sultanahmet Meydanı olarak bilinen Hipodrom Meydanı ise Circus Maximus tarafından inşa edildi.

Bizans İmparatorluğu dönemi

 

Aya İrini İstanbul’da bulunan, camiye çevrilmemiş en büyük Bizans kilisesidir.

Bizans İmparatorluğu, kentte bin yıl kadar hüküm sürdü ve burayı başkent olarak kullandı. Bu özelliğinden dolayı İstanbul’da çok sayıda Doğu Roma yapısı vardır. Bunların en önemlileri Eminönü’nde toplanmıştır. Bu yapılar içinde en önemlisi, kilise olarak açılan Ayasofya’dır. Ayasofya Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 532-537 yılları arasında inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olup, 1453 yılında İstanbul’un Türkler tarafından fethedilmesiyle II. Mehmed tarafından camiye dönüştürülmüş, 2020 yılına kadar müze olarak hizmet vermiş, 2020 yılında ise tekrar camiye dönüştürülmüştür.

Ayasofya’dan sonra yapılan önemli yapılardan biri Fethiye Camii’ydi. Kilise olarak, 13. yüzyıl sonlarında Bizans’ın ileri gelenlerinden Mihail Glabas Tarkaniotes tarafından inşa ettirildi. İstanbul’un Fethi’nden sonra 1454 yılında patrikhane olarak kullanıldı, 1590 yılında İran savaşlarında Gürcistan ve Azerbaycan’ın fethedilmesiyle, fethin hatırası olarak camiye dönüştürüldü.

Gene önemli yapılardan Kariye Camii, manastır olarak 534 yılında Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde Aziz Theodius tarafından yapıldı. 11. yüzyılda I. Aleksios’un kayınvalidesi Maria Doukaina tarafından yeniden inşa ettirildi. 1204-1261 yıllarındaki Latin İmparatorluğu döneminde harap olan manastır, Theodoros Metokhites tarafından 14. yüzyılda onarıldı. Dış narteks ve parekklesion bu dönemde yapıya eklendi.

Osmanlı İmparatorluğu dönemi

 

Yeni Barok tarzda yapılan Ortaköy’deki Büyük Mecidiye Camii

İmparatorluk devri boyunca sayısız eser yapılmıştır. Saray tipi 19. asırda Batı’dan gelerek girmiştir. Bir asır yaşayan ve son yarım asrını mimarbaşı olarak geçiren Sinan şu eserleri yapmıştır. 81 cami, 50 mescit, 55 medrese, 19 türbe, 14 imaret, 3 hastane, 7 su bendi (baraj), 8 köprü, 16 kervansaray, 33 saray, 32 hamam, 6 mahzen, 7 d’arulkurrâ. Bu 441 eser bütün imparatorluğa dağılmıştır. 1839 yılında Tanzimat Fermanı’nın ilanı ile Avrupalılaşma yolunda önemli adımlar atılmıştır. Osmanlı, 18. yüzyılın sonlarına doğru Avrupa tarzını benimsemiş ve bunu mimariye ve sanata yansıtmıştır. Avrupa’da yaygınlaşan barok stili İstanbul’da da birçok eserin yapımında uygulanmıştır. Barok ve rokoko tarzında yapılan Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı ve Ortaköy Camii dünyada bu tür için önemli bir yer teşkil eder.

Sahne ve güzel sanatlar

 

Pera Müzesi

İstanbul giderek kültürel açıdan daha önemli bir merkez hâline gelmektedir. Şehir, 2010 Avrupa Kültür Başkenti ilan edilmiştir

Dünyaca ünlü pop starlar İstanbul stadyumlarını doldururken, opera, bale ve tiyatro gibi sanat dallarında eserler yıl boyu sahnelenir. Mevsimsel festival boyunca, dünyaca ünlü orkestralar, koral müzik grupları ve caz müziğinin efsane isimleri konser vermektedirler. 1982 yılından beri düzenlenmekte olan Uluslararası İstanbul Film Festivali, Avrupa’daki en önemli film festivallerinden birisidir. Güzel sanatlarla ilgili olarak 2 yılda İstanbul Bienali düzenlenmektedir.

2004 yılında açılan İstanbul Modern Sanat Müzesi sık sık Türk ve yabancı sanatçıların sergilerine ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca Pera Müzesi ve Sakıp Sabancı Müzesi’de dünyanın ünlü sanatçılarının sergilerini barındıran kentin önemli müzelerindendir. Haliç’in kıyısında kurulan Rahmi M. Koç Müzesi’nde genellikle sanayi, ulaşım, endüstri ve iletişim tarihine ait 1800 ve 1900’lü yılların araba, lokomotif, tekne, denizaltı ve uçakları sergilenmektedir.

Çinili Köşk Müzesi.

1881 yılında kurulan İstanbul Arkeoloji Müzesi kendi türünde dünyanın en büyük müzelerinden biridir. Müzede Akdeniz Havzası, Balkanlar, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya’ya ait 1 milyon arkeolojik parça bulunmaktadır. İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin bünyesine ayrıca Çinili Köşk Müzesi de bulunur. Müzede Selçuklu ve Osmanlı devirlerinden kalma İznik çinisi ve seramik örnekleri sergilenmektedir. Sultanahmet Meydanı’nda bulunan Büyük Saray Mozaikleri Müzesi geç Roma İmparatorluğu dönemi ve erken Bizans İmparatorluğu dönemine ait Büyük Saray’ın taban mozaikleri ve duvar süslerini barındırır. Bu müzeye oldukça yakın olan Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde ise çeşitli İslam uygarlıklarına ait geniş bir koleksiyon bulunmaktadır. Türkiye’nin ilk özel müzesi olan Sadberk Hanım Müzesi’de eski Anadolu uygarlıklarından, Osmanlılara kadar uzanan geniş bir yelpazede birçok eser içerir.

Beşiktaş ilçesinde yer alan Yıldız Sarayı, İstanbul Antika Fuarı’na ev sahipliği yaparak Doğu ve Batı’dan birçok antika eseri bir araya getirmiştir. Şişli’nin Mecidiyeköy semtinde bulunan Çok katlı Mecidiyeköy Antikacılar Çarşısı şehrin en büyük antikacılar çarşısıdır. 1455-1461 yılları arasında II. Mehmed tarafından yaptırılan Eminönü’ndeki Kapalıçarşı mücevher, halı, sanat eseri ve antika eşyalar satan sayısız dükkân vardır. Beyazıt Meydanı’ndaki tarihi ve nadir kitapların satıldığı Sahaflar Çarşısı, dünyanın en eski kitap çarşılarından birisidir. Sürekli olarak geç Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden bu yana faaliyet göstermektedir.

Canlı gösteriler ve konserler için ev sahipliği yapan bir numaralı tarihi mekânlar Aya İrini, Rumeli Hisarı, Yedikule Hisarı, Topkapı Sarayı avlusu ve Gülhane Parkı’dır. Önemli bir kültür öğelerinden biri de Türk Hamamı’dır. Osmanlı döneminde yapılan ve buna en iyi örnek olan Çemberlitaş Hamamı (1584), Fatih’in Çemberlitaş semtindedir. 2003 yılında Sertab Erener’in Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye’ye getirdiği birincilik sayesinde 2004 Eurovision Şarkı Yarışması istanbulda Abdi İpekçi Arena’da yapılmıştır.

Rekreasyon

 

Büyükada Meydanı

Geleneksel plajlar su kirliliği nedeniyle yavaş yavaş kaybolmaktadır. Ancak son zamanlarda şehirde eski plajlar yeniden açılmaktadır. Kentin yüzme için en çok tercih edilen yerleri, Bakırköy, Küçükçekmece, Sarıyer ve Boğaz’dır. Şehir dışında kalan Adalar, Silivri ve Tuzla’nın yanı sıra Karadeniz’e kıyısı bulunan Kilyos ve Şile de yüzmek ve dinlenmek için tercih edilmektedir.

Prens Adaları, Marmara Denizi’ndeki bir grup adadan oluşmaktadır. Kartal ve Pendik ilçelerinin güneyinde kalan adalarda 19. ve 20. yüzyıl başlarından kalma birçok çam ve fıstık çamı vardır. Ayrıca bu dönemden kalma neoclassical and art nouveau tarzında Osmanlı yazlık konakları vardır. Adalarda başlıca balık ve deniz yemekleri yaygındır. İstanbul’a uzak mesafede bulunan Şile ilçesi yazlık ve dinlenme yeri olma özelliği ile bilinir. Şehir merkezine uzaklığı 50 kilometredir. Bozulmamış beyaz kum plajı bulunur.

Alışveriş

 

Kapalıçarşı, dünyanın en büyük ve en eski kapalı alışveriş merkezlerinden birisidir.

İstanbul’da çok sayıda tarihi çarşı vardır. Kapalıçarşı (1461), Mahmutpaşa Çarşısı (1462) ve Mısır Çarşısı bunlardan en önemlileridir. İlk modern alışveriş merkezi ise Bakırköy ilçesinde bulunan Galleria’dır. 20. yüzyılın son yıllarında daha ziyade “alışveriş merkezi” adı verilen modern çarşıların sayısı artmıştır. Bunların en önemlileri, Akmerkez 1993, Capitol Alışveriş Merkezi 1994, Profilo Alışveriş Merkezi 1998, Cevahir Alışveriş Merkezi 2002, Avrupa’nın ve Dünya’nın en iyi alışveriş merkezi ödülünü kazanan Metrocity (2003), Kanyon Alışveriş Merkezi (2006), İstinye Park (2008), Meydan Alışveriş Merkezi (Ümraniye – Merter – 2009).

Zorlu Center Alışveriş Merkezi

Restoranlar

 

İstanbul, geleneksel Türk lokantaları ile birlikte, Avrupa ve Uzak Doğulu birçok restoran ve diğer mutfakları bünyesinde barındırmaktadır. Kentin en önemli meyhane ve barları şehrin en canlı yerlerinden biri olan Beyoğlu ilçesindeki İstiklal Caddesi’nde toplanmıştır. 1876 yılında açılan Çiçek Pasajı, pek çok tarihi meyhane, bar ve restoranı içerisinde bulundurmaktadır. 1870 yılındaki büyük Beyoğlu yangını sonucu yanarak yıkılan Naum Tiyatrosu’nun yerine Hristaki Zografos Efendi tarafından inşa ettirilmiştir. Rum Cleanthy Zanno’nun mimarlığında yeni bir tip çarşı binası olarak Cité de Péra adıyla açılmıştır.

Diğer tarihi bar ve kahvehaneler Tünel Pasajı çevresindeki alanlarda ve Asmalımescit Sokağı yakınlarında ve yine Çiçek Pasajı’nın arka tarafına düşen Nevizade Sokağı’nda yoğunlukla bulunur. İstiklal Caddesi çevresindeki bazı tarih mahalleler farklı şekillerde yeniden restore edilmiştir. Galatasaray Lisesi yakınlarındaki Cezayir Sokağı’nda resmi olmayan adıyla bilinen La Rue Française de (Fransız Sokağı) frankofon barlar, kafeler ve canlı müzik dinletisi sunan restoranlar bulunmaktadır.

İstanbulda tarihi balık lokantaları da oldukça ünlüdür. En popüler balık lokantaları genellikle Boğaz’da ve şehrin güneyindeki Marmara Denizi kıyılarındadır. Ayrıca Marmara Denizi’ndeki en büyük Prens Adaları (Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada) ve İstanbul Boğazı’nın kuzey girişinde bulunan Anadolu Kavağı’da tarihi balık restoranlarıyla ünlüdür.

Gece hayatı

 

İstiklal Caddesi çevrelerinde kafeler, restoranlar, barlar, kulüpler, sanat galerileri, tiyatro ve sinemalar yoğunlaşmıştır.

Şehirdeki pek çok gece kulübü, barlar, restoranlar ve tavernalar canlı müzik ile birlikte insanlara hizmet vermektedir. Gece kulüpleri, restoran ve barların sayısında artışla birlikte yaz aylarında artan sıcaklık insanları bu yerlere çekmektedir. Özellikle İstiklal Caddesi ve Nişantaşı çevrelerinde kafeler, restoranlar, barlar, kulüpler, sanat galerileri, tiyatro ve sinemalar yoğunlaşmıştır. Babylon ve Nu Pera Beyoğlu’daki yaz ve kış hizmet veren gece kulüplerindendir.

En popüler açık hava gece kulüpleri İstanbul Boğazı kıyılarında bulunur. Ortaköy semtinde bulunan SortieReina ve Anjelique bunlardan bazılarıdır. Ortaköy semtinin bir diğer önemli mekânlarından Q Caz Bar ise canlı caz müziği ile insanlara şık bir ortam sunmaktadır.

Maslak semtindeki İstanbul Arena ve Boğaziçi’ndeki Kuruçeşme Arena dünyanın dört bir köşesinden gelen ünlü şarkıcı ve orkestraların canlı konserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Maslak semtindeki bir başka yerlerden birisi olan Parkorman, Music TV’nin 2002 yılındaki canlı konser ve partilerine ev sahipliği yapmıştır.

Sokak tabelaları

 

İstanbul’daki sokak tabelaları

2007 yılında beri İstanbul’da, Aykut Köksal ve Bülent Erkmen tarafından şehir için özel tasarlanmış ve şehirle özdeşleşmiş sokak tabelaları kullanılmaktadır.

Spor

 

İstanbul Park

Bizans ve Roma dönemlerinden beri birçok spor faaliyetine ev sahipliği yapan İstanbul; günümüzde futbol, basketbol, voleybol, hentbol ve çeşitli motor ve spor yarışlarına ev sahipliği yapar. Türkiye liglerinin üç büyüğü olarak adlandırılan Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın antrenman ve maç sahaları da burada bulunmaktadır.

Atatürk Olimpiyat Stadyumu, Rams Park, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu ve Beşiktaş Park, UEFA’nın beş yıldızlı stadyumları arasındadır. Atatürk Olimpiyat Stadyumu, 2005 Şampiyonlar Ligi finaline, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu ise 2009 UEFA Kupası finaline Beşiktaş Park ise 2019 UEFA Süper Kupası finaline ev sahipliği yapmıştır. 2020 Şampiyonlar Ligi Finali Atatürk Olimpiyat Stadyumunda yapılacaktı fakat COVID-19 pandemisi yüzünden ertelenmiştir ve 2023 finalinin İstanbul’da düzenlenmesine karar verilmiştir.

Dünyanın en büyük spor organizasyonlarından biri olan Formula 1 yarışlarına 2005 ila 2011 tarihleri arasına kadar ev sahipliği yapmıştır ve 2012 Grand Prix takviminden çıkarılmıştır. İstanbul Park Pisti, toplam 2 milyon 215 bin m2‘lik bir alanı kaplamaktadır. Pist F1’in en zor pislerinden biri olarak gösterilmektedir. Organizasyon 2020’de bir kez daha İstanbul’da düzenlenmiştir. Türkiye FIA’dan 3 yıllık lisans almasına rağmen 2021 takviminde yer almamıştır. 28 Nisan 2021’de; Türkiye, Kanada’nın yerine takvime dahil olmuştur.

Türkiye’nin en önemli hipodromu olan Veliefendi Hipodromu kentteki önemli yarışlara ev sahipliği yapmaktadır.

Önemli spor tesisleri

Stadyumlar: Atatürk Olimpiyat Stadyumu (76.092), Nef Stadyumu (52.652), Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu (50.509), Vodafone Park (41.903), Fatih Terim Stadı (17.319). Spor Salonları: Sinan Erdem Spor Salonu (16.500), Ülker Spor ve Etkinlik Salonu (13.800), Burhan Felek Spor Salonu (7.500), Aslı Çakır Alptekin Atletizm Salonu (7.000), Volkswagen Spor Salonu (5.240), Beşiktaş JK Akatlar Spor Salonu (3.200) Diğer tesisler: Kurtköy Olimpik Kapalı Yüzme Havuzu (2.500), Ataköy Sutopu Olimpik Havuzu (1.250), Veliefendi Hipodromu (7.600), TED Tenis Kortu (2.000)

Eğitim

 

İstanbul’da yedisi devlet yirmi dördü vakıf olmak üzere otuz bir üniversite vardır. Özellikle kamuya ait öğretim kurumları ülkenin en saygın ve en donanımlı üniversitelerindendir. Ancak son yıllarda da özel üniversitelerin sayısında bir yükselme olmuştur. Türkiye’nin en eski 3 devlet üniversitesinden ikisi İstanbul’dadır. İstanbul Üniversitesi 1453 yılında kurulmuştur ve Türkiye’nin en eski üniversitesidir. İstanbul Teknik Üniversitesi (1773) ise dünyanın en eski üçüncü teknik üniversitesidir ve tamamen mühendislik bilimleri adanmıştır. İstanbul’da tanınmış diğer devlet üniversiteleri; Boğaziçi Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi’dir. Ayrıca ülkenin en eski 5 vakıf üniversitesinden üçü bu kenttedir. Bunlar 1992 yılında kurulan Koç Üniversitesi ile 1994 yılında kurulan Sabancı Üniversitesi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’dir.

Türkiye’nin en eski teknik üniversitesi İTÜ’nün mimarlık fakültesi binası

İstanbul’da eğitim veren Üniversiteler:

  • Devlet: Boğaziçi Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Türk-Alman Üniversitesi
  • Vakıf: Acıbadem Üniversitesi, Altınbaş Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Beykent Üniversitesi, Doğuş Üniversitesi,Işık Üniversitesi, İstanbul Arel Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi, İstanbul Bilim Üniversitesi, İstanbul Kültür Üniversitesi, İstanbul Medipol Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi, İstinye Üniversitesi, Kadir Has Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi, Okan Üniversitesi, Özyeğin Üniversitesi, Piri Reis Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Yeni Yüzyıl Üniversitesi, Nişantaşı Üniversitesi,Üsküdar Üniversitesi, Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi
Galatasaray Lisesi giriş kapısı

Hemen hemen İstanbul’daki tüm özel lise ve üniversitelerde İngilizce, Fransızca ve Almanca gibi ana yabancı dil veya ikincil yabancı dil eğitimi verilmektedir. Galatasaray Lisesi, 1481 yılında Galata Sarayı Enderun-u Hümayunu adıyla kurulmuştur. Daha sonraki adıyla Galatasaray Mekteb-i Sultanisi şehrin en eski lisesi olmakla birlikte, en eski ikinci eğitim veren kurumudur. Fransızca eğitim vermektedir. 1884 yılında kurulan İstanbul Lisesi daha çok bilinen adıyla İstanbul Erkek Lisesi, uluslararası alanda tanınmış en eski liselerden biridir. Almanca eğitim vermektedir. Kadıköy Anadolu Lisesi eski ve daha iyi bilinen adıyla Kadıköy Maarif Koleji, genç cumhuriyete yön verecek üst düzey eğitimli siyasetçi, bilim insanı ve sanatçılar yetiştirmek amacıyla, Bakanlar Kurulu ve Meclis kararıyla 1955 yılında kurulmuştur. İngilizce eğitim vermektedir. Nişantaşı Anadolu Lisesi, 1905 yılında English High School for Boys adıyla özellikle İngiliz topluluğu mensuplarının çocuklarına sağlıklı bir eğitim vermek amacıyla kurulmuştur. 1979 yılında MEB’e bağlanmış ve şimdiki adını almıştır. Cağaloğlu Anadolu Lisesi, (eski adıyla İstanbul Kız Lisesi) 1850 yılında I.Abdülmecit’in annesi Bezmiâlem Valide Sultan’ın isteği üzerine kurulmuş, Osmanlı’nın ilk sivil lisesi unvanına sahiptir. İlk olarak Valide Mektebi ve ardından Darülmaarif isimlerini almış, 1911-1933 yılları arasında İnas İdadisi (Erkek Öğretmen Lisesi), 1933-1983 yılları arasında Türkiye’nin ilk kız lisesi İstanbul Kız Lisesi olarak hizmet vermiş, 1983 yılında ise bugünkü hâlini almıştır. Almanca eğitim vermektedir.

İstanbul Erkek Lisesi ya da eski adıyla İstanbul Sultanisî, İstanbul’un Cağaloğlu semtinde, Osmanlı döneminde kurulmuş Numune-i Terakki Mektebinin devamı niteliğinde olan, günümüzde Anadolu Lisesi statüsünde hizmet veren eğitim kuruluşu.

Türkiye’de eğitim veren lise türlerinden biri olan Anadolu Liseleri grubuna giren Kabataş Erkek Lisesi, Haydarpaşa Lisesi, Vefa Lisesi ve Pertevniyal Lisesi Türkiye ve dünya çapında tanınmış liselerdendir. İstanbul’da çok sayıda yabancı azınlık bulunmasından dolayı 19. yüzyılda yabancı liselerde artış görülmüştür. Türkiye’nin kurulmasından sonra birçok yabancı okul Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı idaresine girmiştir. Fakat bazı liseler hâlen yabancı idaresi altındadır. Özel İtalyan Lisesi, İtalya hükûmeti tarafından yönetilmekte ve İtalyan devlet okulu olarak kabul edilmektedir. Ayrıca finansman ve öğretmen ihtiyacı Başkent Roma’dan sağlanmaktadır. 1863 yılında kurulan Robert Koleji ve diğer birçok okul bunların arasında sayılabilir.

İstanbul da iki tane çok köklü askeri lise bulunmaktadır. Birisi Kuleli Askerî Lisesi olup Çengelköy de bulunmaktadır. İkincisi ise Deniz Lisesi olup Heybeliada da eğitimine devam etmektedir. Ayrıca Hava Harp Okulu ve Deniz Harp Okulu da İstanbul’da bulunmaktadır. Heybeliada da bulunan Deniz Lisesi aynı zamanda Türkiye’nin ilk mühendislik fakültesi olan Mühendishane-i Bahr-i Hümâyun olup 1773 tarihinde Osmanlı’da ilk defa mühendislik alanında açılan yüksek öğretim kurumudur.

Kuleli Askeri Lisesi, İstanbul Boğazı kıyısında, Anadolu yakasında yer alan askerî bir okuldur.

İstanbul, çoğu Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait geniş koleksiyonları içeren çok sayıda kütüphaneye sahiptir. Tarihi belge koleksiyonları açısından en önemli kütüphaneler, Topkapı Sarayı Kütüphanesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Kütüphanesi, Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Süleymaniye Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi ve İBB’ye bağlı olarak hizmet veren Atatürk Kitaplığı’dır.

6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen Gaziantep-Kahramanmaraş depremleri ardından İstanbul Valiliği tarafından yapılan incelemelerde 2022-23 yılı ikinci eğitim öğretim yılında 93 okulda devam edilmeyeceği açıklandı. Bu okullardan 76 tanesinin yıkılarak tekrardan inşa edileceğini, 17’sinin ise güçlendirme yapılacağı açıklandı.

Medya

 

Hürriyet Gazetesi

İlk Türkçe gazete Takvim-i Vekayi, 1 Ağustos 1831 tarihinde Bâb-ı Âli semtinde basıldı. Bâb-ı Âli böylece medyanın en önemli merkezi hâline gelmiştir. İstanbul, Türkiye’nin medya başkenti olmakla birlikte çeşitli yerli ve yabancı basın kuruluşları arasında büyük bir rekabet vardır. Türkiye’nin önemli ulusal medya ve yayın kuruluşlarının merkezide çoğunlukla İstanbul’dadır. Aynı zamanda Ankara ve İzmir’de de yayın merkezleri vardır. İstanbul merkezli büyük gazete kuruluşları olan; PostaHürriyetMilliyetSabahCumhuriyetTürkiyeAkşamStarBirGünGüneşVatanTakvimYeni AsırYeni Şafak ve Türkiye’nin ilk İngilizce gazetesi olan Hürriyet Daily News bunların başlıcalarıdır. Ayrıca çok sayıda yerel-ulusal TV ve radyo istasyonları da İstanbul’da bulunmaktadır. Habertürk TV, teve2, Haber Global, CNN Türk, Ulusal Kanal, TV100, NOW, TRT (Ana binasının biri de Ankara’dadır.), NTV, Kanal D, ATV, Show TV, Star TV, 360, TGRT Haber, a Haber, 24, Kanal 7, Flash Haber TV, Halk TV, Tele1, KRT TV, Sözcü TV ve diğer birçok sayıdaki TV kuruluşları bunların arasındadır. Şehirde yüzü geçkin FM radyo istasyonu da bulunmaktadır.

Altyapı

 

Yerebatan Sarnıcı’nın iç görünümü
Bozdoğan Kemeri’nin günümüzdeki hâli

Kentin su ihtiyacını karşılamak için yapılan sistemler şehrin kuruluş dönemine kadar uzanmaktadır. İki en önemli su kemeri, Roma döneminde inşa edilmiş Mazul Kemeri ve Bozdoğan Kemeri (Valens Kemeri)’dir. Şehrin Kuruluş dönemlerinde su ihtiyacı, yer altı kaynaklarından sağlanıyordu. İlk önemli su tesisleri Roma döneminde yapılmıştır. Roma İmparatorları’ndan Valens, Halkalı civarından Beyazıt’a kadar su getirtmiş ve bu su yolu için Mazul Kemeri ile Bozdoğan Kemeri’ni inşa ettirmiştir. Ayrıca Valens zamanında Belgrad Ormanları’nda bir bent de yaptırılmıştır. Kâğıthane Deresi’nin suları ızgaralarda toplanarak şehrin su ihtiyacını karşılamak için kullanılmıştır. Toplananlar sular şehrin çeşitli sarnıçlarına toplanmıştır. Bu sarnıçların en büyük ve en önemlileri Binbirdirek Sarnıcı (Philoxenos) ve Yerebatan Sarnıcı’dır. Şehirde nüfusun giderek artması sonucu yine su sıkıntıları çekilmeye başlanmış, bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman bu sorunun çözülmesi için “Ser Mimaran-ı Cihan ve Mühendisan-ı Devran” diye ma’ruf Mimar Sinan’ı görevlendirdi. Böylece 1555 yılında Kırkçeşme Su Tesislerinin inşasına başlanmış oldu. Daha sonraki yıllarda suya olan ihtiyacın ve halkında isteği sonucu, küçük ikmal şebekleriyle halkın kullanımına açık çeşmeler yapılmaya başlandı.

Bugün, suları klorlama, Atık su arıtma, dezenfekte etme ve dağıtma gibi hizmetler İSKİ (İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi) tarafından yürütülmektedir. Ayrıca bazı özel kuruluşlarda temiz su dağıtımı yapmaktadır. İstanbul’da elektrik dağıtımı ve bakımı ise Türkiye Elektrik İletim A.Ş. tarafından yapılmaktadır. Kentin ilk elektrik üretim tesisi ise 1914 yılında kurulan ve 1983 yılına kadar hizmet veren Silahtarağa Elektrik Santrali’dir.

Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk Posta ve Telgraf Bakanlığı 23 Ekim 1840 yılında, Tanzimat Fermanı ile yaşanan gelişmelerin sonucu olarak kurulmuştur. İlk postane ofisi olan Postahane-i Amire Yeni Cami avlusu yakınlarındaydı. İlk Uluslararası ise 1876 yılında kurulmuş, 1901 yılında ise havale türü ve kargo gibi işlemlerin kabulüne başlanmıştır. 1847 yılında Samuel Morse tarafından telgrafın patenti alınmıştır. Samuel Morse’un bu yeni buluşu, eski Beylerbeyi Sarayı’nda (Beylerbeyi Sarayı 1861-1865 yıllarında aynı yere yenisi inşa edildi.) bizzat Padişah Abdülmecid tarafından test edilmiştir. Bu başarılı deneme sonrasında, İstanbul ve Edirne arasında ilk telgraf hattı kurulumu 9 Ağustos 1847 yılında başlamıştır. 1855 yılında Telgraf İdaresi kurulmuş, 23 Mayıs 1909 yılında da 50 hat kapasiteli ilk manuel telefon santrali Büyük Postane adıyla Sirkeci’de hizmet vermeye başlamıştır.

Sağlık

 

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi
Acıbadem Altunizade Hastanesi

İstanbul çok sayıda hastane, klinik ve laboratuvarla birlikte ülkenin tıbbi araştırma merkezidir. Bu tesislerin çoğu yüksek teknolojik ekipmanlara sahiptir. Gelişkin sağlık olanakları ve ülke dışına göre daha uygun fiyatları nedeniyle şehirde sağlık turizmi gelişmiştir. Öyle ki Birleşik Krallık ve Almanya gibi Avrupa ülkeleri dar gelirli hastalarını yüksek teknolojik tıbbi tedavi ve operasyonlar için İstanbul’a göndermektedir. İstanbul özellikle lazer Oftalmoloji (Göz cerrahi) ve plastik cerrahi için küresel bir durak hâline gelmiştir.

Kentte özellikle hava kirliliği sağlık için büyük bir sorun oluşturmaktadır. Özel araçların artması ve kamu ulaşımının yavaş ve yetersiz olması bu sorunu artırmaktadır. Bu sorunla ilgili olarak Ocak 2006’da yalnızca kurşunsuz benzin kullanımı planlanıyordu.

İstanbul genelinde sağlık hizmetleri devlete bağlı ve özel sağlık kuruluşlarınca yürütülmektedir. İl genelinde, tüm ilçelere yayılmış 52 devlet hastanesi vardır. Semt poliklinikleri de buna eklenince bu sayı 111’e çıkmaktadır. Her ilçede, bir ya da birkaç sağlık ocağı da yer almaktadır. Toplam sağlık ocağı sayısı 2004’te 337 olarak belirlenmiştir. İldeki özel sağlık kuruluşlarının sayısı ise 138’dir. Devlete ait, askerî ve özel sağlık kuruluşlarında toplam yatak sayısı 18.375’tir. İldeki toplam eczane sayısı 3.852’dir.

Ulaşım

 

İstanbul’un 1952 yılında çekilen kuşbakışı bir fotoğrafı

İstanbul’da ulaşım kara, hava, deniz ve demiryolu gibi farklı şekillerde yapılmaktadır. Şehiriçi, şehirlerarası ve uluslararası taşımacılığın yapıldığı büyük merkezlere sahiptir. İlde havayolu ulaşımının yapıldığı iki sivil havalimanı vardır. Birisi 2019 yılında açılan İstanbul Havalimanı’dır. İstanbul Havalimanı’nda iç ve dış hatlar için 2 ayrı terminal vardır. Atatürk Havalimanı’ndan planlanmış tüm uçuşlar, 6 Nisan 2019 tarihinden beri İstanbul Havalimanı’ndan yapılmaktadır. Atatürk Havalimanı’nın bundan sonraki kullanım şekli henüz netlik kazanmadı. İstanbul Havalimanı; Arnavutköy-Göktürk-Çatalca kavşağında, Akpınar ve Yeniköy mahalleleri arasındaki 7.650 hektarlık alanda yer almaktadır. İstanbul Havalimanının web sitesi aşağıdaki adrestir. Diğer havalimanı ise Anadolu Yakası’nda bulunan Sabiha Gökçen Havalimanı’dır. Yurt içi ve yurt dışı pek çok merkeze aktarma yapmaksızın uçmak mümkündür. İldeki havalimanlarından İstanbul Havalimanı, Avrupa Yakası’nda Arnavutköy ilçesinde; Sabiha Gökçen Havalimanı ise Anadolu Yakası’nda Pendik ilçesinde yer alır. Atatürk Havalimanı ilde alanında ilk olup, hava ulaşımında en büyük paya sahipti. Havalimanından günde ortalama 650-700 uçak havalanmaktaydı. Kent merkezine metro hattı ve otoyollarla bağlıdır.

Karayoluyla ulaşımı ise İstanbul’da özellikle şehirlerarası yolculukta büyük bir paya sahiptir. Türkiye’nin her iline ve ayrıca Gürcistan, Yunanistan, Bulgaristan gibi komşu ülkelere İstanbul’dan doğrudan seferler vardır. Anadolu Yakası’nda Harem Otogarı, Avrupa Yakası’ndaysa Büyük İstanbul Otogarı hizmet vermektedir. İstanbul Otogarı da metroyla kent merkezine bağlanmaktadır. Bunun dışında şehrin değişik bölgelerinde, kimi büyük seyahat firmalarının işletmesini yaptığı cep otogarları vardır.

Demiryolu ise bu iki ulaşım yoluna oranla daha az tercih edilen bir başka hizmettir. İstanbul’dan Eskişehir, Ankara, Konya, Adana, Bitlis, Van gibi yurt içi merkezlerle; Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Sırbistan, Macaristan, İran, Suriye ve Irak gibi dış merkezlere tren seferleri vardır. Ankara, Eskişehir ve Konya gibi bazı şehirlere Yüksek Hızlı Tren seferleri vardır. Ayrıca Halkalı – Kapıkule YHT hattının inşası devam etmektedir. Demiryolu ilde ayrıca şehiriçi halk taşımacılığında da kullanılmaktadır.

Deniz yoluyla ise ilde düzenli ulaşım yalnızca yurt içinde gerçekleştirilir. İstanbul’dan Yalova’ya, Balıkesir’e ve Bursa’ya feribot ve araba vapuru seferleri vardır. İstanbul Limanı’na turistik amaçlarla gelen münferit gemiler dışında yurt dışı varışlı gemi seferi yoktur.

İstanbul’da şehiriçi ulaşım ise büyük bir sektördür. Otobüslerle ulaşım sağlayan İETT; şehir hatları vapurlarını ve deniz taksi işleten İDO; tramvay, metro, füniküler ve teleferik hatlarının sahibi Metro İstanbul; banliyö hizmeti sağlayan TCDD Taşımacılık; dolmuşlar, yolcu motorları ve ticari taksilerle İstanbul kompleks bir ulaşım ağına sahiptir. İstanbul’da şehir içi raylı sistem uzunluğu Ekim 2023 itibari ile 328 km’dir. İETT, 5.000 otobüslük filoyla; İDO, 89 gemiden oluşan filosuyla ile 33 hatta, 82 noktaya hizmet vermektedir.

İlden  ,  ,  ,  ve  otoyolları geçer. Otoyollar 15 Temmuz Şehitler (Boğaziçi), Fatih Sultan Mehmet ve Yavuz Sultan Selim Köprüleri ile birbirlerine bağlanır. Köprüler şehir içi ulaşımda da kilit noktalardır. Pik saatlerde 15 Temmuz Şehitler ve FSM köprülerinde sık sık tıkanmalar oluşmaktadır. Euronews’in “Küresel yaşam kalitesi 2019” raporuna göre İstanbul, sürücü ve yolcuların trafikte en fazla zaman kaybettiği 13. şehir olmuştur.

İstanbul’a bağlı köylerle ve Silivri, Çatalca, Şile gibi uzak ilçelere İETT’nin hatlarına ek olarak özel firmalar da ulaşım sağlamaktadır.

Kent dışı ulaşım

 

İstanbul Havalimanı

Karayolu ile ulaşımda kullanılan Büyük İstanbul Otogarı, 1980’li yıllarda Topkapı’da bulunan İstanbul Trakya Otogarı’nın yetersiz gelmesi üzerine, 1987’de yapımına başlanmış, 1994 yılında hizmete girmiştir.

Kente demiryolu ile ulaşım için kullanılan Haydarpaşa Garı, 1908’de İstanbul-Bağdat Demiryolu hattının başlangıç istasyonu olarak inşa edilmiştir. Gar, TCDD’nin ana istasyonudur. İstanbul’un Anadolu Yakası’nda Kadıköy’de bulunur. Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde bu istasyondan Bağdat Demiryolu yanında Hicaz Demiryolu seferleri de yapılmaya başlanmıştır. Şehrin Avrupa yakasında Eminönü’nde bulunan Sirkeci Garı Trakya ve Avrupa’ya demiryolu ulaşımının başlangıcıdır. Sirkeci garı marmaray açıldığı için, Haydarpaşa garı yenileme çalışmaları sebebiyle kullanım dışıdır.

Kente havayolu ile ulaşım için İstanbul Havalimanı ile Sabiha Gökçen Havalimanları mevcuttur.

Kentin Türkiye’deki önemli merkezlere uzaklığı

şöyledir: Kayseri 770 km Adana 939 km, Hatay 1171 km, Ankara 454 km, Antalya 724 km, Bursa 243 km, Edirne 227 km, Kocaeli 103 km, Diyarbakır 1372 km, Gaziantep 1136 km, İzmir 565 km, Konya 663 km, Samsun 733 km, Trabzon 1067 km.

Kent içi ulaşım

 

İlde kent içi ulaşımda kullanılmak üzere İETT ve İstanbul Ulaşım tarafından işletilen metro, tramvay, metrobüs otobüslerin yanında dolmuş ve İDO tarafından işletilen deniz otobüsleri ve feribotlar da kullanılmaktadır. İstanbul, 1876’da yapılan Tünel ile toplu taşımada metronun ilk kullanıldığı yerlerdendir. Yapımına 2004 yılında başlanan Marmaray 29 Ekim 2013 tarihinde hizmete açılmıştır. Kentte 13 adet raylı sistem hattı vardır ve bu hatların uzatılması ve yenilerinin yapılması projeleri vardır. Kentte ayrıca 1510 m uzunluğundaki Fatih Sultan Mehmet, 1071 m uzunluğundaki Boğaziçi Köprüsü ve 1875 m uzunluğundaki Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile Avrupa Yakası ile Anadolu Yakası arasındaki ulaşım sağlanır.

Metro

 

İstanbul Raylı Sistem Haritası
Boğaziçi Üniversitesi/Hisarüstü metro istasyonu M6

İstanbul Metrosu, Türkiye’nin ilk ve en büyük metro ağıdır. Sistem İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilir. 1989 yılında açılan sistemde M1, M2, M3, M4, M5, M6, M7, M8, M9 ve M11 olmak üzere dokuz metro hattı bulunmaktadır. Sistemin uzunluğu 199.26 km’dir. 4 hattın ve mevcut olan altı hattın inşaat ve uzatma çalışmaları da sürmektedir.

İstanbul Teknik Üniversitesi Müzesi’nde, son senelerde eski kitaplar arasında bulunarak sergilenen, Avant Projet d’un Metropoliain a Constantinople (İstanbul’da bir metro ön projesi) L. Guerby Ing. imzasını taşıyor. Projenin eldeki mavi ozalit kopyası 1/5.000 ölçeğinde. Güzergâh üzerindeki 24 istasyon Topkapı suriçi tramvay durağından başlayarak Şişli tramvay durağında son buluyor. İstasyonlarda peron uzunlukları 75 m; en uzun ara 975 m, en kısa ara 220 m olarak önerilen proje, 10 Ocak 1912 tarihini taşıyor.

İstanbul Metrosu ile ilgili yapılan son proje IRTC kapsamında 1987’de gerçekleştirilen çalışmadır. Bu konsorsiyum İstanbul Metrosu ile birlikte “Boğaz demiryolu tüneli” projesini de birlikte hazırlamıştır. Bu etütte metro güzergâhı 16.207 m olup istasyonları Topkapı-Şehremini-Cerrahpaşa-Yenikapı-Unkapanı-Şişhane-Taksim-Osmanbey-Şişli-Gayrettepe-Levent-4. Levent olan bir hat önermiştir. Bu projenin Yenikapı-Hacıosman arası açılmıştır.

2004 yılında temelleri atılan Marmaray Projesi 2013 yılının sonlarında Kazlıçeşme-Ayrılık Çeşmesi arası açılmıştır. Avrupa ve Asya yakasını İstanbul Boğazı’nın altından birleştirmiştir. Marmaray, Manş Denizi’ndeki Eurotunnel benzeri bir demiryoludur. 2019’da ise Kazlıçeşme-Halkalı arası ve Ayrılık Çeşmesi-Gebze arası açılmıştır. Bununla beraber İstanbul Metrosuna aktarma bağlantıları da vardır.

Anadolu Yakası’nda ise 2005 yılında Kadıköy-Sabiha Gökçen Havalimanı Metrosu’nun temeli atılmıştır. Hat, Ağustos 2012 tarihinde Kadıköy-Kartal olarak hizmete girdi. 2016 yılında hizmete giren Tavşantepe uzatması ile istasyon sayısı 19’a, 2022 yılında hizmete giren Sabiha Gökçen Havalimanı uzatması ile 23’e yükselmiştir.

Ayrıca M5 Üsküdar-Çekmeköy metro projesinin de 2012 Mart ayı itibarıyla inşaatına başlandı. Üsküdar-Ümraniye arasındaki ilk etap Aralık 2017 tarihinde, ikinci etabı olan Ümraniye-Çekmeköy hattı Ekim 2018 tarihinde hizmete başlamıştır. Hattın Sultanbeyli’ye uzanan projesi inşaat halindedir. Ayrıca bu metro Türkiye’nin ilk sürücüsüz metrosu olma özelliği taşımaktadır.

Avrupa Yakasının ilk sürücüsüz metrosu M7 Mecidiyeköy – Mahmutbey hattı 28 Ekim 2020’de açılmıştır.

M9 Bahariye – Olimpiyat hattı 29 Mayıs 2021’de hizmete girmiştir. M3 hattının İkitelli Sanayi – Olimpiyat kısmı da bu hata devredilmiştir.

Anadolu Yakası’nın 2., şehrin 3. sürücüsüz metrosu M8 Bostancı – Parseller hattı 6 Ocak 2023’te açılmıştır.

İstanbul Havalimanı’nı bağlayan, şu an şehrin 34 kilometre ile en uzun metrosu M11 İstanbul Havalimanı – Gayrettepe hattı ise 22 Ocak 2023’te hizmete girmiştir. Aynı zamanda bu hat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın tek başına açtığı ilk metro hattıdır.

Kardeş şehirler

 

İstanbul’un dört kıtadan 69 kardeş veya iş birliği protokolü anlaşması olan şehri vardır. Bu sayı 1993 yılından beri yaklaşık iki kat artmıştır.

Avrupa
  • Yunanistan Atina, Yunanistan
  • İspanya Barselona, İspanya
  • Sırbistan Belgrad, Sırbistan
  • Almanya Berlin, Almanya
  • Macaristan Budapeşte, Macaristan
  • Belçika Brüksel, Belçika
  • Azerbaycan Bakü, Azerbaycan
  • Azerbaycan Lenkeran, Azerbaycan
  • Romanya Bükreş, Romanya
  • Arnavutluk Dıraç, Arnavutluk
  • Bulgaristan Filibe, Bulgaristan
  • İtalya Floransa, İtalya
  • Almanya Frankfurt, Almanya
  • Rusya Grozni, Rusya
  • Rusya Kazan, Rusya
  • Gagavuzya Komrat, Gagavuzya
  • Belçika Kortrijk, Belçika
  • Almanya Köln, Almanya
  • Romanya Köstence, Romanya
  • İngiltere Londra, İngiltere
  • Rusya Mahaçkale, Rusya
  • İtalya Milano, İtalya
  • Rusya Moskova, Rusya
  • İtalya Napoli, İtalya
  • Rusya St. Petersburg, Rusya
  • Ukrayna Odessa, Ukrayna
  • Fransa Paris, Fransa
  • Macaristan Pécs, Macaristan
  • Çekya Prag, Çekya
  • Bosna-Hersek Saraybosna, Bosna-Hersek
  • İsveç Stokholm, İsveç
  • Fransa Strazburg, Fransa
  • Gürcistan Tiflis, Gürcistan
  • Kuzey Makedonya Üsküp, Kuzey Makedonya
  • İtalya Venedik, İtalya
  • Polonya Varşova, Polonya
  • Avusturya Viyana, Avusturya
  • Norveç Oslo, Norveç
  • Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Lefkoşa, KKTC
Asya
  • Kazakistan Almatı, Kazakistan
  • Kazakistan Astana, Kazakistan
  • Türkmenistan Aşkabat, Türkmenistan
  • Kırgızistan Bişkek , Kırgızistan
  • Özbekistan Taşkent, Özbekistan
  • Tayland Bangkok, Tayland
  • Güney Kore Busan, Güney Kore
  • Çin Hangzhou, Çin
  • Vietnam Ho Şi Min, Vietnam
  • Irak Kerkük, Irak
  • Japonya Kyoto, Japonya
  • Türkmenistan Merv, Türkmenistan
  • Kırgızistan Oş, Kırgızistan
  • Moğolistan Ulan Batur, Moğolistan
  • Özbekistan Semerkand, Özbekistan
  • Güney Kore Seul, Güney Kore
  • Çin Şanghay, Çin
  • Japonya Şimonoseki, Japonya
  • İran Tebriz, İran
  • Çin Xi’an, Çin
  • Çin Guangzhou, Çi

 

İstanbul’un ilçeleri

İstanbul ilinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, 6 Mart 2008 tarihinde kabul edilen ve 22 Mart 2008 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan 5747 sayılı yasa uyarınca 39 ilçesi vardır. Bunlardan 25’i Avrupa Yakası’nda; 14’ü ise Anadolu Yakası’nda bulunur.[3] Avrupa Yakası’nda yer alan ilçeler için telefon alan kodu 212, Anadolu Yakası’nda yer alan ilçeler içinse 216‘dır.

İlk belediye benzeri teşkilâtın 1855 yılında Şehremaneti adıyla kurulduğu İstanbul’da, Cumhuriyet sonrası belediye hizmetleri uzun süre Valilik tarafından verildi. 3 Nisan 1930’da çıkarılan 1580 sayılı belediyeler yasasıyla İstanbul, 10’u il belediyesi sınırlarına dâhil olan toplam 16 şubeye bölündü. Aynı yasayla şehremaneti ve şehremini gibi terimler de kullanımdan kalktı.

1950’li yıllara kadar aynı şekilde yönetilen İstanbul’da ilk olarak 1954 yılında Şişli, 1957 yılında ise Zeytinburnu’nun ilçe olmasıyla idarî sınırlarda ilk değişiklikler yaşandı. Giderek genişleyen şehir sınırları ve artan nüfuslar nedeniyle bunu izleyen yıllarda yeni değişiklikler görüldü. 1963 yılında Gaziosmanpaşa; 1987 yılında Büyükçekmece, Kâğıthane, Pendik ve Ümraniye; 1989 yılında Küçükçekmece; 1990 yılında Bayrampaşa; 1992 yılında Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Güngören, Maltepe Tuzla, Sultanbeyli; 1993 yılında ise Esenler bağlı bulundukları ilçelerden koparılarak bağımsız ilçeler hâline getirildiler.

Son olarak 2008 yılında Arnavutköy, Ataşehir, Başakşehir, Beylikdüzü, Çekmeköy, Esenyurt, Sancaktepe ve Sultangazi’nin de ilçe statüsüne kavuşmasıyla birlikte İstanbul iline bağlı 39 ilçe, 963 mahalle bulunmaktadır. Tüm ilçeler, 22 Temmuz 2004 tarihinde Resmî Gazete’de yayınlanan yasayla İstanbul Büyükşehir Belediyesi hizmet alanı içine dâhil edilmiştir. Yapılan düzenlemeyle il sınırları içindeki tüm belde belediyeleri de feshedildi.

İstanbul iline bağlı ilçeler

Avrupa Yakası

Haritadaki yeri Adı Bilgi
Arnavutköy İstanbul’da 2008 yılında yapılan düzenlemeyle 6 ayrı ilk kademe belediyesi birleştirilerek kurulmuştur. İstanbul’un yüzölçümü bakımından 4. büyük ilçesidir. Kuzeyde Karadeniz’e kıyısı vardır. Komşuları batıda Çatalca, doğuda Eyüpsultan, güneydoğuda Başakşehir, güneyde Esenyurt ve güneybatıda Büyükçekmece’dir.
Avcılar 1992 yılında Küçükçekmece’den ayrılarak ilçe hâline getirildi. TEM ve D100 karayollarının içinden geçtiği ilçede köy yerleşimi bulunmamaktadır. Doğusunda Küçükçekmece Gölü; güneyinde Marmara Denizi; batısında Beylikdüzü ve Esenyurt; kuzeyinde ise Başakşehir ile komşudur. Özellikle Küçükçekmece Gölü kıyılarında ve kuzey kesimlerde geniş boş düzlükler vardır.
Bağcılar 1992 yılında Bakırköy’den ayrılarak ilçe yapılan yerlerden biridir. 70’li yıllara değin yalnızca birkaç köye ev sahipliği yapan Bağcılar bu dönemden sonra iç göç patlamasıyla düzensiz büyüdü. Bugün en önemli karayollarının içinden geçtiği Bağcılar, İstanbul’un en kalabalık üçüncü ilçesidir. Güneyinde Bahçelievler; kuzeyinde askerî bölge ve Başakşehir; doğusunda Esenler ve Güngören, batısında Küçükçekmece ile komşudur.
Bahçelievler 1992 yılında bağlı bulunduğu Bakırköy’den ayrılarak ilçe yapılan Bahçelievler D-100 karayoluna ve havalimanına yakınlığı nedeniyle hızla gelişmiştir. Denize kıyısı olmayan ilçenin güneyinde Bakırköy; kuzeyinde Bağcılar; doğusunda Güngören ve batısında Küçükçekmece ilçeleri yer alır.
Bakırköy İstanbul’un en köklü ilçelerinden biri olan Bakırköy, 1992 yılındaki düzenlemelere değin İstanbul’un en büyük ilçelerindendi. Günümüzdeki biçimini 1992’de alan ilçenin güneyinde Marmara Denizi; kuzeyinde Küçükçekmece, Bahçelievler, Güngören; batısında Küçükçekmece Gölü; doğusunda ise Zeytinburnu yer alır.
Başakşehir İstanbul’daki en yeni yerleşim bölgelerinden olan Başakşehir’de toplu konut uygulamaları yoğunluk gösteriyordu. Bölgenin giderek artan nüfusu göz önüne alınarak 2008 yılında çevre ilçelerden alınan bazı mahallelerle Başakşehir ilçesi oluşturuldu. İlçenin kuzeyinde Arnavutköy; kuzeydoğusunda Eyüpsultan; doğusunda Sultangazi ve Esenler; güneyinde Bağcılar, Küçükçekmece ve Avcılar; batısında ise Esenyurt ilçesi vardır.
Bayrampaşa 1990 yılında Eyüpsultan’dan ayrılarak ilçe hâline getirildi. Tarihî yarımadaya yakınlığı nedeniyle hızla büyüyen Bayrampaşa Topkapı’dan kaldırılan İstanbul Otogarı’nın da yeni adresi oldu. Batısında Esenler; güneyinde Zeytinburnu; doğusunda Eyüpsultan ve kuzeyinde Gaziosmanpaşa ile komşudur.
Beşiktaş İstanbul’un en seçkin semtlerinden olan Beşiktaş 1930 yılında Beyoğlu’ndan ayrılarak ilçe yapıldı. Pek çok Osmanlı yapısına ev sahipliği yapan ilçe İstanbul’un ulaşım, eğitim ve ticaret alanında en işlek noktalarındandır. Doğusunda ve güneyinde İstanbul Boğazı; batısında Şişli ve Kâğıthane; kuzeybatısında Şişli (Ayazağa); kuzeyinde ise Sarıyer ile komşudur.
Beylikdüzü 2008 yılındaki düzenlemelerle ilçe hâline getirilen Beylikdüzü büyük ölçüde Büyükçekmece ilçesine bağlı belde belediyelerinin derlenmesiyle oluşturuldu. Bu nedenle birbirinden kopuk bir yapılanmanın göze çarptığı ilçenin güneyinde ve batısında Marmara Denizi; kuzeybatısında Büyükçekmece; kuzeyinde Esenyurt; doğusunda ise Avcılar ilçesi bulunur.
Beyoğlu İstanbul’un en köklü ilçelerinden olan Beyoğlu Eski İstanbul’da Suriçi’nin ardından ikinci bir şehir merkezi durumundaydı. O dönemde gayrimüslim nüfusun yoğun yaşadığı Beyoğlu, kentte kültür ve sanatın merkeziydi. Bugün de İstanbul’un en işlek merkezlerine ev sahipliği yapan Beyoğlu ilçesinin doğusunda İstanbul Boğazı; güneyinde ve batısında Haliç (Eyüpsultan); kuzeyinde Şişli ve Kâğıthane; kuzeydoğusunda ise Beşiktaş ilçesi vardır.
Büyükçekmece Büyükçekmece Gölü’nün Marmara Denizi’yle birleştiği bölgede gelişen Büyükçekmece, 1987 yılında Çatalca’dan ayrılarak ilçe hâline getirildi. Kuzeye gittikçe yerleşim seyrekleşir ve geniş boş düzlükler başlar. İlçenin merkezinde Büyükçekmece Gölü; güneyinde Marmara Denizi; batısında Silivri; kuzeybatısında ve kuzeyinde Çatalca; kuzeyinde Arnavutköy; doğusunda Beylikdüzü ve Esenyurt vardır.
Çatalca İstanbul’un yüzölçümü olarak en büyük ilçesi olan Çatalca Osmanlı döneminde de ayrı bir kazaydı. Nüfus olarak Adalar ve Şile’den sonra İstanbul’un en seyrek nüfuslu ilçelerinden biridir. Batısında Tekirdağ ili ve Silivri; kuzeyinde Karadeniz; güneyinde Büyükçekmece ve doğusunda Arnavutköy’le komşudur.
Esenler Cumhuriyet dönemine değin büyük Rum köylerine ev sahipliği yapan Esenler önceleri Bakırköy’e bağlıyken Güngören ilçe yapılınca buraya katıldı. Daha sonra 1993 yılında ayrı bir ilçe hâline getirilen Esenler’in batısında Bağcılar; güneyinde Güngören; doğusunda Bayrampaşa; güneydoğusunda Zeytinburnu; kuzeydoğusunda Gaziosmanpaşa ve Sultangazi; kuzeyinde ise Başakşehir ilçesi bulunur.
Esenyurt Kıraç, Yakuplu, Avcılar ve Bahçeşehir’e bağlı mahallelerin derlenmesiyle 2008 yılında ilçe hâline getirilen Esenyurt önemli karayollarının birleştiği bir noktada yer alır. Batısında Büyükçekmece; doğusunda Avcılar; güneyinde Beylikdüzü; kuzeyinde Başakşehir ve Arnavutköy ile komşudur. İstanbul’un en kalabalık ilçesidir.
Eyüpsultan 1936 yılında Fatih ve Beyoğlu ilçelerine bağlı bölgelerin birleştirilmesiyle kurulan Eyüpsultan ilçesi İstanbul’un önemli tarihî merkezlerinden biridir. Karadeniz kıyılarına kadar uzansa da Eyüpsultan’da nüfus Haliç çevresinde yoğunlaşmıştır. O-2 yolunun kuzeyinde yerleşim hemen hemen kesilir. İlçenin güneyinde Beyoğlu, Haliç, Gaziosmanpaşa, Bayrampaşa ve Kâğıthane; doğusunda Sarıyer (Ayazağa dahil); batısında Arnavutköy, Sultangazi ve Başakşehir; kuzeyinde Karadeniz vardır.
Fatih Cumhuriyetin ilk yıllarında Suriçi’nde yalnızca İstanbul merkez ilçesi varken, daha sonra görev alanı Fatih ve Eminönü olmak üzere ikiye bölündü. 2008 yılında Eminönü ilçesi feshedilerek Fatih’e katıldı ve tarihî yarımadada yine tek bir ilçe oluşturuldu. İstanbul’un tarihî merkezi olan Fatih ilçesi turizm ve ekonominin en canlı olduğu noktalardandır. Kuzeyinde Haliç; güneyinde Marmara Denizi, doğusunda İstanbul Boğazı; batısında Zeytinburnu ve Eyüpsultan ilçeleriyle komşudur.
Gaziosmanpaşa Gaziosmanpaşa ilçesi 1963 yılında Eyüpsultan ve Çatalca ilçelerinden alınan bölgelerin birleştirilmesiyle oluşturuldu. 2008 yılına değin İstanbul’un nüfus bakımından en büyük ilçesi olan Gaziosmanpaşa bu tarihte bölündü ve iki yeni ilçe ortaya çıktı. Böylece en küçük ilçelerden biri olan Gaziosmanpaşa’nın komşuları doğuda Eyüpsultan; kuzeyde Sultangazi; batıda Esenler ve Bayrampaşa; güneyde Zeytinburnu’dur.
Güngören 1992 yılında Bakırköy’den ayrılarak kurulan Güngören, İstanbul’un en küçük yüzölçümlü ilçesidir. Önceleri yalnızca birkaç köyden ibaret olan Güngören bölgesi önceleri Balkanlardan aldığı göçle, daha sonra iç göçlerle giderek büyüdü. İlçenin batısında Bahçelievler ve Bağcılar; doğusunda Esenler ve Zeytinburnu; güneyinde Bakırköy ilçesi yer alır.
Kâğıthane 1987 yılında Şişli’den ayrılarak ayrı ilçe yapılan Kâğıthane O-1 ve O-2 yolları arasında kuruludur. Engebeli bir arazi üstüne yayılan ilçe son yıllarda iç göçle büyük nüfus artışı yaşamıştır. Batısında Eyüpsultan; güneyinde Beyoğlu ve Şişli; kuzeyinde Sarıyer; doğusunda Şişli ve Beşiktaş ilçeleriyle komşudur.
Küçükçekmece D100 ve TEM otoyolları arasında kalan Küçükçekmece adını kıyılarında kurulduğu lagün gölünden almıştır. 1989 yılında Bakırköy’den ayrılarak ayrı ilçe durumuna getirilmiştir. Batısında Küçükçekmece Gölü ve Avcılar; güneyinde Marmara Denizi ve Bakırköy; doğusunda Bahçelievler ve Bağcılar; kuzeyinde Başakşehir ilçesi vardır.
Sarıyer Sarıyer, Avrupa Yakası’nda Boğaziçi’nin en kuzeydeki ilçesidir. Yerleşimin kıyı şeridi boyunca yoğunlaştığı Sarıyer, İstanbul’un en tarihî semtlerine ev sahipliği yapar. Doğusunda ve kuzeyinde köy yerleşimleri bulunur. 2. Boğaz köprüsünün ilçeden geçmesiyle, ilçenin büyümesi ivme kazanmıştır. Kuzeyinde Karadeniz; doğusunda İstanbul Boğazı; batısında Eyüpsultan; güneybatısında Kâğıthane; güneyinde Beşiktaş ilçeleriyle komşudur.
Silivri Yüzölçümü olarak İstanbul’un en büyük ikinci ilçesi olan Silivri, Çatalca’yla birlikte İstanbul’un en batısında yer alan iki ilçeden biridir. İlçe merkezi deniz kıyısında yer alır. Bununla birlikte çok sayıda köy yerleşimi de vardır. Batısında Tekirdağ ili; güneyinde Marmara Denizi; kuzeyinde ve batısında Çatalca; güneydoğusunda Büyükçekmece yer alır.
Sultangazi Sultangazi, İstanbul’un Avrupa Yakası’nda yer alır. 1970’lerin ortasına kadar birkaç binadan ibaret bir köy olan ve iki mahalle dışında Gaziosmanpaşa ilçesine bağlı bulunan ilçe, daha sonra Bulgaristan’dan ve doğu illerinden gelen nüfus ile hızla büyüdü. 2008 yılında belediye tüzel kişiliğine kavuşan ilçe, Gaziosmanpaşa’ya bağlı 14, Eyüpsultan ve Esenler’e bağlı birer mahallenin katılımıyla kuruldu. İlçe, kuzey ve doğuda Eyüpsultan’a; O2 yolunun sınırı belirlediği güney ve güneydoğuda Gaziosmanpaşa’ya; batıda Başakşehir’e ve güneybatıda Esenler’e komşudur.
Şişli 1954 yılında bağlı bulunduğu Beyoğlu’ndan ayrılarak ilçe yapılan Şişli, 1987 yılına dek Kâğıthane’yi de kapsıyordu. İlçe, Kâğıthane’nin ayrılmasıyla ikiye bölündü ve iki parça arasında bağlantı kalmadı. 2012 senesinde kuzey kısmının Sarıyer ilçesine bağlanması kararlaştırıldı ve 2014’te de resmen Sarıyer’e bağlandı. İlçenin komşuları kuzeyde ve batıda Kâğıthane; doğuda Beşiktaş; güneyde Beyoğlu’dur.
Zeytinburnu Tarihî yarımadaya yakınlığından ötürü 1940’lı yıllardan başlayarak hızla büyüyen Zeytinburnu, 1957 yılında bağlı bulunduğu Fatih’ten ayrılarak ilçe yapıldı. Küçük yüzölçümlü; ancak yoğun nüfuslu olan ilçe son yıllarda İstanbul’un en önemli ulaşım merkezlerinden biri hâline geldi. Doğuda Fatih’le; kuzeydoğuda Eyüpsultan’la, kuzeyde Bayrampaşa’yla, kuzeybatıda Esenler’le batıda Güngören ve Bakırköy’le, güneyde Marmara Denizi’yle komşudur.

Anadolu Yakası

Haritadaki yeri Adı Bilgi
Adalar İstanbul ilinin güneyinde yer alan takımadadan oluşur. Takımadada 4’ü meskûn, toplam 9 ada vardır. Nüfus bakımından İstanbul’un en küçük ilçesidir. İldeki en eski ilçelerden olup adaya bağlı köy ya da belde yoktur. Marmara Denizi’yle çevrili olan adalara ulaşım, düzenli vapur seferleriyle sağlanır. Tarih ve doğa turizmi açısından önem taşımaktadır.
Ataşehir 2008 yılındaki düzenlemeyle ilçe statüsüne kavuşmuştur. Üsküdar’a bağlı 3, Kadıköy’e bağlı 7, Ümraniye’ye bağlı 3, Samandıra’ya bağlı 1 mahallenin birleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Güneybatıda Kadıköy, batıda Üsküdar, kuzeyde Ümraniye, güneyde Maltepe ve doğuda Sancaktepe ilçeleriyle komşudur.
Beykoz 1930’a değin Üsküdar’a bağlı olan Beykoz bu tarihte ayrı ilçe yapıldı. İç göç ile hızla büyüyen Beykoz’da bugün yerleşimin genelde Boğaz kıyılarında yoğunlaştığı görülmektedir. İç kesimlerde çok sayıda köye de ev sahipliği yapan Beykoz’un kuzeyinde Karadeniz; doğusunda Şile; güneyinde Çekmeköy, Ümraniye ve Üsküdar; batısında ise İstanbul Boğazı yer alır.
Çekmeköy Ömerli, Alemdağ ve Taşdelen beldelerinin bir araya getirilmesiyle 2008 yılında oluşturulan Çekmeköy ilçesinin doğusunda Şile ve Ömerli Baraj Gölü; kuzeyinde Beykoz; batısında Ümraniye; güneyinde Sancaktepe ilçesi yer alır. İlçe topraklarının büyük bölümünü engebeli topraklar oluşturur.
Kadıköy İstanbul’da Anadolu Yakası’nın en eski yerleşim birimlerinden olan Kadıköy bugün de yakanın en işlek noktası durumundadır. Pek çok nezih semte ev sahipliği yapan Kadıköy’de Osmanlı döneminden kalma yapılara rastlanır. İlçenin batısında ve güneyinde Marmara Denizi; kuzeyinde Üsküdar; doğusunda Ataşehir; güneydoğusunda Maltepe ilçeleri yer alır.
Kartal Kartal, 1928 yılında bağlı bulunduğu Üsküdar’dan ayrılarak ilçe hâline getirildi. 1987’de Pendik’in, 1992’de Sultanbeyli ve Maltepe’nin, 2008’de Ataşehir ve Sancaktepe’nin ilçe yapılmasıyla son biçimini aldı. İlçenin güneyinde Marmara Denizi ve açıkta Adalar; doğusunda Pendik; batısında Maltepe; kuzeyinde Sancaktepe ve Sultanbeyli ilçeleri bulunur.
Maltepe Maltepe, 1992 yılında Kartal’dan ayrılarak ilçe yapıldı. Kadıköy’e yakınlığı ile hızla gelişme olanağı bulan ilçenin kuzey kesimlerinde boş araziler görülür. 2008 yılında Sancaktepe’nin ilçe yapılmasıyla bir miktar toprak ve nüfus düşüşü yaşamıştır. İlçe, batıda ve güneybatıda Marmara Denizi ve açıklarda Adalar; doğuda ve güneydoğuda Kartal; kuzeydoğuda Sancaktepe; kuzeyde Ataşehir ve kuzeybatıda Kadıköy ile komşudur.
Pendik Pendik 1987 yılında Kartal’dan ayrılarak ilçe hâline getirildi. Yerleşimin genel olarak O-4 otoyolunun güneyinde yoğunlaştığı ilçenin kuzeyinde köy yerleşimleri görülür. İlçe; doğuda Tuzla; güneyde Marmara Denizi; batıda Kartal ve Sultanbeyli; kuzeybatıda Sancaktepe; kuzeyde Ömerli Baraj Gölü ve Şile; kuzeydoğuda Kocaeli iliyle komşudur.
Sancaktepe 2008 yılında, bölgedeki belde belediyelerinin birleştirilmesi ve çevre ilçelerden mahalle eklenmesiyle kurulan Sancaktepe ilçesi İstanbul’un Anadolu Yakası’ndadır. Kuzeyinde Çekmeköy; batısında Ümraniye; Ataşehir ve Maltepe; güneyinde Kartal; güneydoğusunda Sultanbeyli; doğusunda Ömerli Baraj Gölü ve Pendik ilçeleriyle komşudur.
Sultanbeyli İstanbul’da Anadolu Yakası’nda yer alan Sultanbeyli, 90’lı yıllara değin küçük bir yerleşim birimi iken iç göç patlamasıyla düzensiz büyüdü. Hızla artan nüfus nedeniyle 1992 yılında bağlı bulunduğu Kartal’dan ayrılarak ayrı ilçe yapıldı. Bir bölümü devlet ormanlarıyla kaplı olan ilçenin komşuları doğuda ve güneyde Pendik; batıda ve kuzeyde Sancaktepe; güneybatıda ise Kartal’dır.
Şile Karadeniz kıyısında kurulu olan Şile, yüzölçümü bakımından Anadolu Yakası’ndaki en büyük ilçedir fakat nüfus olarak il genelinde Adalar’dan sonra en düşük nüfuslu ikinci ilçedir. Çok sayıda köyü bulunan ilçede İstanbul’un önemli su havzalarından Darlık ve Ömerli barajları da yer alır. Kuzeyinde Karadeniz; batısında Beykoz ve Çekmeköy; güneybatısında Ömerli Barajı ve Pendik; güneyinde ve doğusunda Kocaeli ili vardır.
Tuzla İstanbul’un Anadolu Yakası’ndaki en uç ilçelerinden olan Tuzla, Marmara Denizi kıyısında yer alır. İlçede yerleşim de kıyı bölgelerde yoğunlaşmıştır. 1992 yılında Pendik’ten ayrılarak ilçe yapılan Tuzla’nın batısında ve kuzeyinde Pendik; güneyinde Marmara Denizi; doğusunda banliyö olarak bitişik durumda olduğu Kocaeli ilinin Çayırova ve Darıca ilçeleri vardır.
Ümraniye 1960’lardan sonra nüfus patlaması yaşayan Ümraniye’de ilk belediye teşkilâtı 1963’te kuruldu ancak 1980’deki askerî müdahalede bu belediye feshedilerek Üsküdar’a bağlandı. Daha sonra 1987’de bu kez ilçe olarak Üsküdar’dan ayrıldı. Ataşehir, Sancaktepe ve Çekmeköy’ün 2008’de ilçe yapılmasıyla küçüldü. Ümraniye’nin komşuları batıda Üsküdar; güneyde Ataşehir; doğuda Sancaktepe ve Çekmeköy; kuzeyde Beykoz’dur.
Üsküdar İstanbul’un en köklü yerleşim bölgelerinden olan Üsküdar cumhuriyetin ilk yıllarında Anadolu Yakası’nın tümünü kapsayan ayrı bir ildi. 1926’da İstanbul’un bir ilçesi hâline getirildi. Üsküdar bugün 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün geçiş güzergâhı üzerindedir. Batıda ve kuzeyde İstanbul Boğazı’yla; güneyde Kadıköy’le; güneydoğuda Ataşehir’le; doğuda Ümraniye’yle ve kuzeydoğuda Beykoz’la komşudur.

 

Nüfus

Güncel nüfus verisi (2023)

(TÜİK 6 Şubat 2024 verileri)

İstanbul İl Nüfusu: 15.655.924 (2023 sonu). İlin yüzölçümü 5461 km2‘dir. İlde  km2‘ye 2867 kişi düşmektedir. (Yoğunluğun en fazla olduğu ilçe: 40319 kişi ile Gaziosmanpaşa’dır.)

İlde yıllık nüfus, %1,60 oranında azalmıştır. Nüfus artış oranı en yüksek ve en düşük ilçeler: Şile (%11,04)- Güngören (-% 4,61)

06 Şubat 2024 TÜİK verilerine göre 39 İlçe ve belediye, bu belediyelerde toplam 964 mahalle bulunmaktadır.

2023 yılı sonunda İstanbul ili ve ilçelerinin yerleşim yeri ve nüfusla ilgili sayısal bilgileri
İlçe Nüfus 2022 Nüfus 2023 Fark Nüfus Artışı % Mah.Say. Alanı  km2 Yoğunluk
Adalar 16.690 16.325 -365 -2,21 5 11 1.484
Arnavutköy 326.452 336.062 9.610 2,90 38 453 742
Ataşehir 423.127 416.529 -6.598 -1,57 17 25 16.661
Avcılar 452.132 437.221 -14.911 -3,35 10 50 8.744
Bağcılar 740.069 719.071 -20.998 -2,88 22 23 31.264
Bahçelievler 594.350 567.848 -26.502 -4,56 11 17 33.403
Bakırköy 226.685 220.476 -6.209 -2,78 15 29 7.603
Başakşehir 514.900 509.915 -4.985 -0,97 11 107 4.766
Bayrampaşa 275.314 268.850 -6.464 -2,38 11 9 29.872
Beşiktaş 175.190 169.022 -6.168 -3,58 23 18 9.390
Beykoz 247.875 245.647 -2.228 -0,90 45 310 792
Beylikdüzü 412.835 409.347 -3.488 -0,85 11 39 10.496
Beyoğlu 225.920 218.589 -7.331 -3,30 45 9 24.288
Büyükçekmece 277.181 276.572 -609 -0,22 24 173 1.599
Çatalca 77.468 80.007 2.539 3,23 39 1142 70
Çekmeköy 296.066 299.806 3.740 1,26 21 152 1.972
Esenler 445.421 427.901 -17.520 -4,01 17 19 22.521
Esenyurt 983.571 978.007 -5.564 -0,57 43 43 22.744
Eyüpsultan 422.913 420.194 -2.719 -0,65 28 228 1.843
Fatih 368.227 356.025 -12.202 -3,37 56 15 23.735
Gaziosmanpaşa 495.998 483.830 -12.168 -2,48 16 12 40.319
Güngören 282.692 269.944 -12.748 -4,61 11 7 38.563
Kadıköy 483.064 467.919 -15.145 -3,19 21 25 18.717
Kağıthane 455.943 445.672 -10.271 -2,28 19 15 29.711
Kartal 483.418 475.042 -8.376 -1,75 20 38 12.501
Küçükçekmece 808.957 792.030 -16.927 -2,12 21 44 18.001
Maltepe 528.544 523.137 -5.407 -1,03 18 53 9.871
Pendik 750.435 743.774 -6.661 -0,89 36 190 3.915
Sancaktepe 489.848 492.804 2.956 0,60 19 63 7.822
Sarıyer 350.454 344.250 -6.204 -1,79 38 177 1.945
Silivri 217.163 221.723 4.560 2,08 35 858 258
Sultanbeyli 358.201 360.702 2.501 0,70 15 29 12.438
Sultangazi 542.531 532.802 -9.729 -1,81 15 37 14.400
Şile 43.464 48.537 5.073 11,04 62 800 61
Şişli 276.528 264.736 -11.792 -4,36 25 10 26.474
Tuzla 288.878 293.604 4.726 1,62 17 138 2.128
Ümraniye 732.379 723.760 -8.619 -1,18 38 46 15.734
Üsküdar 524.452 517.348 -7.104 -1,36 33 35 14.781
Zeytinburnu 292.616 280.896 -11.720 -4,09 13 12 23.408
İstanbul 15.907.951 15.655.924 -252.027 -1,60 964 5.461 2.867

Yıllara göre ilçe nüfusları

  Anadolu Yakası
  Avrupa Yakası
İlçe 1927 1935 1940 1945 1950 1955 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 2000 2007[42] 2008[43] 2009[44] 2010[45] 2011[46] 2012[47] 2013[48] 2014[49] 2015[50] 2016[50] 2017[50] 2018[50] 2019[50] 2020[50]
İl merkezi 245.982 veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok
Adalar 12.310 16.814 13.325 14.053 15.405 16.564 19.834 15.219 17.600 13.171 18.232 14.785 19.413 17.760 10.460 14.072 14.341 14.221 13.883 14.552 16.166 16.052 15.623 14.478 14.907 16.119 15.238 16.033
Arnavutköy veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 163.510 175.871 188.011 198.230 206.299 215.531 225.670 236.222 247.507 261.655 270.549 282.488 296.709
Ataşehir veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 351.046 361.615 375.208 387.502 395.758 405.974 408.986 419.368 422.513 423.372 416.318 425.094 422.594
Avcılar veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 233.749 323.596 333.944 348.635 364.682 383.736 395.274 407.240 417.852 425.228 430.770 435.682 435.625 448.882 436.897
Bağcılar veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 556.519 719.267 720.819 724.268 738.809 746.650 749.024 752.250 754.623 757.162 751.510 748.483 734.369 745.125 737.206
Bahçelievler veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 478.623 571.711 571.683 576.799 590.063 600.900 600.162 602.931 599.027 602.040 598.097 598.454 594.053 611.059 592.371
Bakırköy 23.732 28.377 33.532 40.595 42.596 107.287 102.617 168.694 341.743 568.799 882.505 1.238.342 1.328.276 208.398 214.821 214.810 218.352 219.145 220.663 221.336 220.974 221.594 223.248 222.437 222.370 222.668 229.239 226.229
Başakşehir veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 207.542 226.387 248.467 284.488 316.176 333.047 342.422 353.311 369.810 396.729 427.835 460.259 469.924
Bayrampaşa veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 212.570 246.006 272.196 268.276 269.425 269.481 269.709 269.774 269.677 269.809 272.374 273.148 274.197 271.073 274.735 269.950
Beşiktaş veri yok 55.007 59.422 63.611 73.432 84.698 93.647 107.442 136.105 174.931 188.117 204.911 192.210 190.813 191.513 185.373 185.054 184.390 187.053 186.067 186.570 188.793 190.033 189.356 185.447 181.074 182.649 176.513
Beykoz veri yok 21.308 41.492 32.813 37.152 48.832 58.317 67.758 76.385 92.767 114.812 136.063 163.786 210.832 241.833 243.454 244.137 246.136 247.284 246.352 248.056 248.071 249.727 250.410 251.087 246.700 248.260 246.110
Beylikdüzü veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 185.633 193.972 204.873 218.120 229.115 244.760 262.473 279.999 297.420 314.670 331.525 352.412 365.572
Beyoğlu 302.887 235.051 247.252 257.091 279.238 208.158 216.425 218.985 225.850 230.532 223.360 245.999 229.000 231.900 247.256 245.064 244.516 248.084 248.206 246.152 245.219 241.520 242.250 238.762 236.606 230.526 233.323 226.396
Büyükçekmece veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 142.910 384.089 688.774 163.140 171.222 182.017 192.843 201.077 211.000 223.324 231.064 237.185 243.474 247.736 254.103 257.362
Çatalca 50.585 42.218 71.393 88.894 48.346 63.334 60.944 62.005 69.523 71.459 89.057 117.380 64.241 81.589 89.158 62.339 63.277 62.001 63.379 63.467 65.811 67.843 67.329 68.935 69.057 72.966 73.718 74.975
Çekmeköy veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 147.352 154.103 168.438 183.013 193.182 207.476 220.656 231.818 239.611 248.859 251.937 264.508 273.658
Esenler veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 380.709 517.235 464.557 459.980 461.072 461.382 458.694 461.621 458.857 459.983 457.231 454.569 444.561 450.344 446.276
Esenyurt veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 373.017 403.895 446.777 500.027 553.369 624.733 686.968 742.810 795.010 846.492 891.120 954.579 957.398
Eyüpsultan veri yok veri yok 34.934 43.009 44.938 90.996 180.011 168.417 238.831 297.218 331.507 377.187 211.986 255.912 325.532 323.038 331.548 338.329 345.790 356.512 361.531 367.824 375.409 377.650 381.114 383.909 400.513 405.845
Fatih veri yok 172.902 160.589 181.025 226.853 286.733 300.594 344.602 417.662 504.127 474.578 497.459 462.464 403.508 422.941 443.955 433.796 431.147 429.351 428.857 425.875 419.266 419.345 417.285 433.873 436.539 443.090 396.594
Gaziosmanpaşa veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 89.538 125.667 160.949 219.026 289.841 393.667 752.389 1.013.048 460.675 461.230 474.259 482.553 488.258 495.006 498.120 501.546 499.766 497.959 487.046 491.962 487.778
Güngören veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 272.950 318.545 314.271 311.672 309.624 309.135 307.573 306.854 303.371 302.066 298.509 296.967 289.331 289.441 280.299
Kadıköy veri yok 57.542 57.901 66.680 77.993 102.926 131.328 166.425 241.593 362.578 468.217 577.863 648.282 663.299 744.670 533.452 529.191 532.835 531.997 521.005 506.293 482.571 465.954 452.302 451.453 458.638 482.713 481.983
Kâğıthane veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 269.042 345.239 418.229 415.130 413.797 416.515 419.865 421.356 428.755 432.230 437.942 439.685 442.694 437.026 448.025 442.415
Kartal veri yok 17.379 17.951 21.395 26.150 41.351 68.462 97.803 168.822 287.105 413.839 572.546 611.532 407.865 541.209 426.748 426.680 432.199 440.887 443.293 447.110 450.498 457.552 459.298 463.433 461.155 470.676 474.514
Küçükçekmece veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 479.419 594.524 785.392 669.081 674.795 695.988 711.112 721.911 740.090 748.398 761.064 766.609 770.393 770.317 792.821 789.633
Maltepe veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 355.384 415.117 417.605 427.041 438.257 452.099 460.955 471.059 476.806 487.337 490.151 497.586 497.034 513.316 515.021
Pendik veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 295.651 389.657 520.486 541.619 562.122 585.196 609.535 625.797 646.375 663.569 681.736 691.681 698.260 693.599 711.894 726.481
Sancaktepe veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 229.093 241.233 256.442 267.537 278.998 304.406 329.788 354.882 377.047 402.391 414.143 436.733 456.861
Sarıyer veri yok 24.266 32.512 29.984 32.114 40.012 48.990 52.445 67.902 85.262 117.659 147.503 171.872 242.543 276.407 277.372 278.527 280.802 287.309 289.959 335.598 337.681 344.159 342.753 344.876 342.503 347.214 335.298
Silivri veri yok 22.790 24.583 26.426 28.328 28.588 33.231 35.380 37.443 40.106 53.032 55.625 77.599 108.155 125.364 124.601 134.660 138.797 144.781 150.183 155.923 161.165 165.084 170.523 180.524 187.621 193.680 200.215
Sultanbeyli veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 175.700 272.758 282.026 286.622 291.063 298.143 302.388 309.347 315.022 321.730 324.709 329.985 327.798 336.021 343.318
Sultangazi veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 444.295 452.563 468.274 483.225 492.212 505.190 513.022 521.524 525.090 528.514 523.765 534.565 537.488
Şile 13.525 15.101 18.621 17.688 16.196 16.994 18.175 18.098 19.427 18.648 20.424 19.310 25.372 32.447 25.169 28.571 28.325 28.119 28.847 30.218 31.718 32.823 33.477 34.241 35.131 36.516 37.692 37.904
Şişli veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 125.554 181.402 268.143 365.621 440.572 467.685 526.526 250.478 270.674 314.684 312.666 316.058 317.337 320.763 318.217 274.420 272.380 274.017 272.803 274.196 274.289 279.817 266.793
Tuzla veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 123.225 165.239 170.453 181.658 185.819 197.230 197.657 208.807 221.620 234.372 242.232 252.923 255.468 267.400 273.608
Ümraniye veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 301.257 605.855 897.260 553.935 573.265 603.431 631.603 645.238 660.125 674.131 688.347 694.158 699.901 690.193 710.280 713.803
Üsküdar 145.423 57.071 54.969 63.795 72.425 98.228 111.821 135.056 171.267 254.895 366.186 490.185 395.623 495.118 582.666 524.889 524.379 526.947 532.182 535.916 534.636 534.970 540.617 535.537 533.570 529.145 531.825 520.771
Zeytinburnu veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok 88.341 102.874 117.905 123.548 124.543 147.849 165.679 247.669 288.743 288.058 290.147 292.430 293.228 292.407 292.313 287.223 289.685 287.897 287.378 284.935 293.574 283.657
Eminönü veri yok 100.933 105.683 111.064 123.056 146.896 134.852 137.849 136.997 122.885 93.324 93.383 83.444 55.635 32.557 veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok
Yalova veri yok 16.840 17.078 20.276 22.255 26.671 33.101 37.090 42.689 55.036 75.787 90.228 113.417 veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok veri yok
Toplam 794.444 883.599 991.237 1.078.399 1.166.477 1.533.822 1.882.092 2.293.823 3.019.032 3.904.588 4.741.890 5.842.985 7.309.190 10.018.735 12.573.836 12.697.164 12.915.158 13.255.685 13.624.240 13.854.740 14.160.467 14.377.018 14.657.434 14.804.116 15.029.231 15.067.724 15.519.267 15.462.452

^a Yalova ilçesi, yeni kurulan Yalova iline bağlandığı için 1990 sonrasındaki veriler tabloda yer almamıştır.

Konum

Konum Bilgileri
İlçe Kuruluş Yılı[51] Önceden bağlı olduğu ilçe Alanı km² Rakım mt. Merkeze km* Ulaşan Yollar
Adalar Cumh.önce 11 48
Arnavutköy 2008 Gaziosmanpaşa 453 127 35  -K14, D.020
Ataşehir 2008 Kadıköy 25 79 21 / -K1,  -K11, D.100
Avcılar 1992 Küçükçekmece 50 85 28 D.100-05, / -K164
Bağcılar 1992 Bakırköy 23 34 17 / , / , 
Bahçelievler 1992 Bakırköy 17 28 16 D.100-05, / -K185
Bakırköy Cumh.önce 29 26 16 D.100-05, / -K185
Başakşehir 2008 Küçükçekmece 107 131 23  -K12, / -K18
Bayrampaşa 1990 Eyüpsultan 9 102 9 / -K20, D.100/ -K3
Beşiktaş 1930 Beyoğlu 18 16 6  -K101, / -K61
Beykoz 1928 Üsküdar 310 9 24 / -K8,  -K3
Beylikdüzü 2008 Büyükçekmece 39 125 34 D.100-05
Beyoğlu 1926 9 82 5  -K7
Büyükçekmece 1987 Çatalca 173 2 41 D.100-04, / -K14, D.569-01
Çatalca 1926 1.142 84 70 / -K14, D.569-01, D.020-05
Çekmeköy 2008 Ümraniye 152 152 33 / -K82, D.016,  -K4, D.020-07
Esenler 1993 Bakırköy 19 44 13 / -K19, D.100/ -K3
Esenyurt 2008 Büyükçekmece 43 126 32 / -K15, D.100-05
Eyüpsultan 1936 Fatih 228 8 7 / -K3,  -K1, D.020-06,  -K5
Fatih 1930 Merkez 15 33 7  -K3, D.100-05
Gaziosmanpaşa 1963 Eyüpsultan 12 113 7 / -K2
Güngören 1992 Bakırköy 7 69 13 D.100-05(Cevizlibağ)
Kadıköy 1930 Üsküdar 25 32 19 D.100-06, / -K11
Kağıthane 1987 Şişli 15 16 10  -K8, / -K4, D.020-06
Kartal 1928 Üsküdar 38 6 35 D.100-06, / -K22
Küçükçekmece 1987 Bakırköy 44 72 20 D.100-05, / -K18
Maltepe 1992 Kartal 53 8 26 D.100-06
Pendik 1987 Kartal 190 35 41 D.100-06, / -K34, D.020-07
Sancaktepe 2008 Ümraniye 63 141 30 / -K2, D.020-07,  -K7
Sarıyer 1930 Beyoğlu 177 81 19 / -K6,  -K2
Silivri 1928 Çatalca 858 11 73 / -K111, D.100-04, /D.110-06, D.567-02
Sultanbeyli 1992 Kartal 29 127 33 / -K2-1
Sultangazi 2008 Gaziosmanpaşa 37 158 21 / -K2
Şile Cumh.önce 800 49 76 D.020
Şişli 1954 Beyoğlu 10 111 9  -K8
Tuzla 1992 Pendik 138 9 44 D.100-06, / -K4
Ümraniye 1987 Üsküdar 46 144 18 / -K1, / -K8, D.016-02,  -K17
Üsküdar 1926 35 14 15 D.100-06,  -K12, 34.11
Zeytinburnu 1957 Fatih 12 40 11 D.100-05,  -K1
İSTANBUL Cumh.önce 5.461 25
*İlçelerin merkeze uzaklıkları, kaymakamlık ile valilik arasındaki uzaklıktır.

wikipedia.org

Ayrıca Kontrol Edin

Afyonkarahisar Coğrafyası

Coğrafya   Türkiye’nin 81 ilinden biri olan Afyonkarahisar, Anadolu yarımadasının batıya yakın ortasında ve Ege Bölgesinin iç kesiminde yer …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir